Şair, akademisyen. 1927, Bulgaristan / Hacıoğlu
Pazarcığı (Dobriç) doğumlu. Yayınlarında Mefküre Rıza Mollova imzasını da
kullanmaktadır. Mefküre Molla adıyla da bilinmektedir. Gagauzlardan daha önce,
Kastamonu yöresinden göç ederek Deliorman bölgesine yerleşen Peçenek
Türklerindendir. İlk ve ortaokulu
doğduğu yerde okuduktan sonra Varna’da Fransız Koleji’ni bitirdi ve öğrenimini
Sofya Üniversitesi Fransız Filolojisi Bölümünde tamamladı.
Üniversiteyi bitirdikten sonra bir süre memurluk yaptı
ve “Eylülcü Çocuk” gazetesinde
çalıştı. Sofya Üniversitesi’nde Çağdaş Türk Dili ve Türk Diyalektojisi dersleri
okuttu. 1960 yılının sonuna doğru, eşi ile birlikte, üniversiteyi Türklerden
arındırmak politikası gereği olarak, ünevirsiteden uzaklaştırıldı.
Edebiyat
çalışmalarına genç yaşta başlayan Mefküre Hanım'ın “Barış” başlıklı ilk
şiiri 1949 yılında “Yeni Işık” gazetesinde Nesrin
takma adıyla yayımlandı. Onun şiirlerinde ince bir kadın ruhu, sevginin
sıcaklığı ve temizilği, kısa ve öz söyleyiş biçimi dikkat çeker. Şiirlerini
daha sonra “Demet” ve “Kaynak”
ile başka gazete ve dergilerde yayımlamayı sürdürdü. 1964 yılında “Şiirler”
adlı bir kitabı yayımlandı. Ayrıca, 1958’de yayımlanan “Bilmeceler” kitabı da vardır.
Mefküre
Molla; özgün bir şair olduğu kadar, akademik düzeyde de değerli bir
araştırmacıdır. Bulgaristan Türklerine ilişkin her türlü konuya parmak basmış
ve ciddi araştırmalar sonucunda yeni yeni bulgular elde etmiştir. Eşi Riza
Mollaoğlu ile yaptığı ortak çalışmalar da bulunmaktadır... M. Türker Acaroğlu;
“Bulgaristan Türklerinden araştırmacı Bn.
Mefküre Mollova (...) Deliorman
Türklerinin güneyden (Türkiye’den) gelmiş bir Türk boyu olduğunu kesin olarak
ileri sürer” der. Yordanka Bibina ise,
“Onun bilimsel yazıları ona Dilbilimi ve
Türkoloji alanında dünyaca bir ün kazandırmıştır” diye yazar..
Mefkure
Hanım, Bulgaristan’da totaliter yönetim zamanında çok trajik günler geçirdi.
Eşi Doç. Dr. Riza Mollaoğlu’nun ölümünden sonra da Sofya’nın onu tedirgin
etmeyi sürdürmesi nedeniyle avuntuyu yurt dışına çıkmakta bularak Fransa’ya göç
etti (1989), halen orada yaşamaktadır... Evrensel araştırmalarıyla Türk
dünyasına imzasını koymuş olan Mefküre Hanım, Bulgaristan Türklerinin
yetiştirdiği bu yüce Türk kadınının hizmetleri bütün Türk dünyası için çok önemlidir.
BAŞLICA
ESERLERİ (Değişik):
Bilmeceler
(Sofya 1958), Şiirler (Sofya 1964), Şark Kavimlerinden Geçen Bazı Bulgar Ad ve
Soyadları (İstanbu 1976), Balkanlar’da
Türkçe Ağızları (İstanbul 1974).
KAYNAKÇA:
İbrahim Tatarliev / Antologiya
3./ 1944’ten sonra Bulgaristan Türklerinin Edebiyatı (Sayfa 1960), M. Türker
Acaroğlu / Bulgaristan’da Türkçe Yer Adları Klavuzu (Ankara 1988), Memet Çavuş
/ 20. Yüzyıl Bulgaristan Türkleri Şiiri (Antoloji, 1988 İstanbul), Hayriye
Süleymanoğlu Yenisoy / Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi 8:
Bulgaristan Türk Edebiyatı (Ankara 1997), Niyazi Hüseyin Bahtiyar /
Balkanlar’da Türk Ünlüleri (ikinci kitap, 2002), İhsan
Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları
Ansiklopedisi (C. 12, 2017).
Kalbim o kadar engin ki,
bütün cihanı kaplayacak.
Kalbim o kadar minicik ki,
bir tek sevgiden çatlayacak.
Yol verin bize,
yol verin yool!...
Biz de çiğnemek istiyoruz
şu toprağı hür ve bahtiyar,
içimizde bir dudak gülüş bir
lokmacık yaşamak arzusu var.
Eh! dünya dünya
çıldırtıyorsun sen insanı.
Her dakikan başka
Her an sancılar içinde.
Ne doğuracaksın bize
yarın bakayım
güneşler içinde?