Tasavvuf şairi. Hayatı hakkında yeterli bilgi
yoktur. Adının Ahmet olduğu, Kırşehir’de doğduğu sanılıyor. Bir rivayete göre,
Mevlâna Celaleddin Rumî’nin ölümünden (1273) sonra Mevleviliği yaymak için
Kırşehir’e gönderilerek orada bir tekke kurduğu ileri sürülmüştür. Tezkirelerde
adından övgüyle söz edilen, Yunus Emre’den sonra döneminin en usta şairi
sayılan Gülşehrî, asıl ününü Mantıku’t Tayr mesnevisiyle kazanmıştı.
Gülşehrî, İranlı şair Feridüddin Attar’dan
çevirdiği bu esere, Mevlâna’nın Mesnevi’si, Beydeba’nın Kelile ve
Dimne’si, Attar’ın bir diğer eserinden faydalanarak ilavelerde bulunmuştu.
Tasavvuf düşüncesini açıkladığı Mantıku’t-Tayr’da yer alan beyitlerde
gösterdiği ustalıkla gerçek bir sanatçı olduğunu gösterdi.
ESERLERİ:
Feleknâme (İslâm felsefesine dair Farsça bir mesnevi, yaz. 1301; Sadettin
Kocatürk tarafından geniş bir inceleme ile, Gülşehrî ve Felaketnâme
adıyla, 1982), Âruz Risâlesi (Farsça), Kuduri Tercümesi (henüz
bulunamadı), Mantıku’l-Tayr (yaz. 1317, Agâh Sırrı Levend tar., TDK
Yayınları arasında, 1957), Kerâmet-i Ahî Evran (Ahi Evran’ın
Kerametleri, Almanca çevirisiyle birlikte bas. 1955).
HAKKINDA: Mustafa Özkan / TDV İslâm
Ansiklopedisi (c. 14, 1996), Behçet Necatigil / Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü
(18. bas. 1999).