Şeyhmus Durgun

Makina Mühendisi, Gazeteci, Yazar

Doğum
Ölüm
23 Ekim, 1985
Eğitim
İstanbul Teknik Üniversitesi Genel Makine Bölümü

Makine mühendisi, gazeteci, yazar (D. 1954, Diyarbakır – Ö. 23 Ekim 1985, Çanakkale). İlk ve orta tahsilini Diyarbakır’da tamamladıktan sonra İstanbul Teknik Üniversitesi Genel Makine Bölümünden mezun oldu.

Öğrencilik yıllarında bir süre Fatih Vakıflar Yurdu’nda, sonra Yeşildirek Rüstempaşa Yurdu’nda kaldı. O dönemde İslamcı öğrenci hareketlerinin merkezi durumundaki MTTB’de çeşitli görevler aldı. MTTB’nin Cemaleddin Tayla Dönemi’nde İcra Konseyi Başkanlığı görevinde bulundu. MTTB’nin yayın organlarından Çatı ve Milli Gençlik dergilerinde idarecilik yaptı ve birçok konuda yazılar yazdı. Çatı dergisinde kaleme aldığı yazılardan birisi olan, 15 Nisan 1978 tarihli “Bu Böyle Biline” başlıklı yazısından dolayı; 163. maddeden, Devletin Temel Nizamını İslam’a Uydurmak ve Türkiye’de İslam Devleti Kurmak istediğini düşünce olarak paylaştığı için yargılandı ve Mayıs 1983’te 6 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Bundan dolayı tutuklanarak, önce Bayrampaşa Sağmalcılar Cezaevi’nde daha sonra da Çanakkale Kapalı Cezaevi’nde hapsedildi. Çanakkale Kapalı Cezaevi’nde cezasını tamamlarken, faili meçhul kişiler tarafından, işkenceyle, 23 Ekim 1985 Çarşamba günü, şehid edildi. Şehidin naaşı 27 Ekim 1985 Pazar günü, çok sayıda arkadaşı ve ailesi tarafından, Çanakkale Kapalı Cezaevi yetkililerinden alınarak, 29 Ekim 1985 salı günü, Diyarbakır’da Et Balık Kurumu Camii’nde kılınan namazdan sonra, Diyarbakır Mardinkapı Mezarlığına defnedildi.

Şeyhmus Durgun, hapishaneden tahliyesine bir yıl kala, gönüldaşlarından birine yazdığı mektupta şu satırlara yer vermişti:

“İçeriye düşmeme sebep olan Çatı’daki yazıyı da o yıllarda yazmıştım. Mahkemesi epey sürmüştü. Nihayet 83’ün Mayıs’ında 6 yıllık cezayı geçirmek üzere İstanbul Sağmalcılarda hapis hayatımız başladı. Epey geçti. Hapisten çıkmaya 15 ay 3 gün kaldı. 86’nın Temmuz 28’inde dışarı çıkacağım. Anlayacağın pek bir şey kalmadı.”

Şeyhmus Durgun böyle diyordu ama tahliye olamadı, Çanakkale Hapishanesinde faili meçhul bir cinayete kurban gitti. Durgun’un cenazesi Çanakkale Hapishanesinden 23.10.1985 tarihinde yakınları ve arkadaşları tarafından cenazesi çıkarıldı. 1983 yılında düşünce suçlusu olarak konulduğu hapishanede 1985 yılında faili meçhul bir cinayete kurban giden Şeyhmus Durgun’un katilleri aradan geçen 31 yıla rağmen bulunamadı.

 9.10.1985 tarihli son mektuplarından birinde de şöyle yazmıştı:

“Uzun müddettir bir şeyler yazmadım. Hapishanenin halini tahmin edersin. Sıkıntı ve monoton bir akış günler boyu sürüyor. Bin bir türlü halimiz oluyor. İyisiyle, kötüsüyle... Burada aldığımız haberlerle uğraşıp duruyoruz. Sanırım, çıkışa kadar böylesi şeyler olup durabilir. Ne yapabilirim ki... Hayatım devam ettikçe çok şeyler yaşayacağım. Bu herkes için böyle... Güzel olan, hayatı iyi şeylerle geçirebilmeye çalışmak. Senin için, benim için.. Ve bildiklerimiz için... İnşaallah.. (cc)”

Milli Gazete de yayınlanan yazısının son paragrafında okurlarına şöyle seslenmişti: “Anla artık!... Öğren artık!... Araştır artık!... Göster artık!... Bil artık!... Kavuş artık!.... Yap artık!... Sen anlamadıkça, Öğrenmedikçe, Araştırmadıkça, Göstermedikçe, Bilmedikçe, Kavuşmadıkça, kurtuluşu bekleme.... Uyan, Müslüman uyan... Müslüman, uyan, uyan.”

KAYNAKÇA: Şeyhmus Durgun /Müslüman Kimdir (Milli Gazete, 23 Eylül 1979), Şeyhmuz Durgun da Şehitler Kervanına Katıldı (Mektup, Aralık 1985), Mehmet Ali Tekin / Mazlum Zindan Şehidimiz: Şeyhmus Durgun (yeniakit.com.tr, 25 Ekim 2013), Arkadaşı Ziya Şahin’nden alınan bilgiler, Ocak 2016).

 

Müslüman (Çatı dergisi, 30.7.1977)

ŞEYHMUZ DURGUN DA ŞEHİTLER KERVANINA KATILDI

ŞEYHMUZ DURGUN DA ŞEHİTLER KERVANINA KATILDI

 

Şehidimiz Şeyhmuz DURGUN, 1954 yılında Diyarbakır’da dünyâya geldi. İlk ve orta tahsilini Diyarbakır’da tamamlayan Şeyhmuz Durgun, İstanbul Teknik Üniversitesi Genel Makina Bölümünü bitirdi.

Okul hayatında olsun daha sonra ki safhalarda olsun Şeyhmuz daima İslamı yaşayarak anlatan, bir Müslüman olmuş daima örnek Müslüman olarak gösterilmiştir. Fiili mücadelesinin yanı sıra kalemiyle de mücadele eden şehidimiz Şeyhmuz Durgun, yazdığı bir yazıdan dolayı ‘Laikliğe aykırılıktan’ yani Anayasası Kur’an olan bir devlet istemekten Sağmalcılar Cezaevine konulup 6 yıl hapis verilmişti. Şeyhmuz Durgun gönüldaşlarından birine yazdığı mektupta şunları söylüyor: İçeriye düşmeme sebep olan Çatı’da ki yazıyı da o yıllarda yazmıştım. Mahkemesi epey sürmüştü. Nihayet 83’ ün Mayıs’ında 6 yıllık cezayı geçirmek üzere İstanbul Sağmalcılarda hapis hayatımız başladı. Epey geçti. Hapisten çıkmaya 15 ay 3 gün kaldı. 86’nın Temmuz 28’inde dışarı çıkacağım. Anlayacağın pek bir şey kalmadı.”

Şeyhmuz Durgun böyle diyordu ama çıkmak nasip olmadı. İslamı uygulamak istemek suçundan mahkum olmuş ve hapishanede hayatını tamamladı. (9.10.1985) tarihli son mektuplarından birinde de, diyor ki “Uzun müddettir bir şeyler yazmadım. Hapishanenin halini tahmin edersin. Sıkıntı ve monoton bir akış günler boyu sürüyor. Binbir türlü halimiz oluyor. İyisiyle, kötüsüyle... Burada aldığımız haberlerle uğraşıp duruyoruz. Sanırım, çıkışa kadar böylesi şeyler olup durabilir. Ne yapabilirim ki... Hayatım devam ettikçe çok şeyler yaşıyacağım. Bu herkes için böyle... Güzel olan, hayatı iyi şeylerle geçirebilmeye çalışmak. Senin için, benim için.. Ve bildiklerimiz için... İnşaallah.. (cc)”

VE ŞEYHMUZ DURGUN hapishaneden 23.10.1985 tarihide yakınları ve arkadaşları tarafından cenazesi çıkarıldı. Şeyhmuz Durgun Milli. Gazete de yayınlanan yazısının son paragrafında şöyle diyor; “Anla artık!... Öğren artık!... Araştır artık!... Göster artık!... Bil artık!... Kavuş artık!.... Yap artık!... Sen anlamadıkça, Öğrenmedikçe, Araştırmadıkça, Göstermedikçe, Bilmedikçe, Kavuşmadıkça, kurtuluşu bekleme.... Uyan, Müslüman uyan... Müslüman, uyan, uyan.”

 

 ARALIK 1985

Yazar: Yok

MAZLUM ZİNDAN ŞEHİDİMİZ: ŞEYHMUS DURGUN

“… Şeyhmus gözlerimizin önünde gitti, çaresizliğimizden hiçbir şey yapamadık. Sadece kanlar içerisinde, kapıya kadar taşıdık. Allah-ü Alem ruhunu teslim etmişti. Şimdi gecenin bir yarısında, bir çığlıkla uyanıp; insan, sevdiğinin yerde upuzun kanlar içerisinde yatışıyla karşılaşınca, yaşadığı durumu izaha muktedirse, benden de izah bekleyin.”

Şehid Şeyhmus Durgun…

‘Devletin Temel Nizamını İslam’a Uydurmak ve Türkiye’de İslam Devleti Kurmak istediği’, suçlamasıyla yargılandı ve 5 yıl hapse mahkûm edildi…

Cumhuriyete tehlike görüldüğünden dolayı zindana atılan ve zindanda şehid edilen, Müslümanlardan sadece bir tanesi…

Bu rejim, kendisine tehlike gördüğü herkesi…

Ya işkence ile şehid ederek…

Ya para pul, mal mülk ile servete boğup, pasifize ederek…

Ya kadın ve şehvet tuzağına düşürüp, pasifize ederek…

Etkisiz hâle getirip, yok etmekte…

Şehid Şeyhmus Durgun; 23 Eylül 1979 tarihli Milli Gazete’nin Gençlik sayfasında yayınlanan Müslüman kimdir? başlıklı yazısının bir bölümünde:

“Müslüman, kolaya değil zora, sefaya değil cefaya; refaha değil, işkenceye; savaşa değil, barışa; kötülüğe değil, iyiliğe; cehenneme değil, cennete talib olandır.” diyordu…

Evet… Şeyhmus Durgun:

“…. Müslüman, refaha değil, işkenceye talib olandır;….” diyordu ve Rabbi O’na bu yolda, şehadeti nasib etti…

Şeyhmus Ağabey’i ilk olarak yanlış hatırlamıyorsam, 1976 yılında tanıdım.

Ben o yıllarda, İmam hatip Lisesi 5. sınıfta okuyordum.

Kendilerini sistemin sahibi gören zihniyet, hemen hemen her dönemde olduğu gibi; İslam’ı öğrenmek isteyenlere düşmanca bir tavır takınarak, hor görerek, ikinci sınıf vatandaş muamelesine tabi tutuyordu. O yıllarda İmam Hatip Liseleri, direk üniversitelere giremiyordu. Yıllarca okuduğu derslerden, herhangi bir lisede, tekrar ‘Fark Ders Sınavı’na girip kazanmadan, üniversite imtihanına girmeye hak kazanamıyordu…

Rahmetli Erbakan Hocamız, CHP-MHP koalisyon hükümetine, bu ayrımcılığı ortadan kaldıracak bir kanun çıkartmayı başarmış; fakat o dönemin Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk tarafından, bu kanun veto edilmişti. Bizler İstanbul İmam Hatip Lisesi’nde okuyan öğrenciler olarak, ‘Vetoyu veto!’ boykot ve mitingleri, tertiplemeye başlamıştık. İşte o boykot sırasında, İstanbul İmam Hatip Lisesi önünde, ilk olarak görmüştüm Sevgili Şeyhmus Ağabeyimi…

Daha sonra Fatih Vakıflar Yurdu’ndaki odalarına giderek, kendisiyle dostluğumuz gelişti. MTTB’nin Cemaleddin Tayla Dönemi’nde İcra Konseyi Başkanlığı görevi esnasında, ilişkilerimiz gelişti. Tam o dönemde, Metin Yüksel ile birlikteliğimiz ve Fatih Akıncılarını kuruluşundan sonra; Şeyhmus Durgun Ağabey’in Yeşildirek Rüstempaşa Yurdu’na geçişiyle, bu yurda gidiş gelişlerde dostluğumuz ilerledi ve şehadetine kadar devam etti. Rabbim, inşallah cennette de birlikteliğimizi devam ettirsin (Amin).

Şeyhmus Ağabey’in bu dünyadaki hayat seyrini, kısaca şöyle ifadelendirebiliriz:

ŞEYHMUS DURGUN: 1954 yılında Diyarbakır’da dünyaya geldi.

İlk ve orta tahsilini, Diyarbakır’da bitirdi. Daha sonra da, İstanbul Teknik Üniversitesi Genel Makine bölümünü bitirdi.

Yüksek tahsili sırasında, o yılların İslamcı Öğrencilerin merkezi durumunda olan MTTB’de, çeşitli görevler aldı. MTTB’nin yayın organları ÇATI ve MİLLİ GENÇLİK’te, idarecilik yaptı ve birçok konuda yazılar yazdı. Çatı dergisinde kaleme aldığı yazılardan birisi olan, 15 Nisan 1978 tarihli Bu Böyle Biline başlıklı yazısından dolayı; 163. maddeden, Devletin Temel Nizamını İslam’a Uydurmak ve Türkiye’de İslam Devleti Kurmak istediği için yargılandı ve 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Bundan dolayı tutuklanarak, önce Bayrampaşa Cezaevi’nde daha sonra da Çanakkale Kapalı Cezaevi’nde hapsedildi. Çanakkale Kapalı Cezaevi’nde cezasını tamamlarken, laik rejimin gardiyanları tarafından, işkenceyle, 23 Ekim 1985 Çarşamba günü, şehid edildi. Şehidin naaşı 27 Ekim 1985 Pazar günü, çok sayıda arkadaşı ve ailesi tarafından, Çanakkale Kapalı Cezaevi yetkililerinden alınarak, 29 Ekim 1985 salı günü, Diyarbakır’da Et Balık Kurumu Camii’nde kılınan namazdan sonra, Diyarbakır Mardinkapı Asrî mezarlığına defnedildi.

Bu yazıyı, Mekke’den kaleme alıp gönderiyorum.

Rabbim nasip ederse, bu gün birkaç Hac arkadaşımla; Rabbimizin Evine Beytullah’a gidip, Şeyhmus Ağabey’in ruhuna ithaf edilmek üzere, Kur’an okumayı ve arkasından da Şeyhmus Ağabey için, TAVAF YAPMAYI kararlaştırdık.

‘Mü’minlerden öyle erkek adamlar vardır ki, Allah’a verdikleri söze sadık kaldılar; kimi bu uğurda şehid oldu, kimi de sırasını beklemektedir. Onlar hiçbir suretle verdikleri sözü değiştirmediler.’ Ahzab Suresi – Ayet 23

Rabbim, bizleri de sırasını bekleyenlerden eylesin… Amin.

KAYNAK: Mehmet Ali Tekin / Mazlum Zindan Şehidimiz: Şeyhmus Durgun (yeniakit.com.tr, 25 Ekim 2013).

 

Yazar: MEHMET ALİ TEKİN

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör