Bayburtlu Zihnî

Halk Ozanı

Doğum
Ölüm
Diğer İsimler
Mehmet Emin

Halk şairi (D. 1785 / 1800, Bayburt - Ö. 1859, Trabzon). Asıl adı Mehmet Emin’dir.  Erzurum ve Trabzon medreselerinde öğrenim gördü. 1815’te geldiği İstanbul’da on yıl kadar kaldı. Kasideler sunduğu devlet ileri gelenlerinden yakınlık gördü. 1828’de Doğu’da Rus işgalinin başlaması üzerine memleketine döndü. Harabeye dönmüş Bayburt için içli şiirler yazdı. 1834’te hac dönüşü Mısır’a uğradı. Abdülmecid’e, tahta çıkışı dolayısıyla yazdığı cülûsiyeyi sundu. Akka’ya giden donanmada Reşit Paşa’nın kâtibi olarak bulundu. Dönüşte İstanbul’da bir süre kaldıktan sonra 1847’den itibaren Hopa, Karaağaç, Of ve Erzincan’da devlet memurluğu yaptı. 1855’te  geldiği Trabzon’da dört yıl kaldı. Bayburt’a giderken Trabzon’a yakın Ulasa köyünde öldü. Mezarı sonradan Bayburt’a taşındı (1936).

Divan şiirine yönelerek yazdığı kasideler, gazeller ve naatlardan oluşan bir divanı bulunan Bayburtlu Zihnî, asıl ününü Divan’ına almadığı, halk şiiri tarzındaki hece ölçüsüyle yazdığı şiirlerle kazandı. 1828 Rus işgali sonrası Bayburt için söylediği:

 

“Vardım ki yurdundan ayağ göcürmüş

Yavru gitmiş ıssız kalmış otağı

 

dizeleriyle başlayan koşması ünlüdür. Aruz ölçüsüyle yazdığı şiirlerinin yer aldığı Divan-ı Zihnî (1876) oğlu Ahmed Kehavi Efendi tarafından yayımlandı.

ESERLERİ:

Divan-ı Zihnî (1876), Sergüzeştnâme (manzum hicivler), Kitab-ı Hikâye-i Garîbe (üç nüshası vardır).

HAKKINDA: Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu / Bayburtlu Zihni (1928), Saim Sakaoğlu / Bayburtlu Zihni (1988), Saim Sakaoğlu - Ali Berat Alptekin / Türk Halk Şairleri Bibliyografyaları: 10 Bayburtlu Zihni Bibliyografyası (Hayatı, Eserleri, Nüktedanlığı ve Şiirlerinden Örnekler, 1990, S. Sakaoğlu ile birlikte), Abdullah Uçman / TDV İslâm Ansiklopedisi (c. 5, 1992), Behçet Necatigil / Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü (18. bas. 1999), Mehmet Nuri Yardım / Edebiyatımızın Güleryüzü (2002).

OTLAKÇI DESTANI

Bir şîrîn hikâye geldi hâtıra

Bu kıssadan hisse ala otlakçı

Yeter her keseye başın batıra

İçtiğin burnundan gele otlakçı

 

Evinden kahveye sürer subh u dem

Kurulur mangala cümleden akdem

Gelene efendim gidene ağam

Keselere dala dala otlakçı

 

Mansıbı rezâlet mesnedi b. tur

Uyuz tazı gibi ne aç ne toktur

Tütün bulamazsa zararı yoktur

Ayının tabanın yala otlakçı

 

Geceler subha dek sayıklar çoğu

Bir baş kahvelerde alır soluğu

Bazısı zor ile alır çubuğu

Bazısı da çıkar kola otlakçı

 

Kese kim verirse berâber olsun

Otlakçı harlara birâder olsun

Vermesin keseyi pür-âzar olsun

Gîr-i har misâli kalsın otlakçı

 

Olursa kahveci ger entipüfçi

Otlakçısı olur keyfçiden keyfçi

Yâ defçi ederler yâhûd kenefçi

Gider olsa İslâmbol’a otlakçı

 

Ahbâbın birinden alır keseyi

Doldurur çubuğu basar fisayı

Rast gelirse Trabzonlu köseyi

Tütün ister güle güle otlakçı

 

Verin keseyi der elin uzatır

Ekseri garibin yolun gözetir

Çubuk doldurmağa sohbet düzetir

Baka baka sağ sola otlakçı

 

Mısır haşşaşları buraya gelmiş

Arab’ın Acem’in gülüncü olmuş

Kilimin dörd ucun sulara salmış

Düşmüş bunca halden hale otlakçı

 

Zihnî bu pendimi kabûl etsinler

Ba’d-ezîn bu kârdan udûl etsinler

Meclis-i yârâna duhûl etsinler

Sıçramasın daldan dala otlakçı

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör