Gazeteci-yazar (D. 11 Mayıs 1889, İstanbul -
Ö. 4 Kasım 1982). Üsküdar Ravzay-ı Terakki Rüştiyesi, Mülkiye İdadisi ve
İstanbul Hukuk Mektebi (1911) mezunu. Devlet memuru olarak Evkaf İnşaat
Başkâtipliği, Ticaret Vekâleti Hukuk Müşaviri muavinliği, İstanbul İaşe
Müdürlüğü görevlerinde bulundu. İstanbul’da çeşitli liselerde Türkçe ve
Fransızca, İstanbul Gazetecilik Enstitüsünde yazı hocalığı yaptı. Spora ilgi
duyarak futbol hakemliği yanı sıra çeşitli spor kulüp ve resmî kuruluşlarının
oluşmasında emeği geçti. 1907’de Anadolu Kulübünün kurucuları arasında yer
aldı. Ali Sami Yen ve Yusuf Ziya Öney ile birlikte Türkiye İdman Cemiyetinin
kuruluşuna önayak oldu. 1930’da Balkan Oyunlarını kurdu. Türkiye Olimpiyat
Komitesi Başkanlığı ve Beden Terbiyesi Danışma Kurulu Üyeliği (1938-65) yaptı.
Gazetecilik hayatına Donanma mecmuasında başladı. Tasvir-i Efkâr
gazetesinde spor muhabiri olarak çalıştı (1918).
Türkiye’de ilk fıkra yazarları arasında yer
alan Felek, fıkralarını 1925’ten itibaren Vakit, Millet, Yeni Ses, Milliyet
ve Tan’da, en çok Cumhuriyet (29 yıl) ve yeniden Milliyet
gazetesinde (1969-82) yayımladı. Yazılarında bol mizahi fıkralara yer vererek
her seviyede okuyucuya seslenmek istedi. Uzun yıllar başkanlığını yaptığı
İstanbul Gazeteciler Cemiyeti tarafından kendisine “Şeyhü’l-Muharririn” unvanı
(28 Şubat 1976), ölümünden sonra da adı bazı spor salonlarına verilmiştir.
ESERLERİ:
FIKRA-ARAŞTIRMA-GEZİ-ANI:
Hint Masalları (Hindistan izlenimleri, 1944), Adem’den Bugüne Büyük
Aşklar (1945), Felek (fıkralar, 1947), Vatandaş Ahmet Efendi
(mizahî hikâyeler, 1957), Eski İstanbul Hikâyeleri (1971), Yaşadığımız
Günler (anı-hikâye, 1974), Nasrettin Hoca (1982), Recep'in Kahvesi I
(1984), Biraz da yarenlik (1984).
ÇEVİRİ: Don Camillo (Giovanni
Guarechi’den, tüm serinin çevirisi), Melek Hanımın Aşkı (oyun, Jean
Wernell’den uyarlama, İstanbul Şehir Tiyatrosunda sahnelendi).
KAYNAK: Behçet Necatigil / Edebiyatımızda
İsimler Sözlüğü (18. bas. 1999), Şükran Kurdakul / Şairler ve Yazarlar Sözlüğü
(6. bas. 1999), TBE Ansiklopedisi (2001), Hocamız ve Başkanımız Burhan Felek
(TMOK Yayın no: 8, 2003, İstanbul), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli
Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2007, 2009), Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin 100 Yılı (2008).
Bürhaneddin Bey, kardeşiyle birlikte kurduğu Anadolu Kulübü’nde aktif spor yaşamını sürdürürken, Türk basınının ilk spor dergisi olan “FUTBOL”u yayın hayatına sokmuştu.
Burhan Felek’in “Üsküdarlı Mehmed Bürhaneddin” adıyla
yayınladığı Türk basınının ilk spor dergisi “FUTBOL”un 28 Eylül 1910 tarihli
ilk sayısının birinci sayfasının başlığı.
28 Eylül 1910 günü yayın hayatına attığı tabloid boyda, sekiz sayfalık
bir dergiydi “FUTBOL”. Başlığının altındaki kayda göre; derginin sahibi olarak
“Üsküdarlı Mehmed Bürhaneddin” adı yer alıyordu.
“FUTBOL”un ilk sayısının birinci sayfasında bir tek fotoğraf
bulunuyordu. Bu fotoğraf, devrinin en büyük futbolcusu olarak tanınan Hasan’ın
stüdyoda çekilmiş, futbol giysileri içindeki resmiydi.
Sekiz sayfalık bir dergi olan futbolun yalnız bütün yazıları onun
kaleminden çıkmakla kalmamıştı. Dergide yayınlanan bütün fotoğrafları da yine o
çekmişti. Bu dergiye resim koyabilmek için fotoğraf çekmeye başlamış ve kısa
zamanda usta bir fotoğrafçı olarak da kendini göstermişti Hoca’mız.
“FUTBOL” dergisi, geleceğin “Şeyh’ül-Muharririn”inin basın dünyamıza
attığı ilk adım da olmuştu aynı zamanda.
Eskilerin deyimiyle “velûd” (verimli) bir yazardı Üsküdarlı Mehmed
Bürhaneddin Bey. Yazılarını rahat ve çabuk yazardı. Ömrünün sonuna kadar da
özelliğini kalem tutan elinden bırakmamıştı.
Mehmed Bürhaneddin Bey, sözü geçen dergisini ancak 6 sayı
çıkarabilmişti. Bu 6 sayının sayfaları arasında yer alan “M.B. İdris”, M.
Bürhaneddin “Mehmed Bürhaneddin” ve “Bürhaneddin” imzalarının sahibi aslında
Burhan Felek Hoca’mızın ta kendisiydi.
O işe böyle bir heyecanlı hava içinde başlamıştı işe…
Onun spor dergiciliği ve spor yazarlığına bakış açısı, daha 1910’lu
yıllarda kendisini göstermişti.
Doksan üç yıllık
ömrünün üç çeyrek yüzyılını Türk sporuna, özgür basın anlayışı ve Olimpizm
davasının savunuculuğuna adamış bir insan…
Pek çok
“ilk”lere imzasını atmış bir kişi…
Varlıklı bir
ailenin refah içinde büyümüş çocuğu olmasına rağmen hayatı mücadeleler içinde
geçmiş gerçek bir idealist…
Giriştiği her
işte başarıya ulaşmasını ve en üst mertebelere yükselmesini bilmiş; kişiliği,
bilgisi, dürüstlüğü ve çalışkanlığı ile tanınmış saygın bir şahsiyet…
Gerçek bir eski
“İstanbul Beyefendisi”…
En güzel
Türkçeyi o konuşur, o yazardı. En güzel fıkraları o anlatırdı.
Dilinden de,
kaleminden de adeta bal damlardı…
Güçlü bir hatip,
yaman bir yazardı o…
Çünkü o, BURHAN
FELEK’ti.
Üstadımız,
hocamız ve başkanımız BURHAN FELEK…
KAYNAK: Hocamız ve Başkanımız Burhan Felek (TMOK Yayın no: 8, İstanbul)