Yazar, şair ve çevirmen
(D. 1909, Ahanda köyü / Akçaabat / Trabzon - Ö. 20 Haziran 1989, İstanbul).
Hasan Deniz imzasını da kullandı. Küçük yaştayken babası Birinci Dünya Savaşı
sırasında Kars’ta şehit oldu, iki kız kardeşiyle birlikte şehit çocuklarının
barındırıldığı Darüleytama (Öksüzler Yurdu) yerleştirildi. Çocukluğu Samsun,
Beykoz-Halıcıoğlu-Bigados (Selimpaşa) / İstanbul ve Amasya öksüz yurtlarında
geçti. Amasya Öksüzler Yurdundan ilkokulu bitirme belgesi aldı, ortaokula aynı
kentte başladı, bir süre de sanat okulunda okuduktan sonra, ortaöğrenimini
Sivas Öğretmen Okulunda (1931) tamamladı. Kendisiyle yapılan bir söyleşide,
“Tesviye eğelerini bir yana bırakarak, bir demirci ocağı karşısında, Mehmet
Emin biçiminde ilk şiirlerimi döktürdüm. (...) Durmadan yazıyorum. Ama
bunlar aşk şiirleri değil, hep teknikle insan ilişkilerinden izlenimler taşıyan
şiirlerdi. Rıza Tevfik, Yusuf Ziya, Orhan Seyfi, Enis Behiç gibi günün
şairlerine kapılmıştım. Faruk Nafiz’in aşk acılarıyla dolu dünyasından gelen
esinler daha sonradır. O beni kıskıvrak yakaladı diyebilirim” der. İlk
şiirleri, ortaöğrenim öğrenciliği yıllarında yayımlanmaya başldı.
Dinamo, Goethe’nin Werther’ini
ve Faust’unu okur, çok etkilenir. Ardından Shakespeare’in Hamlet’ini
tanır. “Faruk Nafiz’in pek etkili aşk ve memleket şiirleri” de üzerindeki
etkilerini sürdürmektedir. Ama o günlerde Nâzım Hikmet Türkiye’ye dönmüş, 835
Satır (1929) adlı ilk şiir kitabını çıkarmıştır. Dinamo bu kitabı okur
okumaz, “şiir sultanı olan Faruk Nafiz sessizce tahtından inerek, yerini Nâzım
Hikmet’e bıraktı.” Dinamo bundan sonra (1930) Construcivite şiirin etkisinde
yazmaya başladı. “Bu şiirin ustası, bir ara bana, Goethe ile Shakespeare’i
unutturdu.” der. Bu yıllarda Sivas Öğretmen Okulunda öğrencidir. Nâzım Hikmet’e
gönderdiği özgür koşukla yazılmış şiirleri “pek beğenilmiş” ve “gene
gönderilmesi” istenilmişti. Yüksek sesle okunmaya müsait bu şiirlerdeki kuruluş
tekniklerini benimsediği görülür, içerik yönünden de yeniliklere yol açan açık
bir beğeni değişimini gösterirler. Kimi örnekleri Adsız Kitap’ta (Vehbi
Cem Aşkun - Mehmet Cevdet ile, 1931) bulunan bu şiirsel evrimin doğal gelişimi
1937’lere kadar sürdü.
Hasan İzzettin 1931
yılında öğretmen okulunu bitirdikten sonra, Malatya ve Adıyaman’da iki yılı
aşkın bir süre ilkokul öğretmenliği yaptı. Ardından Ankara Gazi Eğitim
Enstitüsü Resim-İş Bölümüne girdi. Burada öğrenciyken, Türk Ceza Yasası’nın
142. maddesine aykırı bulunan Tren adlı şiiri nedeniyle dört yıl ağır
hapis cezasına (1935) çarptırıldı. Cezaevindeyken çıkardığı Deniz Feneri
(1937) adlı kitabındaki şiirlerde, kendine ulaşma çabası sezilir. Cezaevinden
çıktıktan sonra (1939) İstanbul’a yerleşerek profesyonel yazı hayatına başladı.
Bu dönemde yazdığı doğaya, barışa, özgürlüğe, mutluluğa, kardeşliğe duyulan
özlem ve faşizme, savaşa, baskıya duyulan nefret şiirleri Ses, İnsan, Hamle,
Küllük, Sokak, Yeni İstanbul ve Yeni Edebiyat dergilerinde (1939-42)
yayımlandı. Vatan Şarkısı ve İki Emekli General ve Bir Sivil Amirale
Reddiye başlıklı şiirleri ile Yeni Edebiyat dergisinde yer alan
sekiz şiiri nedeniyle yeniden kovuşturmaya uğradı. Sıkıyönetim mahkemesine
çıkarıldı (1942), yedek subaylık hakkını kazanmasına karşın er olarak askere
sevk edildi. Kaçışlar ve sürgünlerle dolu askerliği yedi yıl (1942-49) sürdü.
Askerlikten sonra İstanbul’a döndü; çevirmenlik, fotoğrafçılık, görgü
kurallarıyla ilgili derleme çalışmaları yaparak, özel dersler vererek ve
gazetelerde yazarlık yaparak geçimini sağladı. 6-7 Eylül (1955) olayları
sonrasında ve 12 Mart (1971) askeri müdahale döneminde bir süre tutuklu kaldı.
Ölene kadar May Yayınevinde danışmanlık yaptı. Florya Şenlikköy Mezarlığına
gömülüdür.
İlk şiirleri öğrencilik
yıllarında yöresel bir dergi olan İzler
(Giresun,1926)’de yayımlandı. Ardından Servetifünûn-Uyanış, Adım, Taşan,
Yürüyüş adlı dergilerde göründü. Başlangıçta hece ölçüsüyle şiirler yazan
Dinamo, daha sonra serbest şiire geçerek toplumsal içerikli temalara ağırlık
verdi. Bu dönemde İnsan, Sokak, Hamle, Küllük, Ses, Yeni İnsanlık, Yeni
Edebiyat (1939-42) dergilerinde yazdı. Bu tür şiirlerde “Nazım Hikmet
estetiğinden kurtularak kendi öz sesini bulmayı başardı” (Şükran Kurdakul). Son
şiirleri May, Papirüs, Türkiye Yazıları ve Kıyı dergilerinde yer
aldı. Şair olma amacını bir şiirinde, “Ben, şair olmuşsam, özgürlük /
Yalansız riyasız söylüyorum / Senin aşkınla olmuşum. // Ben, bacak kadar
çocukluğumdan beri / Hep sensizliğin yarattığı / Dayanılmaz serüvenlerin / O
korkunç ağusuyla dolmuşum...” dizeleriyle dile getirir. Ömrünün son
yıllarında yazdığı şiirlerde, mitolojiden geniş çapta yararlandığı görülür. Kutsal
İsyan (1966-67) adlı sekiz ciltlik romanında, belgelere dayanan
tanıklıklarla, Kurtuluş Savaşı yıllarını, toplumun tüm kesimleriyle verilen bir
“varolma savaşı” ekseninde destanlaştırdı. Kutsal Barış adlı romanıyla
(7 cilt) da Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasından Atatürk’ün ölümüne kadar geçen
süreyi “kuruluş yılları” çerçevesinde, belge ve tanıklarla aktardı. Ülke
çapında tanınması, şiirlerinden çok, bu romanlarıyla oldu.
Hasan İzzettin Dinamo, Kutsal Barış ile 1977
Orhan Kemal Roman Ödülünü, 1998 AFEKS 1. İstanbul Kitap Şefliği Özel Ödülünü
aldı.
“Deniz Feneri imge yönünden zengin bir
eserdir. Şiirlerin yazıldığı yıllara oranla oldukça yeni, değişik, alımlı
imgelerle donanmıştır. Bunlar, öğelerini genellikle tabiattan alan, soyutu
somutlayan imgelerdir: ‘Ay doğuyor bir salkım üzüm kadar serin / Düşüncelerin
içinde sarışın yemişler gibi / Olgunlaştığı gecenin’, ‘Kayaların çıplak omuzlarına
/ Karlı bir kürk gibi / Örtülen köpükler / Yıkanıyor şehrin son ışığında’,
‘Sararak sırtlarına / Manto gibi mavi yıldızlı rüzgarı’. (…)
“Orhan Velilerden önceki yeni şiirin olduğu
kadar, sosyalist şiirin de oluşumuna katkıda bulunmuştu; Hem de ne çileler
pahasına!... Bütün şiirleri kitap haline geldiği zaman, bu katkının değeri daha
iyi belirecek, Dinamo’nun kişiliği daha iyi anlaşılacaktır.” (Asım Bezirci)
“Hasan İzzettin Dinamo Türk şiirinin
içindedir ve her edebiyat tarihinde de yer alması gerekir. Ama tarihsel yerle
şiirsel yer arasında bir ayrım bulunacağını da açıkça söylemek gerekir. Dinamo,
ne yazık ki, dünya görüşünü, daha kesinlikli biçimde söylemek gerekirse
siyaseti her zaman poetika’nın önünde görmüştür. Şiiri karşısında yeterlik
açısından eleştirmecilerin kuşkulu davranmasının nedeni budur. Dinamo toplumcu
bir şiirin kurulması için çalıştı, bu şiirin olanaklarını ve olanaksızlıklarını
sezdiren ilk örnekleri verdi. Ama, çileli yaşamı dolayısıyla gelişimin
gerisinde kaldığını göremedi sanırım. Genç kuşakların şiirsel üretimini
esinleyebilecek, etkileyebilecek bir şiire ulaşamadığını, ne kadar üzülürsek
üzülelim, söylemek gerekir.” (Ahmet Oktay)
ESERLERİ:
ŞİİR: Adsız Kitap
(Vehbi Cem Aşkun ve Melih Cevdet ile, 1931), Deniz Feneri (1937), Karacaahmet
Senfonisi (1960), Özgürlük Türküsü (1971), Mapusanemden Şiirler
(1974), Sürgün Şiirleri (1975), Gecekondumdan Şiirler (1976), Kavga
Şiirleri (1977), Çoban Şiirleri (1982), Nâzım’dan Meltemler
(1989), Tuyuğlar (1990).
ROMAN: Kutsal İsyan (8 cilt, 1966-67), Ateş
Yılları (1968), Savaş ve Açlar (1968), Kutsal Barış (7 cilt,
1971-76), Öksüz Musa (1973), Musa’nın Mapusanesi (1974), Koyun
Baba (1976), Musa’nın Gecekondusu (1976), Açlık (1980), Türk
Kelebeği (1981), Adalet Sıtması (1983), Anadolu’da Bir Yunan
Askeri (1988), Sübyan Koğuşu (1994).
HİKÂYE: Savaşta
Çocuklar (1981).
ÇOCUK KİTABI: Kenti Yiyen Çocuk
(resimleyen M. Bilgin, 1991).
ANI: 6-7 Eylül
Kasırgası (1971), İkinci Dünya Savaşı’ndan Edebiyat Anıları (1984), TKP
Aydınlar ve Anılar (1989).
ÇEVİRİ: Ana (M. Gorki’den, 1971), Faust
(Goethe’den, 1983).
Ayrıca, Hasan Deniz
adıyla çevirdiği çocuk kitapları, görgü kuralları ve fotoğrafçılık kitapları
vardır.
HAKKINDA: Behçet Necatigil / Edebiyatımızda
İsimler Sözlüğü (1960), Asım Bezirci (Papirüs, Ağustos 1968), Mehmet Seyda /
Edebiyat Dostları (1970), Asım Bezirci / On Şair On Şiir (1971), Şükran
Kurdakul / Şairler ve yazarlar Sözlüğü (1971), Hüseyin Atabaş / Özgürlük
Türküsü (Yeni Ortam, 28.9.1973), Hasan İzzettin Dinamo (Milliyet Sanat,
3.6.1977), Kemal Özer / Barış Halkı Sindirerek Elde Edildi (Cumhuriyet,
28.5.1977), Hikmet Altınkaynak / Edebiyatımızda 1940 Kuşağı (1979), Olcay
Önertoy / Cumhuriyet Dönemi Romanı ve Öyküsü (1984), Ahmet Köklügiller-İbrahim
Minnetoğlu / Şair ve Yazarlarımız Nasıl Yazıyor (1984), Yurt Ansiklopedisi (c.
X, 1984), Memet Fuat / Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi (1985), Şükran Kurdakul /
Çağdaş Türk Edebiyatı: Cumhuriyet Dönemi (1987) - Şairler ve Yazarlar Sözlüğü
(gen. 6. bas. 1999), Asım Bezirci / Şairlerimizin Diliyle Barış: İnceleme ve
Şiirler (1987), Alâettin Bahçekapılı / Savaşlar İçinde Bir Barış Sever: Hasan
İzzettin Dinamo (Kıyı, Nisan 1988), Ahmet Oktay / Şiirin Peşinde Bir Ömür
(Milliyet, 23.6.1989) - Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı: 1923-1950 (1993), Hasan
Hüseyin Yalvaç / Bu Bir Hasan İzzettin Dinamo Kitabıdır (1994), TBE
Ansiklopedisi I (2001), Mehmet Nuri Yardım / Yazar Olacak Çocuklar (2004).