Siyaset ve devlet adamı, yazar (D. 1878, Sinop - Ö. 8 Eylül 1942, İstanbul). Kunduracı İmamoğlu Mahmut Zeki Efendi’nin oğludur. İlk ve ortaöğrenimini Sinop İptidai Mektebi (ilkokul), Sinop Rüştiyesi (ortaokul) ve İstanbul’da Soğukçeşme Askerî Rüştiyesi’nde tamamladıktan sonra Kuleli Askerî İdadisi (lise)’ni bitirdi. Askerî Tıbbiye (Tıp Fakültesi)’yi de tabip yüzbaşı rütbesiyle bitirerek (1901) Gülhane Askerî Hastanesi’nde operatör (1905), Askerî Tıbbiye’de öğretim görevlisi (1907) olarak hizmet yaptı. Binbaşılığa yükseltilerek Haydarpaşa Tıp Fakültesi’nde Müderris Muavinliğine atandı. Arnavutluk Harekâtında Mürettep Kolordu’nun sağlık işlerine memur edilerek İşkodra’da görevlendirildi.
Rıza Nur Bey, II. Meşrutiyet’in ilanı (1908) üzerine politikaya girerek Sinop Milletvekili seçildi ve Osmanlı Meclis-i Mebusanı’na girdi. İttihat ve Terakki yönetimiyle uyuşmazlığa düşünce bir süre hapsedildi ve sonra sürgüne gönderildi. Ancak o muhalefetini yurtdışında da sürdürdü. Yurda dönüşünde, Hürriyet ve İtilaf Fırkası’nın kurucuları arasında (21 Kasım 1911) yer aldı. 1912 yılı seçimlerinden sonra bu fırkadan da ayrılarak kişisel muhalefetini sürdürdü. 23 Ocak 1913’teki Babıâli Baskını’ndan sonra uzmanlık eğitimi bahanesiyle Paris’e gönderildi. Hayatını bir süre Fransa ve Mısır’da sürdürdü. Birinci Dünya Savaşı (1014-18) mütarekesinden (30 Ekim 1919) sonra İstanbul’a dönerek yeniden milletvekili seçildi (1919).
Rıza Nur, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)’nin kurulmasıyla Ankara’ya
gitti. Millî Eğitim (1920), Sağlık ve Dışişleri Bakanlığı (1921) görevlerine
getirildi. 1921’de Moskova, 1922’de Ukrayna ile Harkov antlaşmalarına delege
olarak katıldı. Lozan Konferansı (1922-1923)’na gönderilen delegeler arasında yer aldı. Cumhuriyet’in ilanından (29
Ekim 1923) sonra önemli bir görevde bulunmadı. Mustafa Kemal’e düzenlenen İzmir
Suikastı (1926) olayından sonra hayatını tehlikede görerek yeniden yurtdışına
çıktı. Paris (1926-33) ve İskenderiye’de (1933-38) yaşadı. Paris’te başladığı
Türkoloji çalışmalarını Mısır’da da sürdürerek “Türk Birlik Revüsü” adında
bir dergiyi sekiz sayı yayımladı. Atatürk’ün ölümü üzerine Türkiye’ye döndü
(1938), Turancı yazarlarla “Tanrıdağı” ve “Kopuz” dergilerini çıkardı. Öldüğünde İstanbul’da Merkez
Efendi Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Rıza Nur, Türkçülük görüşüne bağlı bir yazar olarak tarih ve edebiyat alanında verdiği eserlerle tanındı. Elli iki eseri arasında en ünlüsü on dört ciltlik “Türk Tarihi”dir. Ölümünden sonra anılarının toplandığı “Hayat ve Hatıralarım” (1968) adlı kitabı Atatürk ve devrimlerine karşı saldırılarla dolu olduğu gerekçesiyle bir süre yasaklanmıştı.
“Onun şahsî ve millî hüviyetine ait
intibalarım ve kanaatlerim, en kaba bir tahlili bile zorlaştıran dağınık ve
uçarı bir şuur hali içinde birbirine karışıyor. Meşrutiyet’in, birbirinin
peşinden yıkılan hürriyet ve fazilet ideallerinin hüsranı içinde kendisini
politikadan çekip ilmî araştırmalar veren Rıza Nur’un 12 ciltlik Türk Tarihile,
Paris’te kurup Mısır’da çıkarmıya devam ettiği 8 ciltlik Türkbilik Revüsile, Namık
Kemal hakkındaki monografisi, Türk edebiyatı tarihi ve folklorumuz üstündeki
birçok incelemelerile Türk kültürüne kucak kucak taşıdığı bilgi ve fikir
hamulesini burada tartamam. Bütün kütüphanesini hemşerisi olduğu Sinop şehrine
teberru eden ve bütün politika menfaatlerini tepen bu tertemiz adamın ahlâk
vasıflarını da şuracığa sığdıramam. Onun Lozan konferansındaki tarihî
hizmetlerini, Büyük Millet Meclisi, evvelâ Lozan kahramanı hakşinas İsmet
Paşa’dan dinledi. Daha sonra biz, onun Lozan’da millî dâvâmızı içeriden
torpillemek isteyen; ecnebi sermayesiyle ve üstelik bir de Hüseyin Cahid ve
Cavit’lerle nasıl mücadele ettiğini teferruatiyle öğrendik.” (Peyami Safa,
Tasvir-i Efkâr, 1942)
BAŞLICA ESERLERİ:
Servet-i Şahâne ve Hakk-ı Millet (1909), Meclis-i Mebusan’da Fırkalar (1910), Tıbbiye Hayatından (1911), Fenni Hitan (1911), Cemiyet-i Hafiye (1914), Gurbet Dağarcığı (1919), Hürriyet ve İtilaf Nasıl Doğdu, Nasıl Öldü (1919), Samsun ve Dalila (1921), Janet’in Düğünü (1921), Türk Tarihi (14 cilt, 1924-26), Şecere-i Türk (1925), Arab Şiir Birliği (1926), Oğuzname (İskenderiye, 1926, 1928, 1938), Hayat ve Hatıratım (Paris, 1929; 1968), Türkiye’nin Yeni Baştan İhyası ve Fırka Programı (Paris, 1929), Hilalin Tarihi (1933), Şehname ve Firdevsi (1934), Ali Şir Nevai (1935), Namık Kemal (1936), Hücumlara Cevaplar (1941), Hayat ve Hatıralarım (1968).
HAKKINDA: Cavit Orhan Tütengil / Doktor Rıza Nur Üzerine (1956), Rıza Nur / Hayat ve Hatıratım (1968), Ziya Yücek İlhan / Sevenlerin Kalemiyle Dr. Rıza Nur (1962), Peyami Safa / Objektif: 6-Yazarlar Sanatçılar Meşhurlar (1976), Yurt Ansiklopedisi (c. VIII, 1982-83), Turgut Özakman / Dr. Rıza Nur Dosyası (1995), Kemal Öztürk / İlk Meclis (s. 171-172, 1999), Behçet Necatigil / Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü (18. bas. 1999), Şükran Kurdakul / Şairler ve Yazarlar Sözlüğü (gen. 6. bas. 1999), Mehmet Nuri Yardım / Yazar Olacak Çocuklar (2004), İhsan Işık / TEKAA (2006).