Aydın Menderes

Siyasetçi

Doğum
05 Mayıs, 1946
Ölüm
25 Aralık, 2011
Eğitim
Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi (Gazi Üniversitesi İdari ve İktisadi Bilimler Fakültesi)
Burç

Siyaset adamı (D. 5 Mayıs 1946, Ankara - Ö. 25 Aralık 2011, Ankara). Eski başbakanlardan Adnan Menderes ile Berin Hanım’ın küçük oğullarıdır. 1964 yılında Türk Eğitim Derneği (TED) Ankara Koleji’ni bitirdi. Yüksek öğrenimini ise Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi (Gazi Üniversitesi İdari ve İktisadi Bilimler Fakültesi)’nde yaptı (1964-68). Daha sonra serbest ticaretle uğraştı.

Aydın Menderes, siyaset hayatına 1970 yılında, Ferruh Bozbeyli yönetimindeki ve Demokrat Parti (DP)’nin mirasçısı olma iddiasındaki Demokratik Parti’nin Aydın İl Başkanı olarak girdi. 1977 yılında Adalet Partisi (AP)’nden Konya Milletvekili seçildi ve 1978 yılında aynı partinin Genel İdare Kurulu üyesi oldu. 12 Eylül (1980) askeri darbesi sonrasında, pek çok siyasetçi gibi o da on yıl süreyle siyasi yasaklı olarak kaldı. 1992 yılında yeniden kurulan Demokrat Parti’ye katıldı. 

Aydın Bey, 1993 yılında kurucularından biri olduğu Büyük Değişim Partisi’nin genel başkanlığına seçildi. 1994 yılında, Demokrat Parti’nin çatısı altında birleşen partilerden oluşan yeni Demokrat Parti’nin genel başkanı oldu. 1995 yılında Refah Partisi listesinden İstanbul Milletvekili seçildi. 1996 yılında aynı partinin Genel Başkan Yardımcılığına getirildi. 1999 yılında, kapatılan Refah Partisi’nin yerine kurulan Fazilet Partisi’nden İstanbul Milletvekili olduysa da kısa bir süre sonra bu partiden istifa etti. 2002 yılında yapılan genel seçimlerde Doğru Yol Partisi’nden milletvekili seçildi. Ancak bu partinin ülke barajının altında kalması nedeniyle Aydın Bey yeniden Meclise giremedi. Hüsamettin Cindoruk’un genel başkan seçilmesi nedeniyle de 2009 yılında Demokrat Parti’den istifa etti. 2006 yılından 2010’a kadar “Tercüman” gazetesinde köşe yazarlığı yapan Menderes, 2010 yılından sonra köşe yazılarını “Yeni Asır” gazetesinde yayımlamayı sürdürdü.

 Aydın Menderes, siyaset dışındaki günlerini zaman zaman Aydın / Çakırbeyli’deki çiftliğinde geçirmekteydi. Geçirdiği talihsiz bir trafik kazası sonucunda felç olan Aydın Bey, bağışıklık sistemindeki sorunlar nedeniyle uzun süre tedavi gördüğü Ankara Atatürk Araştırma ve Eğitim Hastanesi’nde 23 Aralık 2011 tarihinde “çoklu organ yetmezliği” nedeniyle vefat etti. Vasiyeti gereği olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ve devlet töreni yapılmayan Aydın Menderes için Ankara’daki Hacıbayram Camisi’nde öğlen namazından sonra, cenazesi olmadan (gıyaben) bir cenaze namazı kılındı. İstanbul’da Fatih Camisi’nde kılınan cenaze namazından sonra da, babası Adnan Menderes’in mezarının bulunduğu, Topkapı’daki Anıt Mezar’da toprağa verildi.

Ölümünün ardından çok kişinin kendisinden övgü ile söz ettiği Aydın Menderes, siyasi yaşamı boyunca, eski başbakanlardan Adnan Menderes’in oğlu olması nedeniyle pek çok partinin vitrininde kendisine yer bulabilmişti. Babasına ait anılarını anlattığı röportajlarının yanı sıra, son yıllarında Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)’ne destek veren açıklamalarıyla sık sık gündeme gelmekteydi.,

Gazete yazıları, konferans ve televizyon konuşmalarıyla ortaya koyduğu görüşleri geniş ilgi görmüş olan Aydın Menderes’in ölümü üzerine, AKP’den MHP’ye, CHP’den BDP’ye pek çok siyasi parti temsilcisinin, onun değerli bir siyasi kişilik sahibi olduğunu belirten başsağlığı mesajları yayımladıkları görüldü. Babasının siyasi geçmişi nedeniyle sağ kesimde itibar gören Aydın Bey’in siyasi ortamda, büyük sağ partilerin vitrinlerini süslemenin ötesinde pek bir etkisi olmadı. Liderliğini üstlendiği siyasi oluşumlarınsa ülke siyasetinde herhangi bir varlık gösteremediği görüldü. Son dönemlerinde AK Parti’nin pek çok adımını destekleyen Menderes, 12 Eylül 2010’daki anayasa referandumunda “evet” oyu vereceğini açıklamıştı.

Ayrıca, “Milli görüş” hareketinin oy patlaması yaptığı dönemde Refah Partisi’nin dışında kalamayan Menderes, RP’den milletvekili olduğu dönemde söylediği, “Bundan böyle İslam’ın neye değil neyin İslam’a uygun olacağı tartışılacak” sözüyle, görünmeye başlayan yeni dönemi tanımlamıştı. Osmanlı ile Cumhuriyet yönetimini uzlaştırma çabası içinde olduğu görülen Aydın Menderes, saltanatın ve hilafetin dışlanmasının, dönemin siyasi zorunluluklarından kaynaklandığını, günümüzde ise buna gerek kalmadığını savunuyordu. Osmanlı’ya olan saygısını, konuya ilişkin bir yazısında şöyle ifade etmişti: “Osmanlı’ya büyük bir muhabbet duymak, onu geçmişimizin şanlı ve bize büyük bir şeref dışında hiçbir olumsuzluk bırakmamış parçası olarak kabul etmek kesinlikle Cumhuriyeti inkâr ya da ondan uzaklaşmak anlamına gelmez, gelmemelidir de.

ESERLERİ:

Tarihte Bir Yolculuk (1987), Acılı Günler 1960 / Aydın Menderes Anlatıyor (anı, yay. haz. Muammer Yaşar, 1987), Aydın Menderes ve Siyasette Yeni Yönelişler (Söyleşilerinden bir seçme, 1992), Yirmibirinci Yüzyıla Girerken Dünya ve Türkiye (1994), Yirmibirinci Yüzyıla Girerken Demokrat Partinin Misyonu (1995), Gelenekten Güncele (1999), Devletin Alınyazısı (2005).

HAKKINDA: Cemal Süreya / 99 Yüz (2004), İhsan Işık / TEKAA (2006), TBMM Albümü (TBMM İnternet sitesi; 24 Aralık 2011 tarihinde erişilmiştir), Cihan Haber Ajansı /26 Aralık 2011), Hürriyet / “Son oğul Aydın Menderes vefat etti” (24 Aralık 2011).

 

FOTO GALERİ

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör