Özge Dirik

Şair

Doğum
14 Ekim, 1978
Ölüm
27 Ağustos, 2004
Eğitim
ODTÜ İktisat Fakültesi
Burç

Şair (D. 14 Ekim 1978 , İstanbul- Ö. 27 Ağustos 2004, İstanbul). ODTÜ İktisat Fakültesinden mezun olduktan sonra (2000) bir süre Pamukbank’ta çalıştıktan sonra Akbank'a geçti ve kredi kartları bölümünde çalıştı. Geçirdiği bunalım sonucu 26 yaşında iken 27 Ağustos 2004 tarihinde, yaşadığı binanın 10. katından atlayarak yaşamına son verdi.

Şiirleri Öteki-Siz, Pencere, Varlık, Kuzey Yıldızı dergilerinde yayımlandı. Vefatından sonra Kuzey Yıldızı dergisi20 – 27 Ağustos tarihleri arasında Özge Dirik Haftası düzenliyor.

Vefatının haberi gazetelerde şöyle yer aldı:

 

ODTÜ mezunu bankacı 'ölüme atladı

 

Kadıköy Kozyatağı'nda Akbank Kredi Kartları Servisi'nde çalışan ODTÜ mezunu Özge Dirik, oturduğu apartmanın 10'uncu katından atlayarak intihar etti

Sabancı Center'deki Akbank Merkezi'nde Kredi Kartları Servisi'nde çalışan ODTÜ İşletme Bölümü mezunu Özge Dirik, önceki gece saat 23.30 sıralarında bir miktar ilaç aldıktan sonra Kozyatağı Sinan Sokak Arzu Apartmanı 10'uncu kattaki evinin penceresinden ölüme atladı. Yaklaşık 25 metre yüksekten sert zemine çakılan Özge Dirik, olay yerinde yaşamını yitirdi.

Bankacı Dirik'in cesedi SSK Hastanesi morguna kaldırıldı, üzerinden imzalı bir mektup çıktı. Mektupta "Kendimi cennette hissediyorum. Ölüme mutlu gidiyorum" yazıyordu. Dirik'in bankacı olan eşi Deniz Dirik, acı haberi duyunca sinir krizi geçirdi ve Haydarpaşa Numune Hastanesi'ne kaldırıldı. Özge Dirik ODTÜ İşletme Bölümü'nü bitirdikten sonra Pamukbank'ta çalışmış, 3 ay önce Akbank'ta işe başlamıştı. Yakınları mutlu bir evlilikleri bulunan Dirik çiftinin maddi sorunu bulunmadığını, intihara anlam veremediklerini söyledi. / (Vatan Gazetesi, 29.08.2004)

 

Bankacı ağlattı

 

İstanbul - Kadıköy'de, Akbank'ta çalışan Özge Dirik (26), hava almak için çıktığı Kozyatağı'ndaki evinin 10. katındaki balkonunda dengesini kaybedince, yere çakıldı. 3 ay önce askerden gelen talihsiz Dirik, yaşamını yitirdi. Eşinin ölümüyle sinir krizleri geçiren Deniz Dirik ise, hastaneye kaldırıldı. (Takvim Gazetesi, 29.08.2004)

 

KAYNAK: Emre Gümüşdoğan / Düş kazasında yitirdiklerimiz (siirakademisi.com, 20.04.2016), Özge Dirik (siirantolojim.wordpress.com, 30.09.2016).

RUH SÖKÜĞÜ

RUH SÖKÜĞÜ

 

ÖZGE DİRİK

 

ruhlar incinir.

sürekli incinirler.

onları yaşatmak için günboyu çalışır bahaneler.

çok zayıf hafızaları vardır

güçlü doğarlar

yaşlandıkça daha unutkan olmak zorundadırlar, bu ölümlerini geciktirir.

Evet, evet

ruhlar ölürler.

o kadar hızlı ölürler ki

hiç yanmaz canları.

ruhların canları vardır,

bir değil, beş değil

milyon tane canları vardır.

hepsini birden bir kadında da bırakabilirler

sakat bir köpeğin bacağına da sarabilirler yüzlercesini.

bir bakarsanız hain bir masada kirli ellere bacaklarını sunup ölen ruhçuklar

görürsünüz.

 

ruhlar düşünmezler

 

her ruh iyi bir bedende ruh konağı bulmak ister,

iki üç gün refakat ederler değişik bedenlere,

olmadı mı olmaz

bedensiz ölen ruhlar vardır

 

bazı ruhlar bedenlerle valse kalkarlar

bu uyum diğer ruhları acıtır.

ruhlar acırlar.

birbirlerine, kendilerine, bedenlerine

 

güzellik ruhta değil, ruh güzellikte konaklar.

iyi bir ruh için iyi bir beden mükemmel olmak demektir.

bunu hep inkârda da olsalar

ruhların sırrı güzel bedenlerdir,

buna ulaşanı kıskanırlar.

 

bu yüzden bendeki ruhu,

hep dışladılar.

 

KAYNAK: Özge Dirik (siirantolojim.wordpress.com, 30.09.2016).

VASİYET

VASİYET

 

ÖZGE DİRİK

 

"ki en kötüsüdür,

"ölümden sonra da istemek.”

Benden firar eden dünyadan,

son isteklerimi taşırken bana,

dikkat et; aynı olmasın torbanın rengi,

ayağına giydiğin galoşlarla.

Şu bizim yan odada,

Kürt kaşlı kız çok inledi dün gece,

boştu yatağı,

bugün iyileşmiş, tahliyesi olmuş,

inandıramadılar bana.

Bir uçlu sakla da göğsüne,

teninin kokusu olsun izmaritinde.

Bu yalnızlığı biz yaratmadık,

bilakis tütünü bile dost eyledik kendimize.

Ya sen,

ellerini yıkıyorsun bana her gelişinde,

benimle aynı gün ölecek olan alyansında,

bir sabun parçası,

ne demekse.

Yarın belki de son kez,

ziyaret saatini özleyeceğim yine,

yemek yiyeceğim,

tadını tuzunu alıp, öyle veriyorlar yemeği,

mercimeğin içindeki böceğin bile hesaplı kalorisi.

Giydiğin eteğin yırtmacı ilk defa dokunuyor bana,

beni yolcu eden akciğer

kediye atsan yemez

geç kalmayacak randevusuna.

Gidince çürümeyeceğini bilsem,

ellerimizi değiştirelim derdim.

Ellerimin ellerinde verdiği güzel ve uzun mola,

ayrılık Allah’ın emri,

ölüm olmasa...

 

29.03.2002

 

KAYNAK: Özge Dirik (Kuzey Yıldızı edebiyat Dergisi Sayı:599, Emre Gümüşdoğan / Düş kazasında yitirdiklerimiz (siirakademisi.com, 20.04.2016).

FOTO GALERİ

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör