Hüseyin Yurttaş

Yazar, Şair

Doğum
02 Kasım, 1946
Eğitim
Edirne Erkek İlköğretmen Okulu
Burç

Şair ve yazar. 2 Kasım 1946, Kozbeyli köyü / Foça / İzmir doğumlu. İlkokulu Foça’nın Kozbeyli köyünde, ortaokulu Menemen’de okudu. Parasız yatılı öğrenci olarak okuduğu Edirne Erkek İlköğretmen Okulundan 1964 yılında mezun oldu. Van, Amasya, İzmir illerine bağlı köylerde on yıl öğretmenlik yaptıktan sonra İzmir merkezine atandı. 1983 yılında öğretmenlikten ayrılarak yayıncılık ve dağıtımcılık işleri ile Bilgi Yayınevinin Ege Bölgesi temsilciliğini yaptı. 1990 yılının sonlarında yayın ve dağıtım işini tasfiye etti. Ardından Bornova Belediyesi Kitaplığı ile Okumaevinin kuruluşunu üstlendi. Bu görevinden 1994 yılında emekliye ayrılarak Foça’daki köyüne yerleşti..

İlk şiiri “Değişen Ölü”, Keşan Gazetesi’nde (1963) yayımlandı. Varlık, Sanat Olayı, Milliyet Sanat, Yazko gibi çeşitli dergi ve gazetelerde şiir ve yazıları yayımlandı. Arkadaşlarıyla birlikte İzmir’in en uzun ömürlü edebiyat dergisi olan Dönemeç’i çıkardı. Anı, anekdot ve düşüncelerini içeren düzyazılarını Yeni Asır gazetesindeki “Cumartesi Sohbeti” köşesinde (1966-) yayımladı. Sanayi Çarşısı adlı eseriyle 1980 Nevzat Üstün Şiir Başarı Ödülünü, Gecede Kanat Sesleri ile 1982 Ömer Faruk Toprak Şiir Ödülünde mansiyon, Kod Adı: Mansur ile 1992 Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülünü, Sevgiye Dönsün Dünya ile 1992 Damar Dergisi - Çankaya Belediyesi İlkbahar Ödülleri Çocuk Şiiri Birinciliğini, Kirli Tarih ile de 1993 Yunus Nadi Yayımlanmamış Şiir Ödülünü aldı ve aynı eseriyle 1994 Cevdet Kudret Edebiyat Ödülünü Hüseyin Atabaş ile paylaştı. 2012 yılında Sevgiler Kanarken adlı kitabıyla, Melih Cevdet Anday'ın anısına Türkiye Yazarlar Sendikası ve Muğla Ören Belediyesi işbirliğiyle düzenlenen Melih Cevdet Anday Şiir Ödülü’nü İsmail Uyaroğlu ile paylaştı.

ESERLERİ:

ŞİİR: İlk İşim Uyanmak (1970), Gelincik Günleri (1977), Uzun Yollar Yolcusu (1978), Uzunçalar (1979), Sanayi Çarşısı (1980), Gecede Kanat Sesleri (1984), Çürüme (1986), Kod Adı: Mansur (1993), Kirli Tarih (1993), Sevgiden Ötesi Cehennem (1995), Yirminci Yüzyıl Ağıtları (1996), Aşıkların Gizli Defteri (1998), Aşka Bahar Yetmez (2001), Kış Masalları - Ayna Kırıkları - 3 (2001).

DENEME: Bir Sıcak Merhaba (1996), Bu Şehir, Bu Topraklar (1999).

ROMAN: Saklı Kimlik (2004).

ANI: Sarıbey (2002).

ÇOCUK KİTABI: Dev ile Savaş (1977), Hasancıklar da Büyür (1977), Güvercin Kayaları (1980), Eşekler Cenneti (1980), Astronot Çekirge (1980), Çınar Dede (1981), Tel Araba (1982), Neşeli Kukla (1982), Yaralı Kuş (1982), Ercan ile Mercan (1982), Dağdaki Yabancı (1982), Dilli Kaval (1982), Kara Kedi (1982), Kaçak Civciv (1982), Mete’nin Mavi Topu (1982), Bekir ile Tekir (1982), Obur Şıpışıp (1982), Kıskanç Sinek (1987), Kırlangıç Yuvası (1987), Avcı Örümcek (1987), Zurnacı Eşek (1987), Kahraman Leylek (1987), Çakalın Dişleri (1987), Ağaçkakanın Öfkesi (1987), Sucu Tilki (1987), Ağaca Çıkan Ayı (1987), Çamlı Kuledeki Giz (1991), Beyaz Bisiklet (1993), Sevgiyle Dönsün Dünya (1993), Uzaylılar Gelince (1994), Cüceler Gezegeni (1994), Sakar Tay (1995), Tavşancı Dede (1995), Mavi Bilye (1995), Akıllı Köpek Alabaş (1995), Dağa Düşün Uçak (1995), Küçük Telsizci (1995), Irmak Çocukları (1995), Deli Uçurtma (1995), Küçük Balıkçılar (1995), Kıyıdaki Tekne (1995), Kör Kaptanın Serüvenleri (1996), Gülce Kızın Düşleri (1997), Hınzır Çiçek (1997), Konuşan Kukla (2002).

HAKKINDA: TDE Ansiklopedisi (c. 8, 1976-98), Okan Yüksel / İzmirli Ozan Gazeteciler (1997), Behçet Necatigil / Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü (18. bas. 1999), Şükran Kurdakul / Şairler ve Yazarlar Sözlüğü (gen. 6. bas. 1999), TBE Ansiklopedisi (2001), Ahmet Günbaş / Hüseyin Yurttaş’ın yeni şiirleri: Aşka Bahar Yetmez - Fahrettin Koyuncu / Aşka Bahar Yetmez (Cumhuriyet Kitap, 22.11.2001), Yasin Erol / Kış Masalları (Cumhuriyet Kitap, 31.1.2002), Bülent Güldal / Saklı Kimlik (Damar, Ağustos 2004).

 

GERİDE KALAN

o tren gitti

ben kaldım

bir güz yaprağıydı hüzün

döne döne

indi önüme

yerde ezik bir karanfil

gözlerimde son gülüşün

ve belki hâlâ sallanan elin

 

o tren gitti

ıpıssız kaldım

yaslandığım ağaç gövdesi

nasıl anlasın beni?

 

gittikçe daha uzaksın

ses yok kulak dayadığım raylarda

kim duyacak içimde kopan çığlığı

kim görecek beni

kör karanlığında gecenin?

 

gökte akan bulut

varır mı senin gittiğin topraklara

benden sana taşır mı bu yağmuru?

 

rüzgâra bıraktım kendimi

sürüklenip gidiyorum

bir şiir seni fısıldıyor

boşluğa düşüyor adımlarım

sigaram söndü ateşim yok

meyhaneler çoktan kapanmış

 

kendime çekilsem

limanım belirsiz

pusulam kayıp

 

o tren gitti

ben kaldım

bir güz yaprağıydı hüzün

döne döne

indi önüme

 

 

YİTİP GİDENE GAZEL

bir yol var, ucunda en uzun gün görünür

yarının başladığı yerde dün görünür

 

geçip gidersin rüzgârlı düşler içinde

dönüp geriye baksan köhne ömrün görünür

 

aşklarla acılarla boğuşarak vardığın bir duraktır

durmak ne mümkün, ardından yeni bir sürgün görünür

 

ne yana dönsen yaralı bir yalnızlık karşılar seni

bıkıp usansan da yine o müzmin hüzün görünür

 

gazel yurdundan göçüp giden her yaprakta

faili meçhul bir failatün görünür

 

yurttaş’ım, beyhude çığlıklar salıp durma boşluklara

tütmez olmuş dumanın, şimdi savrulan külün görünür

 

 

FOTO GALERİ

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör