Anais M. Martin

Opera Sanatçısı, Yazar

Doğum
01 Ocak, 1945
Eğitim
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü
Burç
Diğer İsimler
Anais Martin, Anais M. Martin, Ano Hançer

Opera sanatçısı, yazar. 1 Ocak 1945, İstanbul doğumlu. Asıl adı Anais Martin’dir. Eserlerinde genellikle Anais M. Martin, Bazen Ano Hançer, müstearlarını kullandı. Tiyatro ve sinema yönetmeni Nişan Hançer, eski eşidir. Aramiyan Unciyan İlkokulu, Üsküdar Türk Kız Koleji, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü (1973) mezunu. Ayrıca İstanbul Belediye Konservatuarı (şimdiki Kadıköy Devlet Konservatuarı) piyano ve şan bö­lümleri (1974) ile konuk öğrenci olarak devam etliği İstanbul Devlet Konservatuarı piyano orta bölüm ve piyano ile eşlik ve şan bölümlerinden (1978) mezun oldu.

Piyanist olarak ilk konserini henüz beş yaşında iken (1950) vermişti. 1973 yılında katıldığı sınavla, İstanbul Devlet Opera’sına solist-korist kadrosu ile atandı ve yirmi beş yıl bu sanat kurumunda çalıştı. Fransa Nice Operasında 1999’dan 2004’e kadar koro sanatçısı olarak görev aldı. Üniversite öğrencilik yılları sırasında üç yıl Çocuk Esirgeme Kurumu Zeytinburnu Çocuk Yuvasında hem küçüklere müzik öğretti hem de yuva öğretmeni adaylarına müzik ve pedagoji kursları verdi. Pek çok piyano ve şan öğrencisi yetiştirdiği yurttan evlilik nedeniyle ayrılıp Fransa’ya yerleşti. 1998’den itibaren yaşantısını Fransa’nın Valence ve İstanbul’un Kadıköy-Moda ilçesi arasında, sanatsal ve yazınsal etkinliklerle sürdürdü.

İstanbul’da bir dönem Türk film ve tiyatro yönetmeni Nişan Hançer ile evli kalan Anais M. Martin, aynı zamanda Hançer’in sekreterliğini ve tiyatro yönetmen asistanlığını yaptı. 1992 yılında İstanbul Devlet Operasında sahnelenen Nabucco adlı eserin, çevirmenliği ve reji asistanlığını yaptı. 1991-94 yılları arasında ‘dublaj sanatçısı’ olarak çeşitli stüdyolarda çalıştı. Uzun yıllar, reklam filmlerinde ve Türk filmlerinde yardımcı rollerde oynadı. 1999 yılında “Choriste Supplementaire” (konuk koro sanatçısı) ol­mak için Nice Operasında katıldığı sınavı, üstün başarı ile kazanarak bu sanat kurumunun kontratlı elemanı oldu. Opera çalışmaları dışında ise Story Telling (masalcı / meddah) festi­vallerine katılarak, ülkesini Fransa’da başarıyla temsil etti (2001 Grenoble, 2002 Romans, 2003 Rodez masal festivalleri). Elma Kurtları adlı masalından uyarladığı ve müziklerini bestelediği Elma Kurtları çocuk müzikali, 2007’den itibaren İstanbul Devlet Operasında dönüşümlü olarak sergilendi. 1998’de TOBAV’dan kültür, sanat ve müziğe hizmet ödülünü ve Türkiye Opera ve Balesinin hizmet ve başarı ödülünü aldı. Bruno Martin ile evli ve S. Miran Martin adında bir oğul annesi; TOBAV ve Türkiye Yazarlar Sendikası üyesidir.

Ermenice ve Türkçe benim iki anadilim” diyen, Fransızca ve İngilizceyi de çok iyi konuşan Anais M. Martin, opera sanatçılığının yanı sıra, makale, deneme, öykü ve çevirilerini Türk Dili Dergisi, Sanat Derzini, Kar ve Sanat Yaprağı dergilerinde yayımladı.1968’de Dünya gazetesinin kültür-sanat sayfasında İngilizce ve Fransızcadan çevirileri yer almıştı.

ESERLERİ:

ÖYKÜ: Balkabakları (2007).

MASAL: Ballı Masallar (2007), Uyduruk Masallar (10 kitaplık dizi, 2007),

ÇEVİRİ: Kader Ağlarını Örerken (Agop J. Hacikyan’dan, 2007), Tokat’lı Adem (Fransızcadan, 2009), Ararat – Ağrı Dağının Öte Yanı (İngilizceden, 2009).

HAKKINDA: İhsan Işık / Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006).

 

ONLAR

 

                                                                                   "Zor olduğu için denemediğimiz şeyler,

                                                                                    biz denemediğimiz için zordurlar.’’  (Seneca)

                                                               

      

 

Onlar; İlk bakışta coşkun değiller, bizim Operacılar gibi, yani; öyle bağırıp / çağırmalar yok,"her kafadan bir ses çıkıyor, kim anlatıyor, kim dinliyor" u düşündürtmüyorlar insana, çünkü on­lar coşkularını,bağırış / çığırış ya da çığlıklarını daha uzakla­ra ulaştırabiliyorlar.. Enstrümanlarını ya da müzik aletlerini öy­le ustaca kullanıyor ve yapıtlarını öyle güzel / kalıcı yorumluyor­lar ki . .

Onlar; Biz / Opera sanatçıları gibi 'buz üstüne resim' çizmiyor granit/mermer yontular üretip insanlığa armağan etmeyi yeğliyorlar. 'Zor olana' soyunmuşlar... Ve çok sabırlılar. Bazıları bir ömür boyu beklemiş sesini duyurabilmek için, kimileri  ivedi davranıp sarıl­mış kalemine ve olumsuzlukların kol gezdiği ülkemde,eğitmen / öğret­men olup tozu dumana katmış yeni nesiller yetiştirmek yolunda..

Onlar; Arya , düet söylemiyor, koro sanatçısı da değiller , onların şarkıları ağır ağır yayılıyor tüm evrene, güzel bir şafak vakti gi­bi sarıyor içimizi / dışımızı / çevremizi...

Onların koroları; Bir başka güzel, bir başka keyifli ve çok güçlü. Hep bir ağızdan / kalemden, aynı melodiyi / ezgiyi söylüyorlar... Başta sanki hiç ses duyulmuyormuş gibi,ama giderek ivme kazanıyor söz­cükleri ve yazı olup, öykü / deneme olup, şiir olup coşuyor... Çok ha­fif / Pianissimo'dan , çok kuvvetli ya da 'Fortissimo'ya böyle geçi­yorlar.

Ve gelip evlerimize, yüreklerimize önce konuk oluyor sonra da yer­leşiyorlar .

Onlar; Barış adına,güzellik adına, insanlık / dostluk adına,ve be­nim güzel 'ana dilim' adına ne söylenmesi gerektiğini en anlaşılır biçimde vurguluyorlar.

Onlar; Bir orkestra şefinin 'kılı kırk yaran' dikkati ve titiz­liğiyle ana dilimin nabzını tutuyor, yürek atışlarının ritmini bir 'metronom' düzeniyle canlı / animato tutmaya,o güzel sözcüklerden oluşan başını eğdirmemeye çabalıyorlar.

Onlar kimler mi dediniz?

Onlar benim 'genç' dostlarım,ancak 'genç' sözcüğünü 'yeni / ta­ze' anlamında kullandığımı varsaymayın sakın,çünkü aslında onlar benim çok eski dostlarım. Kimileri; İlk çocukluk dönemimde bana ki­tabı / okumayı sevdiren, masalcı / öykücü / şair, amcalar ve teyzeler..

Kimileri; Genç kızlık dönemimin en coşkulu, en sevi dolu sayfala­rının bir parçası.. Ve kimileri de beni; Bir ömrü aydınlık , yazın do­lu ve hep ileriye doğru tüketme yolunda önümü açan yol gösteren­ler (im)dir .

Evet: Sizler,benim en genç dostlarımsınız, çünkü sizler, ülkemde­ki tüm zorluklara / olumsuzluklara karşın, gözlerinizi, usunuzu ve yü­reklerinizi genç tutmayı başardınız. Bu bağlamda sizlerden; "Yazdı­lar / çizdiler" şeklinde söz etmek son derece yanlış bana göre.

Evet; Sizler, ben ve benim gibilerin aydınlanmasına ve hep ay­dın kalmasına destek veren yiğit savaşçılarsınız..

Ve sizler... Böylesine zorlu bir savaş uğruna canlarından olan genç dostlarım.. Bazılarınız bana babamdan miras / kalıtsınız, arka­nızda bıraktığınız her türlü yazı / çizi,öykü / şiir v.b. benim değer / eder biçilmez varlıklarımdır.

Evet dostlarım, sağ olun varolun, ben kendi adıma yıllar boyu usanmadan / yorulmadan sevdiğim, 'sizlerle' birlikte olmanın, yeni / sı­cak bir aile bulmanın tadını doyasıya çıkarmaya çalışıyorum.

Artık yaban ellere dayanmak biraz daha kolaylaştı benim için çünkü, geride / yurdumda,beni bekleyen bir yuvam daha var benim.

İstanbul'a gelişlerin en tatsız / hüzünlü yanı geriye dönüşler(di). Şimdilerde,ayrılışın ardından zor gelen bir dahaki kavuşmaya / buluşmaya kadar günleri geriye saymak.

Eylül 2003

                                                                                                       Valence/Fransa

                                                                                                        Anais M.Martin

FOTO GALERİ

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör