Ali Haydar Tuğ

Şair ve Yazar, Editör, Yayıncı

Ölüm
12 Ekim, 2018

Şair ve yazar, editör, yayıncı (D. 1959, Kahramanmaraş – Ö. 12 Ekim 2018, Kahramanmaraş). Kahramanmaraş Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürlüğünde çalıştı. Çeşitli dergi ve gazetelerin yayın yönetmenliği ve sahipliğini üstlendi.

Mart 2006’da Edebiyat Yaprağı dergisini, Kasım 2013’te tarihinde Yeni Edebiyat Yaprağı dergisini çıkardı ve yayın yönetmenliğini üstlendi. Şiirlerini 2016 yılında Uzaktaki Karartı adlı tek kitabında topladı.

Ali Haydar Tuğ, 12 Ekim 2018 günü, memleketi Kahramanmaraş’ta hayatını kaybetti. Kahramanmaraş’ın Dereboğazı Mahallesindeki baba ocağına getirilen Ali Haydar Tuğ’un cenazesi, Cuma namazına müteakip mahalle mezarlığında toprağa verildi.

Ali Haydar Tuğ’un cenazesine AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili İmran Kılıç, eski Milletvekili Sıtkı Güvenç, AK Parti Kahramanmaraş İl Başkanı Ömer Oruç Bilal Debgici, akrabaları ve sevenleri katıldı.

Evli ve 3 çocuk babasıydı. Oğlu gazeteci Osman Tuğ, Kahramanmaraş Akdeniz Gazeteciler Cemiyeti üyesidir.

KAYNAKÇA: Ali Haydar Tuğ hayatını kaybetti! (nabizhaber.com, 12.10.2018), Ali Haydar Tuğ, Son Yolculuğuna Uğurlandı! (AA – sanalbasin.com,13 Ekim 2018), Ali Haydar Tuğ (sairlermaras2.blogspot.com, 02.11.2018), Uzaktaki Karartı (kitapyurdu.com, 02.11.2018).

TÜMCELER KIRILIR KENDİ COĞRAFYAMIN AKŞAM SOFRALARINDA

TÜMCELER KIRILIR

KENDİ COĞRAFYAMIN

AKŞAM SOFRALARINDA

 

Ali Haydar TUĞ

 

Yine

Kendimce düşler kuruyor

Avuntular buluyorum

Sonra susuyor

Denklemler kuruyorum

Olmuyor

 

Sarkaçları uzanıyor

Bir midye kabuğunda

Tümceler kırılıyor tek tek

Sarnıçlarda toplanıp

Susuyorum

Olmuyor

 

Avuçlarımsa

Umutsuzluğumu ovuyor

Susuyorum

 

II

 

Hemzemin geçitler

Nizami düşlerin

Kesişen yollarını açıyor

Akranlarımdan duyduğum

Soluk benizli hikayesi

Gelip geçiyor usumdan

Susuyorum

Sulak bahçelerde

Ay ışığına takılıyor

Avuçlarımda topladığım dualar

Kaldırıyorum olabildiğince yukarıya

Yosunlanıyor kıvrımlarında

Yüreğim susuyor.

 

Batıdan

Zulüm makineleri taşınıyor

Koparmak için

Çiçekleri

 

Aklıma kerbela geliyor

Susuyorum

 

Sunaklar adanmışlarla dolu

Kan çiçekleniyor

Susuyor tohumlar boyunlarını eğerek

Susuyor kerbela

Ve…

Demokrasi özgürlükler kalıyor

 

III

 

Kırılgan fayların altında

Kendi coğrafyam

Kaynıyor

Kırmızılaşıyor bütün bedenimde

Ah bir ağaç dalından kopartılan yüreğim

Tümceler kırılıyor

Susuyorum

 

Kan damlıyor avuçlarıma

Çırpınan dalgın gözlerimden

Kayboluyor yakamozlar

Bir bir derinliğinde yüreğimin

Susuyorum

 

Sunaklar doymak bilmiyor

Her gün yeni bir tanrıya

Koşup umut dileniyor çağ

Konsirtmatist duaların gölgesinde

Bir serçe düşüyor cansız toprağa

Kimin umurunda

Susuyorum

 

Bir satranç taşı gibi oynuyor

Kelimelerle

Yüreğim

Susuyorum

 

Tümcelerde kalıyor

Kırılgan yüzleri

Sensizliğin tarifsiz sancısında

Avuçlarımda toplayıp bir bir

Döktüğüm bütün umutlarım

Ve

Sen kalıyorsun yalnızca

Sevgili…

 

Hali pür melalim işte

Kendiliğinden olmuyor

Sonraya bırakıyorum

Tümceler kırılıyor akşam sofralarında

Susuyorum

HAYATA SOBE

HAYATA SOBE

Ali Haydar TUĞ

İşte yürüyor 
Yolun ortasında
Kaldırımlarda sürgün
Avuçlarında umut 
Aşkı savuruyor eliyle

Kaldırıyor ellerini semaya
Dilekler tutuyor yıldızlardan
Bir kolunda hayaletlerden donatılmış bir sepet
Ay doğmuyor üstümüzde
Karanlığın ortasında kayboluyor sırıtışlar
Kavun iç renklerin geceye yansıyışı
Örtüyor duldaları
Soğuk ayazlarda bekliyor zaman
Aydınlık sonraya düşüyor
Kolunda ay ışığı
Sepette gül üşüyor

İşte yürüyor 
Çingene düğün alayı
Konçertoların sessizliği sarıyor içimi
Susuyor kayın ağaçlarının sessizliği
Yüreğine indiriyor kör bakışlar
Körebe oynuyor 
Yarına düşüyor düşler
Ve zaman tükeniyor kendince
Hayata sobe



 

UYKUM KAÇIYOR BU NE FIRTINA

UYKUM KAÇIYOR BU NE FIRTINA

 

Ali Haydar TUĞ

 

 

Yıldızlar savruluyor üstümüzde

Ay dolunay

Geceye küskün

 

Karanlıklar içinde kaçıncı boyuttayım

Suskular anlamsızmış

Karıncaların ayak sesleri çınlıyor kulağımda

Serseri sözcüklerin çarpıyor yüreğimde

Tılsımlı gelinlikler gelinciklerin belinde

En güzel şarkıların tınısında melankolin bir aşk

Ne güzel ne güzel

 

Uykum kaçıyor

Bu ne fırtına

“Asra yemin olsun insanlar hüsranda”

Duydum feryadım içime ağdı

Kandiller bir bir sönmede yüreğimde

O asra yemin olsun yemin olsun zeytine

Doğrudur şeksiz şüphesiz amenna

Mutfaklar çalışır her tarafta  lağım kokar

Sustukça yüreğimde büyür o aşkın boyu

Serpiliyor üstüme çöllerin yalnızlığı

Susuyorum susuyor

 

Ayaklarında prangaların çığlığı

Seni seviyorum

Sevgili seni

Yıldızlar başıboş gökyüzünde

Öyle sanıyordum

Kamçılıyor düşlerimi

Düşlerim başıboş

Uykum kaçıyor

Ay dolunay

Geceye küskün

 

Doğrudur doğudan doğar güneş

Karardıkça içimde o aydınlık düşlerim

Bir meclis kuruldu

Oturdu

Durdu zaman

Dil çıkardı tüm boyutlardan konuklar

Sonraya bırakalım beyler

Uykum kaçıyor

Bıçkın düşlerin peşinde

Çokça koştum yapayalnız yalınayak

Hırçın, bakışların altında

Altında kalıyorum tüm avuntularımın

Avuntularım sana muhtaç

 

 

FOTO GALERİ

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör