Divan şairi (D. Amasya - Ö.
1589-90, İstanbul). XVI. yüzyıl şairlerindendir. Adı kaynaklarda Ayşe Hâtûn,
Hubbâ, Ayşe Hubbâ Kadın, Hubbâ Ayşe Kadın diye de geçer. İyi eğitim alarak
Arapça öğrendi. II. Sultan Selim’in hocası olan Ak Şemseddin torunlarından
Şemsi Çelebi ile evlendi, böylece de Ayşe Hubbâ Hâtûn saraya girdi. Şemşi
Çelebi ile evliliğinden bir kız çocuğu dünyaya geldi. Önce II. Sultan Selim’in,
sonra da III. Murat’ın nedimesi (hocası) oldu. O dönemin bilgin ve şairlerinden
Molla diye anılan Mehmed Vusûli Efendi, Ayşe Hubbâ’nın damadıdır. Sarayla olan
ilişkisi damadının İstanbul kadısı olmasını sağlandı. Bu olaydan sonra
Vusûli’ye “Hubbâ Mollası” adı takıldı.
Ayşe Hubbâ, Divân edebiyatını
inceledi; mesnevi (ikili beyitlerle yazılan bir divan şiiri türü), kaside (birini
övmek ya da yermek amacıyla yazılan şiir) ve gazeller (beyitlerle yazılan lirik
bir divan şiiri türü) yazdı. Şiirlerindeki tarz, bütün Divan edebiyatında
olduğu gibi kadınsı değildir, yani üslubu baskın olan erkek şairlerin üslubuna
benzer. Buna karşın tezkireciler onun ustalığını övmüşlerdir. Şiirlerinin,
Anadolu’da kendinden önceki şairlerden Zeynep Hatun, Mihrî Hatun, hatta kimi
erkek şairlerin şiirlerinden daha fasih (açık ve düzgün) olduğu kaynaklarda
yazılıdır.
Gerek hamse (bir şairin beş
mesnevisinin bir araya getirilmesiyle oluşturulan eser) gerekse mesnevi (ikili
beyitler halinde yazılan öykü biçimindeki nazım türü) geleneğinin etkisiyle,
özellikle Iran ve Türk edebiyatları başta olmak üzere, birer aşk öyküsü olarak Cemşid
ü Hurşid mesnevileri sıkça kaleme alınmıştır. Konuları Doğu edebiyatlarındaki
klasik aşk hikâyeleri olan bunların bir benzerini de yine “Cemşid ü Hûrşîd” adıyla ve 7000 beyit kadar bir
mesnevi olarak Ayşe Hubbâ’nın kaleme aldığı bilinmektedir. Onun bu mesnevide
zengin doğa betimlemeleri vardır. Özellikle denize ve insan doğasına ilişkin bölümleri
eserde ayrı bir önem taşır, ayrı yer tutar.
Şeyh Yahya Efendinin teyzesiydi
olan Ayşe Hubbâ Hatun’un eşi Akşemseddin-zade Şems Çelebi II. Selim’in musahibi
(sohbet arkadaşı) ve hocasıydı. Bu nedenle bir tür saray mensubu sayılan Ayşe
Hubbâ Hatun’un hayratları da vardır. Edebi eseri olarak ise bir “Divan”ı ile “Cemşid ü Hurşid” adlı mesnevisi vardır. Ayşe Hubbâ Hâtûn
İstanbul’da 1589 ya da 1590 yılında öldü ve Eyüp’teki Debbağhane’nin karşısında
toprağa verildi.
ESERLERİ: Divan (elyazması), Cemşid ü
Hurşid (mesnevi).
HAKKINDA: Murad Uras / Resimli
Kadın Şair ve Muharrirlerimiz (1957), Büyük Larousse Ansiklopedisi (cilt: 2,
1988), Kınalızade Hasan Çelebi / Tezkiretü’ş-Şuarâ (1989, Yay. Haz: İsmet
Parmaksızoğlu), Mübeccel Kızıltan / Divân Edebiyatı Özelliklerine Uyarak Şiir
Yazan Kadın Şairler (Sombahar, Ocak-Nisan 1994), Mehmet Aydın / Edebiyatımızda
Kadın Şair ve Yazarlar Sözlüğü (2001), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli
Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (10 cilt, 2006).