Eğitimci, şair ve yazar (D. 1913, Diyarbakır – Ö. 1992). Abdurrahman Avni ile Saniye (İpekoğulları) Savcı’nın üç erkek çocuğunun en büyüğüdür. Tam adı İsa Selahattin Savcı'dır. Ziraat yüksek mühendisi, devlet ve siyaset adamı, bakan Sabahattin Savcı’nın da ağabeyidir. Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü 1936 yılında bitirdi. 1946-55 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde; Edebiyat ve Sosyoloji öğretmenliği, İstişare üyeliği ve müşavirlik görevlerinde bulundu. Başta İstanbul olmak üzere, Çamlıca Kız Lisesi (1966-73), Konya ve Manisa’da edebiyat öğretmenliği yaptı. 1976 yılında Milli Eğitim Bakanlığı Müşavirliği görevine atandı ve bu görevinden emekliye ayrıldı.
Savcı’nın edebiyat eleştirileri, makale ve şiirleri çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlandı. 1973 yılında Son Havadis gazetesinde yazıları yazdı. Türkiye-Pakistan Kültür ve Dostluk Derneği, Türkiye Yazarlar Birliği, Türkiye Basın Birliği (Sarı Basın Kartı sahibi), Türkiye Emekli Subaylar Derneği, Aydınlar Ocağı üyesi ve Türkiye Muallimler Birliği Umumî Delegesiydi.
ESERLERİ:
ŞİİR: Türklük ve Savcı (Diyarbakırlı
Selahaddin adıyla, 1937), Gülbağları (eleştiri, antoloji, 1941),
Savcının Sazından (eleştirel şiir, 1951), İstanbul’dan İlhamlar: 2000
Mısralık Şiir Külçesi - 500. Fetih Yıldönümü Dolayısıyla Şiirler (1953)
ARAŞIRMA-DERLEME: Virgil (Vergulius,
eleştiri, biyografi, antoloji; 1942), Pakistan Dil ve Edebiyatı (1966).
OYUN: Karagün Dostu (3 perde, 1957),
OYUN ("Kahramanlık
Temsilleri", basılmadı): Mehmetçik (İzmir’e Doğru, 2 perde, 1
tablo), Preveze’den Bir Görünüş (3 perde, bir tablo), Antepli Şahin (4
perde), Malazgirt Savaşı (4 perde).
KAYNAKÇA:
TDE Ansiklopedisi (c. VII, 1990), Şevket Beysanoğlu / Diyarbakırlı Fikir ve
Sanat Adamları (c. 2, 1997), Arslan Tekin / Edebiyatımızda İsimler ve Terimler
(2. Bas. 1999), İhsan Işık / Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları
Ansiklopedisi (2. bas. 2009) -
Diyarbakır Ansiklopedisi (2013), Yeğeni Feyza Ergun Savcı'dan
alınan bilgiler (2013).
Lise yıllarında "Selahattin
Savcı" adında bir edebiyat öğretmenimiz vardı. Şiir ezberletmeye ve fıkra
öğretmeye çok meraklıydı.
Ayağı 42 numara olmasına karşın
44 numara ayakkabı giyerdi. Nasır yapmazmış
Ne zaman güleceğini ne zaman
kızacağını anlamazdık. Gülümseyerek konuşurken birden ciddileşirdi.
Sınıfta yürürken yaptığı ani
dönüşler yüzünden, kimse o arkası dönükken hergelelik yapamazdı.
Bir gün dayanamayıp sordum.
"Hocam bu kadar şiir neden
ezberletiyorsunuz? Ne işimize yarayacak? Elini omzuma koydu ve şöyle dedi:
" Seni eşeklikten
kurtaracak. Yarın toplumun içine karıştığında, adam gibi en 10 fıkra bilmez ve
etkileyici birkaç şiir yeri geldiğinde ezberden okuyamazsan köşede duran
sehpadan farkın kalmaz"
Ve ekledi.
"Sen hiç fıkra anlatan,
şiir okuyan eşek gördün mü?" O gazla ben 100'den fazla şiir ezberledim
2000 kadar da fıkra öğrendim. Şimdi Selahattin Savcı hocama rahmet diliyorum.
İyi ki onu tanımışım. Bu gün birkaç fıkra yazacağım ya, onun girişini yaptım.
KAYNAK:
Orhan Selen / Fıkralar Hayattır" (Yeni Yurt, 4 Aralık 2010).