Şair ve yazar, 19. Yüzyıl
Osmanlı dönemi vali ve bilginlerinden, edip ve bilgin
ve olarak tanılan Vezirlerdendir. (D. Kandiye, 1844 - Ö. 11 Aralık 1895,
İstanbul). Kaynaklarda Sırrî-i Girîdî, Giritli Sırrı Paşa ve Selim Sırrı Paşa
olarak da anılır. Babası, Konya’dan göç ederek Girit’e yerleşmiş ailelerden
birine mensup olan Helvacızâde Tosun Efendi’dir.
Hekim
İsmail Paşa’nın damadı, şair Leylâ Hanım’ın kocası, Yusuf Razi ve mimar Vedat
Beylerin babasıdır. Celâl Nuri’nin amcası, Mehmet Ali Aynî’nin kayınbabasıdır.
Kandiye alimlerinden Cevrî
Efendi’den ders alarak öğrenim gördü. Girit Vilâyet kalemlerinde kâtiplik
etmiş, gençliğinde İstanbul’a gelerek medreselerde okumuş, hususî dersler de
almıştır.
Öğreniminden
sonra 1860’ta Hanya’ya gitti ve Evkaf (Vakıflar
İdaresi) kâtipliği görevinde bulundu. Daha sonra İstanbul’a gitti. Mahkeme-i
Şer’iye kâtibi oldu. Sonra vüzeraya (bakanlar kurulu) divan kâtibi ve Hekim
İsmail Paşa’ya damat oldu. Kendisine vezirlik (askerî
ve idarî en yüksek derece) rütbesi verildi.
1867/
68’de Yanya Mektupçu (yazı işlerini yöneten görevli) muavini, 1868/69’da Aydın
vilayeti mektupçu muavini, 1869/70’de Prizren Mektupçusu, 1872’de Tuna
Mektupçusu, 1876’da ula (Rumeli ve Anadolu kazaskerlerinden sonra gelen sivil
görevli) sanıyla Bihke ve ardından Beylerbeyi payesiyle İzvornik ve sonra Vidin
Mutasarrıfı oldu.
1878’de
asker ve muhacir sevkıyatı hizmetiyle Vidin Komiserliği, ardından Karasi
Mutasarrıflığı görevlerinde bulundu.
Sırrı
Paşa; 1879’da Trabzon, 1880’de Kastamonu, aynı yıl ikinci kez Trabzon, 1881’de
Ankara, 1883’te Sivas, 1884/85’te Diyarbekir, 1887/88’de Adana, 1888/89’da
kendisine vezirlik verilerek Bağdat, 1889/90’da ikinci kez Diyarbekir Valisi
oldu.
Diyarbekir valisiyken
1894/95’te hastalığı dolayısıyla İstanbul’a dönmüş ve 1894/95’te istifa
ettikten sonra 11 Aralık 1895 tarihinde ölmüştür.
Tedbirli,
gayretli, çalışkan bir zat olup bulunduğu yerlerde iyi hizmetler yapmış ve azil
yüzü görmemişti. İlim ve fazilet bakımından benzersiz olanlardandı. Şiirleri ve
insanlığı makbul, sert mizaçlı bir insan olarak tanınmıştı. Tefsir alanında
eserler vermiştir.
Bulunduğu
vilâyetlerde imar eserleri bırakmıştır. Bağdat’ta Hindiye seddini ve birçok
cetvellerle şoseleri, Trabzon’da İdadi Mektebini yaptırmıştı.
1876
da Şerhi Akait Tercümesi isimli eserini Tuna Matbaasında bastırmıştı. “Sırrı
Kuran, Sırrı Furkan, Sırrı İnsan, Sırrı Tenzil, Ahsen-ül-Kısas, Sırrı Meryem”
isimli eserleri Kuranın muhtelif ayetlerinin tefsirine ait risalelerdir.
Bunlardan başka Nakd-ül-Kelâm, Arai Millet, Nur-ül-Hüda isimli kitapları, mektuplarını
muhtevi Mektubatı Sırrı Paşa adlı bir mecmuası, Galâtat, İhvaniyat isimli
risaleleri vardır.
ESERLERİ:
Sırr-ı Kur’ân,
Sırr-ı Furkân, Sırr-ı İnsân, Sırr-ı Tenzîl, Sırr-ı İstivâ, Ahsenü’l-Kasas, Sure-i
Yusuf, Sırr-ı Meryem (Kur’an surelerinden İnsan ve Meryem’i açıklayan dört
kıt’a tefsiri), Nakdü’l-Kelâm fî Akaidi’l-İslâm (İlm-i Kelâmın Özü adıylya sadl. Kâzım Albayrak, 1987), Rü’yet-i Bârî, Ârâu’l-Millet, Ruh,
Nûru’l-Hüdâ Lmeni’Htedâ, Tabakât ve Âdâb-ı Müfessirîn, Mektûbât-ı Sırrı Paşa,
Galatât, Numûne-i Adâlet, Lek Dokakin.
KAYNAKÇA: İbrahim Alâettin Gövsa / Türk Meşhurları
Ansiklopedisi (1946), Bursalı Mehmed Tahir / Osmanlı
Müellifleri II (1972), Mehmed Süreyya / Sicil-i Osmanî (C. III, s. 15/16,
1996), İbnülemin Mahmud Kemal İnal / Son Asır Türk Şairleri (c. IV, 2002),
İhsan Işık / Diyarbakır Ansiklopedisi (2013) - Geçmişten
Günümüze Diyarbakırlı İlim Adamları Yazarlar ve Sanatçılar (2014) - Resimli ve
Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (C. 12,
2019).