Vedat Can

Ressam, Akademisyen

Doğum
Ölüm
06 Ağustos, 2018
Eğitim
Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş Bölümü

Ressam ve akademisyen (D. 1940, Alaplı / Zonguldak – Ö. 6 Kasım 2018, Ankara). 1969 yılında Isparta Gönen Öğretmen Okulu’nu bitirerek, beş yıl ilkokul öğretmenliği yaptı. 1968'de Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş Bölümü'nden mezun oldu. 1978 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş Bölümü' ne öğretmen olarak atandı. 1981-1982 yılları arasında bu kurumda yöneticilik görevinde bulundu. 1982 yılında Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Resim-İş Eğitimi Bölümü'ne öğretim görevlisi olarak atandı. Sanatta Yeterlik çalışmasını aynı kurumda tamamladı. 1987 yılında Resim Anabilim Dalı öğretim üyeliğine atandı. Bu görevinden 1999 yılında emekli olarak ayrılan sanatçı, birçok karma sergiye katıldı.

Vedat Can, 6 Kasım 2018 günü, Ankara’da bir süredir tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Sanatçının cenazesi doğum yeri olan Karadeniz Ereğli’ye götürülerek Alaplı Kasımlı köyünde toprağa verildi.

 

Kişisel Sergiler

 

1984 Galeri Z, Ankara

1985 Sanatyapım, Ankara

1986 Sanatyapım, Ankara

1988 Vakıf ban k, An kara

1988 Doku Sanat Galerisi, Ankara

1992 Şekerbank Sanat Galerisi, Ankara

1992 Palet Sanat Galerisi, Eskişehir

1994 Başak Sigorta Sanat Galerisi, Ankara

1995 Halk Kütüphanesi, Akşehir

1998 Doku Sanat Galerisi, Ankara

1999 Mıknatıs Sanat Galerisi, Ankara

2001 Galeri Soyut, Ankara

2003 Zerdüşt Sanat Galerisi, Ankara

2003 Doku Sanat Galerisi, Ankara

 

Yurtdışı Sergiler

 

1972 Uluslararası lbizagrafic-72, İspanya

1982 Çağdaş Türk Resmi, Kuveyt

1983 Çağdaş Türk Resmi, Avrupa Ülkeleri

1986 Çağdaş Türk Resmi, Macaristan

1990 Çağdaş Türk Resmi, Çin

1992 Çağdaş Türk Resmi, Kuveyt, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan

 

Hakkında Ne Dediler?

 

Sanatçının öğrencilerinden ressam ve şair İlhami Atmaca sosyal medya hesabından hocasının vefat haberini duyurdu ve hocasıyla ilgili güzel iki anısını paylaştı:

 

Vedat Can: "Akademinin Seni Harcamasına İzin Vermeyeceğim İlhami."

 

Kıymetli Hocam Ressam Vedat Can vefat etmiş…

Allah rahmet eylesin. Mekânı Cennet olsun. Nur içinde yatsın.

Onunla ilgili iki mühim hatıram vardır.

 

Birgün, Vedat Hoca, atölyesine açılan odasının kapısında belirdi ve bana seslenerek içeri geçti.

Genellikle sakin bir insandı. Ancak, bana seslendiğinde, sesindeki gerginliği hissettim ve bu merak uyandırdı bende.

Niçin gergindi ve bunun benimle ne alakası vardı.

Elimdeki fırçayı bıraktım, boyalı ellerimi biraz terebentinle ıslatıp sildim ve zaman kaybetmeden odasına yöneldim. Kapı açıktı, sert bir tonla "Geç!" dedi. İçeri girdim, kapıyı kapatmamı söyledi.

Kapıyı kapattım, masasının karşısında bulunan koltuğa göstererek "Otur!" dedi. Oturdum.

Sağında kapalı duran pencereye döndü, bir süre dışarıyı seyretti. Bana baktı, ve hiddetle oturduğu koltuktan kalktı ve öfkeyle "Sen kendinin farkında değil misin?" diye bağırdı.

Vedat Hoca'yı bırakın bu şiddette öfkeli görmeyi, gergin bile görmemiştim. Şaşkınlık ve sessizlik ve dahası merakla baktım yüzüne.

O hiddet ve öfkesini yitirmeden masasını yumruklayarak devam etti.

Vedat Hocamın bu kadar öfkelenmesine sebep olduğum için utandım.

Sebebini bilmesem de.

"Yeteneğinin farkında değil misin sen, niçin yeterince ilgi göstermiyorsun resme!" diye azarladı beni.

Sebebini öğrendiğimde bir şeyler söylemeye davrandım şaşkınlığım üzerimde. "Söyleyeceğin hiç bir şey mazeret olamaz, sus!" diye sesini yükseltti yeniden.

 

Atölyesine zevkle katıldığım, çalışmalarımı ihmal etmediğimi düşündüğüm halde yetersiz buluyordu demek çabamı Vedat Hoca.

Sustum.

Daha önce, benim kadar yetenekli bir öğrenciye denk gelmediğini ve odasına çağırarak uyarı yapmaya değer ilk öğrencisi olduğumu söyledi.

Özür diledim. Daha çok çaba göstereceğimi söyledim ve izin alarak çıktım odasından.

Onurlandım, gurur duydum. Utandım.

Arkadaşlarım, Vedat Hoca'yı hiç bu kadar öfkeli görmediklerini, onu bu denli sinirlendirecek ne yapmış olabileceğimi sordular.

"Hiç…" deyip geçiştirdim.

 

….

 

Bir kaç yıl sonra, bölümün yüksek lisans sınav ve seçmelerine katıldım. Jüride Vedat Hoca vardı.

Ben, bütün çalışmalarımı koltuğumun altına almış gelmiştim. Rulo halinde eskizler, desenler…

Yüksek lisansa kabul edilmeyi çok istiyordum.

Eli kolu dolu gelmiş olan tek bendim belki de.

Benden önce jogging yapmaya çıkmış, yüksek lisansa kabul edileceğine dair umudu olmadığı için eşofmanlarıyla elini kolunu sallayarak gelmiş bir arkadaşla laflıyorken sıra ona geldi. Kapı açıldı Vedat Hocayla göz göze geldik.

"İlhami, sen de gel içeri." dedi.

İçeri girdim. Yanına çağırdı. "Sen hiç boşuna bekleme." dedi.

"Niçin hocam?" diye sordum.

"Çünkü" dedi, "Akademinin seni harcamasına izin vermeyeceğim İlhami."

Israr edecek oldum.

Koltuğumun altındaki çalışmaları görmek istedi. Uzattım.

Ruloyu açtı, çalışmalarıma özenle göz gezdirdi ve yüzüme baktı.

"Asla!" dedi.

Kapının önüne çıktım, merdivenlere oturdum ve bir sigara yaktım.

Eşofmanlarıyla gelmiş olan arkadaşım, yüzünde kocaman bir şaşkınlıkla çıktı, yanıma geldi. "Kabul edildim." dedi. "İnanamıyorum."

 

Sigaramdan derin bir nefes çektim.

Beşevler’e doğru yürüdüm.”

 

KAYNAKÇA:  Vedat Can Vefat Etti (asanatlar.com, 9 Kasım 2018), Vedat Can (ereglideyasam.com, 14 Ocak 2019).

 

 

Resim 1

Resim 2

Resim 3

Resim 4

Resim 5

FOTO GALERİ

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör