Gülriz Sururi

Yönetmen, Tiyatro Oyuncusu, Oyuncu

Doğum
Ölüm
31 Aralık, 2018
Diğer İsimler
Gülriz Eruluç

Tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu, yapımcı ve yönetmen, yazar (D. 24 Temmuz 1929, İstanbul – Ö. 31 Aralık 2018, İstanbul). Annesi ilk Türk primadonnası (operet sanatçısı) Suzan Lütfullah Sururi, babası operetin bizde ilk kurucularından Lütfullah Sururi’dir. Amcaları; ilk operet tiyatrosu oyuncu ve yazarları Yusuf, Celâl, Ali Sururi’dir. Ayrıca sahneye ilk çıkan Türk kadını Mevdude Refik Hanım’ın yeğenidir. Sururi ailesinin gerçek soyadı Eruluç’tur. Aile adını, Sururi Ali Paşa’dan almıştır.  Kendisi gibi tiyatro sanatçısı olan eşi Engin Cezzar’ı (d. 1936) 28 Ocak 2017 tarihinde kaybetmişti.

Gülriz Sururi’nin annesinin karnında sahneye çıkan ve oyuncu bir ailede dünyaya gelmesiyle onun da mesleği belirlenmiş gibidir. Eğitimine tiyatro alanında devam etti ve daha çocuk yaşta oyunculuk başarıları kazanmaya başladı. Muhsin Ertuğrul’un isteğiyle 12 yaşında İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda sahneye çıktı. Muhsin Ertuğrul onu yetenekli bularak Konservatuar’a öğrenci seçti. Orada dönemin önemli öğretmenlerinden tiyatro, şan, bale dersleri aldı. Küçük yaşta yaşamını kazanmak zorunda kaldı. Konservatuar’ı bitiremeden kimi özel topluluklarda başroller oynamaya başladı. İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda Aristophanes’in “Kurbağalar” ve Jean Giraudoux’un “Su Kızı” oyunlarında sahneye çıkarak1943 yılında profesyonel oyuncu oldu. Bir yandan da amcaları ile babasının kurduğu topluluğun turne oyunlarında küçük rollere çıktı; büyük ustaların yanında çıraklık yaptı.  

Sonraki yıllarda Muammer Karaca ve Dormen tiyatrolarında (1960) oynadı. 1961 yılında “Ben Bir Fotoğraf Makinesiyim” oyunuyla Dormen Tiyatrosu’na geçti. Dormen Tiyatrosu’nda sahnelenen “Sokak Kızı İrma”daki rolüyle en iyi kadın oyuncu olarak İlhan İskender Ödülü’nü kazandı.

Tiyatro oyuncusu Engin Cezzar’la evlendikten sonra 1962’de Gülriz Sururi-Engin Cezzar Tiyatrosu’nu kurdu.  Kendisi bu döneme çok önem vererek; “Tiyatroyu Muhsin Ertuğrul’dan öğrendim. Sahne rahatlığını Muammer Karaca’dan öğrendim, şöhreti Haldun Dormen’de buldum. Engin Cezzar çok yönlü oyunculuğumu ortaya çıkardı. Haldun Taner ve Güngör Dilmen’in seçkin bir oyuncu olmamda rolleri büyüktür” der.

Kendi tiyatrosunu kurduktan sonra da başarılarını sürdürdü. 1966 yılında “Teneke” oyunundaki rolüyle En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü bir kez daha kazandı. Aynı yıl Türk Kadınlar Birliği’nce “Yılın Kadını” seçildi. 1971’de En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü, “Hint Kumaşı”ndaki rolüyle üçüncü kez kazandı. 1979-80 tiyatro mevsiminde Mehmet Akan’la birlikte, topluluğun o güne kadar sahnelediği oyunlardan “Uzun İnce Bir Yol” adlı bir derleme yaptı ve oynadı. 1982-83 tiyatro sezonu “Kaldırım Serçesi” adlı müzikaldeki “Edith Piaf” yorumuyla Avni Dilligil Tiyatro Ödülleri’nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü, İzmir Gazeteciler Derneği’nin Altan Artemis Ödülü’nü ve “Milliyet” gazetesinin 1983 Süperstar Tiyatro Oyuncusu Ödülü’nü kazandı.

Gülriz Sururi, yumuşak oyunculuğuyla, dramdan güldürüye ve müzikli oyunlara kadar her türlü eserde başarılı tipler çizdi. Oyunculuğunun dışında Türk tiyatrosuna yönetici olarak da katkıda bulundu. Tiyatroda olduğu kadar yazdığı kitaplarla da dikkatleri çekti. Çocukluğunu, ilk gençliğini, tiyatroya başlama serüvenini, düş kırıklıklarını, yaşadığı aşkları, başından geçen evlilikleri (Engin Cezzar’la boşandıktan sonra yeniden evlenmişti), oyuncu, yönetmen, yazar ve daha birçok sanatçıyla kesişen yaşamını ilk anı kitabı olan “Kıldan İnce Kılıçtan Keskince”de edebiyat ustalarına yakışır bir biçimde kaleme aldı. İkinci kitabı “Bir An Gelir”de ise; 1980 sonrası dönemi anlattı. Kitaba, unutulmayan oyunculuğu ve şarkılarıyla adından çok söz ettirdiği “Kaldırım Serçesi”ndekli “Edith Piaf” rolüyle başladı. Bu oyunun bulunuşunu, çevrilmesini, sahneye konulmasını ve oynanmasını akıcı bir dille anlattı ve okuru tiyatro dünyasının içine çekti. Aynı kitapta ayrıca; “Kabare”, “Halide” (Halide Edip Adıvar), “Keşanlı Ali Destanı” ile “Kaldırım Serçesi”nin televizyon dizisi olarak çekilmesi ve yıllar sonra oynadığı ilk göz ağrısı “Sokak Kızı İrma” rolünü, Haldun Dormen tarafından bu oyunun üçüncü kez sahnelenmesini, kendisinin yazıp yönettiği ve oynadığı son oyunu “Söyleyeceklerim Var” ile tiyatroya veda edişini dile getirdi.

Gülriz Sururi, füzyon mutfağının ülkemizdeki ilk tanıtımı denilebilecek olan ve televizyonda beş yıl süren ilk unutulmaz yemekli sohbet programı “A La Luna”yı yaptı ve sundu. Tiyatro yaşamı boyunca bir dolu oyunda rol almasına karşın, bugün müzikli oyunlar ve müzikaller denilince ilk akla gelen adlardan birisidir. Oyunculuğu ve performansıyla olduğu kadar görüntüsüyle de bir çırpıda hafızalarda yer ederek, kolay kolay silinmeyecek bir sahne karizmasına sahip olan Gülriz Sururi, en çok da bu yüzden sahne üzerinde çok rahat taşıdığı, çok inandırıcı kıldığı karakterleri canlandırmıştır.

Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde bir süre oyunculuk dersleri verdi. “Müzik Hallerim” adlı müzikli oyunlarında söylediği şarkılarından oluşan bir albüm de yaptı. “Kaldırım Serçesi”, “Keşanlı Ali Destanı”, “Sokak Kızı İrma”, “Kabare” rol aldığı başlıca oyunlardır. Ayrıca “Kısmet”, “Fosforlu Cevriye” müzikali, “Biz Sıfırdan Başladık” ve “Konçinalar Kumpanyası” oyunlarını yönetti. Anı, roman ve öykü kitabının dışında üç de yemek kitabı yazdı.

Gülriz Sururi, 1 televizyon dizisinin yönetmenliğini, 1 televizyon dizisinin yapımcılığını üstlenmiş, 2 televizyon dizisi ve 1 sinema filminde rol almış; bazı sinema filmlerinde Fatma Girik,  Hülya Koçyiğit ve Selma Güneri seslendirmesi yapmış, Keşanlı Ali Destanı (1964) filminin ise müzik ekibinde görev almıştır.

 

Ödülleri:

 

Gülriz Sururi; 1961 İlhan İskender Ödülleri’nde En İyi Kadın Oyuncu, 1966’da yine En İyi Kadın Oyuncu, Türk Kadınlar Birliği tarafından Yılın Kadını, 1971 En İyi Kadın Oyuncu, 1982-83 sezonu Avni Dilligil Ödüllerinde En İyi Kadın Oyuncu seçildi. 1983 yılında İzmir Gazeteciler Derneği tarafından Altan Artemis Ödülüne, 1983 Milliyet Gazetesi Süperstar Tiyatro Oyuncusu Ödülüne, 1998 Kültür Bakanlığı Devlet Sanatçısı unvanını layık görüldü. 16. İstanbul Tiyatro Festivali’nde eşi Engin Cezzar’la birlikte Onur Ödülü ve Kültür Bakanlığı’nca verilen “Devlet Sanatçısı” unvanını 1998 yılında aldı.

 

Aldığı Son Ödüller:

 

Yeni Tiyatro Dergisi Emek ve Başarı Ödülleri 2015 - "Emek Ödülleri"

Sadri Alışık Tiyatro Ödülleri 2017 - "Onur Ödülü"

 

Rol Aldığı Bazı Tiyatro Oyunları:

 

Biz Küçükken Babamla Oyunlar Oynardık / Oyuncu Kadın'ın Sesi - 2013 

Fosforlu Cevriye / Yönetmen / Uyarlayan – 2008

 

Yönetmenliğini Yaptığı Dizi:

 

Fosforlu Cevriye (1989)

 

Yapımcısı Olduğu Dizi:

 

Kaldırım Serçesi (TV Dizisi 1989)

 

Rol Aldığı Diziler:

 

Kaldırım Serçesi (Edith Piaf, 1989)

Keşanlı Ali Destanı (Zilha, 1988)

 

Rol Aldığı Film:

 

Kabare (1972)

 

Vefatı

 

Gülriz Sururi, 31 Aralık 2018 sabahı sabah tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. 1 Ocak 2019 günü vasiyeti gereği sessiz sedasız toprağa verildi. Ölüm haberi toprağa verildikten sonra duyurulan ünlü sanatçı, 2 yıl önce Ayşe Arman'a verdiği röportajda bu vasiyetinin nedenini anlatmıştı.

İşte o bölüm:

İyi de Engin Cezzar’a bir cenaze töreni ya da bir anma töreni güzel olmaz mıydı?

- Ben yine gerçekçi gerçekçi konuşacağım şimdi: Bizdeki cenaze törenleri kötü oluyor. Bana samimiyetsiz geliyor. Avlu kokteyllerine dönüşüyor. Biz, merasim bilmiyoruz, ölüye saygı duymuyoruz. İnsanların dedikodu yaparak orada vakit geçirdiklerini, sosyalleştiklerini çok gördüm. Birbirini görmek için gelenler olduğunu da biliyorum. Bu da bana fena geliyor. Ben bir camiye, bir cenazeye gittiğimde, artık aramızda olmayan o kişiden başka bir şey düşünmemeye çalışırım. Çünkü orada ona yarım saat vereceğim. Tamamında onunla ol. Ama biz, böyle yapamıyoruz. O bakımdan da tören istemedik...

Beraber verdiğiniz bir karar mıydı?

- Tabii ki. İkimiz için de geçerli bir karar...

 

Kitapları:

 

Kıldan İnce Kılıçtan Keskince(anı, 1978), Bir An Gelir (anı, 2003), Girmediğim Sokaklarda (öykü, 2003), Biz Kadınlar (gazete yazıları, 2003), Seni Seviyorum (roman, 2005).

 

KAYNAKÇA: Mustafa N. Özön - Baha Dürder / Türk Tiyatrosu Ansiklopedisi (1967), Niyazi Akı / Çağdaş Türk Tiyatrosuna Toplu Bakış / 1923-1967 (1968), Metin And / Cumhuriyet Dönemi Türk Tiyatrosu (1983), Büyük Larousse (1986), Elif Korap / Gülriz Sururi İddia Ediyor: Sahneye Çıkan İlk Türk Kadını Teyzemdi (Milliyet, 3 Ocak 2003), Hakan Tok / Kömürlük Penceresi Gözlü Güçük Hanfendi (3 Ocak 2003), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006, gen. 2. bas. 2007) - Ünlü Sanatçılar (Türkiye Ünlüleri Ansiklopedisi, C. 5, 2013) - Encyclopedia of Turkey’s Famous People (2013), Son dakika Gülriz Sururi hayatını kaybetti (hürriyet.com.tr, 01.01.2019), "Cenazelere sosyalleşmek için geliyorlar" demişti (hürriyet.com.tr, 01.01.2019), Gülriz Sururi (tiyatrolar.com.tr, 01.01.2019), Gülriz Sururi (sinematurk.com, 01.01.2019).

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör