Şair, yazar ve
sinemacı. (D. 15 Ağustos 1936, Alanya / Antalya - Ö. 11 Ocak 1995, İstanbul). Tam adı Mehmet Arif Onat
Kutlar. Yazar Seza Aksoy kardeşidir. İlk ve orta öğrenimini Gaziantep'te yaptı.
1955'te Gaziantep Lisesinden mezun olduktan sonra İstanbul Devlet Güzel
Sanatlar Akademisine (1956) girdi. Bir yıl sonra buradan ayrılarak İstanbul
Üniversitesi Hukuk Fakültesine geçti. Bu okulu da son sınıfta bırakarak
Paris'e gitti. Paris Üniversitesi
Felsefe Bölümüne iki yıl devam etti (1961-63), bitirmeden ayrıldı ve Türkiye’ye
döndü. Paris'ten dönüşünde Doğan Kardeş dergisinde sekreterlik (1963-65),
kurucularından olduğu Sinematek Derneğinde yöneticilik görevleri (1965-76)
üstlendi.
1956'da
‘a’ dergisinin kuruluşunda yer aldı ve bu dergide yazarlık yaptı. Yeni Sinema dergisinin, Sinematek adına sahipliğini üstlendi,
dergide yazılar (1967-70) yazdı. Kuruluşundan itibaren Kültür Bakanlığı Sinema
Yapım ve Gösterim Merkezinin yöneticiliğini (1978-80), yine kuruluşundan başlayarak
(1982) İstanbul Kültür Sanat Vakfı İcra Kurulu üyeliği, Sinema Danışma Kurulu
üyeliği ve başkan yardımcılığı görevlerini üstlendi. Bu kurumdaki görevleri
ölümüne kadar sürdü. Cumhuriyet gazetesinde “Gündemdeki Konu”,
“Gündemdeki Sanatçı” başlıkları altında haftada bir yazılar yazdı. 1991'den
ölümüne kadar (1995) İstanbul Film Ajansı'nın ortağı ve yöneticisi oldu. 30 Aralık 1994'te, İstanbul /
Taksim’deki The Marmara Oteli’nin
pastanasine teröristlerin bıraktığı bombanın patlaması ile ağır
yaralandı, kurtarılamayarak Amerikan Hastanesi’nde yaşamını yitirdi.
Onat Kutlar,
edebiyatla birlikte sinemayı da uğraş edinmişti. TRT'ye yaptığı haftalık sinema
programlarının yanı sıra, 1975'te 7. Sanat Sinema, Milletin Radyosu ve
1994 sonunda ancak bir defa yayımlanabilen Gündemdeki Sanatçı adlı
programları hazırladı. 1989'da TRT için hazırlanan Turkuaz adlı
belgeselin metin yazarlığını ve yapımcılığını, 1993-94'te yine TRT için Simurg
Belgeseli'nin danışmanlığını ve yapımcılığını üstlendi. 1989'da Menekşe
Koyu adlı filmin, ortağı bulunduğu Consept Film adına yapımcısı oldu.
Edebiyata Hisar dergisinde yayımladığı (1952-54) şiirlerle girmişti, şiirle
birlikte hikâyeye yöneldi. Volan Kayışı adlı ilk
hikâyesi Seçilmiş Hikâyeler dergisinde
(1952) yayınlandı. Ardından sinema eleştirmenliği ve deneme
yazarlığında karar kılmış göründü. Şiirleri Hisar'dan
başka Küçük Dergi ve İlke (Gaziantep, 1952-54); hikâyeleri Seçilmiş Hikâyeler ve
‘a’ dergilerinde çıktı.
Onat Kutlar'ın ilk eseri, İshak (1959) adlı
hikâye kitabıdır. Sanat yolunun daha başlarındayken yayımladığı ve 9 kısa
hikâyeden oluşan bu küçük kitap, genç bir yazarın gösterdiği ustalık nedeniyle
edebiyat çevreleri tarafından büyük ilgiyle karşılanmıştı. Yazar bu
hikâyelerinde çocukluk ve ilk gençlik yıllarını geçirdiği Gaziantep'i anlatmaktadır.
Ancak Fethi Naci'nin ifadesiyle, "Gaziantep hikâyelerini yazarken gönlünce
bir Gaziantep yaratmış, kendi Gaziantep'ini; yeniden yarattığı kendi
Gaziantep'i içinde yarattığı kişilerle, olaylarla kendine özgü gizemli bir
dünya kurmuştur." İshak’ı besleyen en önemli kaynağın, 1950'lerde
Türkçeye çevrilen Batı edebiyatı örneklerinin olduğu görülmektedir. Yakın
arkadaşı yazar Demir Özlü, Kutlar'dan söz ederken, "Sartre, Camus
geleneğinden gelen bir düşünür-yazardı o. Genç yaştan başlayarak hem Marx'ı hem
de özgürlükçü bireyciliği savunan Max Stirner'i bulgulamıştı. Birey -hakiki
birey olmasının- temelinde de bu kültür yatmaktadır" demektedir. İsbak'taki
hikâlerde, Batı edebiyatında görülen "olağanüstü" öğelerle çok sık
karşılaşılır. "Onat Kutlar'ın İshak'ı 1950'lerin sonundaki İkinci
Yeni akımının öykü dalındaki bir yansıması, benzeridir. Dönemin öteki genç
hikâye yazarlarından ayrılan yanı ise Batılı kaynaklardan beslendiği kadar
yerli olmayı da başarmasındadır" (K. Ertop}. Yine Ertop'a göre, Kutlar'ın
hikâyeleri "hem öncü hem de yerel"dir.
Kutlar'ın deneme türündeki kitabı Yeter ki
Kararmasın (1984), Doğan Hızlan'ın ifadesiyle, "Bach'ın çello süitleri
gibidir, içten içe sarar ve sizi teslim alır... Mektupları da, denemeleri de,
öykünün tadı ötesinde iyi kadrajlanmış bir sinema karesi kadar ölçülü bicili,
aşkın ama dengelidir." Kutlar denemelerinde sanat ve toplum olaylarını
konu edinir ve anlatım olarak hikâyeden de,şiirden de bol bol yararlanır. Yine
denemelerinin yer aldığı Bahar İsyancıdır (1986) adlı kitabında yer alan
"Çevirmen" başlıklı deneme, Kutlar'ın "edebiyatı ve kişiliğine
ilişkin ipuçlarının bulunduğu bir yazı" biçiminde değerlendirildi. Sinema
yazılarının yer aldığı Sinema Bir Şenliktir (1985) adlı çalışması,
sinemayı bir eleştirmen gibi değil, gerçek bir edebiyatçının sinemayı teknik
ayrıntılar dışında görebildiği metinler olarak nitelendirildi. Kutlar'ın
hikâyelerinde şiir, şiirlerinde de hikâye öğeleri vardır. Kendi ifadesiyle
"şiirle öyküyü katı sınırla ayırmak olanaksızdır" ve edebiyat türlerinin
"bağımsızlık savaşlarının" artık öneminin kalmadığını savunmaktadır.
İlk şiir kitabı Pera'lı Bir Aşk İçin Divan'da
(1981) İstanbul'un, Beyoğlu'nun, özellikle Galata'nın (eski adıyla Pera) şairin
belleğinde bıraktığı derin izlerin yansımaları görülür. Bununla beraber Kutlar
bu kitaptaki şiirlerinin asıl kaynağının kent değil, insan olduğunu
belirtmiştir. İkinci şiir kitabı Unutulmuş Kent (1986) adını
taşımaktadır.
Kutlar'ın Cumhuriyet gazetesinde her pazar günü
yayımlanan "Gündemdeki Konu" ve "Gündemdeki Sanatçı"
başlıklı yazıları da ölümünden sonra aynı başlıklarla kitaplaştırıldı. Bütün
şiirleri, çeşitli Fransız şairlerinden çevirdiği şiirlerle birlikte, yine ölümünden
sonra Unutulmuş Kent ve Çeviri Şiirler (1999) adıyla yayımlandı.
Unutulmuş Kent adlı şiir kitabı
ayrıca Fransa'da 1996 tarihinde yayımlandı. Eserlerinin tümü 2003'te İş Bankası
Kültür Yayınları tarafından yeniden basıldı. Bazı şiir ve hikâyeleri İngilizce, Fransızca ve
Almancaya çevrildi. İshak kitabındaki
Yunus adlı hikâye İngilizceye
çevrilerek, ABD’de, Grand Street dergisinde
(Kış, 1995) yayımlandı. İshak’tan Çatı adlı hikâye Le Toit adıyla Fransızcaya çevrildi ve Y.K. Karaosmanoğlu, M.Ş.
Esendal, S. Ali, S. Faik, O. Kemal ve A. Özyalçıner ile birlikte aynı seçkide (Orient
Extrats de Prosateurs Turcs Contemporains, 1980) yer aldı. Unutulmuş Kent, La Ville
Ubliee/ Traduit du Turc adıyla Fransızcaya çevrildi (1995). Kutlar ayrıca; Hazal (yön.
Ali Özgentürk, 1979), Yusuf ile Kenan (yön. Ömer Kavur, 1979) Hakkâri'de
Bir Mevsim (yön. Erden Kıral, 1982) adlı sinema filmlerinin senaryolarını
da yazmıştı.
İshak ile 1960 Türk Dil Kurumu
Öykü Ödülü aldı. Kendisine Fransız Devleti tarafından Chevalier de l'ordre des
Arts et des Lettres Nişanı; Polonya tarafından Kültür Nişanı verildi. Arkadaşı Demir Özlü, ölümünden sonra ortak
anılarını konu alan bir yazı dizisisini 1995 yılında Cumhuriyet gazetesinde
yayımladı.
“Onat Kutlar, 36 yıl önce yayımladığı
İshak’la, İshak’taki dokuz hikâye ile bugün de yaşıyor. Bunu akıldan çıkarmamak
gerek. Ve Onat’ın bütün çalışmalarını yeniden değerlendirmek gerek. Dokuz
hikâyesi ile yaşayan başka bir hikâyeci anımsıyor musunuz? (...)
“’Gerçek dışı bir boyut,’ dedim; Onat’ın
yaptığını Marquez yapınca buna ‘büyülü gerçekçilik’ diyorlar. Marquez’in adını
bile duymadığımız yıllarda (Sanırım o yıllarda Kolombiya’da da tanıyanı pek
yoktu!), yirmi yaşlarındaki Onat Kutlar, Türkiye’de, büyülü gerçekliğin (O
yıllarda bu terim de bilinmiyordu) ilk örneğini veriyordu.
“Horozlar, hikâye yazarken Onat’ın her
cümle üzerinde nasıl çalıştığını, cümleler arası ilişkileri, cümlelerin, hatta
sözcüklerin işlevlerini nasıl uzun uzun düşünüp hesapladığını, kısaca mükemmel
bir hikâye yapısı kurmak için nasıl canını dişine taktığını açıkça gösteriyor.”
(Fethi Naci)
"Onat Kutlar, Doğu-Batı kültürünün sentezini
yaparak özümlemiş, Tasavvuf felsefesini incelemiş, Hafız'dan Hayyam'a,
Mevlâna'dan Fuzulî'ye kadar Doğu şairlerinden tutku ölçüsünde tatlar almış. Bach
müziğinin inceliklerine girecek kadar Bach'ı merak etmiş, öbür taraftan halk
müziğimiz ya da otantik barak havalarını dinlerken aynı biçimde heyecanlanmış.
Ney çalmayı öğrenmek için kurslara devam etmiş, Hamparsum notasından (Klasik Türk müziği için bilinen nota
düzeninden önce kullanılmış bir düzen)
birtakım eski eserleri geçmeye çalışmış olduğunu gene bir söyleşisinde kendisi
dile getirmişti. (...)
Sinemacılığının, deneme yazarlığının, şairliğinin yanı sıra, Onat Kutlar,
öncelikle çok iyi bir öykücüydü. Atmosfer yaratma ve dil ustasıydı. İnsana
ilişkin ayrıntıları, incelikleri yakalayıp destansı, lirik bir dille anlatan
bir usta." (Leyla Ruhan Okyay)
ESERLERİ:
HİKÂYE: İshak (1959).
ŞİİR: Pera’lı Bir Aşk İçin Divan (1981), Unutulmuş Kent (1986), Unutulmuş
Kent ve Çeviri Şiirler (1999).
DENEME: Yeter ki Kararmasın (1984), Sinema Bir Şenliktir (sinema yazıları,
1985), Bahar İsyancıdır (1986), Gündemdeki Konu (gazete yazıları, 1995),
Gündemdeki Sanatçı (gazete yazıları,
1995).
SENARYO: Yusuf ile Kenan (1979,
yön. Ömer Kavur), Hazal (1979, yön.
A. Özgentürk), Hakkâri'de Bir Mevsim (1982,
yön. Erden Kral).
ÇEVİRİ: Aklın Oyunu (tiyatro,
André Breton'dan H. Baş ile, 1960), Gerçeküstücülük (S. Hilav ve E.Ertem
ile, 1962), Sonsuz
Günbatımı (şiir, Furuğ'dan, C. Hosrovşahi
ile, 1989), Füruğ’un Öyküsü
(C. Hosrovşahi ve H. Yalvaç ile, 1992).
KAYNAK: Behçet Necatigil / Edebiyatımızda Eserler Sözlüğü
(1973) - Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü (18. basım, 1999), Onat
Kutlar / Yeter ki Kararmasın (1984), Fethi Naci / Onat Kutlar’ın
Hikâyeleri (Adam Öykü, Kasım-Aralık 1995), Adnan Özyalçıner / Onat Kutlar’ın
Öykücülüğü (Cumhuriyet Kitap, Şubat 1995), Demir Özlü / Bir Bireyin Anıları:
Onat Kutlar (Cumhuriyet, 25-28.6.1995), Arif Damar / Onat Kutlar’a Bir Karanfil
(Varlık, Şubat 1995), Doğan Hızlan / Onat Kutlar’ı Anlatmak ya da Yazmak
(Gösteri, Şubat 1995), Feridun Andaç / Acının Sağnağında Bir Yürek (Gösteri,
Şubat 1995), Sennur Sezer / Kül Kuşları Geldiler (Varlık, Şubat 1995), Erendüz
Atasü / Onat Kutlar İçin (Varlık, Ağustos 1995), Konur Ertop / Pir Sultan
Abdal’dan Onat Kutlar’a (1997), Mehmet H. Doğan / Şimdi Uzaklardasın (1998),
Şükran Kurdakul / Şairler ve Yazarlar Sözlüğü (6. basım, 1999), Memet Fuat / Biçemden Biçeme (1999), Ömer
Lekesiz / Yeni Türk Edebiyatında Öykü - 3 (1999), İhsan Işık /
Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi (2001, 2004) – Resimli ve Metin Örnekli Türkiye
Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2009), Ülkü
Tamer / Yaşamak Hatırlamaktır (2002), Semih Gümüş / Öykülerde İstanbul (2002),
Leyla Ruhan Okyay / Onu Sekiz Yıl Önce Yitirmiştik - Bahar İsyancısı'nı
Unutmamak! (Cumhuriyet Kitap, 16.1.2003).