Fazıl Bayraktar

Şair ve Yazar, General, Asker

Doğum
Ölüm
11 Haziran, 2021
Eğitim
Kara Harp Okulu, Millî Güvenlik Akademisi

Asker, general, şair ve yazar (D. 1928, Aksu / Araç / Kastamonu – Ö. 11 Haziran 2021, Karabük). İlkokulu Araç’ta okudu. Kastamonu Lisesi (1946), Kara Harp Okulu (1950), Millî Güvenlik Akademisi (1978) mezunu. Jandarma teğmeni olarak jandarma teşkilatının değişik kademelerinde görev alarak Zara, Giresun, Keşap, Urfa, Akçakale, Goçar, Devrek, Ankara, Yozgat, Bursa, Emirdağ, Sarıkamış, Kars, Karabük ve Siirt’te görev yaptı. 1984’te, Çanakkale jandarma er eğitim alay komutanı iken general rütbesinde emekli oldu. İLESAM üyesiydi.

İlk şiiri, 1946 yılında Büyük Doğu dergisinde; sonraki yıllarda makale ve şiirleri Tercüman, Milliyet gazeteleri ile Varlık, Orkun, Mavi, Özgür, Çağrı, Ajans Türk, Şiir Defteri, Defne, Size gibi birçok dergide yer aldı. Ayyıldız gazetesinin sanat-edebiyat sayfasını yönetti. 1964 yılında Ajans Türk tarafından Yılın Şairi seçildi.

Emekli General Fazıl Bayraktar, koronavirüs nedeniyle tedavi gördüğü Karabük’te 11 Haziran 2021 günü 93 yaşında hayatını kaybetti. Fazıl Paşa’nın cenazesi 12 Haziran 2021 Cumartesi günü Kastamonu Araç'ta bulunan aile kabristanına defnedildi.

 

ESERLERİ:

 

Şiir: Harran Ovasından Mektuplar (1964), Harran Güzellemesi (1993), Çeşitlemeler (1996).

 

Hikâye: Kadın Parmağı (1993), Bıngıldaklı Çayır (1996), Bir Kasabaya İki Deli Fazla (2001).

 

İnceleme: Araçlı Şehit ve Gazi Atalarımızın Soy Kütüğü (1998), Kastamonu Yöresi Deyim ve Mânileri (2004).

 

Fazıl Bayraktar İçin Ne Dediler?

 

“Her okurun hikâyeleri içselleştirmesi, onda kendini, yakınlarını, yöresel tipleri bulması, usta işi öykülerdeki başarının ölçütüdür. Sadelikle, yüksek sanat düzeyinin yan yanalığı insana Memduh Şevket Esendal’ı hatırlatıyor. Öykü ve şiirlerdeki sadelik, en karmaşık duyguların basit ve yalın telâffuzu, iç zenginliğin ince duyarlılığın bu kadar kolay söylenişi, yine usta bir sanatçı karşısında olduğumuzu gösteriyor.” (Hüseyin Özbek)

 

HAKKINDA: Necmettin Alkan / Asker Bahçesi (1967), Abdulkadir Güler / Harran Güzellemesi ve Şair Fazıl Bayraktar (Gülpınar dergisi, 1994), Fahri Ersavaş / Hamasî Türk Şiiri Antolojisi (1997), Abdürrezzak Elçi / Harran Güzellemesi Şairi Emekli General Fazıl Bayraktar’la Söyleşi (Şanlıurfa dergisi, 2000), İlhan Çiloğlu / Asker Yazar ve Şairler (2000), Şennur Şenol / söyleşi (Çağrı dergisi, Aralık 2001), Abdullah Satoğlu / Şair ve  Yazar Fazıl Bayraktar (Çağrı dergisi, Ekim 2001), Nail Tan / Kastamonulu İki Ünlü Şair ve Yazar Orhan Şaik Gökyay - M. Behçet Necatigil ve Yaşayan Şairlerimizden Bir Bölümü (2002), Misbah Hicri / Şiirlerde Harran (2003), Nail Tan-Özdemir Tan / Gurur Kaynağımız Kastamonulular II  (2004), Hüseyin Özbek / Türk Kalesi Yıkılırken (2004), İhsan Işık / Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi (2004) – Encyclopedia of Turkish Authors (2005) - Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006, gen. 2. bas. 2007) , Fazıl Bayraktar’ı kaybettik (kastamonugazetesi.com.tr, 12 Haziran 2021), Fazıl Bayraktar hayatını kaybetti (baskentpostasi.com, 12 Haziran 2021), Hüseyin Özbek  / Güle Güle Fazıl Paşam (kastamonugazetesi.com.tr, 14 Haziran 2021).

SIRÇALI TESTİ

Dışı

Sırça da olsa

Yoktur bence değeri.

 

İçinin boşluğudur

Testinin dolan yeri.

GÜLE GÜLE FAZIL PAŞAM

Fazıl Bayraktar, teğmenlikten tuğgeneralliğe kadar geçen sürede Jandarma teşkilatının değişik birimlerinde görev yaptı. Kıta hizmetinde olsun, eğitim birimlerinde olsun, astlarıyla, efradıyla, üstleriyle kurduğu örnek ilişkilerle iz bırakan bir komutan oldu. Astlarından saygı,üstlerinden takdir gören, görev yaptığı her yerde çok sevilen, güven duyulan bir asker olmasının nedenleri üzerinde düşünülmelidir.

Fazıl Bayraktar, Kastamonu Araç ilçesinin Aksu köyünde 1928 yılında dünyaya geldi. Bayraktar, Balkan Savaşlarını 1.Dünya Savaşını, Kurtuluş Savaşını yaşayan, yokluğun, kıtlığın, toplumu kırıp geçiren salgınların tanığı olmuş kuşakların acılı anılarıyla büyüdü. Yolda belde, yazıda yabanda, köy odasında nesbeti çıktığında büyüklerin anlatıverdiklerinin tamamını hiç çıkmayacak biçimde çocuk belleğine kaydetti.

Fazıl Bayraktar, Jandarma subayı olarak köy çocuğu olmasının mesleki avantajlarını muvazzaflık dönemimi boyunca görecektir. Bilindiği üzere jandarmanın görev alanı ağırlıklı olarak kırsal kesimi, köyleri, kasabaları kapsar. Bayraktar’ın köylü psikolojisini, ruh halini, köylülerdeki devlet ve jandarma algısını bilerek iletişim kurması, onu devrelerinin içinde çok farklı bir konuma yükseltecektir. Görev yerlerinde suç oranının Bayraktar komutandan öncesi ve sonrası dedirtecek ölçüde düşmesi, huzur ve güvenliğin sağlanması onun üstün özelliklere sahip bir komutan olduğu kadar halkın dilinden gönlünden anlayan bir iletişim ustası olduğunun da göstergesidir.

Fazıl Bayraktar, iyi bir asker olmasının yanında, değerli bir edebiyatçı, usta bir hikayeci, aruzu ve heceyi bilen, halk pınarından ve tasavvuftan beslenen üretken bir şairdir. Hikayelerindeki konular ve karakterlerde, Kastamonu ve Araç’tan, görev yerlerinden izler görülür. Hikayelerin bir kısmı tanık olduğu olaylar ve gözlemlerin, bir kısmı da dost sohbetlerinde anlatılanların, edebiyat imbiğinden yazıya geçirilmesinden oluşmaktadır. Bayraktar’ın hikayelerinde sade bir anlatım, sağlam bir halk mantığı, kimi kez son paragrafta çözülen düğüm, kimi kez sürpriz, ama mutlaka adil bir son vardır.

Bayraktar’ın bir kuşak öncesinin usta edebiyatçısı Araçlı hemşehrimiz Hakkı Kamil Beşe’nin hikayelerinde de benzer temalar vardır. Hakkı Kamil Beşe ve Fazıl Bayraktar, Araç’ın bin dokuzyüzlerden 2 binlere uzanan kültür tarihinin iki değerli halkasıdır. Araç ve çevresinin folklorik, kültürel, sosyoekonomik tarihini araştırmak isteyenler için bu iki değerli edebiyatçının eserleri bulunmaz birer kaynaktır.

Farklı siyasi tercihleri, farklı dünya görüşleri olan Araçlıların, Fazıl Bayraktar’ın adı geçtiğinde benzer  şeyler söyleyip, sevgi, saygı paydasında birleşmelerinden alınacak dersler vardır. Fazıl Bayraktar, köyünün, kasabasının, ilinin insanına, doğasına, tarihine aşk derecesinde bağlı bir insandı. Muvazzaflık döneminde olsun, emeklilik döneminde olsun yaz tatillerinde hiç  aksatmaksızın  memleketine gelmesi, dostlarıyla bağını kesmemesi, yöre ilişkilerini canlı tutması, köklerine bağlılığı Araçlıların takdirini ve sevgisini kazanmıştır.

O, askere uğurlanan yöre gençlerinin, ortaokuldan sonrasına maddi durumu elvermeyenlerin bayraktarıydı. Kapısına geleni geri çevirmeyen, uzatılan eli tutan, hemşehrilerinin arkalarında duran Sarı Paşasıydı.

Fazıl Paşam, her yıl Haziran’da gelirdin. Yine Haziran ayında geldin. Bu seferki Ata toprağından  bir daha ayrılmamacasına. Ata toprağında, ataların yanına “Yolculuk” dörtlüğünde anlattığın son yolculuk için geldin.

 

YOLCULUK

 

Bir sefer elli sefer değil yüz elli sefer

Çıkılan her yolculuk bir zaman sonra biter

Dostlar her yolculuğun dönüşü vardır amma

Gün gelir zaman yiter yol yiter yolcu biter

 

 

HÜSEYİN ÖZBEK

 

 

Yazar: Hüseyin ÖZBEK

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör