Şair ve yazar. 1965, Gürün / Sivas
doğumlu. İlk ve ortaokulu Bursa’da okudu. Bursa Yıldırım Bayazıt Lisesi, Ankara
Üniversitesi DTCF Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (1988) mezunu. Ajans RMC’nin
kurucuları arasında yer aldı.
Edebiyat öğretmenliğinin yanı sıra
bir dönem TBMM’de danışmanlık, dergi editörlükleri, metin yazarlığı,
yayınevlerinde yayın yönetmenliği yaptı. 1998-2004 yıllarında üç dönem Türkiye
Yazarlar Birliği genel sekreterlik görevini yürüttü. Bu görevde iken kültür
programları, panel ve sempozyumlar düzenledi.
Fransa'da düzenlenen 'Türkçenin 5.
Uluslararası Şiir Şöleni'ne katıldı.
Altıncı Şehir, Nizam-ı Âlem ve
Alperen dergilerinin genel yayın yönetmenliğini yürüttü, Araf dergisini
çıkaranlar arasında yer aldı.
Edebiyat öğretmenliğinin yanı sıra
Elips Kitap'ın yayın yönetmenliğini yapmaktadır.
İlk şiiri, Doğuş-Edebiyat
dergisinde (1983), sonraki yıllarda yazı ve şiirleri Türk Edebiyatı, Dergâh,
Kanat, Son Duvar, Sonsuzluk ve Bir Gün, kurucularından olduğu Araf ve
genel yayın yönetmenliğini yaptığı Altıncı Şehir, Genç Alperen, Nizam-ı Alem
dergileri ile Ortadoğu, Hergün, Milliyetçi Çizgi, Gündüz, Muhalif gazetelerinde
yayımlandı.
ESERLERİ:
Şiir:
Ateş Bahçeleri (1997), Zamansız
Sipahi (2013), Acıdan Siyah (2017), Fotoğrafta Çirkin Çıkan (2020).
Biyografi-Derleme:
Yahya Kemal Beyatlı (2002), Ahmet Hamdi Tanpınar (2003), Arif Nihat Asya (2003), Yunus Emre (2005), Arif Nihat
Asya'dan Seçme Şiirler ve Yazılar (2015, 2017),
Cengizhan Orakçı İçin Ne Dediler?
“Ateş Bahçeleri, Şeyh Galib’in
ünlü ‘Gül ateş, gülbün ateş…’ beyti ile başlıyor. Ve buradan şairin küçük ve
yoğun mısraları ile bütün bir Divan Edebiyatı geleneğine, ondan yararlanan
diğer şairlerimize (mesela Behçet Necatigil) açılıyor. Orakçı, klasik
edebiyatımızın mirasından modern bir şiir çıkarma yolunda hoş ve olgun örnekler
veriyor.” (Mustafa Kutlu)
KAYNAKÇA:
Mustafa Kutlu (Yeni Şafak, 22.7.1997), Beşir Ayvazoğlu (Zaman, 27.10.1997),
Hüseyin Su (Hece, Ağustos 1997), Mehmet Erdoğan (Ülke, Ağustos 1997), Hakkı
Yanık (Ülke, Ağustos 1997), Hüsrev Hatemi / Türk Edebiyatı (Ağustos 1997), İhsan Işık /
Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi
(2006, 2007).
Sözümü unutabilirim susarken
gölgem hesap dışı dal
kırılırsa
kuş tufanı içim erken kışlara
kıyılarda karşılamaya çıktım
kendimi
Tırmanmalı dağlara sırası
şehre sel gelebilir
beklenenden önce
üşüyen satırlar için hiç
olmazsa
dalgınlık hatıraları
anlatalım
her balkona bir ateş düşürüp
incir ve zeytini keşfedelim
bu törenler daha çok
uzayabilir
Bu bahiste kalmalı oysa
neyin adı geçtiyse dilimizden
vebâlindeyiz kalben
bir aşk ıslığı uygundur
dağları görünce ki dağ
"taş kesilen
kervandı" diyen
içim beni avutmuyor
pişmanım olmayanlardan da
İpek yükü şifâhidir şimdi ya
sonra
-bu derste ne söylendi sahi-
bilemezsem akla ziyan sayma
yalnız bendedir çoktandır
zulüm
yaz günlerinin kanattığım
yarası
bunca gitme kendimle yüz yüze
sen ki hep ziyansın güzler
tarihinde
(Ateş Bahçeleri, 1998).
Bak bu şiir!
İyi gelir yaraya bereye; her dizesi başka bir acıya merhem.
Bak bu şiir!
İyi gelir durmalara da gitmelere de; düzünden okununca başka, tersinden
okununca başka.
Bak bu şiir!
İyi gelir kırık çıkıklara; kırılmış günler bir dize, çıkmış hayatlar başka
dize, seç istediğini.
Bak bu şiir!
Kalbin yanıp alev alışından resimler yapıyor, boyası göklerden, fırçası
dünyadan, sen de dene!
Bak bu şiir!
Aşk diyor, ölmek der gibi, ölüp ölüp dirilmek gibi; sahi siz de öldünüz mü hiç!
Bak bu şiir!
Neler söylüyor; söylemiyor gibi, söylemiyor gibi...