Şair ve yazar. 2 Kasım 1946, Kozbeyli köyü / Foça / İzmir doğumlu. İlkokulu Foça’nın Kozbeyli köyünde, ortaokulu Menemen’de okudu. Parasız yatılı öğrenci olarak okuduğu Edirne Erkek İlköğretmen Okulundan 1964 yılında mezun oldu. Van, Amasya, İzmir illerine bağlı köylerde on yıl öğretmenlik yaptıktan sonra İzmir merkezine atandı. 1983 yılında öğretmenlikten ayrılarak yayıncılık ve dağıtımcılık işleri ile Bilgi Yayınevinin Ege Bölgesi temsilciliğini yaptı. 1990 yılının sonlarında yayın ve dağıtım işini tasfiye etti. Ardından Bornova Belediyesi Kitaplığı ile Okumaevinin kuruluşunu üstlendi. Bu görevinden 1994 yılında emekliye ayrılarak Foça’daki köyüne yerleşti..
İlk şiiri “Değişen Ölü”, Keşan Gazetesi’nde (1963)
yayımlandı. Varlık, Sanat Olayı, Milliyet Sanat, Yazko gibi çeşitli
dergi ve gazetelerde şiir ve yazıları yayımlandı. Arkadaşlarıyla birlikte
İzmir’in en uzun ömürlü edebiyat dergisi olan Dönemeç’i çıkardı. Anı,
anekdot ve düşüncelerini içeren düzyazılarını Yeni Asır gazetesindeki “Cumartesi
Sohbeti” köşesinde (1966-) yayımladı. Sanayi Çarşısı adlı eseriyle 1980
Nevzat Üstün Şiir Başarı Ödülünü, Gecede Kanat Sesleri ile 1982 Ömer
Faruk Toprak Şiir Ödülünde mansiyon, Kod Adı: Mansur ile 1992 Ceyhun
Atuf Kansu Şiir Ödülünü, Sevgiye Dönsün Dünya ile 1992 Damar Dergisi -
Çankaya Belediyesi İlkbahar Ödülleri Çocuk Şiiri Birinciliğini, Kirli Tarih
ile de 1993 Yunus Nadi Yayımlanmamış Şiir Ödülünü aldı ve aynı eseriyle 1994
Cevdet Kudret Edebiyat Ödülünü Hüseyin Atabaş ile paylaştı. 2012 yılında Sevgiler Kanarken adlı kitabıyla, Melih
Cevdet Anday'ın anısına Türkiye Yazarlar Sendikası ve Muğla Ören Belediyesi
işbirliğiyle düzenlenen Melih Cevdet Anday Şiir Ödülü’nü İsmail Uyaroğlu ile
paylaştı.
ESERLERİ:
ŞİİR: İlk İşim Uyanmak (1970), Gelincik Günleri (1977),
Uzun Yollar Yolcusu (1978), Uzunçalar (1979), Sanayi Çarşısı (1980),
Gecede Kanat Sesleri (1984), Çürüme (1986), Kod Adı: Mansur (1993),
Kirli Tarih (1993), Sevgiden Ötesi Cehennem (1995), Yirminci
Yüzyıl Ağıtları (1996), Aşıkların Gizli Defteri (1998), Aşka
Bahar Yetmez (2001), Kış Masalları - Ayna Kırıkları - 3 (2001).
DENEME: Bir Sıcak Merhaba (1996), Bu Şehir, Bu
Topraklar (1999).
ROMAN: Saklı Kimlik (2004).
ANI: Sarıbey (2002).
ÇOCUK KİTABI: Dev ile Savaş (1977), Hasancıklar
da Büyür (1977), Güvercin Kayaları (1980), Eşekler Cenneti (1980),
Astronot Çekirge (1980), Çınar Dede (1981), Tel Araba (1982),
Neşeli Kukla (1982), Yaralı Kuş (1982), Ercan ile Mercan (1982),
Dağdaki Yabancı (1982), Dilli Kaval (1982), Kara Kedi (1982),
Kaçak Civciv (1982), Mete’nin Mavi Topu (1982), Bekir ile
Tekir (1982), Obur Şıpışıp (1982), Kıskanç Sinek (1987), Kırlangıç
Yuvası (1987), Avcı Örümcek (1987), Zurnacı Eşek (1987), Kahraman
Leylek (1987), Çakalın Dişleri (1987), Ağaçkakanın Öfkesi (1987),
Sucu Tilki (1987), Ağaca Çıkan Ayı (1987), Çamlı Kuledeki Giz (1991),
Beyaz Bisiklet (1993), Sevgiyle Dönsün Dünya (1993), Uzaylılar
Gelince (1994), Cüceler Gezegeni (1994), Sakar Tay (1995),
Tavşancı Dede (1995), Mavi Bilye (1995), Akıllı Köpek Alabaş
(1995), Dağa Düşün Uçak (1995), Küçük Telsizci (1995), Irmak
Çocukları (1995), Deli Uçurtma (1995), Küçük Balıkçılar (1995),
Kıyıdaki Tekne (1995), Kör Kaptanın Serüvenleri (1996), Gülce
Kızın Düşleri (1997), Hınzır Çiçek (1997), Konuşan Kukla (2002).
HAKKINDA: TDE Ansiklopedisi
(c. 8, 1976-98), Okan Yüksel / İzmirli Ozan Gazeteciler (1997), Behçet
Necatigil / Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü (18. bas. 1999), Şükran Kurdakul /
Şairler ve Yazarlar Sözlüğü (gen. 6. bas. 1999), TBE Ansiklopedisi (2001),
Ahmet Günbaş / Hüseyin Yurttaş’ın yeni şiirleri: Aşka Bahar Yetmez - Fahrettin
Koyuncu / Aşka Bahar Yetmez (Cumhuriyet Kitap, 22.11.2001), Yasin Erol / Kış
Masalları (Cumhuriyet Kitap, 31.1.2002), Bülent Güldal / Saklı Kimlik (Damar,
Ağustos 2004).
o tren gitti
ben kaldım
bir güz yaprağıydı hüzün
döne döne
indi önüme
yerde ezik bir karanfil
gözlerimde son gülüşün
ve belki hâlâ sallanan elin
o tren gitti
ıpıssız kaldım
yaslandığım ağaç gövdesi
nasıl anlasın beni?
gittikçe daha uzaksın
ses yok kulak dayadığım
raylarda
kim duyacak içimde kopan
çığlığı
kim görecek beni
kör karanlığında gecenin?
gökte akan bulut
varır mı senin gittiğin
topraklara
benden sana taşır mı bu
yağmuru?
rüzgâra bıraktım kendimi
sürüklenip gidiyorum
bir şiir seni fısıldıyor
boşluğa düşüyor adımlarım
sigaram söndü ateşim yok
meyhaneler çoktan kapanmış
kendime çekilsem
limanım belirsiz
pusulam kayıp
o tren gitti
ben kaldım
bir güz yaprağıydı hüzün
döne döne
indi önüme
bir yol var, ucunda en uzun
gün görünür
yarının başladığı yerde dün
görünür
geçip gidersin rüzgârlı
düşler içinde
dönüp geriye baksan köhne
ömrün görünür
aşklarla acılarla boğuşarak
vardığın bir duraktır
durmak ne mümkün, ardından
yeni bir sürgün görünür
ne yana dönsen yaralı bir
yalnızlık karşılar seni
bıkıp usansan da yine o
müzmin hüzün görünür
gazel yurdundan göçüp giden
her yaprakta
faili meçhul bir failatün
görünür
yurttaş’ım, beyhude çığlıklar
salıp durma boşluklara
tütmez olmuş dumanın, şimdi
savrulan külün görünür