Abdullah Macit Paşa

Osmanlı Devlet Adamı

Doğum
Ölüm
Eğitim
Mektebi Harbiye İdadisi

Osmanlı dönemi devlet adamı (D. 1841, Kütahya – Ö. 1917, İstanbul). Keçicizade İzzet Mollazade Reşat Efendi’nin oğludur. 1858’de Mektebi Harbiye İdadisi’nden mezun oldu. Devlet adına Paris’e gönderilip 1863’te yüzbaşılık rütbesiyle Avrupa’dan dönüşünde kolağalığa terfi etti.. Mekteb-i Harbiye’de riyaziye (matematik) muallim muavinliğine tayin edildi. 1864 yılında mesleğini değiştirerek Babıâli Tercüme Odası’na geçti. 1867’de Divan-ı Humayun Mütercimi, 1868’de Matbuat Müdürlüğü’ne getirildi.

1872’de Divan-ı Ahkamı Adliye azalığına, sekiz ay sonra 1872’de yeni teşkil edilen Mahkeme-i İptidaiye üyeliğine, 1874’te Hariciye kitabetine, 1876’da Tuna Avrupa Komisyonu Reisliği kadrosuyla Tulça Sancağı Mutasarraflığı’na ve yedi ay sonra da istifa ile İstanbul’a gelerek beş ay mazul kaldıktan sonra 1877’de ikinci defa Matbuat Müdürlüğü’ne tayin edildi. Bu müdürlüğü esnasında Abdülhamit’in ilk Meclisi Mebusan’a verdiği Matbuat Kanunu projesini meclise raporte etmesi kayda değerdir. Bu projede Türkiye’de mizah mecmuası çıkmaması hakkındaki maddeyi savunmuş, fakat meclis kabul etmemiştir.

Devlet Salnamelerinde nereye bağlı oldukları kaydedilmemekle beraber ilk önce Maarif ve sonra Hariciye Nazerati’ne bağlı oldukları bazı resmi kayıtlardan anlaşılan ”Matbuatı Dahiliye Müdürlüğü”nün Dahiliye Nezareti’ne bağlı olduğunun belirtilmesi Macit Bey’in ismi ile beraber yazılmaya başlar.

İki sene Matbuat Müdürü kaldıktan sonra ayrılarak dört ay kadar da izinli olarak bekledikten sonra 1879’da Rumeli Beylerbeyliği payesiyle ve paşa unvanıyla Gümülcüne Mutasarraflığı’na getirildi. On yedi ay hizmetten sonra ayrılarak İstanbul’a geldi ve üç ay bekletildikten sonra 1881 başında Rodos Mutasarraflığı’na, 1882’de ayrılarak bir müddet sonra Mabeyin’de gazete mütercimliğine getirildi, 1884’te yeni teşkil edilen Hariciye Nezareti Matbuatı Ecnebiye Müdürlüğü’ne tayin edildi.

Bu tarihe kadar Maarif, Hariciye ve 1878’den itibaren de Dahiliye Nezaretine bağlı olarak giden Matbuat Dahiliye Müdürlüğü bu tarihten sonra da Dahiliye Nezareti’ne bağlı kalmaktadır. Ancak, 1885 Salnamesinden itibaren Hariciye Nezareti’nde bir de Matbuat Müdürlüğü’nün görülmüş olmasına bakılır ve Macit Paşa’nın tercüme-i hal kaydıyla karşılaştırıldığında Hariciye’deki bu Matbuatı Ecnebiye Müdürlüğü’nün Dahiliye’deki Matbuat Dahiliye Müdürlüğü’ne paralel olarak yeniden teşkiliyle Macit Paşa’nın buraya ilk müdür olarak atandığı anlaşılmaktadır.

Macit Paşa’nın Matbuatı Ecnebiye Müdürlüğü 1890 tarihli Devlet Salnamesi’ne kadar ve (paşa) unvanıyla devam ederek, 1909 Salnamesi’nde burada müdür olarak Hariciye mektupçusu Salih Münir Bey gösterildikten sonra ertesi yıl Devlet Salnamesi’nde yine müdür olarak,”Altıncı Dairesi Belediye Müdürü” unvanının da ilavesiyle(Macit Bey) gösterilmektedir. 1894 Salnamesi’nde de yine müdür olarak fakat bu sefer “Şûrayı Devlet azasından” unvanının ilavesiyle ( Abdullah Macit Bey) yazılmaktadır. 1895’te bu Matbuatı Ecnebiye Müdürlüğü de Dahili Matbuat Müdürlüğü gibi ayrı ayrı müdürlük halinde Hariciye Nezareti’ne bağlanır ve Macit Bey’in yerine başkası getirilir.

Bu yeni unvanlar onun yeni ilave memuriyetlerini de gösterir. Yalnız burada dikkate değer olan, adı geçenin isminin başından (paşalık) unvanının kaldırılmasıdır. Bunun sebebi şudur; o zamanki teşrifat kaidelerine göre Rumeli Beylerbeyliği halktan sıfatı resmiyesi olmayanlara da verilen bir rütbedir ve haiz olanlara ( paşa) denir. Mukabili, askeride feriklik, mülkiye hizmetinde rütbe-i uladır. Halbuki Macit Paşa’nın Macit Bey olarak gösterildiği Salnamelerdeki rütbei mülkiyesi bâlâdır ve eski sınıfının bir üst derecesidir. Macit Paşa bu rütbe terfisine karşılık üstünden biraz da tam resmiyet ifade etmeyen Rumeli Beylerbeyliği’ni ve paşalığı atmış, fakat müşirlik ve vezirlik mukabili olan bir rütbeyi almıştır.

Macit Bey, Matbuat-ı Ecnebiye Müdürlüğü esnasında ayrıca; Sırbistan’la Bulgaristan arasındaki haberleşme üzerine aralarındaki sulh şartlarını müzakere etmek için 1886’da Bulgaristan Prensi nezdinde özel görev ile Sofya’da diplomatik vazifeler görmüş ve üç ay sonra Bükreş Konferansı’nda murahhas olarak bulunmuştur. 1887’de Rumeli Şarkî vilayeti iç yönetmeliğinin düzenlenmesi için tekrar Sofya’ya gönderilmişe de Bulgaristan Prensi’nin değişmesi üzerine İstanbul’a dönmüştür.

Macit Bey, gümüş imtiyaz madalyası ile üçüncü Osmani ve ikinci Mecidî nişanlarının sahibiydi. Sırp devletlerinden birinci rütbeden Takuva, İran’dan ikinci rütbeden Şir-i Hurşid ve İspanya’dan da üçüncü rütbe İzabella Katolik nişanlarını almıştır.

KAYNAK: Genel Müdürlerimiz (byegm.gov.tr, 9.11.2015).

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör