Şair (D. 1861, Divriği / Sivas - Ö. 1913, Kürtlarlı köyü / Sivas).
Bazı şiirlerinde Sırrî, Süleyman, Giryanî mahlasını kullandı. Küçük yaşta
babasını kaybetti. Bir süre mahalle mektebinde okuduktan sonra müderris ve vâiz
Hasan Efendi’den Arapça ve Farsça dersleri aldı. Kangal ve Divriği’nin
köylerinde özel öğretmenlik yaptı. Abdülhamit döneminde nahiye (belde)
merkezlerinde açılan okullara öğretmen olarak tayin edildi. Vazıldan, Sincan,
Sevir ve Tuğut köylerinde görev yaptıktan sonra emek-liye ayrıldı. Emekli
olduktan sonra da özel olarak öğretmenlik yapmaya devam etti.
Hem divan hem de halk edebiyatı tarzında şiirler yazdı. Aruzu
aksak olmakla birlikte genellikle güçlü bulundu. Hece ile yazdığı şiirleri sade
ve açık, aruzla yazdıkları ise ağdalıdır. Bazı şiirleri de İbrahim Aslanoğlu
tarafından hazırlanan Divriği Şairleri adlı antolojide yer aldı. Tarikat
düşüncelerinde, “Ali Allah’tır” görüşüne vardıracak ölçüde aşırıya kaçmıştır.
ESERLERİ:
Ravzatü’l-Ahbâr (1902), Şevâhid-i Nebeviye (1902), Necmül-Kulub Yahut
Gönüller Yıldızı (öğrencisi Hasan Fehmi Kusurî tarafından, Fezâil-i Şia”
isimli eserden yararlanarak, 1949).
KAYNAK: İbrahim Aslanoğlu / Divriği Şairleri (1964), TDE
Ansiklopedisi (c. VIII, 1998), Alim Yıldız / Sivaslı Şairler Antolojisi (2003),
İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli
Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2. bas., 2009).