Manastırlı İsmail Hakkı

İslam Bilgini

Ölüm
-

İslâm bilgini (D. 1846, Manastır / Makedonya – Ö. 6 Aralık 1912, İstanbul). Aslen Konyalı bir aileye mensuptur. Dedesi Abdulvehhab Zaimî, Vaka-i Hayriye (II. Mahmut tarafından Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasıyla sonuçlanan olaylar) sırasında kaçarak Manastır’a yerleşmişti. Babası Sancaktar Yüzbaşı İbrahim Efendi olup ailesi Sancakdarzade diye tanınırdı. İsmail Hak¬kı, ilköğrenimini Manastır’da gördükten sonra öğrenimini İstanbul’da sürdürdü. Mustafa Şevket Efendi’den Arapça, huzur dersleri hocalarından Tikveşli Yusuf  Ziyaeddin Efendi’den İslâmî bilimler okuyarak icazet (yeterlilik, diploma) aldı.

Ardından Ayasofya Camisi kürsü şeyhliği dahil, çeşitli pâyeler aldı; Fatih Camisi kürsü mü¬derrisliği yaptı. Dolmabahçe Valide Sul¬tan, Süleymaniye, Sultan Ahmet ve Aya¬sofya camilerinde vaaz verdi. Ayasofya Camisi’ndeki vaazlarında büyük bir dinle¬yici kitlesi topladı. Öte yandan Eyüp As¬kerî Rüştiyesi (Ortaokul)’nde Arapça, Hukuk Mektebi’nde fıkıh (İslâm hukuku), Mühendishane-i Berrî-i Hü¬mâyun (İstanbul Teknik Üniversitesi) ile Askerî Tıbbiye’de akaid (inanılması zorunlu olan ilke) öğretmenliği,  Mekteb-i Mülkiye (Siyasal Bilgiler Okulu)’de tefsir (Kur’an yorumu), hadis (Hz. Peygamberin sözleri) ve kelâm (İmanî esasların aklî deliller kullanılarak izahı) hocalığı görevlerinde bu¬lundu.

İsmail Hakkı Bey ayrıca, 1899’da Profesör unvanıyla İstanbul Darülfünûnu (Üniversitesinde)’nda usûl-ü fıkıh (İslâm hukukuna ait bilgilerin aslı ve dayanağı olan bilim) ve tefsir müderrisliği (hocalığı) yap¬tı. Yirmi dört yıl süren hocalık göre¬vinde gösterdiği başarıdan dolayı dördüncü rütbeden Osmanlı nişanı ile ödüllenildi. Dinî konulardaki görüşleri müspet bilimlerin ışığında ele aldı ve bu yönüyle yenilikçi bir din bilgini olarak tanındı. 

16 Aralık 1908’de Meclis-i Ayan üyeli¬ğine seçildi ve bu görevi yürütürken Sul¬tan Reşat’la birlikte Rumeli gezisine çıktı. Bu son görevinde iken 5 Aralık 1912’de Anadoluhisarı’ndaki evinde öldü, cenazesi Fatih Camisi’nin civarında toprağa verildi.

Arapça, Farsça ve Bulgarca bilen İsmail Hakkı Bey zengin bir kültüre sahip olup belli bir bilgi düzeyine ulaşmıştı. Ölümü üzerine “Sebîlürreşâd”, “Tercümân-ı Hakikat”, “Tasvîr-i Efkâr”, “Teşrih”, “İkdam” gibi dergi ve gazetelerde hakkında yazılar yazılmıştır. Oğlu Asım Arar, Mustafa Kemal Atatürk’ün özel doktorluğunu yapmış, torunu İsmail Hak¬kı Arar da Cumhuriyet döneminde Devlet, Adalet ve Millî Eğitim bakanlıkları görevlerinde bulunmuştur.

Türkiye’de Batılılaşma sürecinin hızlandığı bir dö¬nemde yaşayan İsmail Hakkı Bey, İslâm diniy¬le ilgili olarak Batılı yazarlarca ileri sürü¬len itirazları cevaplandırmaya çalışmış, bu arada nikâh, talâk, tesettür konularını, ayrıca kısas ve had cezaları gibi amelî hü¬kümleri savunmuştur. Kelâm konularını genellikle klasik çerçevede ele almış ve Matüridi’ye (el-Matüridi’ye bağlanan mezhep) bağlı olduğunu açıklamış¬tır. Eserleri İsmail Hakkı İzmirli ve Ömer Nasuhi Bilmen gibi bilginlere kısmen ör¬nek oluşturmuştur.

“Tercümetü’r-Risâleti’l- Hamîdiyye (Beyyinât- ı Ahmediyye) adlı eseri, Hü¬seyin el-Cisr’e ait “er-Risâletü'l-Hamidiy-ye” adlı eserin çevirisi ve şerhi (açıklama) olup “Tercümârı-ı Hakikat” gazetesinde tefri¬ka edildikten sonra dört cilt olarak ba¬sılmıştır. Dördüncü cilt, diğer ciltlerde yer alan nübüvvete (peygamberliğe) dair konuların şerhi niteliğinde olup bizzat yazar tarafından kaleme alın¬mıştır. Ahmet Gül eseri sadeleştirerek “Risâie-i Hami-diyye” (İslâm Hak ve Hakikat Dinidir) adıyla yayımlamıştır (İs¬tanbul 1973, 1980). “Hak ve Ha¬kikat” adlı eseri, Reinhart Pieter Anne Dozy’nin kaleme aldığı ve Abdullah Cevdet’in “Târih-i İslâmiyet” adıyla Türk¬çeye çevirdiği esere reddiye olarak yazıl¬mıştır. Ayrıca Abdülganî en-Nablusî’nin “Nesemâtü’l- eshâr fi medhi'n-nebiyyi’l-muhtâr adlı estetik kitabının bir bölümünü Türkçeye çevi¬rip şerh etmiştir… Nazif Ay, “Manastırlı İsmail Hakkı'nın İslâm Düşüncesindeki Yeri” adıyla bir yüksek lisans tezi hazırlamıştır.

ESERLERİ:

Hâce-i Lisân-ı Osmânî (İs­tanbul 1294), Tercümetü’r-Risâleti’l- Hamîdiyye (4 cilt, Beyyinât- ı Ahmediyye, Hü­seyin el-Cisr’den, İstanbul 1307-1308, 1329/1891-1892),  Ahkâm-ı Şehr-i Si­yam (İstanbul 1309, 2 cüz, 1892-1893), Mevâhibü’r-rahmârı fi Menâkıbi’rı-Nu’mân (İbn Hacer el-Heytemî’den, 2 cilt, Ebû Hanîfe’nin menkıbeleri, İstanbul 1310), Metâlib-i îrfâniyye ve İzâhât-ı Nûrıiyye (Hızır Bey’in el-Kasidetü’n-nûniyye’smm eserinin şerhidir, İstanbul 1312), Vesâilü'l-felâh fi mesâili'n-nikâh (İs­tanbul 1313/ 1897), Mevâidü’l-in’âm fi akâidi'l-İslâm (İstanbul 1314/1898), Tefsir-i Sûre-i Yâsin (İs­tanbul 1316), Telhisü’l-kelâm fi berâ-hini akâidi’l-İslâm (İstanbul 1324/1915), Mevâiz (İstanbul 1324, 1331, haz. Eşref Edip Fergan, 1908), Şerhu’s-sadr bi-fezâili leyleti’l-kadr (İstanbul 1325/1909), Kitâbü’l-vesâyâ ve’l- ferâiz (İstanbul 1326), Kosova Sahrâsı Mev’izası (Selanik 1327), Usûl-i Fıkıh (İstanbul 1328/1912), Hak ve Ha­kikat (İstanbul 1329), Mebâdi-i Fârisî, Füyûzâtü’l- meliki’l-allâm fi kerâmeti Abdisselâm (Abdülkerim Bermutî’den, çeviri), Şerhu Mi’yâri’l-adâle, Tenâkuz-ı Fıkhî (1892), Vesâyâ ve Ferâiz Mecmûası (1910), Hak ve Hakîkat (1912), Kasîde-i Nûniyye (Hızır Bey’den).

KAYNAKÇA: Bursalı Mehmet Tahir / Osmanlı Müellifleri I (1915-1925, yeni bas. 1972), İbrahim Alâeddin Gövsa / Türk Meşhurları (1946), Bağdatlı İsmail Paşa / Hediyyetü’l-ari­fin I (Haz: İbnülemin Mahmut Kemal İnal - Avni Aktuç (1955), Mücellidoğlu Ali Çankaya / Yeni Mülkiye Tarihi ve Mülkiyeliler (c. II, 1968), Sadık Albayrak / Son Devir Os­manlı Ulemâsı (1980), Na­zif Ay / Manastırlı İsmail Hakkı’nın İslâm Dü­şüncesindeki Veri (Yüksek lisans tezi, 1995), Salih Sabrî Yavuz / Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (cilt: 27, s: 563, 564, 2003), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006, gen. 2. bas. 2007) - Ünlü Bilim Adamları (Türkiye Ünlüleri Ansiklopedisi, C. 2, 2013) - Encyclopedia of Turkey’s Famous People (2013). 

 

 

 

 

 

 

 

FOTO GALERİ

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör