İş adamı ve siyasetçi, kamu yöneticisi, Şişli Belediyesi eski Başkanı, İstanbul eski Milletvekili. 15 Kasım 1956, İliç / Erzincan doğumlu. Anne adı Ayşe Sarıgül, baba adı Hakkı Sarıgül.
Eğitimine
sırasıyla Talatpaşa İlköğretim okulu, Şişli Ortaokulu, Zincirlikuyu Yapı Teknik
Lisesi'nde devam etti ve Marmara Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nden mezun oldu.
İş yaşamına
Kağıthane Belediyesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İETT Genel
Müdürlüğü'nde devam etti. Daha sonra kamu görevinden ayrılarak ticaret yapmaya
başladı.
Siyasi yaşamı
Gençlik Kolu Yönetim Kurulu üyeliği ile başlamıştı, daha sonra;
CHP Gençlik Kolu
Yönetim Kurulu Sekreterliği,
CHP Gençlik Kolu
Yönetim Kurulu Başkanlığı,
CHP İlçe
Başkanlığı, Kurultay Delegeliği,
SHP 18. Dönem
İstanbul Milletvekilliği,
TBMM Başkanlık
Divanı Üyeliği,
F.M.V. Işık
Lisesi Okul Aile Birliği Üyeliği,
Türk
Parlamenterler Birliği Üyeliği,
Türk-Alman
Parlamento Dostluk Grubu Yönetim Kurulu Üyeliği,
Galatasaray Spor
Kulübü Yönetim Kurulu Üyeliği,
Türkiye Milli
Olimpiyat Komitesi Üyeliği,
Herkes İçin Spor
Federasyonu As Başkanlığı ile Futbol Federasyonu Delegesi olarak görev yaptı.
1999 yerel seçimlerimde
Şişli Belediye Başkanlığı’na seçildi. 29 Mart 2009 Yerel Seçimlerinde 3.defa
Belediye Başkanı seçilerek, 2014 yılına kadar üst üste üç dönem Belediye
Başkanlığı görevini yürütmüştür.
2014 Türkiye
yerel seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı için adaylığını
koymuş, fakat seçimi AK Parti adayı Kadir Topbaş'ın gerisinde tamamlamıştır.
İlk
eşi Gülsüm Hülya Köksaloğlu’ndan 1985’te ayrıldı. İkinci eşi Aylin Kotil’le
1993’te evlenmiş, 2008’de boşanmıştır. Emir Sarıgül adlı bir oğul babasıdır.
CHP’den İstifa
Etti
Mustafa
Sarıgül, partisinin kendisini 31 Mart 2019 yerel seçimleri için Şişli Belediye
Başkan Adayı göstermemesine tepki göstererek; 22 Ocak 2019 günü manifesto gibi
uzun bir basın açıklaması ile CHP’den istifa ettiğini açıkladı. Açıklamasında
başka bir siyasi partiden aday olabileceğinin sinyalini verdi.
Ödülleri:
Şişli Belediye
başkanlığı sırasında yaptığı çalışmalarla çeşitli ödüller kazanmıştır;
Romanya
Cumhurbaşkanı Ion İliescu tarafından Devlet Nişanı ile Ödüllendirildi.
Dönemin
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından, engelli yurttaşlarımıza yaptığı
katkılardan dolayı ödüllendirildi.
Milli Eğitim
Eski Bakanları Metin Bostancıoğlu ve Hüseyin Çelik tarafından eğitime verdiği
destekten dolayı ödüllendirilmiştir...
Alman Sosyal
Demokrat Partisi'nin (SPD)Eylül 2005 ve 2008 seçimlerinde, seçim kampanyasına
destek vermiştir.
Kitapları:
Tüm CHP Örgütüne
Çağrı (Şişli Gençlik Kolu Yönetim Kurulu Adına Başkan Mustafa Sarıgül, 1978), TBMM'de
Genç Bir Milletvekili, İstanbul'da Direksiyon Sallamak, Ne Bir Eksik Ne Bir
Fazla (2013).
KAYNAKÇA: Mustafa
Sarıgül 2 Saatte 2.000 Kitap İmzaladı (haberler.com, 28 Ekim 2013), Sarıgül'ün
yeraltı dünyasından tanıdıkları! (haber7.com, 26.03.2014), Ömmer Yılmaz İnanç /
Mustafa Sarıgül Düğün Evinin Tefçisi Ölü Evinin Yasçısı (2014), Özgeçmiş (mustafasarigul.com, 23.01.2019),
CHP'den istifa eden Mustafa Sarıgül kimdir? (mustafasarigul.com, 23.01.2019), Mustafa
Sarıgül CHP'den istifa etti (cumhuriyet.com.tr, 23.01.2019).
MUSTAFA SARIGÜL
CHP’DEN İSTİFA ETTİ
31
Mart'taki yerel seçimlerde Şişli Belediye Başkanlığı için adaylığı adı geçen
Mustafa Sarıgül CHP'den bugün istifa etti. Yazılı olarak açıklama yapan Sarıgül
Şişlide Başkanlığa aday olacak mı? sorusuna 'Cevabım net: Evet!'
Mustafa
Sarıgül dün Twitter'dan yaptığı açıklamada, "Kuştepe'den bütün Sevgi
Merkezi'ndeki arkadaşlarıma sesleniyorum. Yarın saat tam 12.30'da Sevgi
Merkezi'ndeyiz. Yeni Şişli'yi, Şişli'nin geleceğini sizlerle birlikte
paylaşacağım" demişti.
Sarıgül'ün
yaptığı yazılı açıklama şöyle:
Yerel
seçim öncesi genel değerlendirmelerimi ve almış olduğum çok önemli bazı
kararları sizinle paylaşmak; Şişli’de oturan yurttaşlarımı ve bütün Türkiye’yi
bilgilendirmek isterim.
Yıllardır
gece gündüz çalışmaktan yorulmayan ben, dört yıldır gece gündüz Şişli’de yerel
seçimlere hazırlanan ben, seçimlere sadece ve sadece iki ay kalmasına rağmen
yaşadığımız belirsizlikten, beklemekten ve bekletilmekten yoruldum!
Ben
Mustafa Sarıgül;
Cumhuriyet
Halk Partisi içinde siyaset yapan halkına hizmet eden en tecrübeli siyaset
insanlarından biriyim.
Bugüne
kadar; gerek ülke meselelerine gerekse parti içindeki sorunlara, gençliğimde,
siyaset ustalarından öğrendiğim “siyasi nezaket” ve “parti disiplini” kuralları
çerçevesinde yaklaştım.
“siyasi
nezaket” ve “parti disiplini” gün olur, sabır taşınızı test eder.
Gün
olur, parti yararına susmanızı gerektirir.
Bugüne
kadar Cumhuriyet Halk Partisi’nde tüm yaşananlara,
Ecevit
ve arkadaşlarından aldığım; öğrendiğim “siyasi nezaket” kuralları içinde
yaklaştım.
Ben,
Türkiye siyasetine damga vuran Ecevit’in, Demirel’in, Erbakan’ın, Özal’ın
bulunduğu Türkiye siyaset dünyasında çok tecrübe edindim.
Hepimiz
biliyoruz ki ülkemiz için hayati önem taşıyan önümüzdeki yerel seçimler 2 ay sonra
yapılacak.
Neredeyse
yarın!
Ama
Cumhuriyet Halk Partisi olarak adaylarımızı bile bir türlü belirleyemedik.
Oysa
yerel seçimler hayati önem taşır.
5
yıl önce yapılan yerel seçimlere dönelim.
Hepimiz
hatırlarız ki;
5
yıl önce yapılan yerel seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi’nin İstanbul
Büyükşehir Belediye Başkanı adayı bendim.
Genel
Başkan Sayın Kılıçdaroğlu ve parti üst yönetimi İstanbul için beni aday
göstermek istediklerini, Şişli’de başardıklarımın tüm İstanbul’da ses
getirdiğini, oluşturduğum “Yerel Yönetimlerde Şişli Modeli”ni tüm İstanbul’a
yaymamı istediklerini söylediler.üstlendim ve bunu tüm İstanbul’a ve Türkiye’ye
duyurmak; hayalimdeki projeleri paylaşmak için bir basın toplantısı düzenledim.
Ama
o süreçte büyük hayal kırıklığı yaşadım; kimselere söyleyemedim!
Çoğunuz
hatırlarsınız;
Ben
İstanbul’un Avrupa yakasında “Cumhuriyet Halk Partisi resmi adayı” olarak basın
toplantısı yaparken o dönemde Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel sekreteri olan
ve yakından tanıdığım bir sevgili arkadaşım da kendi adaylığını aynı gün
İstanbul’un Asya yakasında açıkladı!
Düşünebiliyor
musunuz?
Cumhuriyet
Halk Partisi, beni resmi aday olarak görevlendiriyor;
Cumhuriyet
Halk Partisi’nin genel sekreteri de aynı gün adaylığını açıklıyor.
Benim
ne parti anlayışıma ne de mantığıma sığmayacak bir yaklaşımdır.
Parti
yönetiminin haberi olmadan bunun olması mümkün mü?
Ben
siyasi terbiyem gereği sustum, içime attım! Çalışmalarımı sürdürdüm.
5
yıl önceki İstanbul seçimlerinde başta Şişli’de yaşayan yurttaşlarımın verdiği
büyük destek ve moralle İstanbul’un yüzde yüzünü kucakladım.
Gecemi
gündüzüme kattım, çalıştım.
Sıkmadığım
el kalmadı, girmediğim ev kalmadı.
Çalışma
arkadaşlarımla dev projeler hazırladım,
İstanbul’a
ulaşıp anlattım.
Ben,
o seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi’nin İstanbul oyunu 1 milyon dörtyüzbin
arttırarak… Cumhuriyet Halk Partisi’nin en yüksek oy oranına ulaştım; %41.
Bu
oranda HDP desteği yoktu; kendi adaylarını çıkarmışlardı.
O
zaman İyi Parti de yoktu.
O
dönem Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminin eksiksiz desteği olsaydı eğer; biz İstanbul’u
beş yıl önce almıştık.
Bugün
-herşeye rağmen- Cumhuriyet Halk Partisi’nin bana geçmişte verdiği görevleri,
parti disiplinine tam uyarak yaptığımı büyük bir huzurla söyleyebiliyorum.
Sizi
daha geriye götürmek isterim.
Mayıs
2010
Biliyorsunuz…
2008
Türkiyesinde değişimin şart olduğunu görerek büyük bir “değişim hareketi”
başlattık.
Çünkü
yurttaşlarımızda, mevcut partilerle değişimin mümkün olmayacağı düşüncesi
vardı.
Bu
düşünce doğruydu da!
Biz
de öyle düşünüyorduk!
Yaptığımız
araştırmalarla da bunu tesbit etmiştik.
Çünkü
o dönemde Sayın Baykal yönetimindeki Cumhuriyet Halk Partisi vatandaşa umut
vermiyordu.
Zaten
başka bir alternatif de yoktu!
Ülke
küllerinden doğmayı bilen bir ülkedir.
Bu
inancımı hiçbir zaman kaybetmedim.
Ben
ve arkadaşlarım yeni bir umutla “Türkiye Değişim Hareketi”ni başlattık.
Hatırlarsınız;
değişime olan talep çığ gibi yükseldi ve Türkiye Değişim Hareketi %16’lara
ulaşan bir oy potansiyeline yükseldi.
Her
partiden seçmenler bize büyük ilgi gösterdiler.
Çünkü
ben, siyasete başladığım günden bugüne kadar, vatandaşlarımın hep yüzde yüzünü
kucakladım.
Hiçbir
zaman partilerine, dinlerine, inançlarına, kökenlerine göre yaklaşmadım.
Türkiye
Değişim Hareketi, her partiden seçmenlerin desteği ile çığ gibi büyürken, Cumhuriyet
Halk Partisi’nde 2010 yılı mayıs ayında şok gelişmeler oldu.
Baykal,
görevden ayrılmak zorunda kaldı.
Yerine
Sayın Kılıçdaroğlu geldi.
Biz,
TDH olarak, tam o aylarda “Türkiye Değişim Hareketi”ni “Türkiye Değişim
Partisi” olarak değiştirmek ve tüm Türkiye’yi kucaklayacak bir parti olmak
sürecindeydik.
Sayın
Kılıçdaroğlu genel başkan olunca, halkımızda değişim adına bir heyecan, bir
umut oluştu.
Ben
ve arkadaşlarım o dönemde çok gerçekçi bir değerlendirme yaptık.
Baktık,
Sayın Kılıçdaroğlu’nun halkta bir karşılığı oluştu.
Yıllardır
sürdürdüğüm değişim hareketine tereddütsüz nokta koydum.
Yaptığım
bir basın toplantısı ile bu kararımı açıkladım. O basın toplantısı metninde de
yazar:
Biz
hareketimizi, halkımızın Sayın Kılıçdaroğlu’na o dönemde verdiği desteğe katkı
sağlamak için durdurduk.
Çünkü
ben, “mesele memleketse gerisi teferruattır” fedakarlığını Ecevit ve
arkadaşlarından öğrendim.
Ayrıca
art niyetlilerin de “bir bölen” demesine fırsat vermedim.
Aldığım
bu kararla yol arkadaşlarımı, bize güç veren yurttaşlarımı kırdığımı biliyorum.
Ama
mesele memleketti! Derdimiz değişimdi!
Biz
de devam etseydik Sayın Kılıçdaroğlu’na o dönemde verilen desteğe zarar
verebilirdik.
Bugün
düşünüyorum; gerçekten çok büyük fedakarlıklar yapmışız.
Bugün
düşünüyorum; bu fedakarlığın vefa anlamında Cumhuriyet Halk Partisi’nde bir
kıymeti yokmuş.
Bunu
2016 yılında bir kez daha gördüm; kontenjandan seçime katılma imkanım olduğu
halde, aldığım siyasi disiplin nedeniyle, kendi isteğimle önseçime katıldım.
Seçilecek
yerdeydim; önüme dört kontenjan adayı birden koydular.
Dedim
ya;
Bize
öğretilen siyasi terbiye “gün olur; parti yararına susmanızı gerektirir.”
Parti
yararına sustum.
Bütün
bu yaşananlara rağmen, ben Mustafa Sarıgül, çok kararlı ve çok huzurluyum.
Huzurluyum
çünkü;
Sayın
Kılıçdaroğlu partinin başına gelince, partileşmek üzere olan hareketimi
durdurarak büyük fedakarlık yaptım.
“Mesele
memleket” dedim.
Huzurluyum
çünkü;
Halk
Partisi bana gelip büyükşehir belediye başkan adaylığı görevini verdi. Ama aynı
gün partimin genel sekreteri de adaylığını açıkladı. Sustum içime attım.
“Mesele
memleket” dedim.
Gece
gündüz çalışıp İstanbul’da %41 oy alarak tarihi bir sonuca ulaştım.
Huzurluyum
çünkü;
Sayın
Kılıçdaroğlu’na yüzyüze görüşmemizde söz vermiştim;
Kendisine
her türlü desteği verecektim. Eksiksiz verdim.
Bugüne
kadar her gün her dakika arkasında yanında durdum.
Bunu
kendisi de söyler; yakınları da!
Bir
siyasetçi daha ne yapsın?
Halkıma
karşı, Şişli’de yaşayan yurttaşlarıma karşı daha vereceğim hizmetler vardı.
Şişli’de dolaştıkça gördüm ki, benim marka yaptığım Şişli’nin göz göre göre -ne
yazık ki yine Cumhuriyet Halk Partisi’nin görevde olduğu dönemde- ışığı söndü.
Türkiye
markası olan Nişantaşı taşra oldu, çöpler toplanmaz, sokaklar bakılmaz oldu.
Şişliden
her kesimden yurttaşlarım bana geldiler;
“Yeniden
göreve” dediler!
“Niye
bıraktın bizi?” dediler!
Kamuoyu
yakından izliyor;
Ben
dört yıldır Şişli için Şişli’de Cumhuriyet Halk Partisi adına rekor oy almak
için alacağım rekor oyla Cumhuriyet Halk Partisi’nin İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanlığı’nı kazanması için gece gündüz çalışıyorum. Tam dört yıldır!
Esnafla
sabahları kepengi açıyorum.
Duraklarında
çay demliyorum.
Bir
yandan da çalışma arkadaşlarımla “Şişli’yi nasıl eski yüksek enerjili günlerine
taşırız? “
Nasıl
“Sadece Türkiye’nin değil, dünyanın çekim alanı yaparız” diye çalışıyorum.
Bunları
yaparken, zaman hızla geçiyor; ama seçimler yine 31 martta yapılacak.
Ben
4 yıldır hazırlanıyorum.
Seçimlere
2 ay kaldı, Cumhuriyet Halk Partisi hala adaylarını açıklamıyor, açıklayamıyor.
Oysa
2019 yerel seçimlerinin 31 Mart tarihinde yapılacağı beş yıl önce belliydi.
Muhalefet partilerinin bu seçimlere hazırlanması için önlerinde beş yıl vardı.
Ama ana muhalefet olan Cumhuriyet Halk Partisi, iki ay kalan seçimler için
adaylarını hala netleştirmedi.
Vatandaş
haklı olarak buna tepkili!
Dört
yıl gece gündüz çalıştım yorulmadım.
Ama
Cumhuriyet Halk Partisi’nin kararsızlığı parti kulislerinde beni, büyüdüğüm,
yaşadığım, siyasete girdiğim, siyasette geliştiğim ve yıllarca hizmet verdiğim,
mahalle mahalle, sokak sokak, kapı kapı bildiğim Şişli yerine, hepsine söz
verdiğim Şişli’de yaşayan yurttaşlarıma hizmet yerine, başka semtlerle adımın
anılması beni yordu daha önemlisi kırdı.
Bir
önceki seçimde İstanbul’u bana emanet eden Cumhuriyet Halk Partisi’nin hala
Şişli adayını açıklamaması beni kırdı.
Cumhuriyet
Halk Partisi’nin 31 Mart İstanbul adayı tanıtılırken, önceki seçimde %41 oy
almış ve birçok tecrübe yaşamış önceki aday olarak benim davet edilmemem beni
kırdı.
“Sen
nasıl başardın da %41 oy aldın, nasıl bunun üstüne çıkarız?” diye bana
sorulmaması beni kırdı.
Cumhuriyet
Halk Partisi’nden yetkili ve ilgili hiç kimsenin beni bilgilendirmemesi; aramaması,
beni kırdı.
Ben
siyasette hayli tecrübeliyim, siyaset tuzaklarına düşmem ve ucuz oyunlara
gelmem.
Bugüne
kadar sessiz kalmam parti terbiyemden gelir; farkında olmadığımdan değil.
Ben
Sayın Kılıçdaroğlu aday olduğunda, kendi hareketimi durdurmuşum;
Hata
mı yapmışım; hayır!
Memleket
meseleydi.
Bugün
olsa yine aynısını yaparım.
“İstanbul
adayı ol” dendiğinde görevdir dedim, görevi aldım.
Mesele
memleket meseleydi.
Benim
İstanbul adayı olduğum seçimde, bugünkü gibi ittifak filan olmadan %41 rekor oy
aldım.
5
yıl boyunca genel başkana her türlü desteği verdim.
Bir
gün bana kimse saygısızlık yaptın diyemez. Kendisi de bunu biliyor ve söylüyor.
Sözün özü şudur;
Ben
hep, Ecevitlerden eski siyaset ustalarımdan öğrendiğim parti disiplini ve
nezaket sınırları içinde kaldım.
Ama
ben ahde vefaya çok inanırım.
Bütün
yaptıklarıma rağmen,
Cumhuriyet
Halk Partisi’nden vefa görmedim.
Cumhuriyet
Halk Partisi’ne değil…
Partili
yurttaşlarıma asla değil…
Cumhuriyet
Halk Partisi yönetimine kırgınım, tepkiliyim.
Kararsızlıklarına,
açık olmamalarına, hala adayları netleştirmemelerine ve bana karşı vefasız
davranmalarına tepkiliyim.
Tepkimi
de hep bahsettiğim siyasi nezaket kuralları içinde kalarak veririm.
Ben
bugünkü yönetim anlayışıyla…
Bu
kararsızlıkla…
Bu
iç hesaplaşmayla…
Bu
iç iktidar kavgasıyla…
Kaybedilen
aylar nedeniyle 31 mart seçimlerinde alınacak sonuçtan endişeliyim.
Vatandaş
endişeli… vatandaş tepkili.
Bütün
bu anlattıklarımı alt alta koyduğum zaman ortaya çıkan tablo şudur;
Cumhuriyet
Halk Partisi ya kazanmak istemiyor; ya da umut olmayı beceremiyor.
Çok
üzgünüm ;
Ben
CHP gençlik kollarında başkanlık yaptım, mecliste en genç milletvekili oldum, yıllarca
Şişli’de hizmet verdim; parti yönetiminin beni desteksiz bırakmasına rağmen, %41
gibi rekor oy alan İstanbul Büyükşehir adayı oldum.
Ben
aslanlar gibi 5 yıl boyunca genel başkana ve Cumhuriyet Halk Partisi’ne sahip
çıktım.
Üstüme
düşen herşeyi yaptığıma inanıyorum.
Bugün
Şişli’ye hizmet vermek için yeniden adayım; karşımda muhatap bulamıyorum.
Geçmişi
başka partilere dayanan adaylar büyükşehir adayı yapılırken, CHP’nin öz
evladına, -doğrudan diyemiyorlar- dolaylı yoldan başka ilçelere işaret
ediyorlar.
Bu
en azından siyasi nezakete uymaz…
Bu
en azından Şişlililere saygısızlıktır!
Buna
tepkisiz kalamazdım.
Küçük
kurnazlıklara teslim olamazdım.
Bugün
bir karar aldım.
Cumhuriyet
Halk Partisi’nin daha çok yıpranmaması için ve ya kendi içlerinde ya da benimle
ne hesapları olduğunu bilmediğim CHP yönetimini ve Sayın Kılıçdaroğlu’nu
rahatlatmak adına yıllarımı verdiğim, içinde olmaktan onur duyduğum ve hep
duyacağım Cumhuriyet Halk Partisi’nden üzülerek istifa ediyorum.
Bu
kararımın başta Şişli’de yaşayan yurttaşlarım olmak üzere ülkemiz için hayırlı
olmasını diliyorum.
CHP
yönetimine ve Sayın Kılıçdaroğlu’na en kısa sürede tüm Türkiye’deki adayları
aynı anda açıklamalarını ve Cumhuriyet Halk Partili seçmenleri daha fazla
üzmemelerini öneriyorum.
Akıllara
bazı sorular gelebilir.
Bazı
olası sorulara cevap vererek mektubumu bitirmek isterim.
Diyebilirsiniz
ki;
Sarıgül
siyaseti bırakıyor mu?
Cevabım
net; Hayır!
Şişli’ye
ve Türkiye’ye vereceğim daha çok hizmetler var.
Diyebilirsiniz
ki;
Sarıgül
başka bir partiye mi geçiyor?
Cevabım
net;
Bu
kararı aldığım bugün için hayır. Kendimi bugünden itibaren Şişli’de yaşayan
yurttaşlarıma emanet ediyorum. Huzuru onların arasında buluyorum. Onların
göstereceği yolda yürüyeceğim.
Diyebilirsiniz
ki;
Sarıgül
Şişlide Başkanlığa aday olacak mı?
Cevabım
net:
Evet!
Yarından
itibaren çizeceğim yol haritamı Şişlililer ile birlikte belirleyeceğim.
Ben
çok kararlı ve huzurluyum.
Gelişmeler
hakkında sizlere sürekli bilgi aktaracağız.
Saygılarımla.
KAYNAK:
Mustafa Sarıgül CHP'den istifa etti (cumhuriyet.com.tr, 23.01.2019).