Şair ve
yazar (D. 3 Temmuz 1956, Adana – Ö. 13 Şubat 2022, İstanbul).. İlk ve
ortaöğrenimini Adana’da tamamladı. Ankara İktisadî ve Ticarî İlimler Akademisi
Sosyal Politika Bölümü (1980) mezunu. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Bilimleri
Bölümünde “Yükseköğrenimde Öğretim Elemanı Öğrenci İletişimi” adlı tez
çalışmasıyla yüksek lisans (1990) ve “Yükseköğrenimde İşbirlikli Yönetim” teziyle
doktorasını (1995) tamamladı. 1997'de yardımcı doçentliğe atandı. Hacettepe
Üniversitesinde öğretim görevlisi, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi ile
İstanbul Maltepe Üniversitesinde öğretim üyesi olarak çalıştı. Özel üniversitelerde sanat, edebiyat ve iletişim gibi
alanlarda ders vermeyi sürdürdü.
İlk
öyküleri, Yeni Adana gazetesinde yer almıştı. Ürünlerini, 1976’dan
itibaren Petek, Littera, Folklor ve Edebiyat, Yapıt, Türkiye Yazıları, Yeni
Olgu, Oluşum, Sesimiz, Varlık, Gösteri, Broy, Yeni Düşün, Su, Akdeniz, Edebiyat
81, Günümüzde Kitaplar, Süreç, Cumhuriyet Kitap, Sanat Rehberi, Çağdaş Türk
Dili, Kum dergilerinde yayımladı.
Çok sayıda
ulusal bilimsel toplantıda bildiri sundu. 1984’te Yaşanan adlı kitabıyla
Akademi Kitabevi Şiir Başarı Ödülünü, 1986’da Bir Afişin Önünde ile
Yaşar Nabi Nayır Şiir Ödülünü, 1990’da Karşılaşma kitabıyla Ceyhun Atuf
Kansu Şiir Ödülünü aldı. 2004’te Açılmış Kanat’la Ahmed Arif Şiir
Ödülünü Şükrü Erbaş’la paylaştı. Türkiye Felsefe Kurumu, Türkiye Yazarlar
Sendikası üyesiydi.
Vefatı
Salih Bolat, 13 Şubat 2022 günü
İstanbul’da hayatını kaybetti. Salih Bolat’ın cenazesi, 15 Şubat 2022 Salı
günü, saat 10:00'’da Kadıköy Yeldeğirmeni Sanat’ta yapılan ilk törenden sonra
Büyükada Hamidiye Camiinde kılınan ikindi namazının ardından Büyükada’da
toprağa verildi.
Türkiye Yazarlar Sendikası, Salih
Bolat’ın vefatı nedeniyle taziye mesajını paylaştı:
“Üyemiz Şair, Yazar Salih Bolat’ı
Yitirdik. “Değerli şair ve yazar, üyemiz Salih Bolat’ı erken yaşta yitirmenin
üzüntüsü içindeyiz. Bir “zan” olmalı günün ortasına düşen bu haber!”
denildikten sonra şairin Zan şiirinden alıntı paylaşıldı:
“bir tay soğuk suya tutuyor alnını
yağmurlu bir avluya giriyor ışık
beni aydınlıktan ayıran şey bu
olmalı
bu görüntü
bu zan…” (Zan/ Rüya Zamanı)
Salih Bolat İçin Ne Dediler?
“Yaşanmışlığın
şairi Salih Bolat, aynı zamanda olağanüstü bir gözlemci. Belki hepimizin
bildiği ama hiçbirimizin dikkat etmediği ufak tefek olguları, doğanın, yaşamın
ayrıntılarını Can Yücel kıvraklığıyla öylesine bulup çıkarıveriyor ki yapmış
olduğu betimlemelerde bir tül perdesi altında tanıdık resimler oluşuyor
gözümüzün önünde.” (Cengiz Ertem)
ESERLERİ:
Şiir: Yaşanan (1983), Bir Afişin Önünde (1986), Sınır ve Sonsuz (1988), Karşılaşma (1992), Uzak ve Eski (1996), Gece Tanıklığı (2000), Açılmış Kanat (2004), Kanıt
(2006), Atların Uykusu (2014) ve Rüya Zamanı (2019),
Deneme-Derleme: Duygusal Düşünceler (2000), Şiir
Sanatı (Y. N. Nayır’ın aynı adlı kitabını güncelleyerek, 2004), Öykü Yazma Teknikleri (2004), Deniz
Feneri (2006), İletişim ve Edebiyat (2008) , Gittikçe Yakın (2021)
HAKKINDA: Behçet Necatigil / Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü (18. bas.
1999), Şükran Kurdakul / Şairler ve Yazarlar Sözlüğü (gen. 6. bas. 1999), Ahmet
Önel / Salih Bolat’la ‘Gece Tanıklığı’ üzerine (Cumhuriyet Kitap, 28.10.1999),
Aydın Şimşek / Gece Tanıklığı (Cumhuriyet Kitap, 7.12.2000), - Türkiye Yazarlar
Ansiklopedisi (2001, 2004) – Encyclopedia of Turkish Authors (2005) - Resimli
ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006,
gen. 2. bas. 2007), TBE Ansiklopedisi (2001), Prof. Dr. Cengiz Ertem / Yaşamdan
Ayrıntılı Resimler / Salih Bolat’tan “Gece Tanıklığı” (Cumhuriyet Kitap,
29.3.2001), Abdullah Şevki / Açılmış Kanat Üzerine (Damar, Ağustos 2004), Faruk
Bal / Söyleşi (Varlık Kitap, Temmuz 2004), Necmi Selamet / Söyleşi (Varlık
Kitap, Ağustos 2004), Hasan Efe / “Salih Bolat’ın Hükümsüz’ü”-Günümüz
Şairlerinden Şiir Çözümlemeleri (2004), Yusuf Çotuksöken / Salih Bolat’la Şiir
Sanatı Üzerine (Hürriyet Gösteri, Ocak 2005), TYS – Salih Bolat vefat haberi
paylaşımı (13.02.2022).
neler konuşmadık ki, bir yaz boyunca
kediler, kente serpiştirilmiş küçük parslardı
van gogh’un resimlerinde yıldızlar yakındı yeryüzüne
susuyordu adamlar, bir bıçak ağzı gibi
konuşup durduk bunları, yaprakları
kemanların kırılmış yaylarında saklı şarkıları
alınanlar varsa bir meyvenin olgunlaşmasından, onu.
güneş bir yaşama biçimiydi, akşamları
konuştuk, avuçlarımızda su sesleri.
bir yaz boyunca balkonlarda, eşiklerde, odalarda
kadınlar kaçıncı kez beklediler kocalarını
beklerken beklerken ağaçları kabullendiler, bulutları
dağları kabullendiler, denizleri, otları
çünkü hayvanları vardı zaten uzakları koklayan
ve kabullenmekti gerçeği aşmanın yolu
kadınlar... aslında dolunaydı bekledikleri
neler konuşmadık ki
bir teleks uğultusu kentin yamaçlarında
dolaştı durdu uydular, ateşböcekleri
bütün şarkıları söküp çıkardık radyolardan
bir sofra öylece kaldı mutfakta
bir elma çürüdükçe çürüdü
konuştuk, konuştukça dallara su yürüdü.