Halk
ozanı, şair, yazar, bestekâr. 15 Mart 1965’te Karaman’ın Morcalı köyünde doğdu.
Asıl adı Muammer Çalar. İlkokulu köyünde bitirdikten sonra aile birleşim
yoluyla Hollanda’ya gitti. 18 yaşına kadar okuma zorunluluğu yasasından yararlanıp
tekrar okula başladı. 1 yıl dil okulundan sonra Sanat Okuluna devam etti. 3 yıllık
Grafik Animasyon Okulunu bitirdi.
Amcası
mahalli sanatçı Hikmet Çalar dayısı Aşık Mevlevi - Nuri Uzun olması
münasebetiyle, ilkokul 2. sınıftayken 9 yaşında sazla tanıştı ve bir daha
bırakmadı. 15 yaşında şiirler yazmaya başladı. Sazla şiiri birleştirmeyi
başaran genç Muammer Çalar, Hollanda’ya gelen her ünlüyle tanışmış, onlara
kendi çalışmalarını takdim etmiş, Aşık Mahsuni Şerif den Abdurrahim Karakoç ve
Neşet Ertaş’a kadar her tanıştığı ünlü, “Sen bir ozansın” diye kendisine cüret
vermiş desteklemişler. 1987 Karaman Aşıklar derneğince düzenlenen bir yarışmada
kendisine juri özel ödülü olarak “Aşık Çağlari” mahlası takdim edilmiş. Bu
mahlası kendine bir görev sayan Çağlari, daha profesyonel çalışmalara yönelip
1997’de ilk albümü Hoşgörü 1, 2004’te Hoşgörü 2 ile “Gurbetten Sılaya” adlı
şiir kitabını, 2010’da Hoşgörü 3, 2014’te Hoşgörü 4, 2016’da Hoşgörü 5, 2017’de Hoşgörü 6, 2018’de Şehriyar adlı
kitabında bütün çalışmalarını, bestelenmiş şiirlerini ve müzik notalarına alınmış
yayınlanmış yazıları ve albümlerine kadar bir kitapta toplanmış, 300 sayfalık
bu kitap Amsterdam Türkevi Araştırmalar Merkezince yayımlanmıştır.
Amsterdam’da
ikamet etmekte olan Çağlari, sanatını hobi olarak, halk ozanlık geleneğimizin,
kültür ve sanatımızın Avrupa’da yaşatılması anlayışıyla sürdürmektedir. Bu
geleneğin yılmaz savunucularındandır. Evli ve 3 çocuk babasıdır.
KAYNAK:
Aşık Çağlari (Muammer Çalar) Bilgi teyidi (Ocak 2018).
AŞIKLIK SENİN
NEYİNE
AŞIK ÇAĞLARÎ
Aşık’ım
dersin ya aşıklık senin neyine
Şerbet
mi içtin ki sen aşk ehlinin elinden...
Irmaklar
gibi çağlar akarsın dostluk meyine
Karlı
dağlardan mı indin ki boran selinden...
Çağlayanın
mı var coşkun çağlayıp durursun
Ağlayanın
mı var dertli ağlayıp durursun
Ğalyana
mı geldin aşıklıkdan dem vurursun
Ledünniler
dizer gezersin aciz dilinden...
Ahü
zar eyleyip durursun o nazlı güle
Refakat
mi ettin seherde şeyda bülbüle
İrşad
olmak dustur imiş her ehli kamile
Miski
amber mi derledin ol aşkın gülünden.
GÜL OLUP
AÇMAYINCA
AŞIK ÇAĞLARÎ
Gül
olup açmayınca şu gülistan bağında,
Tül
olup uçmayınca dost evranlar çağında,
Kül
olup saçmayınca ten aşkın cenahında,
Gözlerimde
kanlı yaş fırat gibi çağlarım...
Sel
olup taşmayınca sevginin ırmağında,
Gel
olup koşmayınca seherin dimağında
Tel
olup coşmayınca yâren saz revnağında,
Gözlerimde
kanlı yaş uğrun uğrun ağlarım...
Yol
olup varmayınca Yunus’lar divanına,
Kul
olup ermeyince kamiller güruhuna...
Kol
olup girmeyince şöyle dostun sağına,
Gözlerimde
kanlı yaş gül sinemi dağlarım...
El
olup sarılmayınca yâr sinem ağına,
Yel
olup savrulmayınca mecnunlar dağına..
Kül
olup kavrulmayınca can aşk ocağına,
Gözlerimde
kanlı yaş ciğer parem ağlarım.
Kil olup akmayınca Tabtuklar dergahından,
Mil
olup çakmayınca aşıklar cergahından,
Nil
olup bakmayınca menzile güzargahdan.
Gözlerimde
kanlı yaş yaralarım bağlarım...
Çöl
olup kalmayınca mor sümbüllü bağlarım
Bol
olup bulmayınca, sersefildir sağlarım,
Şol
olup dolmayınca, gönüllere Çağları(i)m,
Gözlerimde
kanlı yaş hallerime ağlarım...
NE AZ BİLİR NE
UZ
AŞIK ÇAĞLARÎ
Ne
az bilir ne uz şu deli divane gönlüm
Tozar
savurur her dem harmanda yel misali...
Ne
saz bilir ne caz a benim biçare ömrüm
Azar
bağırır her dem sarmanda tel misali...
Ne
yaz bilir ne güz dört mevsimi hep kar boran
Bizar
dondurur her dem dermanda pil misali....
Ne
hız bilir ne gaz ömrümün maratonunda
Sızar
kıvrılır her dem kervanda yol misali..
Ne
siz bilir ne biz döker indirir eşkere
Kızar
dövünür her dem kirmanda kol misali...
Ne
iz bilir ne gez göz kararı rast meşkere
Nazar-ı
vardır her dem şirvanda bal misali...
Ne
cız bilir ne bız yakar kavurur kor gibi
Gezer
durur umarsız devranda el misali...
Ne
ez bilir ne büz söyler sözün dobra dobra
Yazar
çizer ahvalin mihmanda kul misali
ŞAİR GİBİ ŞİİR YAZMAK
AŞIK ÇAĞLARÎ
Ş
airler şelaleye benzerler şelaleye
A
kıp giderler gönül nehrine karışırlar...
İ
nsan-ı kamil odur benzer bir meşaleye
R
aks edip gider ömür bahrine varışırlar...
G
ül dalında şakıyan şeyda bülbül misali
İ
hvandır lalezarda figanla yarışırlar..
B
ir hanedan edalı süzülen gül misali
İ
hsani ikramı bol her gönle ulaşırlar...
Ş
evkat pınarından su doldururlar kabına
İ
çene saki sunar şerbet dem oluşurlar...
İ
krarına sadık dost bürünmüş aşk babına
R
isale destan nesir ledünni konuşurlar...
Y
azar çizer karalar yavukluyu sesler yar
A
şkından mahrum etme medet ey dileşirler...
Z
ambaklar açılmış boz kırında sisler yağar
M
erhamet diyarına meltemle doluşurlar
A
şıktırlar maşuka meramı var ol ağ yar...
K
elamı sohbet sözü lirikte buluşurlar.
19-01-2010
Aşık Çağlari -Muammer Çalar
www.caglari.com Online
müzik Shop
https://itunes.apple.com/nl/album/hosgoru-4/id966884934?ign-mpt=uo%3D4
ŞEHRİYÂR
AŞIK ÇAĞLARÎ
Gönül
kafesinde bülbül misali
Feryâdı
figânda ahüzardayım
Aşk
çölünde açan bir gül misali
İrem
bağlarında şehr-i yârdayım
Sevda
denizine yelken açalı
Seyyahlar
misâli sonsuz turdayım
Dünyaya
rest çekip serden geçeli
Bilmem
zarardayım bilmem kârdayım
Çağlari
dediler kuru göllere
Dört
mevsim hazanda boran kardayım
Sevdanla
düşeli dilden dillere
Medet
ey sevdiğim başı dardayım