Delal Dara Kılınç

Tıp Doktoru, Yazar, Şair

Doğum
03 Mayıs, 1978
Eğitim
Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi (2001)
Burç

 Hekim, şair ve yazar, besteci, şarkı sözü yazarı. 3 Nisan 1978, Adıyaman doğumlu. Şair ve yazar Sabri Galip Nakipler’in yeğenidir. Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’ni bitirdi (2001). Uzmanlık eğitimini ise Dicle Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Anabilim Dalı’nda 2007 yılında tamamladı. 

2008 yılında üniversiteden ayrılarak, Gaziantep’te kendi muayenehanesini kurarak serbest diş hekimi (ortodonti uzmanı) olarak çalışmaya başladı. Yrd. Doç. Dr. Delal Dara Kılınç, şimdi çalışmalarını Medipol Üniversitesi Unkapanı Diş Hastanesi Ortodonti Bölümünde sürdürmektedir. 

Delal Dara Kılınç, Milliyet gazetesinin “internet blog” sayfasında ve çok sayıda yerel gazetede köşe yazıları yazdı. Edebiyat çalışmalarının yanı sıra müzik çalışmaları alanında bestecilik, söz yazarlığı ve yorumculuk yaptı.

 

ESERLERİ:

 

Şiir: Lâl (2006, 2012),  Çamur Çağı (2013), S'aklımda (2016).

Öykü: Metalik (2013).

Deneme: Gölgeler Sesler Hevesler (2014).

 

KAYNAK: Bilgi Formu ve Teyidi (2017), Delal Dara Kılınç kitapları (sozcukitabevi.com, 03.02.2019).

 

Beyazın Yalanı

Beyaz kirlenir dostum

Biraz siyah çık yola.

Beyaz kirlenir nasılsa

Sen siyaha bel bağla.

 

Beyazın yalanı

İddiasından da büyüktür

Ve kaçınılmazdır;

Çürütür kendini beyaz

Siyaha her adım attığında.

 

Kaçamaz nasılsa beyaz siyahtan;

İyisi mi?

Sen biraz siyah çık; ta başından yola…

 

Zaten

İnsan en çok

Hayal kırıklığını kaldıramaz,

Unutma!

 

 

(Çamur Çağı – Meşe Kitaplığı – 2013)

 

 

 

Bitlis Deresi

Şimdi sis vardır Bitlis Deresi’nin Siirt’e bakan ucunda.

Görünmem sanmayın,

Görünür ömürleri çalınmış ölüler her tür hava

koşullarında.

Kuş da uçar, kervan da geçer, lüks otomobiller de,

yolcu otobüsleri de…

Kimse farkında olmaz belki -ya da görmezlikte

gelir ama-

Hala faili (güya!) meçhul cinayetler işlenir bu yollarda.

Yer Bitlis Deresi, bulun beni.

 

Orda yıldızlar top oynar şimdi,

Korkutulmuş çocukların doğadan armağan aldığı

o ıssız top sahasında.

Kavak ağaçları seyirci sıralarında,

Karanlık ve yalnızlık ve korku, insana dair ne varsa;

Dostluk ve kardeşlik ve kin ve nefret…

Yer Bitlis Deresi, bulun beni.

 

Beni bir sabah evimin sokağından aldılar,

Uzatmaya gerek yok; kavga olamadı erkekçe,

Yiğitlik bilmedikleri, sürü halinde çullanmalarından

belliydi üstüme.

Su tanıktır;

-Gerçi bizim davamıza karışan herkes

Önünde sonunda mutlaka sanıktırÖnce

kafama sıktılar,

Sonra cansız bedenimi yaktılar,

Sonra tıkıştırıp benden arta kalan

Yanmış et ve kemik parçalarımı bir çuvala,

Beni bir çukura attılar.

Kimi tükürdü çukura çekip gitmeden evvel,

Kimi işedi

Ve gördüm; hala kin doluydu giderken gözleri!

Yer Bitlis Deresi, bulun beni.

 

Oysa ölüler saygı ister en az diriler kadar.

Ebedi bir huzurgah mahşer gününe kadar.

Yer Bitlis Deresi, bulun beni;

Ben,

Mezarsız bir ölüyüm,

Gömün beni!

 

(Çamur Çağı – Meşe Kitaplığı – 2013)

 

Çamur Çağı

I .

Bu, çamur çağı sevgilim…

Bu, insan soyunun en adisinin yaşadığı,

Sevgilerin milim milim hesaplandığı,

İnsanın yaşamaktan usandığı, insanlığından utandığı…

 

Boşlukta boşuna yer işgal eden

Müsvedde ruhların

Sağanak şeklinde hayatlarımıza sızdığı…

Saçma sapan, uydurma ilişkilerin

Ve içlerindeki devasa boşluğa sığmak için

Hiçbir çirkinlikten kaçınmayan

Derinlikten yoksun,

Küçücük, zavallı insancıkların çağı bu…

 

Yalan ki artık

Nefes alıp vermek kadar kolay ve sıradan,

Artık gereksiz kavramlar;

Acımak, samimiyet ve vicdan…

Ve kimse utanmıyor yaptığı hiçbir namussuzluktan…

 

Büst büst anıtlaştırılan şerefsizliklerin

Dostluğu, aşkı ve sevdayı kör bıçaklarla parçaladığı,

Her tür ayıba her tür bahanenin hazır bulunduğu,

Hırsın hamam böcekleri gibi yüreklere yuva yaptığı;

Dibine kadar çamura batmış,

Pislik içinde debelenen bir çağ bu…

 

II.

Eğer biraz farkındaysan;

Ruhun bir deprem ölçer hassasiyetiyle

Hissediyorsa her türünü ikiyüzlülüğün, yapaylığın…

Ne sığarsın sen bu dünyaya,

Ne bu zalim dünya sana uyar…

Çamur çağı içinin tüm güzelliğini yutar…

 

III.

Bir başka biçimde var olmalıyız artık...

Belki utanarak…

Belki yok olmalıyız…

Belki kazımalı bir kıyamet hepimizi yeryüzünden,

Geride insan soyundan kırıntı dahi bırakmadan…

 

(Çamur Çağı – Meşe Kitaplığı – 2013)

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör