Seyfettin Erşahin

İlahiyatçı

Doğum
05 Ocak, 1960
Eğitim
Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi
Burç

 İlâhiyatçı. 5 Ocak 1960, Taşlıca / Kızılcahamam / Ankara doğumlu. İlköğrenimini Taşlıca’da, ortaöğrenimini Kızılcahamam Pazar Ortaokulunda (1974) ve Ankara İmam Hatip Lisesinde (1978) bitirdi. Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi (1984) mezunu. 1978-85’de T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı taşra teşkilatında çalıştı. Yüksek lisans çalışmasını “The Ottoman Ulema And The Reforms Of Mahnud II” başlıklı teziyle Manchester Üniversitesinde (İngiltere), doktora çalışmasını “SSCB Döneminde Türkistan’da Dini Yapı” başlıklı teziyle Ankara Üniversitesi SBE’de tamamladı. 1992’de Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesinde İslâm Tarihi ve Sanatları Bölümüne İslâm Tarihi Anabilim Dalına araştırma görevlisi olarak atandı. 1996-97 eğitim-öğretim yılında Kırgızistan’da Oş Devlet Üniversitesi İlâhiyat Fakültesinde alanıyla ilgili lisans dersleri verdi. 1997’den sonra söz konusu fakültenin Türkiye’de okutulmakta olan öğrencilerinin İslâm Tarihi derslerine girdi. 1999’da İslâm tarihi doçenti oldu. Makalelerini 1998’ten itibaren İslâmî Araştırmalar, Diyanet İlmi Dergi, Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi dergileri ve ortak kitaplarda yayımladı. TRT Türkiye’nin Sesi Radyosunda “Çocuklar İçin” adı altında dini sohbet programı yaptı (1996).

ESERLERİ:

Ankara-Mescidler Camiler Mezarlıklar Kitabeler (1996), İslâm’ın Elifbası (Musa Carullah’ın aynı adlı eserinin İ. Maraş ile yeni Türk harfleri ile basımı, 1997), Türkistan’da İslâm ve Müslümanlar (Sovyet Dönemi, 1999), Kırgızlar ve İslâmîyet-Göçebe Bir Türk Boyunun İslâmlaşma Tarihi Üzerine Deneme (1999), Buhara’da Cedidcilik - Eğitim Reformu (A. Fıtrat’ın Münazara ve Hind Seyyahının Kısası Adlı Eserleri Üzerine, 2000), Akkoyunlular- Siyasal Kültürel Ekonomik ve Sosyal Tarih (2002).

Ayrıca İslâm Tarihi adlı ortak yazarlı bir ders kitabı vardır.

KAYNAK: İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2007).

 

ENSAR RUHLU BİR ANKARA ÇOCUĞUDUR SEYFETTİN ERŞAHİN

ENSAR RUHLU BİR ANKARA ÇOCUĞUDUR SEYFETTİN ERŞAHİN

 

MESUT ÖZÜNLÜ

 

Kalemin kılıçtan keskin olduğu gerçeğinden hareketle Prof. Dr. Seyfettin Erşahin Hocanın ismiyle müsemma olduğunu ve adının hakkını fazlasıyla verdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

Kalemin kılıçtan keskin olduğu gerçeğinden hareketle Prof. Dr. Seyfettin Erşahin Hocanın ismiyle müsemma olduğunu ve adının hakkını fazlasıyla verdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Zira bir kucak kitabın, onlarca makale ve araştırma yazısının müellifidir o.

 

Seyfettin Erşahin ismi dimağımda neredeyse çeyrek yüzyıldır kayıtlıdır. Onunla ilk defa 1992 yılı Ağustosunda karşılaşmıştık. Ankara’ya, Diyanet aylık dergiye ilk atandığım, memur olarak Dr. Mediha Eldem Sokak’ta çalışmaya başladığım günlerde görmüştüm onu. Dairedeki arkadaşlarla olan çay sohbetleri, tashih ve redaksiyon işleriyle görevli Mahir Durmaz abinin “ne olacak bu memleketin hâli” gibilerden dillendirdiği serzenişlere itidal ve serinkanlılıkla mukabele edişi, “Tamam abi, bu kadar kendini üzme, bir gün her şey yoluna girer” şeklindeki sözlerle onu teskin etmeye çalışması hâlâ gözümün önündedir. Sonrası mı? Yaklaşık bir ay süren bir mesai arkadaşlığının ardından kırık keyifli bir veda… Seyfettin Erşahin Hoca araştırma görevlisi olarak Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesine geçiyor, ben de birkaç aylık aradan sonra Milli Eğitim Bakanlığı’nın bursuyla Kahire’nin yolunu tutuyorum.

 

Ümit ve pozitiflik kıvılcımları saçan bir çehre

 

Sürekli doygun, hamde hazır, razı gönüllü bir bilim insanıdır Seyfettin Hoca. Onun gözlüğünün ardından temiz ve sıcak bakışlarla her daim muhatabının içini ısıtan gözleri, aynı zamanda ümit ve pozitiflik kıvılcımları saçan birer pencere gibidir âdeta. Onunla konuşurken, hemen her cümlesinin sonuna, nokta yerine çocuksu bir gülücük kondurduğunu fark edersiniz. Sanki bir bayram sabahı, avucu çok sevdiği şekerlerle doldurulmuş bir sabinin mutluluktan dağılıp giden narin tebessümlerini çağrıştırır bu gülümsemeler. Rikkat dolu, saf ve masum...

 

Bugün Ankara İlahiyat Fakültesi’nin kıdemli İslam Tarihi hocalarından biridir Seyfettin Erşahin. İslam bilimleri sahasında her yönüyle ekol olan Ankara İlahiyat’ın çoğu hocasında şahit olduğum, bundan böyle birçoğuyla dostluk kurduğum mütevazı, kasıntısız, zarafet timsali hocalardan biridir o. Bizi otuz yıldır bağrına basan başkent Ankara’nın Kızılcahamam ilçesine mensup bir yerli çocuğu olmasından mıdır bilmem, onun hâlinde, ilk karşılaştığım andan beri, sanki ensar ruhlu bir duruş sezinlerim. Işıkları İslam’ın doğuş asrından günümüze yansıyan ve bir hadis-i şerifte her birinin müminlere yol gösterecek kalitede birer yıldız şahsiyet olduğu vurgulanan sahabeden, dahası Medine ehlinden miras kalmış gibidir ona bu duruş. İçten, kardeşçesine ve ışıltılı…

 

Türkistan coğrafyasına kılavuzluk etmek

 

Seyfettin Erşahin Hocanın kitap ve makalelerinden, onun bilimsel merakıyla anlama ve araştırma tutkusunun, tarih olarak İslam’ın ihtişamlı geçmişinden bugüne, coğrafya olarak da Doğu’nun irfanından Batı’nın akli hükümranlığına uzanan bir seyri içine aldığını görürüz. Deyim yerinde ise birer ipek kozası titizliği ile ördüğü eserleriyle o, Asya steplerinden Anadolu bozkırlarına, oradan da Avrupa içlerine uzanan gizemli bir rıhletin kervancıbaşısı gibidir sanki. Onun, “Türkistan’da İslam ve Müslümanlar”, “Akkoyunlu Hâkimiyet Anlayışı ve Yönetim Yapısı”, “Osmanlı Uleması ve Yenileşme”, “İngiliz ve Alman Oryantalistlerin Hz. Muhammed Tasavvuru” adlı kitap ve makalelerini yan yana koyduğumuzda, ilmî eğilim ve tecessüsünün tıpkı İpekyolu güzergâhını andırırcasına Buhara’dan Merv ve Tebriz’e oradan da Anadolu ve Avrupa şehirlerine doğru bir yay çizdiğine tanık oluruz.

 

1991 yılından itibaren Sovyet hâkimiyetinde yaşayan Türklerin dinî durumlarına ilişkin doktoraya başlamış olması, Seyfettin Hocanın ilgisini birdenbire bağımsızlıklarına yeni kavuşan ve yıllarca demir perdenin gerisinde kalmış olan beş Türk cumhuriyeti üzerine çeker. Artık bundan sonra o, bütün cehd ve gayretini, bu beş ülkenin ortak konumlanma havzası olan Türkistan’ın toplumsal ve kültürel dokusunu anlamak ve bu dokuyu din-devlet ilişkileri bağlamında her iki tarafı da memnun edecek ortak bir zeminde buluşturmak üzerinde yoğunlaştırır. Öncelikle Orta Asya’nın toplumsal dinamiklerini, kültürel altyapısını ve dinî beklentilerini inceler. Bağımsızlığına yeni kavuşan bu Müslüman halkların yakın geçmişte maruz kaldıkları Sovyet etkisi ve bu etkinin doğurduğu olumsuz sonuçlar üzerinde durur. Deyim yerinde ise asırlar önce bu havzadan kuraklık ve geçim sıkıntısı sebebiyle Anadolu topraklarına göç eden kavimlerden birine mensup bir ilim insanı, tarihin garip bir tecellisi olarak yüzyıllar sonra tekrar Türkistan coğrafyasına döner, kendisine kardeş halklara, içinde bulundukları dinî ve siyasi sorunları aşma noktasında kılavuzluk etmek gibi bir misyon seçer. Onun yayına hazırladığı, yüzyıllarca Rus imparatorluğunun hâkimiyeti altında kalan Müslüman Türklerin karşı karşıya kaldıkları baskı ve sindirme politikalarının ne kadar acımasız olduğunu gözler önüne seren Abdürreşid İbrahim'in Çoban Yıldızı adlı eseri, Sovyetler Birliği’nde yaşayan Müslümanların yaşam şartlarını, maruz kaldıkları işkence ve sürgünleri detaylı şekilde işleyip ortaya koyan Türkistan’da İslam ve Müslümanlar adlı kitabı, Avrupa İslam Üniversitesi İslam Araştırmaları Dergisi’nde yayınlanan “Türkistan’da Din Devlet İlişkilerinde Yeni Arayışlar” adlı çalışması bu misyon seçiminin üç önemli örneğidir denebilir.

 

“Efradını cami ağyarını mani” bir yazı ustası

 

Bütün bunların yanında, Erşahin dostumuz, hem yazı hem konuşma üslubu olarak kayda değer özelliklere sahip bir hocadır. Eskilerin deyimiyle “efradını cami ağyarını mani” bir söz gücünün kalem ve söylem erbaplarından biridir o. Dahası bilim ve akıl temelli, çelişkiden ari, ifadesi etkili bir yazı ve söz ustasıdır o. Kim bilir belki de söze olan bu hâkimiyeti, temsil kabiliyeti ve sesini iyi kullanması sebebiyle, doksanlı yılların ortalarında bir müddet Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda “Çocuklar İçin” adlı dinî sohbet programları yapmıştır.

Seyfettin Erşahin, 10’dan fazla müstakil, ortak veya bölüm bahisli kitaba; otuz civarında ulusal ve uluslararası makale, takdim, eleştiri ve tanıtım yazısına; yirmiye yakın kongre veya sempozyum bildirisine imza atan bir ilim ve faaliyet insanıdır. Kadrolu olarak görevli bulunduğu Ankara İlahiyat Fakültesi’nin dışında Kırgızistan Devlet Üniversitesi ile Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde lisans ve lisansüstü düzeyinde dersler vermiştir. Ayrıca 2008-2012 yılları arasında, T.C. Londra Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri olarak görev yapmıştır.

Seyfettin Hocanın, hâlâ kendisine işim bitmedi dedirten bir yığın çalışması mevcuttur. Ancak onun düşünce ve araştırma ufkunun nirengi noktasını teşkil eden üç ana konu bulunmaktadır. Bunlar, Sovyetler Birliği Türkistan’ında İslam ve Müslümanlar, Osmanlı yenileşmesi ve din, Avrupa ve İslam ilişkileri bağlamında oryantalizmdir. Bu ilgi alanlarının dışında kendisinden daha çok eserler bekliyoruz. Bu bekleyiş, Seyfettin Erşahin Hocayı her hatırladığımızda duamızın süsü olacaktır. Rabbimizden yaşının uzun ve saygın, ışığının daim ve yaygın olması dilek ve duasıyla...

KAYNAK: Mesut Özünlü / Ensar Ruhlu Bir Ankara Çocuğudur Seyfettin Erşahin (dunyabizim.com, 07/07/2016).

Yazar: MESUT ÖZÜNLÜ

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör