Sanat Tarihi Uzmanı, Arkeolog. 1951’de İskilip / Çorum’da doğdu. İskilip Lisesi’nden (1971) ve Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi’nden (1975) mezun oldu Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde “Anadolu Türk Mimarisinde Erken Devir (XIV-XV. Yüzyıl) Baldaken Tarzı Türbeler” başlıklı teziyle yüksek lisansını(1992 ) tamamladı. Vakıflar Genel Müdürlüğünde (1978) memur, uzman, arkeolog ve müze araştırmacısı kadrolarında çalıştıktan sonra Ağustos 2016 tarihinde emekli olmuştur. Bu kurumda çalıştığı 38 yıllık süre içinde başta Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası olmak üzere Türkiye'nin her yanındaki vakıf yoluyla meydana gelen mimari eserlerin envanteri ve tescil edilmesi, onarımları ve korunmaları konularında çalışmalar yapmıştır. Aynı şekilde Osmanlı Coğrafyasında da çalışmaları olmuştur.
Vakıflar Genel Müdürlüğündeki görevleri
yanında bilimsel çalışmalarda da bulunmuş; yerel, ulusal ve uluslararası kongre
ve konferanslara sunduğu bildirileri daha sonra yayınlanmıştır.
Kurum içi ve dışında eğitim çalışmaları
yapmıştır.
Çalışmaları vakıf mimari eserler ile şehir
tarihi ve eserleri üzerinde yoğunlaşmıştır.
Macaristan(2015), Bulgaristan(2000), Bosna
–Hersek(2001), Kosova-Sırbistan-Makedonya(2013), Yunanistan(2010), Çek
Cumhuriyeti(2009), İspanya(2010), Hollanda(1999), Ürdün-Suriye(2008),
Filistin(2015), Gürcistan(2014) ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde(2016)
araştırma ve eğitim amaçlı ziyaretlerde bulunmuştur.
Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumunca
1987-1988 yıllarında dört bölüm halinde hazırlanarak yayınlanan "Yaşayan Geçmiş" programının
danışmanlığını yürütmüştür. Çeşitli tarihlerde Ankara Radyosunda söyleşiler
yapmıştır.
Kültür
ve Turizm Bakanlığı, Ankara Yenileme Alanı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma
Bölge Kurulu üyeliği (2007-2010), Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü,
Ankara Ogüst Mabedi (Ak Medrese) Anıt Eser Kurulu üyeliği ( 2007-2014),
Vakıflar Genel Müdürlüğü Tescilli I. Grup Yapılar Koruma Değerlendirme Ön İzin
Komisyonu ( 2006- 2016) üyeliği yapmıştır.
Yabancı dil olarak İngilizce görmüştür. İyi
derecede Osmanlıca bilmektedir.
Ankara’da kurulu, İpek Yolu Kültür ve Sanat
Araştırmaları Derneği ve Kültürel Miras Araştırma Derneği kurucu
üyelerindendir.
Ali Kılcı, evli ve iki çocuk babasıdır.
Makale
ve Bildirileri:
1-"Hacı Bayram Döneminde (1300-1453)
Günümüze Kalan Vakıf Eserleri ve Vakıflar Genel Müdürlüğünün Bunlar Üzerindeki
Yaptığı Çalışmalar",IV. Vakıf Haftası, Ankara,1987,s.81-139.
2-“Hasankeyf’de Vakıf Eserleri”, V. Vakıf
Haftası Bildirileri. Ankara 1988.
3-“Erken Devir Osmanlı Baldaken Türbeleri”,
XI. Türk Sanatları Kongresine Sunulan Bildiri, Utrecht –Hollanda, 1999.
4-“Bulgaristan’da Günümüze Gelen Osmanlı
Eserleri”, IV. Ortaçağ ve Türk Dönemi Kazıları ve Araştırmaları Sempozyumu
Bildirileri, Van, 2000, s.41-48
5-“Ankara’da Yok Olan Vakıf Yapılardan
Abdülhadi Camii ve Tahtakale Hamamı”, V. Ortaçağ ve Türk Dönemi Kazı ve
Araştırmaları Sempozyumu Bildiriler, Ankara 2001, s.313-324.
6-”İskilip’te Vakıflar ve Ebussuud Efendi
Vakfı”, Türk Kültüründe İz Bırakan İskilipli Alimler Sempozyumu, Ankara, 1998,
s.77-108.
7-“Ahlat Ekolünden Yünören Köyü Camisi”,
Celal Esad Arseven Anısına Sanat Tarihi Semineri Bildirileri, İstanbul 2000,
s.205-210.
8-“Diyarbakır Arapşeyh Camii ve Türbesi”,
VI. Ortaçağ ve Türk Dönemi Kazı ve Araştırmaları Sempozyumu Bildirileri,
Kayseri, 2002, s.493-503.
11-“Kuşadası Soğucak Köyü Eski Mezarlığı Ve
İçindeki Türbesi” VII. Ortaçağ ve Türk Dönemi Kazı ve Araştırmaları Sempozyumu
Bildirileri, Kayseri, 2002, s. 263-272.
9-“Hurufat Kayıtlarına Göre
18-19.Yüzyıllarda Develi Vakıfları”, Develi Sempozyumu, Develi 2003, 339-346,
629-640.
10-” Kırım hanedanından Devletgiray Han
oğlu İslamgiray’a ait 1723 Tarihli Tezhibli Bir En’am-ı Şerif” XII. Türk
Sanatları Kongresine Sunulan Bildiri, Amman –Ürdün, 2003.
11-“Türk Sanatının Gelişmesinde ve Uzman
Eleman Yetişmesinde Vakıflar Genel Müdürlüğünün Yeri” Türkiye'de Sanat ve
Mimarlık Tarihçiliği Sorunları Sempozyumu (Suzan Bayraktaroğlu – Gökçe Günel-
Dr. Zübeyde Cihan Özsayıner ile birlikte) 04 - 06 Nisan 2005 Kayseri.
12-“Şeyhülislam Ebussuud Efendi’nin Eyüp
Sıbyan Mektebi ve Vakıfları”, Tarihi Kültürü ve Sanatıyla Eyüp Sultan
Sempozyumu IX, İstanbul, 2005, s.576-583.
13-“İskilip’te Yaşayan Hacı Ali Çeşmeleri
Vakfı”. IX. Ortaçağ ve Türk Dönemi Kazı ve Araştırmaları Sempozyumu
Bildirileri, Erzurum, 2006,s.319-326.
14-“Balkanlarda Osmanlı Baldaken Türbeleri”
XIII. Türk Sanatları Kongresine Sunulan Bildiri, 2007, Budapeşte-Macaristan.
15-“Selçuklu Devrinde İskilip Şehri”,
Selçuklu Şehirleri ve Medeniyeti Sempozyumu,7-8 Ekim 2008 Konya, s.323-336.
16-“ Ankara Karacabey Camii Ve Türbesinin
Onarımı”. X. Ortaçağ ve Türk Dönemi Kazı ve Araştırmaları Sempozyumu
Bildirileri, Ankara, 2009, s. 489-504.
17-“Ankaranın Türk İslam Dönemi Yok Olan
Yapıları” Ankara’nın Türk İslam Dönemi, (Gökçe Günel ile Birlikte) Mimarlar
Odası Ankara Şubesi, Ankara 2008, s. 33-82.
18-” Kastamonu Atabey Gazi Türbesi Hakkında
Gözlemler”, XII. Ortaçağ ve Türk Dönemi Kazı ve Araştırmaları Sempozyumu
Bildirileri, İzmir, 2010, s. 465-472.
19-“Balkanlarda Osmanlı Vakıfları,” Mehmet
Akif ve Balkanlarda Yeniden Yapılanma Sempozyumu, 2009, Novi Pazar- Sırbistan.
20-“Osmanlı Dönemi Sonlarında Halep
Vakıfları”, Uluslararası Antep-Halep Vakıfları Sempozyumu, Antep-Halep (21-24
Aralık 2009).
21-” Ankara Saraç Sinan Camisi 2008 Yılı
Restorasyonu”, XIII. Ortaçağ ve Türk Dönemi Kazı ve Araştırmaları Sempozyumu
Bildirileri, Denizli, 2011, s. 319-326.
22-“Anadolu’daki Baldaken Türbelerin Menşei
ve Orta Asya İle İlişkisi”, Sanatta Anadolu Asya İlişkileri, Prof. Dr. Beyhan
Karamağaralı’ya Armağan, Hacettepe Üniveristesi Yayınları, Ankara 2006, s.
333-345.
23- “Merzifon Kara Mustafa Paşa
Külliyesinde Yapılan Onarımlar” Geçmişten Günümüze Merzifon Sempozyumu II ( 4-6
Kasım 2010 Merzifon)
24-“ Fatihin Hocası Akşemseddin’in İskilip’teki
Ahşap Camisi” XV. Ortaçağ ve Türk Dönemi Kazı ve Araştırmaları Sempozyumu
Bildirileri, Eskişehir, 2011, s.493-502.
25-“Divriği Ulu Camii ve Darüşşifasının
Geçmişten Günümüze Çevresi ile Birlikte Sorunlarının Değerlendirilmesi”,
Uluslararası Katılımlı XVI. Ortaçağ ve Türk Dönemi Kazı ve Araştırmaları
Sempozyumu Bildirileri,(Esin Yaren Serttaş ile Birlikte), C.2, Sivas 2014, s.483-496.
26-“ Ogüst Mabedi-Ak Medrese Üzerine
Notlar” 19 Ortaçağ ve Türk Dönemi Kazı ve Araştırmaları Sempozyumunda sunulan
bildiri. Aydın, 2013.
27-“Kütahya Tarihinde Germiyanoğlu Dönemi
Şehirciliği”.Germiyanoğulları Sempozyumu (Ali Hürata ile birlikte) Kütahya
2014.
28- “Arşiv Belgelerine Göre Osmanlı
Devrinde İskilip Mahalleleri Ve Bu Mahallelerdeki Vakıf Yapılar” İskilip
Sempozyumu, 2014.
29-“Ödemiş İlçesinde Bulunan Vakıf
Eserlerinde Yapılan Restorasyon Çalışmaları” Yörük Obasından Ödemiş Ovasına
Uluslararası Birgi Sempozyumu, Ödemiş, 2015.
30-“İskilip Kalesi Üzerine Notlar”, Atatürk
Kültür Merkezi Selçuklu Kaleleri ve Savunma Yapıları Sempozyumu, Sinop,
2015.
31-“ İpek Yolu Kervansaraylarının Turizme
Kazandırılmasında Alara Han Örneği,
Uluslar Arası İpek Yolu'nun Yükselişi Ve Türk Dünyası Bilgi Şöleni, 3-5
Mart 2016 Ankara.
32-“İskilip Ulu Camisi”, Bütün Yönleriyle Çorum
Sempozyumu, 28-30 Nisan 2016 Çorum.
33-"İskilip Şeyh Yavsi Camii
Külliyesi" Rölöve ve Restorasyon Dergisi V. Ankara, 1983, s.47-63
34-“Demirşeyh Türbesi”, Vakıflar Dergisi
XIX, Ankara,1985, s. 179-184
35-“Sinaneddin Medresesi”,Vakıflar Dergisi
XXV, Ankara, 1995, s.165-196 (Hayati Binler ile birlikte)
36-“Hasankeyf ve Rızk Camii “Yapı Dünyası,
Haziran 1999,S. 91, s.45-48
37-“Harran Şeyh Hayati Harrani
Türbesi”,Yapı Dünyası Şubat 2002,S. 71, s.48-51
38-“Sofya’da Osmanlı Vakıf Eserleri, Vakıf
ve Kültür, Ankara 1998.S.3, s.50-54
39-“Köstendil’de Osmanlı Eserleri”, Vakıf
ve Kültür, Ankara 1999.S.4, s.9-12
40-“Kızıltepe (Koçhisar)Ulu Camisi ve
Onarımları”,Yapı Dünyası, Mart 2009,S. 156,s.38-48.
41-“Erken Devir Osmanlı Baldaken
Türbeleri”, Vakıflar Dergisi. Sayı. XXIX, Ankara 2005, s.255-267
42-“Vakıflar Genel Müdürlüğünce
Canlandırılan İpek yolundaki Anadolu Osmanlı Kervansarayları”, Astana, Türk
Dünyası Mimarlık ve Şehircilik Kurultayı, Ankara, 2010, s. 373- 374.
43-“Diyarbakır’ın Vakıf Mimari Eserleri ve
Vakıfları Üzerine Notlar“, Medeniyetler Mirası -Diyarbakır Mimarisi, Diyarbakır
Valiliği-GAP İdaresi. Diyarbakır 2011, s.19-76.
44-“Havza Mustafa Bey İmareti Önündeki Yapı
Hakkında Gözlemler” Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi The Journal Of
International Social Research Cilt: 6 Sayı: 25,-Prof. Dr. Hamza GÜNDOĞDU
Armağanı, s.313-326.
47-“Ankara’da Ak Medrese Kara Medrese”, Uluslararası
Hacı Bayram-I Velî Sempozyumu (25-26 Mayıs 2016) Bildiriler Kitabı, Ankara,
2016, s.129-167.
48-Ankara, Altındağ, Osmanlı Dönemi
Hamamlarında Suyolları Üzerine Bir Araştırma
Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, The
Journal of Academic Social Science, Yıl: 4, Sayı: 35, Aralık 2016, s. 557-580 (Gökçe Günel ile birlikte)
49- “Anadolu
Kervansarayları Ve Günümüzdeki Durumları Üzerine Değerlendirmeler”, II.
Uluslararası Anadolu Uygarlıkları Sempozyumu, 27-28 Nisan, 2017, Çorum,
50- “ Mescidin Haziresi”, Bir Eğitim ve Restorasyon
Öyküsü Şeyh Süleyman Mescidi, İstanbul 2017, s. 198-203.
51- Kubbetü’s-Sahra ve Türkler”, Vakıf ve Toplum, S. 5, (2017), Ankara,
s.112-121.
52- “Hurufat Defterlerine Göre 18-19. Yüzyıllarda İskilip
Vakıfları”, 4. Şehir Tarihi Yazarları Kongresi, İstanbul 2017.
53-“ Etimesgut’ta Ahi Mesud Zaviyesi Vakfı”, Uluslararası Tarihte
Etimesgut Sempozyumu, 2018, Ankara, s.409-433.
54-“Balkan Vakıfları”, Uluslararası Mehmet Akif Sempozyumu Novipazar
Sırbistan 2009.
55- “Magosa Türbeleri”, Kutup Osman Sempozyumu, Lefkoşa Yakın Doğu
Üniversitesi, Lefkoşa 2018.
56- “Tosya Şehir Dokusunun Oluşmasında Vakıfların Rolü”, Tarihi Yaşatmak,
Şehri Yaşatmak Sempozyumu, Prof Dr. Hakkı Acun Anısına, Kastamonu, 2018.
57-“Gül
Baba Türbesi “, Gülbaba Paneli, Merzifon 2018
Yazdığı Ansiklopedi Maddeleri:
1-“Şadırvan
“maddesi, TDV. İslam Ansiklopedisi, C.39, İstanbul,2010, s.219-221.
2- “Diyarbakır Vakıfları” İhsan Işık
editörlüğünde 5 ciltlik Diyarbakır Ansiklopedisi, çeşitli maddeler, 2013.
KİTAPLARI:
Ankara’da Tarihi Yapıları - Altındağ’ın Manevi Coğrafyası (1998),
İskilip’te Suyun Hikâyesi Tarihi Sular, Çeşmeler ve Diğer Tesisler (2007), Anadolu
Türk Mimarisinde Erken Devir (XIV-XV. Yüzyıl) Baldaken Tarzı Türbeler (2007), Tarih
İçinde Ankara (Abdülkerim Erdoğan - G. Günel ile birlikte, 2007), Osmanlı’da
Ankara (Abdülkerim Erdoğan - G. Günel ile birlikte, 2007), Anadolu’da İpek Yolu
(Gökçe Günel’le ile birlikte, 2013), Şehr-i Kadim Ankara (1-3 Cilt, Abdülkerim
Erdoğan- Güray Kırpık- Hasan Akyol-Mevlüt Çam ile birlikte, Ankara, 2015), Kervansaray
Yolu Kayseri – Konya Orta Anadolu Hattı Rehber Kitap (Fahri Atasoy, Gökçe
Günel, Erdoğan Gümüş ile birlikte, 2016), Tarihte Etimesgut I-II (Mustafa
Murat, Gökçe Günel, Mustafa Engin ile birlikte, 2018), Turasan Bey (Baskı için
beklemede), Kıbrıs Vakıf Çeşmeleri (Baskı için beklemede).
KAYNAKÇA: İhsan Işık / Diyarbakır
Ansiklopedisi (2013) - Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür
Adamları Ansiklopedisi (C. 12, 2019).
BİZİM İSKİLİP 28. 8. 2012
ALİ KILCI |
|
1951 Yılında İskilip, Büyüktaş Mahallesinde,
Kayakoparan Camisine yakın, Çay Boyundaki ahşap bir evde doğdum. Bana dedemin
ismini vermişler
Mustafa Yolcu
MY- Bize kendinizi tanıtır mısınız?
1951 Yılında İskilip, Büyüktaş Mahallesinde,
Kayakoparan Camisine yakın, Çay Boyundaki ahşap bir evde doğdum. Bana dedemin
ismini vermişler. Aslen Balıkesirli olan babam, İkinci Dünya Harbi sırasında
askerliğini uzatmış, İskilip’te görev yaparken annemle evlenmiş. Bir müddet
sonra da askerlikten ayrılmış, İskilip’te kalarak ticaretle meşgul olmuştur.
Jandarma Mehmet diye anılmasının sebebi budur. Annem Temenne Mahallesinden,
Gümüşlerdendir. Ben, beş kardeşten ailenin dördüncü çocuğuyum.
Okula, Taş Mektep diye bilinen Misakı Milli
İlkokulunda başladım. İlk üç sene bize, rahmetli Ahmet Basmacı öğretmelik
yaptı. Bir müddet sonra da emekli oldu. Osmanlı döneminde yetişmiş iyi bir
öğretmen idi. İlkokulun son sınıfını, ağabeylerimle Ankara’ya geldiğimizden,
Yıldırım Beyazıt İlkokulunda tamamladım. Ortaokulu Çorum ve Ankara İmam Hatip
okullarında okudum. 1967 yılında lise açılınca, tekrar İskilip’e geldim.
Çarşıdaki eski Ortaokul binasında hizmete giren, İskilip Lisesinin ilk
mezunlarından birisiyim. Nurettin Tanay, Tahir Üstünel, Şahin Üstünel, Hüseyin
Anaç sınıf arkadaşlarımızdan birkaçı idi. İskilip Lisesinin ilk defa açılmış
olması ve öğretmenlerin çoğunun da yeni olmasına rağmen, iyi bir eğitim aldık.
Mezunları yüksek öğrenimde başarılı oldu. Liseden sonra üniversiteye Dil-Tarih
ve Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümünde başlayıp, 1975 yılında tamamladım.
Memuriyete başlarken kısa bir süre, Kredi ve Yurtlar
Kurumu, Balıkesir yurdunda görev yaptım. “O sırada buradaki eğitim enstitüsüne,
İskilip’ten kalabalık bir gurup öğrenci kayıt oldu. Bu yurtta kalarak, hepsi de
öğretmen olup eğitim camiamıza katıldı.” Balıkesir’den askerlik için ayrılıp,
Tuzla ve Babaeski’de askerliğimi yaptım. 1978 yılında askerden terhis olduktan
sonra, aynı yıl Vakıflar Genel Müdürlüğünde memuriyete başladım. Hala aynı
kuruluştayım. Sanat tarihçisi olarak, uzun yıllardır bu görevime devam
etmekteyim.
MY- Size okuma zevkini kim aşıladı?
Bu konuda küçüklüğümde bana, etki eden birisini
hatırlamıyorum. İlkokul sıralarında iken İskilip Halk Kütüphaneye gittiğimde,
küçük olduğum için kütüphane memurunun beni içeri almadığını unutamıyorum. O
zamanlarda kütüphanenin çocuk bölümü henüz açılmamıştı. Küçüklüğümüzde
televizyon yoktu. Radyo da çok yaygın değildi. Uzun kış gecelerinde; Hz. Ali’nin
Hayber Kalesi Cengi, Battal Gazi Destanı gibi kitapları, gaz lambası ışığında
ev halkına okurdum. O zamanlar çocukların ilgisini çeken, daha başka şeylerde
vardı. Tommiks, Teksas küçüklüğümüzün vazgeçilmez çizgi romanları idi. Bu
kitapların kiraya verildiği bölüm, Şehir Parkının Park Kahvesi ve havuzdan
sonra diğer önemli yeriydi. Sende burada kitap kiraya veriyordun. Senden de
kitap kiralayıp okudum.
MY- Bu dönemler ile ilgili unutamadığınız hatıranız
var mı?
Lisedeki öğretmenlerimizden tarih hocası Eyüp Eriş,
beni okuma ve araştırmaya teşvik eden birisi olarak, hiçbir zaman unutmadığım
bir kişidir.
Bir defasında, İskilip Tarihi konulu bir ödev
vermişti. Ödev için Halk Kütüphanesinde, yeterli bilgi bulamamıştım.
Arkadaşlarımdan birisi, bir köy okulunda bu konuda bir kitap olduğunu söyledi.
Şayet gitmek istersem, beraberce köye gitmeyi teklif etti. Ben de kabul ettim.
Çok soğuk olmayan bir kış günü, bayram tatili ertesi, okulların açık olduğu
dönemde bu köye gittik. Otobüsten köy yolunda indik. Köye giden yola girmeden
önce, yolun altında bir höyük bulunduğunu fark ederek, görmek istedim. Fazla
uzak olmayan höyüğün tepesine çıktık. Daha önce definecilerin üst kısmını
kazdıkları höyükten, biraz çanak-çömlek kırığı topladık. Höyüğün ilerisinde
biriken gölcükte, yaban kazları sürüsü vardı. Burada işimiz bitince, köye
gittik. Okulu bulup, içindeki öğretmenler odasına girdik. Birkaç öğretmen
sobanın başında oturuyordu. Hoş beşten sonra, hepsi de İskilipli olan
öğretmenlere meramımızı anlattık. İskilip tarihi konusunda kısa bir yazı olan
küçük bir dergiyi bulup getirdiler. Dergideki dikkatimi çeken kısımları not
aldım. Okulda işimiz bitince, öğretmenlere teşekkür ederek köyden ayrıldık.
Geldiğimiz şekilde İskilip’e döndük. Ödevimi, bulabildiğim başka bilgilerle
tamamlayıp, öğretmene verdim. Bir emek mahsulü olan bu ödevden, iyi bir not
aldım. Bu olayın başka bir enteresan yönü olduğunu, yıllar geçtikten sonra fark
ettim. Meğer benim yol arkadaşım, oraya yeni tayin olan bayan öğretmene sevdalı
imiş. Biz onu görebilmek için gitmişiz, ödev bahane imiş.
MY- Geçmişe olan özlemlerden bahseder misiniz?
Çocukluk ve gençlik dönemlerindeki, henüz tarihi
dokusu bozulmamış olan İskilip’in eski halini çok özlüyorum. Henüz sokaklarına
beton yığını apartmanların dikilmediği, kireç sıvalı iki-üç katlı, ahşap
evlerin ayakta durduğu zamanları, cadde ve sokaklarında, bahçelerinde çiçekleri
ve meyve ağaçları olan evleri özlüyorum.
Bağ ve bahçelerinde mis kokulu, türlü meyve ve
sebzelerin, elmanın, armudun, üzümün envai çeşidinin yetiştiği İskilip’i
özlüyorum.
Çeşitli çiçekleri, gülleri olan parkı özlüyorum.
Osmanlı devrinde bölgesinde önemli bir ekonomik ve
kültürel güç olan İskilip, değişen şartlar karşısında zamana ayak
uyduramadığından, ciddi bir göç ile nüfus kaybına uğramıştır. İskilip’ten büyük
şehirlere göçün yaygınlaşmadığı zamanlarda, İskilip daha canlı idi. Çarşıdaki
çeşitli arastalarda faaliyet gösteren her çeşit esnafın yapıp ürettiği mallar,
İskilip’ten dışarıya satılıyordu. Değişen şartlar sonunda, farklı bir İskilip
meydana geldi. Bize de eski günleri hayal etmek kaldı.
MY- Meslek hayatınızı ve konuda bir hatıranızı anlatır
mısınız?
Arkeoloji eğitimi almış birisi olarak, aslında Kültür
Bakanlığında çalışmam gerekiyordu. Ancak ben o zamanın şartları gereği (koalisyon
hükümeti vardı) Vakıflar Genel Müdürlüğünde işe başladım. Aslında burası için
sanat tarihçisi olmak gerekiyordu. Vakıf eski eserler konusunda çalışmak,
uzmanlaşmak, Türk Kültürüne olan ilgim sayesinde kolay oldu. Vakıflar Genel
Müdürlüğü ülkemizin yeterince tanınmayan, Selçukludan Osmanlıya kadar var olan
çok önemli ve köklü bir kuruluşudur. Esasen burada işe başlayana kadar, ben de
Vakıflar Genel Müdürlüğünü pek tanımıyordum. Böyle bir kuruluşta çalışmış olmak
büyük bir ayrıcalıktır.
Selçuklu ve Osmanlı devirlerinden, atalarımızın
bıraktıkları kültür varlıkları olan medrese, cami, han, hamam, kervansaray,
türbe gibi tarihimizin canlı varlıkları konusunda çalışmak, onların geleceğe
aktarılmasında rol almak, gerçekten güzel ve önemli bir hizmet. Ülkemiz ve
bütün Osmanlı coğrafyasında bulunan, vakıf eski eserlerle meşgul olmakla,
kültürel mirasımızı tanımak ve tanıtmakla yıllarım geçti. Esasen sahip
olduğumuz bu kültürel zenginliği, dünyanın hiçbir medeniyetinde bulmak mümkün
değildir. Bu zengin mirasın, bakımsız ve boynunun bükük bırakılması
düşünülemez. Her ne sebeple olursa olsun, toplum olarak ülkemizin tapusu
sayılan tarihi eserlerimiz konusunda, sorumluluğumuz olduğunu bilmemiz
gerekmektedir. Çalışan bir kişiye, mensubu olduğu kuruluş bir okul gibi
olmalıdır. Bu sebeple Vakıflar Genel Müdürlüğünün, benim için bir okul olduğunu
söyleyebilirim.
Yurdumuzu doğusundan batısına, bazen en zor şartlar
altında, bazen de iyi imkanlarla, eski eserleri incelemek için yıllarca
dolaştık. Çankırı ilinin tamamındaki vakıf eserleri incelemek için yaptığımız
bir gezi sırasında, Kızılırmak kenarındaki merkez köyleri dolaşıyorduk.
Karadayı ve Alıca köylerinden sonra, Ankara sınırındaki sonuncu köy olan Çatal
elma’ya gittik. Köyün camisini inceledikten sonra işimiz bittiğinden, köyden
ayrılırken, okulda Ankara’ya gitmek isteyen iki müfettiş olduğunu, onları da
götürmemizi rica ettiler. Arabamızda yer olduğundan memnuniyetle kabul ettik.
Misafirleri okuldan aldıktan sonra, köye hangi yoldan geldiğimize bakmadan,
okulun önünden giden bir yola doğru yöneldik. Köyün öğretmenleri ve diğer
insanları güzel bir şekilde bizi uğurladılar. Ama yol konusunda kimse bir şey
söylemedi. Bu yolda köyden uzaklaşıncaya kadar ilerledik. Gittikçe yol
daralmaya başladı. Nihayet bir tarla yolu haline geldi. Tepelere çıktık.
Bozkırlarda ilerledik. Bu yolun bizim geldiğimiz yol olmadığını, bir müddet
sonra anlamıştık ama geri dönmeyi de göze alamadık. Biraz da arabamızın cip
olmasına güvenip, cesaretle batıya doğru giderek, Ankara- Çankırı yoluna
çıkacağımızdan emin olarak ilerledik. Allahtan yakıt derdimiz yoktu. Biz
gittikce, yol uzadı. Gittik gittik, Çankırı yolu karşımıza bir türlü
çıkmıyordu. Çankırı’nın bozkır tepelerindeki yollarını bitiremedik. Bir
taraftan da hava yavaş yavaş kararmaya başladı. Batıya doğru bir müddet daha
ilerledikten sonra, bir ağılın yanından geçerek dereye indik. Issız bir yoldan,
akşamın karanlığında gelen, yolunu kaybetmiş yolcuları gören çobanlara nerede
olduğumuzu sorunca, Terme Çayına indiğimizi söylediler. Çaydan geçip biraz
ilerleyerek ana yola ulaştık. Yarım saatlik yolu, uzun süren 4-5 saatte
alabildik.
MY- İskilip konusunda yaptığınız çalışmalardan
bahsedermisiniz?
İskilip Ulu Camisini
yıkıp, yerine altı çarşı üstü kubbeli büyük bir cami yapmak için bize
İskilip’ten bir heyet gelmişti. Böyle bir talebin gerçekleşmesinin hiçbir
şekilde mümkün olmayacağını, bunun yerine caminin onarımının yapılmasının doğru
olacağını anlattım. Görüşmelerimiz İskilip’te de devam etti. İskilip’in
merkezini ve kimliğini teşkil eden bu caminin, şehrimiz için önemli bir unsur
olduğuna ikna oldular. Sonunda Yeni Cami ile Ulu Cami onarım programına girdi.
Vakıflar Genel Müdürlüğünce söz konusu camilerin 1990 yılında onarımları
gerçekleştirildi.
Çocukluğumuzda
Şeyh Yavsi Camii önünde ahşap bir şadırvan vardı. Caminin 1963 yılında yapılan
onarımı sırasında, yıkılan bu şadırvanın yeniden yapılaması gerekirken bir
türlü yapılmadı. Bu şadırvanın projelerini hazırlatıp koruma kurulundan gerekli
izin alınmasını sağladım. Bir arkadaşımızın maddi ve manevi gayretleri ile
mevcut şadırvan 47 yıl sonra yeniden yapılmış oldu. Şeyh Yavsi Camii önünde bir
zamanlar çırçır evi olarak kullanılan türbenin onarımı konusunda, Metin
Kalyoncu çaba sarf etti. Bu konuda kendilerine yardımcı olmaya çalıştım.
İskilip tarihi ve eski eserleri konusunda bir kitap ve
bir kaç makalem yayınlandı. Bu konuda çalışmalara devam etmek istiyorum.
İskilip’in Türk dönemindeki Eski Eserleri üzerine bir kitap üzerinde
çalışıyorum. İskilip’le ilgili yayınlanmış olan kitap ve makalenin isimleri
aşağıdadır.
-İskilip’te Suyun Hikayesi Tarihi Sular, Çeşmeler ve
Diğer Tesisler, Ankara 2007.
-İskilip Şeyh Yavsi Camii Külliyesi, Rölöve ve
Restorasyon Dergisi V, Ankara,1983.
-İskilip’te Vakıflar ve Ebussuud Efendi Vakfı, Türk
Kültüründe İz Bırakan İskilipli Alimler Sempozyumu, Ankara 1998.
-İskilip’te Yaşayan Hacı Ali Çeşmeleri Vakfı, IX.
Ortaçağ ve Türk Dönemi Kazı ve Araştırmaları Sempozyumu Bildirileri, Erzurum,
2006.
-Selçuklu Devrinde İskilip
Şehri, Selçuklu Şehirleri ve Medeniyeti Sempozyumu, Konya 2008
- Fatihin Hocası Akşemseddin’in İskilip’teki Ahşap Camisi, XV. Ortaçağ ve Türk
Dönemi Kazı ve Araştırmaları Sempozyumu Bildirileri, Eskişehir, 2011
MY- Hemşerilerimize iletmek istediğiniz, mesajınız var
mı?
Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde, vakıf hizmetleri
zirveye çıkmıştır. Tarih boyunca bu şekilde İskilip, önemli eserler
kazanmıştır. Geçmişte tabi afetler ve insan eliyle yapılan tahribatlara rağmen,
şehrimiz vakıf eski eser yönünden oldukça zengin sayılabilir. Bunların tamamını
birer şaheser olarak nitelemek mümkün olmamakla birlikte, çoğunluğu kendi
çapında yöresel özellikler taşıyan, tarihi değerleri olan eserlerdir. Şehrin
sivil mimarlık eserlerinin çoğu yok oldu. Ama dini ve tarihi yapılarımızın,
geleceğe olduğu gibi aktarılması gerekir. Beş vakitte halkımızca kullanılan
tarihi camilerin, bakım ve onarım ihtiyacı olduğunda, hayır sahiplerince hemen
onarıma girişilmemelidir. Bunun için gerekli kanuni izin ve müsaadenin,
alınması lazımdır. Bunun adresi Tokat Vakıflar Bölge Müdürlüğü ve Kültür
Varlıklarını Koruma kuruludur.
İskilip’in tarih ve kültürünün yeterince tanıtılmamış
olmasını, büyük bir eksiklik olarak görüyorum. Sözlü ve maddi kültür
değerlerimizin, yeni nesile ve geleceğe derli toplu bir biçimde aktarılması çok
önemlidir. İskilip’te yaşayan gelenek ve adetlerimizin unutulmamasının yanında,
kültürel değerlerimizin de yaşatılması gerekir. Bu alanda yapılması
gerekenlerden birisi, İskilip Müzesi kurulmasıdır. Bu konuda geçmiş yıllarda
İskilip’in Sesi gazetesinde bir de yazı yazmıştım, Belediye başkanlarına
teklifte bulundum. Fakat gerçekleşmedi. Ama bunun belediye şemsiyesi altında
gerçekleşmesi bir zarurettir. İskilip’te bir şehir müzesi kurulmasına ihtiyaç
vardır. Yazılı ve etnografik, kültürel belgelerin toplanacağı bu müze, şehrin
kimlik boşluğunun doldurulmasının yanında, İskilip turizmine büyük katkı
sağlayacaktır. Kurulacak bir dernek vasıtası ile halkımız, ellerindeki Osmanlı
dönemine ait kitap, yazılı belge ve çeşitli eşyaları buraya bağışlamalı veya
bir şekilde satın alınarak toplanmalıdır.
Kütüphanemizin ismi, İskilip Ebussuud Efendi
Kütüphanesi olarak değiştirilmeli, burada bir “Ebussuud Efendi Araştırma
Merkezi” kurulmalıdır.
Ali Bey kardeşimize, verdiği bu değerli bilgiler için
teşekkür ediyor, gençlerimizin kendisini örnek alarak, eserler bırakmasını
diliyorum.