Şair ve
yazar, siyaset adamı, 20, 21, 22. Dönem Kahramanmaraş Milletvekili. 26 Ocak 1951,
Güblüce köyü / Elbistan / K. Maraş doğumlu. Babasının adı Hanefi, annesinin adı
Elif'tir.
İlk ve
ortaokulu Elbistan’da bitirdi (1967). Mersin İlköğretmen Okulu (1971), Anadolu
Üniversitesi Eğitim Ön Lisans Programı (1988) mezunu. 1971’de Kâhta’nın
(Adıyaman) Ulupınar köyünde başladığı öğretmenliğini Elbistan’da sürdürdü.
Elbistan İlkokulunda müdür olarak görev yaptı (1979-89). Daha sonra Almanya’nın
Köln kentinde (1989-93) Türkçe öğretmeni olarak hizmet verdi.
24.12.1995 genel
seçimlerinde RP listesinden, 18.04.1999’da
FP’den, 3 Kasım 2002’de AK Parti listesinden 20, 21, 22. Dönem
Kahramanmaraş Milletvekili seçildi. 2000 yılında FP
grup başkan vekilliği görevine getirildi. TBMM’de görevini sürdürürken de
edebiyatla ilgisini kesmedi, yeni eserler vermeye devam etti.
Şiirlerini
ve müstear isimle yazdığı yazılarını Hareket (1974-75), Yönelişler,
Millî Gençlik, Mavera (1980-88), Dolunay (1987) dergileri ile Yeni
Devir, Zaman (1987) ve Akit (1994-) gazetelerinde yayımladı.
Bu
Sevda Benim Değil ile 1999 yılında Türkiye
Yazarlar Birliği tarafından yılın şairi seçildi. Mavera dergisinde çıkan
şiirleriyle tanındı. Türkiye Yazarlar Birliği ve MESAM üyesidir. İyi düzeyde
Almanca bilen Doğan, evli ve 3 çocuk babasıdır.
ESERLERİ:
Şiir: Ortadoğu Çocukları (1986), Gelirdim İnce Sissizliklerle (1991), Ehrenfeld Akşamları (1993), Bir Gökyüzüdür Yürek (1996), Bu Sevda Benim Değil (1999), Bütün Şiirleri (2003).
Deneme: Namlunun Ucundaki Ülke (1995).
HAKKINDA: İhsan
Işık / Yazarlar Sözlüğü (1990, 1998) - Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi (2001,
2004) – Encyclopedia of Turkish Authors (2005) - Resimli ve Metin Örnekli
Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006, gen. 2. bas.
2007) - Ünlü Edebiyatçılar (Türkiye Ünlüleri Ansiklopedisi, C. 4, 2013) Mehmet
Atilla Maraş / Şair Milletvekilleri 1 - 22. Dönem 1920-2005 (2005), İhsan Işık
/ Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006), TBMM
Albümü 3. Cilt 1983-2010 (2010).
YORDULAR bizi her akşam taammüden
YORDULAR.
Geçip gittik etrafa bıraktığımız
sessizlik kaldı
Havalar soğudu aniden soğudu hiç bir şey
yapamadık.
Vaktin geçip gittiğini anlamadan günler
kısaldı
Armağanlar aldık sevdalandık anlayamadık
Anlayamadık çünkü anlayışımız kibrimiz
kadardı
Kuşlar armağandı bize, ormanlar börtü
böcek
Farkında değildik ne muhteşem
hazinelerimiz vardı.
Çarşılarda YORDULAR bizi mekteplerde
YORDULAR
Şehir sandığımız aslında kirlenmiş
sokaklarda
YORDULAR bizi akşam sabah taammüden
YORDULAR
Geçip gittik etrafa bıraktığımız
sessizlik kaldı.
2021
Geçer gider ömrümüz yürürken
dallara su
Aldırmadan esen rüzgâra değişen
bulutlara
Tut ki Harran ovasında bir yalnız
ağaç
Ya da bir yolcu dünyanın en ıssız
vadisinde
Çünkü en hazin ölüm yalnızlıktır
Kim hissedebilir ne kadar
eksildiğini
Her yeni günle açan tomurcukla
Çalışan değirmenidir zamanın
Yansıdıkça aynalara güzelliğin
Irmakların çoğaldığı mevsimlerde
bile
Azalıyoruz.
Azalıyoruz vakitsiz ve derin
uykularda
Sevda deme buna, gerçek hiç deme
Varsın hissedilmez bir sızı olsun
hatıramızda
Çocukluğumuzda, rüyamızda,
bezginliğimizde
Yaşadığımız bir an deme sakın deme
Belki kıyıya vuran cesedidir
Belleğimizde kalan
Rizeli bir balıkçının
En uzun şiirini yazalım hayatın
Değme, acı olsun çiçeksiz olsun
Muş tütünü gibi dokunsun içimize
Şikayet etme sakın ağlama
Çünkü toprak
Ölebileceğimiz kadar geniştir.
Ehrenfeld - Köln, 1992
s. 385.
Derin bir nefes alırım akşam
olunca
Susar
Gündüzün avare kuşları
Hüzünlü bir gölge gibi inerken
yeryüzüne
Temmuz
Beklerim ben
Ve gece kuşları
Ve ağaçlar yudumlayarak sessizliği
Bekler bir ayak sesine hasret
Uykusuz
Susarız
Yaralı kelimeler geçer aklımızdan
Sevgimiz biraz daha büyük
Biliriz
Bütün bir yeryüzü sevdaya hasret
Ve susuz
Bilemem
Dünya mı değişir ben mi yorulurum
Yaralı bir ceylan gibi geçip
giderken Temmuz
Ben
Ağaçlar
Ve böcekler
Yorgunuz
s. 384.
Sesin geceden uzanır
Aydınlıktır
Uğul uğul geçer gider uzaklara
Dünyaya çok geniş bakarsın
Çocuğum
Acılar kaç metreküp
Karışır havaya
Her gün
Bilmem ne kadar radyasyon
Sunulur güzelliğine
Dört yön politik
Zehrini döker yeryüzüne çağların
Bilimsel ağızlar
İstemezler yumuşak sarasın
yeryüzünü
Sesin geceden uzanır senin
Sarar acıların beynini
Aydınlık
Bir hayat
Söylerken fabrika dişlileri
İnsanlığın
Ölüm
Türküsünü
s. 383.