Saz şairi (D. 1933, Şarkışla / Sivas – Ö. 29 Aralık 2003). Asıl
adı Ahmet Günbulut’tur. İlkokulu Şarkışla’da okudu. Sivas’ta başladığı ortaokul
öğrenimini yarıda bırakarak terzi çıraklığı yaptı. Çeşitli işlerde ve bir
müddet de yurtdışında çalıştı. Eşinin rahatsızlığına derman ararken tanıştığı
Çoban Mehmet tarafından kendisine Sefil Selîmi mahlası verildi. Saz çalmayı
kendi kendine öğrendi. 1983 yılında eşinin ölümü üzerine, şiir çalışmalarına
yoğunlaştı. Yaşamını Sivas’ta sürdürdü.
1966 yılında Konya Âşıklar Bayramı’nda şiir dalında ikincilik,
1987 yılında ise Kültür Bakanlığı yarışmasında mansiyon aldı. Şiirlerinden bir
bölümü bestelendi. Sivas Halk Ozanları Derneğinin kurucularındandır.
“Sefil Selimi’de halk şiirinin bütün türleri vardı. Tasavvuf,
doğa, aşk, özlem, gurbet, fakirlik, savaş, barış, yiğitlik aklınıza ne gelirse
her konuda şiirler söylemiş, eğitimden çalışma güzelliğine kadar bütün
konularda yol gösterici olmuş, insanların duygularını, düşüncelerini işlemiş,
birliği, beraberliği, insan ve vatan sevgisini öğütlemişti.” (Ahmet Özdemir)
ESERLERİ:
Yâr Bâdesi (1963), Yalınkat (1978), Kul Yanmasın (1987),
Âşık Sefil Selimî Çobanın Can Pınarı (yay. haz. Doğan Kaya, 1996),
Şiirleri ve Türküleriyle Âşık Sefil Selimî (yay. haz. Uğur Kaya, 2001).
KAYNAK: Murat Özdemir / Âşık Sefil Selimî’nin Şiirleri Üzerine Bir
İnceleme (bitirme tezi, Atatürk Üniversitesi, 1982), Alim Yıldız / Sivaslı
Şairler Antolojisi (2003), Ahmet Özdemir / Bu Dünyadan Sefil Selimi de Göçtü
(Çağrı, Şubat 2004), İhsan
Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları
Ansiklopedisi (2. bas., 2009).
Eser deli gönül yolarcasına
Şu günün kadrini yel ne bilecek
Bülbül zar etse de ölürcesine
Yaprak ne bilecek gül ne bilecek?
Kimi yapar, kimi geri yıkarmış
Kimi ağlar, kimi güler bakarmış
Mâşuk âşığın aşkça yakarmış
Yanan yanar, gider kim bilecek?
Bu gönlüme yüce bina kurmuşlar
Sevdiklerim can evime girmişler
Ârifler bir kılı kırk yarmışlar
Mâna inle lâkin kıl ne bilecek
Ey SEFİL SELİMİ sende yâre var
İncelemek istersen zar et zara bak
Çok ince ararsan ince yere bak
Yer pek ince çaput çul ne bilecek?