Şair ve yazar (D. 1886, Katerin (Selanik)
Yunanistan - Ö. 6 Kasım 1958, Ankara). Asıl adı Hüseyin Enis Avni. Yazılarında
Ali Kemal, Avni, Doğan, Enis Avni, Enis Saffet, Avni Muallim, Seniha Hikmet,
Serkenkebin Efendi adlarını da kullandı. Rizeli Binbaşı Kadri Beyin
oğludur. Çocukluğu babasının görevleri nedeniyle Balkanlarda geçti.
İlköğrenimini Serez‘de İncili Mektepte yaptı. Fransız bir mürebbiden Fransızca
öğrendi. Kısa bir süre Selanik‘te Şemsi Hoca ilk mektebinde okudu, daha sonra
Selanik‘te Askerî Rüştiyeye devam etti. 1896-97 Yunan Savaşı sırasında, babası
harbe gidince Eğrikapı‘daki rüştiyeye geçti. İstanbul’da Galatasaray İdadisine
amcası Kadri Bey tarafından yazdırıldı. Daha sonra İplikhane‘de olan askerî
özel sınıfa gitti. Burada Ömer Seyfettin’le tanıştı. Daha sonra Edirne Askeri
İdadisi ile Kuleli Askeri Lisesini bitirdi. Harp Okulunda okuduysa da
bitirmedi. Hastalık gerekçesiyle askerlikle ilgisi kesilince gönderildiği
Paris‘te kısa bir süre hukuk ve güzel sanatlar öğrenimi gördü, öğrenimini
tamamlayamadan döndü. Bu arada Selanik‘te yaşadı, orada çeşitli dergilerde
yazılar yazdı. 31 Mart (1909) olayı sırasında Hareket Ordusuna katılarak
geldiği İstanbul‘da gazeteciliğe başladı. Adana Valisi Cemal Paşa’nın Vilayet
Meclis-i İdare başkâtipliğini yaptı. İstanbul’un işgali üzerine mitinglerde
yaptığı ateşli konuşmalar yüzünden işgal güçlerince tutuklanarak Malta’ya
sürüldü. TBMM’nin girişimleri sonucu hürriyetine kavuşarak yurda döndü.
Kurtuluş Savaşı yıllarında Millî Mücadele ile ilgili coşkulu yazılar yazdı.
IV., V. ve VI. Dönemler Ankara Milletvekili seçildi (1932-46). Gırtlak kanserinden
vefat etti.
1900 yılında Edebiyat-ı Cedide tarzında
şiirler yazmaya başladı. Daha sonra yazıları; Mecmua-ı Edebiyye, Malûmat,
İrtikâ, Âşiyan, Genç Kalemler, Türk Yurdu, Çocuk Bahçesi, Halk ve Kadın dergilerinde;
Tercüman-ı Hakikat, Sabah, Tanin, Yenigün, Cumhuriyet, Hakimiyet-i Milliye,
Milliyet, Alay, Haber, Açık Söz ve Gece Postası gazetelerinde yayımlandı.
Şiir, hikâye, roman ve oyun alanlarında ürün
verdi. Balkan yenilgisinden sonra hece vezni ile yazdığı kahramanlık şiirleri
ile tanındı. Millî Edebiyat akımı içinde yer aldı. Yetmişe yakın kitap
yayımladı. Popüler tarzdaki hikâye ve romanlarıyla tanındı. Bir kısmı daha
sonra sinema filmi olarak çekilen eserlerinde romantik, canlı diyaloglar kurmuş
olmakla birlikte teknik kusurlardan kurtulamadı. Milliyetçi ve idealist bir
duruş sergiledi. Millî ve sosyal meseleleri işledi. Dili sade, anlatımı
heyecanlıdır. Çocuk hikâyeleri de yazdı.
“Aka Gündüz‘ün romanlarının sayısı çok
olduğuna göre, muhakkak ki roman sanatında kemiyet keyfiyeti aşacaktır. Zaten
kendisi de edebiyatta mükemmelin peşinde değildir. Fakat halk tarafından çok
okunmuş ve sevilmiş bir yazardır... Aka Gündüz‘ün romanları için tezli
romanlardır diyebiliriz. Onun okuyucuya vereceği mesaj vardır.
“Aka Gündüz‘ün sayısı oldukça fazla olan romanlarından
pek çok da kahramanı olacağı tabiîdir. Yalnız roman kahramanlarının isim
bolluğuna bakarak, onların kişilik bakımından zengin bir görünüşü olduğunu
sanmak doğru değildir. Pek çok kahraman, başka başka romanlarda, farklı isim,
çehre ve kılıkta yeniden karşımıza çıkar. Bu kahramanlar arasında ilk sırayı
çeşitli sebeplerle düşmüş veya düşürülmüş kadınlar alır. Bundan başka, Millî
Mücadele’yi yapan her kategoriden insanlar, inkılâpçılar, dejenere sosyete
mensupları, ‘eski Osmanlı artıkları’, köylüler, hayatlarını batıl itikatların
yönettiği halk, mürebbiyeler, haydutlar, uyuşturucu kullananlar, viranelerde
yaşayanlar, bir de Atatürk gibi, İnönü gibi devlet adamları, yahut Reşat Nuri,
Yakup Kadri gibi yazarlar vardır. Aka Gündüz, yarattığı bu çeşitli sınıflara
mensup kahramanlar ile, büyük bir sosyal değişme geçiren Türk cemiyetinin
panoramasını çizmek istemiştir.
“Aka Gündüz‘ün kahramanlarına bakış tarzı genellikle
sübjektiftir. Bazı romanları birinci şahıs zamiri ile yazılmıştır. Bu durumda
yazar, okuyucu ile kahramanın arasına girmeden, tezini daha samimi olarak
savunmaktadır.
“Aka Gündüz‘ün romanlarında sosyal zaman
önemlidir. Kahramanlardan çoğu fırtınalı bir geçiş devrinde yani
imparatorluktan millî devlete geçiş devrinde yaşarlar. Eserlerindeki kötü
kahramanlar, genellikle eski cemiyetin kötü hasleti ile dolu insanlardır.
Cemiyetin çürümüş taraflarıdır”... (Sema Uğurcan)
“Yetiştiği çevrenin tesiriyle inkılâpçı ve
ihtilalci bir ruha sahip olan Aka Gündüz‘ün bakış açısı ve fikirleri,
Anadolu‘yu dolaştıktan sonra değişme gösterir. İlk hikâyelerinde fazla romantik
ve hassas görünen yazar, Cumhuriyet döneminde yazdığı eserlerinde müşahedeye
büyük yer verir. Romanlarındaki tipleri halkın arasından seçtiğini söyler ”(…)
“Aka Gündüz, romanlarıyla, Türk milletinin
-özellikle halk tabakasının- fazilet duygularını harekete geçirmiştir. Onun
eserlerinde tükenmez bir heyecan ve enerjiyle örülmüş sade, samimi, orijinal
bir dille karşılaşmaktayız. Aka Gündüz, dilimizin Arapça, Farsça terkip ve
tamlamalarla dolu olduğu bir dönemde duru Türkçesiyle kendini sevdirmesini
bilmiştir. Fakat geçinebilmek için sürekli yazmak zorunda kalan Aka Gündüz,
eserlerinin edebî kıymetini fazla düşünmemiştir. O, Ahmed Midhat Efendi gibi
çalakalem yazan biridir.” (Şerif Aktaş)
ESERLERİ:
ŞİİR: Bozgun (1918), Çocuk Kitabı (1928),
Türk Duygusu (1941).
ROMAN: Bu Toprağın Kızları (1927), Dikmen
Yıldızı (1928), Odun Kokusu (1928), Tang-Tango (1928), Bir
Şoförün Gizli Defteri (1928), İki Süngü Arasında (1929), Çapkın
Kız (1930), Yaldız (1930), Ben Öldürmedim! Kokain (1931), Aysel
(1933), Üvey Ana (1933), Aşkın Temizi (1937), Zekeriya
Sofrası (1938), Mezar Kazıcılar (1939), Giderayak (1939),
Yayla Kızı (1940), Bebek (1941), Hicran (1942), Çapraz
Delikanlı (1944), Sansaros, Karadenizli Sansar Osman (1945), Eğer
Aşk (1946), Bir Kızın Masalı (1954).
HİKÂYE: Türkün Kitabı (1911), Türk
Kalbi (1913), Muhterem Katil (1914), Katırcıoğlu (1913),Avcı
Sultan Mehmed Devrinde (1916), Kurbağacık (1919), Hayattan
Hikâyeler (1928), Demirel‘in Hikâyeleri (1930), Gazinin Gizli
Ordusu, İnkılâp Hikâyeleri (1930), Meçhul Asker (1930).
OYUN: Muhterem Katil (1914), Beyaz Kahraman
(1932), Yârim Osman (1933), Yılmazların İkizler (1932), Ga-zi
Çocukları İçin (1934), Mavi Yıldırım (1934), O Bir Devirdi (1938).
DİĞER: Ebu Hatırat Sait Paşa Hazretlerine
Açık Mektup (1916), Gazi Muhtar Paşa Hazretlerine Açık Mektup (1916),
Can Damarlarımıza Dair İkinci Tetkik. Kırk Milyon Liramızı Çalıyorlar (1925),
Yazı Kitabı (1929).
HAKKINDA: Şahap Nafiz / Aka Gündüz Bey Diyor
ki (Servet-i Fünûn dergisi, sayı: 1810, 1932), S. Nüzhet Ergün / Aka Gündüz
Hayatı ve Eserleri (1937), Hikmet Feridun Es / Aka Gündüz Diyor ki (Akşam
gazetesi, 10.2.1939), Mehmet Behçet Yazar / Yedi Gün (c. 14, sayı: 347; 1939) -
Edebiyatçılar Alemi Edebiyatımızın Unutulan Simaları (yay. haz. Mustafa Everdi,
1999), Hilmi Yücebaş / Bütün Cepheleriyle Aka Gündüz Hayatı-Hâtıraları-Eserleri
(1959) - Aka Gündüz Hikmet Türk Basınında (1967), Nihat Sami Banarlı / Resimli
Türk Edebiyatı Tarihi (c. 2., 1960), Yeni Yayınlar Dergisi (Şubat 1960,
Bibliyografya), Ömer Faruk Toprak / Sosyalist Kültür Ansiklopedisi içinde
(1980), Sema Uğurcan / Aka Gündüz (Türk Dili dergisi, sayı: 427, Temmuz 1987),
Abide Doğan / Aka Gündüz (1989), Feyzi Halıcı / Parlamenter Şairler (1990),
Türkiye Büyük Millet Meclisi Albümü 1920-1991 (1994), Behçet Necatigil /
Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü (18. bas. 1999), Şükran Kurdakul / Şairler ve
Yazarlar Sözlüğü (gen. 6. bas. 1999), TBE Ansiklopedisi (2001), Şerif Aktaş /
Büyük Türk Klâsikleri (c. 11, 2004), Mehmet Atilla Maraş / Şair Milletvekilleri
1 - 22. Dönem 1920-2005 (2005).