Sabit Bin Kurra

Bilim İnsanı, Çevirmen

Doğum

Bilim adamı, çevirmen (D. 821, Harran - Ö. 901, Bağdat). Sabiî bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Gençliğinde sarraflık (kuyumculuk) işi ile uğraştı. O yıllarda, nasıl olduğu tam olarak bilinmeyen bir biçimde Arapça, Yunanca, Süryanice ve Rumca’yı çok iyi bir biçimde öğrendi. Aykırı düşünceleri nedeniyle Sabiîler ile bir ara anlaşmazlık içerisine giren Sabit, Bağdat’a giderken yolda, daha sonraları mekanik ve matematik konularında önemli eserler kaleme alacak olan, Benî Musa ailesinden Muhammed b. Musa (Ö. 873) ile karşılaştı. Ondaki yeteneklerin ayrımına varan Muhammed ona, Beytü'l-Hikme’deki (bir eğitim kurumu) çeviri çalışmalarına katılmayı önerdi. Böylece Sâbit, Bağdat’ta bir süre sonra Halife el-Mutezid’in huzuruna çıkma olanağı buldu.

Halife tarafından müneccimler (yıldız bilimci, astrolog) grubuna dahil edilen Sabit, bununla yetinmeyerek, kendi yakınları olan Sabiîlerin Bağdat’ta toplumsal ve siyasal bir statü kazanmaları için çalışmış ve yönetimle yakınlığı nedeniyle bu amacına ulaşmıştı. Böylece o, artık Bağdat’taki Sabiîlerin başkanı durumuna yükseldi. Bulunduğu konumun verdiği güçle, Irak’ta Sabiîleri yüksek mevkilere getirdi. Böylece Sabiîler bürokraside önemli görevler üstlendiler.

Bir gün Sâbit, kalp krizi geçiren ve öldüğü sanılan birini, uyguladığı yöntemlerle hayata döndürmüştü. İslâmlığı kabul etmesi yönünde kendisine yapılan önerileri kabul etmemiş ve Harran’ın geleneksel yıldız-gezegen kültüne inanan bir pagan olarak ölmüştür. Tüm bunlara karşın, Halifenin sarayındaki statüsü o kadar yüksektir ki, bizzat hükümdarın da bulunduğu teolojik (ilhiyat konuları) tartışmalarda, İslâm ve diğer monoteist (tek Tanrıcı) dinlere karşı Harran politeizmini (çok Tanrıcılık) ve paganizmini (putperestlik, İbrahimî dinler dışındaki dinler) savunmuştur.

Beytü’l-Hikme’nin en önemli dört çevirmeninden biri olan Sabit’in, yaptığı çevirilere bakıldığında sayıca epeyi çok olduklar görülmektedir. Onun için Kâtip Çelebi’nin, “Sabit bin Kurra’nın çevirileri olmasaydı, kimsenin hikmete (felsefeye) dair kitaplardan yararlanamayacağı söylenebilirdi.” sözlerini hatırlatmak yerinde olacaktır. Çeviri işindeki çevirmenlerin tümüne yakını Nesturî ya da Yakubî Hıristiyanlardan oluşmaktaydı. Bu konunun bir tek istisnası ise pagan filozof Sâbit b. Kurra’nın kendisinden başkası değildi.

Sabit’in matematik, astronomi, tıp, mantık, eczacılık, geometri, felsefe ve müzikle ilgili telif, yorum ve özet olarak yazdığı çok sayıda eserin sahibi olduğu bilinmektedir. Dağların oluşumu, güneş ve ay tutulması, kızamık ve çiçek hastalığı gibi konular hakkında da eserleri bulunmaktadır. Bunların sayısı konusunda çeşitli rakamlar ileri sürülmektedir. Kimi araştırmacılara göre; 10’u Süryanî ve Sabiî inançları tarihi ile ilgili olmak üzere toplam 133, kimi düşünce tarihçilerine göre ise 150 kadar Arapça, 15 dolayında ise Süryanice çalışması bulunmaktadır. Bu eserlerden elliden daha çoğu günümüze kadar gelebilmiştir.

Yine Sabit’in Süryanice olarak yazdığı “Hermes’in Kitabı” adlı eseri, Arapçaya çevrilince Hermesçi düşüncenin yayılmasına hizmet etmiştir. O, özellikle Aristo’nun “Organon” adlı eseri üzerinde durmuştur. Eflatun’un “Devlet”ini incelemiş ve bu eserle ilgili olarak “Remzlerin İzahı” adlı bir eser yazmıştır. Matematik alanında da yeni kuramlar ortaya atmış olan Sabit, Grek öncesi bilgi külliyatı üzerine de araştırmalarda bulunmuştu.

İslâm filozofu Kindî ve ünlü çevirmen Kusta b. Luka ile çağdaş olan Sabit’in, İslâm dünyasında mantığın gelişmesindeki katkısı büyüktür. Büyük çevirmen Huneyn b. İshak’ın okulunda da çalışan Sabit, bu kurumun çalışanlarına yardım ve danışmanlık yaptı. Bunun yanında, Huneyn b. İshak’ın felsefî ve matematiksel çevirilerinin düzenleme sırasını yeniden yaptı ve düzeltti. Nitekim o, sayılar teorisinde, Öklid’in geride bıraktığı mirastan hareket ederek, değişik bir sonsuz sayılar dizisinin parçası olarak bir sonsuz sayılar kuramı geliştirdi.

Sonuç olarak; Harran Sabiîlerinin İslâm düşünce tarihinde felsefe, matematik, tıp, astronomi ve doğal bilimler alanında çeviri ve telif faaliyetindeki çok önemli rolü, Sabit b. Kurra ile ortaya çıkmıştır. Sabit, dünyanın çapını ve iki meridyen arası uzaklığı doğru olarak hesaplayan ilk bilginlerdendir.

Sabit bin Kurra, Batlamyus’un ünlü eserini Arapçaya “Algamesti” adıyla yorumlar ve kendi görüşü ile zamanı için yeni olan trigonometri ve astronomi bilgisini de ekler. Yazma eserlerini Gerard (1114-85) Arapça şehrinden Latinceye çevirdi. Semerkant, Bağdat ve İstanbul’da Latinceye ve Fransızca ya çevrilen kitaplara yüzyıllar sonra Batıda bilim adamları sahip çıktılar; günümüzde ise bunları yer yer itiraf etmektedirler.

Sabit’in çağında yaptığı keşif ve buluşlar üzerine, Halife Me’mun tarafından dünyanın yarıçapını ölçmekle görevlendirildi. Onun ve öteki bilginlerin ortaya koyduğu ölçümler sonraki yıllarda Endülüs yoluyla Avrupa’ya geçti. Kristof Kolomb gibi denizcilerin bunlardan yararlanarak yollarını buldukları söylenir. “Kamus’ul Alam” adlı eserde belirtildiğine göre; matematiğin bir kolu olan “kalkulus”un keşfi de ona aittir. Kalkulusa “tefadul” adını vermiştir. Başka bir eserde diferansiyel hesabını Newton’dan önce Sabit Bin Kurra’nın keşfettiği söylenmektedir. Pozitif reel sayılar, integral, kalkulus, sayılar teorisi, küresel trigonometri, astronomi, mekanik, statik üzerine çalışmalar yaptı. Paraboller üzerine yaptığı çalışmalar integral kalkulusu keşfine giden yolu açtı. Birçok yazar, Arşimed’in çalışmalarından haberdar olmasına karşın, onun bilgilerini kullanmadığını söyler. x ve kök/x’in integralini tam olarak hesapladı. Hesaplaması integral toplamların alt ve üst olarak uygulanmasına dayanıyordu. Sadece astronomide değil tıp ve felsefede de ilerlemeler kaydetti.

Sabit bin Kurra’nın yazdığı kitaplar, Doğuda ve Batıda okunup incelenerek yeni ve özgün çalışmalara kaynaklık etmiştir. Eserleri İslâm dünyasında da okunan Sabit’in, çalışmaları XII. yüzyılda Batı dillerine çevrilmiştir. Onun izleyicileri arasında Beyhâkî’nin söylediğine göre, torunu Muhammed b. Câbir el-Harranî el-Battanî (Ö.929) adı en kayda değer olanıdır. Battanî, Me’mun döneminden sonraki en önde gelen astronom ve bilgin olarak kabul edilmektedir. Astroloji, tıp ve matematik araştırmalarında söz sahibi olan Harranlı bilginler sülalesinin atası olan Sabit bin Kurra’ın oğlu Sinan, iki torunu Sabit ve İbrahim ile birlikte bu geleneği sürdürmüştür.

BAŞLICA ESERLERİ.

Kindî’ye Reddiye (Süryanice), Deniz Suyunun Tuzlu Oluşunun Sebebine Dair, Calinus’un Gıdalar Üzerine Olan Kitabının Özeti, Ay Tutulmasının Belirtileri Üzerine, Güneş ve Ay Tutulmasının Nedeni Hakkında, Süryanice ve Arapça’nın Grameri Hakkında, Ölülerin Tekfini Hakkında, Sabiîler’in İtikadı Hakkında, Taharet ve Necaset Hakkında, İbadetlerin Vakitleri Hakkında.

BAŞLICA ESERLERİ.

Kindî’ye Reddiye (Süryanice), Deniz Suyunun Tuzlu Oluşunun Sebebine Dair, Calinus’un Gıdalar Üzerine Olan Kitabının Özeti, Ay Tutulmasının Belirtileri Üzerine, Güneş ve Ay Tutulmasının Nedeni Hakkında, Süryanice ve Arapça’nın Grameri Hakkında, Ölülerin Tekfini Hakkında, Sabiîler’in İtikadı Hakkında, Taharet ve Necaset Hakkında, İbadetlerin Vakitleri Hakkında.

KAYNAK: Hilmi Ziya Ülken / Uyanış Devirlerinde Tercümenin Rolü (s. 84, 1997), Şinasi Gündüz / Son Gnostikler Sâbiîler (2. baskı, 1999) - Anadolu’da Paganizm Antik Dönemde Harran ve Urfa (s. 43-44, 2005), Doç. Dr. Bayram Ali Çetinkaya (Somuncu Baba Dergisi, Ağustos 2006, s. 36-39), İhsan Işık / Ünlü Bilim Adamları (Türkiye Ünlüleri Ansiklopedisi, c. 2, 2013) -  Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (C. 12, 2015).

 

 

 

FOTO GALERİ

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör