Halk
şairi (D. 1840, Bulgaristan / Rodoplar /
Hasımlar (Oreşnitsa) – Ö. 1932, Kırcaali). Babası gelin sandıkları
yaptığı için Sandıkçı Yusuf diye bilinirdi. Şakacı bir çocuk olan Ferhat’ın
erken çocukluk dönemi hakkında bilgimiz yoktur. Köylüleri onun İstanbul’da
öğrenim gördüğünü, hatta son Osmanlı sadrazamı hemşehrisi Talat Paşa ile aynı
sınıfta okudukları söylenmişti. Ferhat bir süre Hasköy’de memur olarak bulundu
ve orada evlendi. Şair, Türk-Rus harbinden sonra Türkiye’ye göç ederek Edirne,
İstanbul ve Bursa’da yaşadı. Baba mesleği olan sandıkçılık ve tarım işleriyle
uğraştı, bir aralık öğretmenliğe atandı.
Balkan
Harbi (1912) sırasındaki Bulgar vahşetini yaşadı. Gözdağı karşısında, köylülere
inanç, sağduyu çağrısı yaparak, onları bedbinliğe düşmekten korumaya çalıştı. Bu
halk dahisi, Aleksandır Stamboliyski zamanında Yağışlar Belediye Başkanı
seçildi ve bu görevinde bir yıl kaldı. Bu arada oğlu Hüsnü öldü ve ailesi
Edirne’den Uzunköprü’ye taşındı. Çok geçmeden, Kırcaali’de Ahmet Kadir ile evli
olan kızı Adeviye, Arda nehri kıyısında halı yıkarken suya düşüp boğuldu. Bunu
gelini Fatma’nın felce yakalanıp ölmesi izledi. Ferhat, eşi Rahime’yi de
yitirince, Kırcaali’ye taşındı.
Şair
Ferhat, Fernandes adındaki yabancı bir tütün firmasında Fransızca tercümanı
olarak çalışmaya başladı. Burada evlendi, fakat bu evlilik uzun sürmedi. Onun
Kırcaali’deki yaşlılı yaşamı üstüne torunu öğretmen Bahriye Hüseyin şunları
söylüyor:
“Dedemin hakkında birşeyler yazmayı isterseniz bilin ki, onun ölümü
üzerine yazılanlar gerçeğe dayanmıyor. Eski yönetimin onu aşağılamak için,
‘Medrese’nin bodrumlarında ölmüştür’, diye yazmaları saçmalıktır. Dedem
aslında, Arda boyu mahallesinde iki katlı bir evde akrabalarında kirayla
oturuyormuş. İhtiyar yaşta gözlüksüz gazete okuyor ve iğneye de iplik geçirip
dikiyor, kendisi de çok sıhhatli imiş. Annem Zehra -ki hâlâ hayattadır- ona
kaygu gösterir, çamaşırlarını yıkar, yemek pişirir, elbiselerini ütülermiş.
Annem şöyle diyor; ‘Ben 92 yaşındaki dedemi bir gün bile yalnız bırakmadım...”
Şair Ferhat’ın “Vatan ve Mustafa Kemal Paşa Destanı”
(Eski harflerle, Kırcaali, 20 Ağustos 1922) adlı bir eseri vardır.
KAYNAK:
Niyazi Hüseyin Bahtiyar / Balkanlar’da Türk Ünlüleri (1999), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar
ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (C. 12, 2015).