Oyun ve öykü yazarı. 25 Ocak 1942, Narlı köyü / Gemlik / Bursa doğumlu. Narlı Köyü İlkokulu (1954), Bursa Ticaret Lisesi (1963), Ankara İktisadi ve Ticarı İlimler Akademisi (1969) mezunu. Bir süre banka memurluğu (1965-67), sonra serbest muhasebecilik ve mali müşavirlik (1968-90) yaptı. 1991’de emekliye ayrılarak yaşamını profesyonel yazar olarak sürdürdü.
Yazılarının bir bölümünü yayın
danışmanlığını da yaptığı Taksimetre adlı aylık dergide yayımladı. Beş
oyunu ile çeşitli yarışmalarda ödüller aldı. Koridor ve Hücre
adlı eseriyle 1996-97 Yunus Nadi Senaryo Armağanını kazandı.
ESERLERİ:
Oyun:
Payitaht
Kadısı
(1991), Deliler (1993), Son Tanrıça (oyn., 1996), İlmik İlmik
(2000), Avcı (oyn., Bursa DT,
2000), Tanrılar Erkek Olunca
(oyn., DT Şinasi Sahnesi 2000-01), Cinci
Hoca (oyn., Bursa DT, 2000-01), Toplu Oyunlar 1 (2008), Toplu
Oyunlar 2 (2009).
Öykü:
Çürüme (1999).
KAYNAK:
Sibel Arslan / Aman Avcı Vurma Beni (Radikal, 17.4.2000), Deniz Yüce / Günümüz
İçin Bir Ayin (Yeni Yüzyıl, 13.3.1996), İhsan Işık / Türkiye
Yazarlar Ansiklopedisi (2001, 2004) – Encyclopedia of Turkish Authors (2005) -
Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi
(2006, gen. 2. bas. 2007), Hasan Öztürk kitapları (kidega.com, idefix.com vd.,
101.02.2020).
TOPLU OYUNLAR 1
Hasan
Öztürk
Sorun
Yayınları
Hasan
Öztürk’ün bu kitabının içerisinde üç ayrı oyun bulunmaktadır. İlk oyun olan
İlmik İlmik, 12 Eylül döneminde, yasak olmasına karşın, Konca Askeri
Tutukevi’nde yazılıp oynanan yedi oyundan birinin, nasıl ve hangi koşullarda
sahnelendiğini bir oyun kurgusu içerisinde anlatmaktadır. Oynanan bu oyunun el
yazması metni tahliye olan bir tutuklunun montunun omzuna dikilerek dışarıya
çıkartılmıştır. İlmik İlmik, Kadiköy Belediyesi’nce düzenlenen oyun yazma
yarışmasında "Övgüye Değer Oyun," ödülü kazanmıştır. Ikinci oyun olan
"Hücre", gerçek yaşamdan alınan motiflerle yazılmıştır. 1996 yılında
senaryolaştırdığı "Koridor" adlı oyunuyla Yunus Nadi armağanını
kazanan yazar, bu oyununu da senaryolaştırıp yarışmaya göndermiş ve 1997
yılında da Yunus Nadi Uzun Metrajli Film Senaryosu Ödülü’nü Hücre ile almıştır.
Bir illegal Örgütte birlikte çalışan üç arkadaşın tutuklanıp idama mahkum
olmalarıyla gelişen olaylar, gerilim içerisinde sürmekte ve finale dek bu tempo
hiç bitmemektedir. Üçüncü oyun olan Dede Sultan, Seyh Bedreddin’in en sevdiği
ve güvendiği müridi Börklüce Mustafa ve yoldaşlarının destansı öyküsüdür. Bu
tarihsel oyun yazılırken konuyla ilgili tüm kaynaklara ulaşılmaya
çalışılmıştır.
TOPLU OYUNLAR 2
Hasan
Öztürk
Sorun
Yayınları
Toplu
Oyunlar-2 adıyla yayımlanan üç oyundan "Koridor" 1996 yılında Yunus
Nadi Uzun Metrajlı Film Senaryosu yarışmasında en iyi senaryo ödülü
kazanmıştır. 12 Eylül'de emniyet müdürlüklerinden yaşanan acıları anlatan bu
oyunda insanlığını yitirmemeye çalışan bir polis memurunun durumu
anlatılmaktadır. 12 Eylül'de işkence üssü olan emniyet müdürlüklerinde bazı
erdemlerini yitirmeden polis kalınabilir miydi? Yönetimler buna izin verirler
miydi?..
Kitabın
ikinci oyunu "Cinci Hoca" Osmanlı tarihinde yaşamış bir kişidir.
Cinci Hoca veya Safranbolulu Karabaşzade Hüseyin Efendi 17. yüzyılda yaşamış
Osmanlı sarayının ünlü üfürükçüsüdür. Akli dengesi bozuk olan Osmanlı padişahı
I. İbrahim'i tedavi etmesiyle ün kazanmıştır. Padişahı, cinlerini bırakıp onu
kötü duruma düşürebileceği tehdidiyle kazasker rütbesine dek yükselmiş olan bu
medrese öğrencisi, yıllarca sarayı avucunun içinde tutmuştur.
Üçüncü
oyun "Uysal Yurttaş Projesi" bilinen bir olayı tiyatro diliyle
anlatıyor. Askeri bir darbeyle başa geçen yönetimlerin en büyük isteği o
ülkedeki insanların uysal yurttaş olmalarıdır. Baskıyla bunu sağlayabilirler
aslında. Ancak, baskının bir takım tepkileri de olacağından yurttaşların
doğuştan uysal yaratılmalarını isterler. Oyunumuzdaki, askeri darbenin başı da
ülkesinde ünlü bir profesörün bunu yapabileceğini öğrenir ve kendisinden
"Uysal Yurttaşlar" üretmesini ister. bir aydın bu isteğe boyun
eğebilir mi? Eğmezse faşizmin insan çöplüğünde nasıl ayakta kalabilir?..