Şiir
ve öyküleri; Gırgır, Başkent Ankara, Ana, Öğretmen Dünyası, Eğitim Alanı,
Gülpınar, Başak Çocuk, Yücel, Türkiye, Güneysu, Kıvılcım, Yeşil Akşehir,
Hür-Sel, Akşehir Millî Eğitim, Tını, Sanat Rehberi, Ozan, Bizim Kuşak, Bizim
Ece, Mısra, Beşparmak, Nisan Bulutu ve Damla dergilerinde yer aldı.
Odabaşıoğlu, katıldığı ulusal ve uluslararası karikatür yarışmalarında çeşitli
ödüllere değer görüldü. Ayrıca, birkaç karikatürünün satış bedelinin açlıkla
mücadele alanında kullanılmasından dolayı Waddingtons Cartoon Awards tarafından
Onur Sertifikası ile ödüllendirildi. Akşehir ilçesi öğretmenlerarası anı-öykü
yazma yarışmasında birincilik ödülü (1984), Şair ve Yazarlar Derneğinin
düzenlediği öykü yarışmasında dördüncülük ödülü (1992) aldı.
ESERLERİ:
KARİKATÜR-MİZAH:
Durakta Çizgi Var (albüm, 1989), Yaşayan Mizah Nasrettin Hoca (albüm,
1998), Nadir Bey Gibi Döverim Ha (mizah öykü, 1999), Konuk
Sevmez Konuk Zihni (mizah öykü, 1999), Temiz Çevre Temiz Yaşam
(albüm, 2000).
ÇOCUK
ÖYKÜSÜ: Kız Önlüğü Uzun Olur (1996), Yeşim ile Çevreci Hüsnü Bey (1999),
Yeşim ile Aranan Hırsız (1999), Yeşim ile Depremzedeler (1999), Yeşim
ile Sokak Köpeği (1999), Çuval Kütüğü (1999), Temiz Çevre Temiz
Yaşam (2000), Yeşim ile Yavru Kuşlar (2002), Yeşim ile Kar Topu
Savaşçıları (2002), Yeşim ile Bisiklet Yarışçıları (2002), Yeşim
ile Kaçak Çocuk (2002).
DERLEME:
Tekerleme Mekerleme (1992), Bir Avuç Tekerleme (1997), Hayvan
Bilmeceleri - Doğa Bilmeceleri - Sebze Bilmeceleri - Meyve Bilmeceleri -
Giyecek Bilmeceleri - Organ Bilmeceleri - Eşya Bilmeceleri - Taşıt Bilmeceleri
(2002).
ÇOCUK
ROMANI: Çuval Kütüğü (1999).
MASAL:
Kız Gülü (2001).
Ayrıca
Bil Boya boyama kitapları yayımlandı.
KAYNAK:
Sezer Odabaşıoğlu / Çuval Kütüğü (1999), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli
Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2. bas., 2009), Sezer
Odabaşıoğlu (sezerodabasioglukarikaturist.tr, 16.7.2015).
- Kim?... Ben
mi onu oradan alıp geleceğim, dedim korkuyla. Sen, bunu benden nasıl istersin?
Şaşırdın galiba sen, Tülay Hanım. Mümkün değil, bu! Cıık, cıık, cıık.
Eşim, tepkime
şaşırdı. Biraz da çekindi:
- Komşulardan
utanmasam, çekinmesem ben alıp gelirim.
Ama, ne yapayım, utanıyorum işte, dedi.
- Sen utanırsın
da ben utanmaz mıyım, hanım? Dün bir, bugün iki... Yeni taşınmışız şuraya. Bir
gören olsa hakkımızda ne düşünür, ne der sonra? Emekliysek o denli de değil. Bizim de
bir onurumuz var... Değil mi ama. Hem, pek de yeniye benzemiyor. Yeni olsaydı,
atarlar mıydı hiç? Eskidir, mutlaka eskidir bu. Yoksa, bu insanlar çıldırmış mı ki, yeni valizi sokağa
atsınlar, diyerek karşı çıktım ve yerime oturdum.