Eğitimci, tasavvufçu, kanaat önderi (D. H. 1322 / m. 1906, Yozgat – Ö. 7 Ocak 2002, Yozgat). Şeyhzade lakabıyla tanınmış olmasına rağmen, kendisi Büyük Şeyh Hacı Ahmed Efendi’nin torunu ve beşinci oğlu Abdullah Arif Efendi’nin büyük oğludur. Küçük yaşta babasını kaybetmiş; çocukluğu, amcaları ve dayılarının himayesinde geçti. İki çocukla dul kalan anneleri Hafize Hanım daha sonraları kayınpederi olacak olan amcazadesi Müderris İ. Ethem Efendi ile evlenerek, onun himayesine girmişti.
Şeyhzade
Ahmed Efendi, küçük yaşta Cevheri Ali Efendi Medresesi’ndeki mahalle mektebinde
tahsil hayatına başladı. Büyük Ali Efendi ve Derviş Efendi Hocalarından feyiz
ve ilk derslerini aldı.
Bir
ara Sultani’de orta okula başladı.
Yozgat’ta Demirli Medrese’de açılan Darü’l-Hilafe Medresesi’nin İptida
Hariç üçüncü sınıfına kadar burada okudu. Bu okulun kapatılmasından sonra
tahsiline devam etmek üzere İstanbul Daru’l-Hilafesi üçüncü sınıf imtihanlarını
verip, bir üst bölüm olan İptida Dahil birinci sınıfına devam etti. Bu sınıfta
iken, okuduğu bu okullar lağvedilmiş, aynı yıllarda açılan İstanbul İmam Hatip
Okulu son sınıfına kabul edilerek, devam etmeye başladı. Bu sırada tutulduğu
bir hastalık dolayısıyla ameliyat olup, uzun süreli istirahat aldığı için,
okuldan tasdiknamesini alarak Yozgat’a döndü.
İstanbul’da
bulunduğu sırada da alim ve fazıl kişilerin peşinde dolaşmış onlardan
yararlanma yolları aramıştır. Fatih Müderrislerinden Gümülcineli Mustafa
Efendi, bir vesile ile buralarda dolaşmamasını, Yozgat’ a gidip Dedik Hasanlı Şakir
Efendi’ye intisap etmesini tavsiye etti. Yozgat’ ta 1925 yılında öğretmenlik
için müracaat etti ve Şakir Efendi ye yakın olmak amacıyla da merkez Karga Köyü
vekil öğretmenliğe başladı.
Böylece
hafta sonlarında ve tatil günlerinde sıkça ziyaret ettiği, daha sonra ömrü
boyunca da unutamayacağı hocası Şakir Efendi den ilk manevi dersler ve
feyizlerini almaya başladı. Bu görüşmeler 1937 yılında Şakir Efendi’nin ölümüne
kadar devam etmiştir.
Daha
sonra Ethem Efendi ve Mehmed Hulusi Efendi’lerle de görüşmesine rağmen,
arayışına devam eden Şeyhzade Ahmed Efendi, birkaç yıl sonra gördüğü bir rüya
ve Mehmed Hulusi Efendi’nin de tavsiyesi ile Mustafa Hulusi Efendi ile yine
İstanbul’da buluştu. Mustafa Hulusi Efendi kısa zamanda onu yetiştirip olgun
hale gelmesine yardımcı olmuştur.
Şeyhzade
Ahmed Şevki Ergin, 30 Ağustos 1992 tarihinde geçirdiği bir şeker komasıyla
yatmaya mecbur olduğu yataktan bir daha kalkmadı, 2Ocak 2002’de de Hakk'ın
rahmetine kavuştu.
Şeyhzade
Ahmed Şevki Ergin’in türbesi Yozgat Taş Köprü Mahallesi Hastane Caddesinde,
Ahmet Efendi Caminin bitişiğindedir.
KAYNAKÇA:
Şeyhzade Ahmed Şevki Ergin Efendi (rahiask.com, 02.04.2019), Şeyhzade Ahmet
Efendi Türbesi (yozgatkulturturizm.gov.tr, 02.04.2019).