Kıbrıslı Türk oyuncu, sanat yönetmeni, yapımcı, seramik sanatçısı, ressam, şair, aktivist. 2 Nisan 1961, Lefkoşa / Kıbrıs doğumlu. İlkokulu Lefkoşa’da okudu. Resim eğitimi almaya başladı. Lefkoşa Türk Lisesi’nden sonra Ankara Uluslararası Teknoloji Eğitim Merkezi’ne bilgisayar programcılığı öğrenmek için girdi. Daha sonra Nükleer Tıp’a yöneldi, bu konuda eğitim gördü. Ortaöğrenimdeyken resimle ilgilendi; iki yağlıboya tablosuyla ödüllendirildi.
Bu
dönemde izciliğini sürdürürken, Türk Folklor Kurumu’nda da araştırma
çalışmaları yürüttü. 1983 yılında, Kıbrıs’ta sahnelenecek ‘Annem Niçin
Miyavladı’ oyunu için Devlet Tiyatroları’ndan gelen davet üzerine, Ayhatun
Ateşin, Ada’ya dönüş yatı. Oyunculuk yanında organizatör ve yapımcı olarak
tiyatro yanında TV dizileri ve filmleri de yaşamına kattı. Eğitim Bakanlığı’yla
birlikte en ücra köylere kadar çocuk tiyatrolarının sahnelenmesini organize
etti.
Devlet
Tiyatroları’nın 1996 yılında sahnelediği ve TV filmi olarak da gösterime giren Ağustos
Böceklerini Unutma oyununda Hayriye Kadın rolünü başarıyla canlandırdı. İzcilik
yaptı, izci lideri olarak okullarda ders verdi. 1980’de kendi çabasıyla ve bir
arkadaşın da şiirleri resimlemesi yardımıyla Resimlerle Şiirler isimli kitabı yayımlandı.
Ayhatun
Ateşin, AKM’de 1987’de araştırma, derleme içerikli Ezelden Ebede Seramik
sergisiyle Nisan 1992’deyine AKM’de Ateş Sanatı adını verdiği 77 parça özgün
yapıtın yer aldığı ilk kişisel sergisini açan Ayhatun Ateşin bundan sonraki
yıllarda üretkenliğini dış ülkelerde de gösterdi.
‘İşgal
Altında’ filminde koordinatörlük ve danışmanlık, ‘Kıbrıs Öyküleri’ isimli
dizilerin yapımı ve sanat yönetmenliği ile TRT için çekilen ‘Uzaklara Yolculuk’
isimli İpek Yolu belgeselinde sanat yönetmenliği yapar.
Görev Aldığı Filmler:
‘İşgal
Altında’ (Koordinatörlük ve danışmanlık)
Görev Aldığı Diziler:
Kıbrıs
Öyküleri (Yapım ve sanat yönetmenliği)
Yönetmenliğini Yaptığı Belgesel Filmler:
Alasia
Yeniden Doğuyor (Alashia Reborn) - 2017 .... Belgesel / Ayhatun Ateşin,
Muhammed Kösen.
Sanat Yönetmenliğini
Yaptığı Belgesel Filmler:
‘Uzaklara
Yolculuk’ (İpek Yolu Belgeseli)
Ödülleri:
18.
Safranbolu Uluslararası Altın Safran Belgesel Film Festivali, TÜRKSOY Özel
Ödülü. 2017
Hakkında ailesine
yakın bir kaynakta yer alan ayrıntılı bilgi şöyledir:
Ayhatun
Ateşin, kalabalık Ateşin ailesinin son ferdi, yani kendi deyimiyle ‘tekne
kazıntısı’. Büyük yaş farklarının sonucunda, Ayhatun’da yoğunlaşan sevgi, yaşam
felsefesinin temel bakışı olmuş.
Geçimini,
yapıcılık, mozaik dökümcülüğü yaparak sağlayan baba Mehmet Hüseyin ile terzilik
yapan anne Fatma Hanım’dan Ayhatun’a geçer sanatçı genleri. Cıvıl cıvıl mutlu
bir çocukluk geçiren Ayhatun, konuşmadan önce çizmeyi öğrenir. Meraklı ve
araştırmacı bir çocuk olan Ayhatun, mahallenin ele avuca sığmaz ve muzip kızlarındandır.
Yeşilada
Anaokulu’nda eğitime başlayan Ayhatun’un 3 ağabeyi,ablası ve anne-babasıyla,
biraraya gelmesi sadece bir kez gerçekleşir. Eğitim ve yurtdışına göç, aileyi
ayrı kılar. Selimiye ilkokulunda başlayan ve Atatürk ilkokulunda tamamlanan ilkokul
eğitiminde, duvar kartpostallarını ve ilk resim denemesi olan ‘Fare kovalayan
kedi’ isimli eserini yaratır. İlkokul 5. sınıfta tek başına erkek rolünde
oynadığı monolog ile de sanatın ilk sinyallerini verir Ayhatun. Tiyatro, resim
ve müzik üçgeninde, yıllarca süren bu tatlı rekabet, yıllar sonra kendine yol
bulacaktır. Tatillerini geçirdikleri Aleminyo köyünde, yeğeni sanatçı Hasan
Hüseyin’le mahallede açtıkları, deyim yerindeyse ilk sergilerinde, kurdukları
orkestrayla sundukları müzik eşliğinde, kağıttan elbiseler, saplarla işlenmiş
atletler ve resimler, köylünün ilgisini çeker. Kemal Gazi Bey’le sulu boyayı
tanıyan Ayhatun Ateşin, ilk resim derslerini Aylin Örek ile Emel Samioğlu’ndan
alır.
Kız
Lisesi’nin çok yönlü öğrencilerinden olan Ayhatun, kendinde geliştirdiği en
sistemli ‘oyun’ olarak tanımladığı izciliğe gönül verir bu dönemde. Önder ve
lider vasıflarıyla hareket eden bir kimlik taşıyan Ayhatun, sosyal kimliğiyle
dikkat çeker. Resim, müzik,izcilik üçgenibozulmadan devam eder.
Tuvaller,
fırçalar, yağlı boyalarla bir olan Ayhatun, ‘Fırına ekmek salan kadınlar’
konulu resim çalışmasıyla ilk ödülünü alır. Nurullah Berk’in ‘Resim Bilgisi’
adlı kitabı tutkusu haline gelir ve yaratıcı dünyası günden güne gelişir.
Lise
2’de eğitim için 1 yıllığına ablasının yaşadığı Ankara’ya giden Ayhatun,
çevresiyle kolay adaptasyon sağlayan, renkli bir kimliktir. Lisenin son yılında
Lefkoşa Türk Lisesi’ne dönen Ayhatun, üniversite kaygısı yaşamadan tamamlar
liseyi. Yaşamının en sistemli oyunu olan izciliğin en genç kadın liderleri
noktasına da ulaşan Ayhatun Ateşin, ilklerin temsilcisi olmaya alışır.
Eğitime
devam kararını veren Ayhatun Ateşin, yurtdışında bilgisayar programcılığı
eğitimi almaya başlar. Bu arada, ‘Resimlerle Şiir’ isimli bir kitaba imza atan
Ayhatun Ateşin, folklorla ilgili araştırma ve derlemelerini de yayınlatır.
Ancak bilgisayar eğitimi sürerken, ilgisinin nükleer tıp konusuna kaydığını
farkeden Ayhatun Ateşin, Ankara Hacettepe Üniversitesi’nde Atom Enerji
Kurumu’na bağlı Nükleer Tıp Kursu’na devam etmeye karar verir. Bu dönemde
Ankara İstanbul arasında mekik dokuyan, hem okuyup hem de çalışan Ayhatun
Ateşin, izciliğini sürdürürken, Türk Folklor Kurumu’nda da araştırma
çalışmalarını yürütür. 1983 yılında, Kıbrıs’ta sahnelenecek ‘Annem Niçin Miyavladı’
oyunu için Devlet Tiyatroları’ndan gelen davet üzerine, Ayhatun Ateşin, Ada’ya
dönüş yapar.
Gönlünün
bir kenarında duran tiyatronun hayata geçtiği bu dönemde Ayhatun Ateşin,
sözleşmeli olarak Devlet Tiyatroları’nda çalışmaya başlar. boyunca kesintisiz
tiyatro yapan Ayhatun Ateşin, pek çok oyunda başrol oyuncusu olarak görev alır.
‘Bir Kadın’ Shirley Valentine isimli tek kişilik oyunla, tek kişilik tiyatronun
ülkemizdeki öncüsü olan Ayhatun Ateşin, oyunculuk yanında organizatör ve
yapımcı olarak tiyatro yanında TV dizileri ve filimleri de yaşamına katar.
Özellikle tiyatroya ilginin çocuk yaşlarda başlandığı inancıyla bu konuda
çalışmalar da yapan Ayhatun Ateşin, Eğitim Bakanlığı’yla birlikte en ücra
köylere kadar çocuk tiyatrolarının sahnelenmesini organize eder. ‘İşgal
Altında’ filminde koordinatörlük ve danışmanlık, ‘Kıbrıs Öyküleri’ isimli
dizilerin yapımı ve sanat yönetmenliği ile TRT için çekilen ‘Uzaklara Yolculuk’
isimli İpek Yolu belgeselinde sanat yönetmenliği yapan Ayhatun Ateşin, sanatın tüm
boyutlarına yaşamında yer verir. İpek Yolu’nda yaptığı eşsiz yolculukta,
fotoğrafın yaşamın bir başka gerçekliği olduğunu keşfeder. Gördüklerini yazmak
için taşıdığı müsvedde defteri gibi, makinesini hiç elinden düşürmez. Bu
gizemli yolculukta karşılaştığı insan manzaraları, hayatı daha anlamlı kılar
Ayhatun Ateşin için.
Nükleer
Tıp teknisyeni olarak, 1996 yılından bu yana, Lefkoşa Devlet Hastanesi’nde,
kendi deyimiyle ‘Beyaz Önlüklüleri’ oynayan Ayhatun Ateşin, bitmek tükenmek
bilmeyen öğrenme arzusuyla çamurla tanışır. İlk seramik dersini Ayniye İzil’den
alan Ayhatun Ateşin, toprak ve ateşin büyüsü ve bilinmeyenliğinde yol almaya
başlar. İlk kişisel seramik sergisini Ezelden Ebede Seramik adıyla açan
sanatçı, İspanya, Fransa, Avusturya, Türkiye ve Brüksel’de karma sergilere
katıldı.
Ayhatun
Ateşin, sağlıkla sanatı buluşturduğu bir pul tasarımının, KKTC Posta Dairesi
Sanat Eserleri pul serisinde yer alması ile sanat yaşamının en büyük ödülünü
kazandığını vurgularken, kendi yaşamı için en büyük ödülü ise Ada ile Ege’nin
doğuşunda bulur. Kendine meşakkati ve sabrı öğreten ikiz oğullarını ‘iki tanem’
olarak seven sanatçı, her sonun bir başlangıç olduğu düşüncesinde.
Sayılarla
ve tarihlerle arası pek iyi olmayan sanatçı, sevginin gücüne inananlardan. ‘İnsan
sevdiği ve istediği zaman, olmayacak hiçbir şey yoktur’ diyen Ayhatun Ateşin,
su misali süren yaşamda, yolculuğuna güzel şeylerle devam edeceklerden....
Toprak
ve ateşin büyülü dansının tutsaklarından Ayhatun Ateşin. Ellerin çamurla
yeniden yarattığı bir dünya ve yeniden doğuşun ustası bir sanatçı. Yaşamını ve
dünyayı seramikle ifade etme yolunu seçen Ayhatun Ateşin için seramik bir araç.
Yaşayabilmek ve paylaşabilmek için seramiği tercih eden sanatçı, çamura her
dokunuşta hem kendini hem yaşamı sorgulamış. Parmaklarla çamurun her ritmik
hareketinde, yeni bir başlangıç yaratmış. İlk seramik hocası Ayniye İzil’in
ardından Yugoslav Sanatçı Branka Uzun ve Londra’da Jill Crowly ile çalışan
Ayhatun Ateşin, ‘Ateş Sanatı’, ‘Çamur ve Ateşin Dansı’, Topraktan Sözcükler’ ve
en son ‘Suyun Yolculuğu’ ile yol açmış kendine. ‘Sergi bir nefeste okunan kitap
olmalı’ diyen sanatçı, açılışlarda ve kapanışlarda, temayla uyuma özen
gösteriyor. Yaratıcı ve özgün sergi organizasyonlarıyla dikkat çeken sanatçı,
eserlerini yaratırken duyduğu heyecanı, tutkuyu ve tadı izleyicilerine de
aktarıyor.
Umuda
bir yolculuk misali, mavinin en güzelini aktardığı ‘suyun yolculuğunda’,
yaşananlarla bütünlenen yaşam, suyun yolculuğunu sürdürecek. Yavaş yavaş akmaya
başlayan, gittikçe hızlanan ve öyküsünü yazmaya başlayan su Ayhatun Ateşin
için, yeni başlangıçlara gebe. Tıpkı kendi atölyesi ile Doğu Akdeniz
Üniversitesi’nde sürdürdüğü eğitimcilik anlayışıyla, öğrencileriyle çamura yol
verme öğretisinde olduğu gibi.
Öğrencilerinin
eserlerinin sergilendiği, ‘Toprağı Sevgiledim’ isimli sergide, sevgilerini bir
çanağa, bir biçime, bir forma ya da bir heykele dönüştüren öğrencilerine suyun
yolculuğunda yer açmış Ayhatun Ateşin.
1989
yılında eski bir konağın selamlık kısmında kendi atölyesini oluşturarak, çamura
sınırsız zamanla dokunmayı hedefleyen sanatçı, çamurla dansın başlangıcının
etkilenilen herhangi bir olayla olabileceğini anlatıyor. Sevgi,ayrılık ya da
hüzün; yollar, duraklar ya da kayboluşlar. Bir renk, bir ses, bir dokunuş... Yaşamı
anlamlı kılan herşey”.
KAYNAKÇA:
Bener Hakkı Hakeri / Kültürümüzde Sanatçılar ve Yazarlar İsimler Sözlüğü (2004),
Ayhatun Ateşin (sinematurk.com, 18.02.2019), Ayhatun Ateşin (erguclu.eu, 18.02.2019),
Ayhatun Ateşin (kameraarkasi.org, 18.02.2019).