Muzaffer Ünal

Şair

Doğum
Ölüm
Diğer İsimler
Selamî

Şair (D. 1924, Ergani / Diyarbakır - Ö. 1973, Ergani). Şiirlerinin bir bölümünde Selamî mahlasını kullandı. Ortaokul ikinci sınıfa kadar okuyabildi, çalışma hayatına atılmak zorunda olduğundan öğrenimini sürdüremedi. Geçimini şoförlük yaparak kazandı. 1954 yılında şiir yazmaya başladı. Sonraları tasavvuf ve felsefeyle ilgilenerek denemeler de yazdı. Sohbetine katılanların edindiğe izlenime göre Nesimî, Halac-ı Mansur ve Tasavvuf konularından haberdardı.

Karıncayı incitmeyen, elindeki son kuruşu dahi paylaşmak isteyen ve paylaşmadan mutluluk duyan biriydi o. Çünkü Muzaffer Ünal'a göre "Gerçek ilim zihniyetinde: bilgisiyle faydalı olmak aşkı taşıyanlar hakiki kardeştirler." (M. Ünal, Edebiyat Şatosu, s: 7.)

"Şiire ilişkin görüşlerini 1964 yılında yazdığı Gönül Testisi'nden Derlemeler'in Önsöz'ünde açıklamaktadır. O, şiirin az sözle çok anlam ifade eden bir tür konuşmak, yazmak tarzı olduğu; her şiirin kendi çapında bir sembol olduğunu belirtir. Ona göre her şiirin canlandırmak istediği bir tablo vardır. Çünkü, şiirin sembolik anlayışı hiçbir tip şiire özgü değildir. Tüm şiirleri kapsar. O'nun için anlamsız şiir bilinçsiz insana benzer. Yerli, yersiz esprileriyle varlığını belirtmeye çalışan bir nüktedan gibi adeta fırsat kollar. Kulağa hoş gelen ahengi ise yalnız sohbet zamanlarında aranır. Anlamın temel olduğu konularda varlığı ile yokluğu fark etmez.

Ve yine O'na göre hayal ürünü şiirlerde mantık yoktur. Fakat söz söylemenin sorumluluk ve kutsallığını bilen bir kimse olduğunu halkın vicdanına kabul ettirebilen bir şairin hayali şiirleri: Anlam ile mantığı yoğurtarak hayali insanı fazilet yolundan sapıtmadan aklen yükselmeyi temin eder. Kısaca, hayali şiirler duygulara hitap eder, duygular hayal yaratır, yaratılan hayali yakalayabilirsek hayal şuurlaşır, bilince çıkar. Hayalin bilince çıkması demek, anlam ile mantığın yoğrulmuş hali demektir. Böylesi şiirlere de felsefî şiirler denildiğini, bu şiirlerin bilince hitap ettiğini ve hayallerini bilince çıkartmayı başarmış kimselerin anlayışında anlam kazandığını, zira; felsefi şiirler akli olmakla beraber açık ifadeleri genellikle içine alır, ama anlamlar arasında bir anlam daha olur." (Müslüm Üzülmez)

ESERLERİ (Şiir):

Gönül Testisi (1960), Edebiyat Şatosu (1967), Edebiyat Şatosundan Derlemeler (1964).

KAYNAK: Müslüm Üzülmez / Felsefenin Kenarından Geçen Bir Ozanımız: Muzaffer Ünal (Ergani Haber gazetesi, 21 Eylül 2007) - Aşk Delisi Bir Şairimiz: Muzaffer Ünal (Çayönü’nden Ergani’ye: Uzun bir Yürüyüş, 2005, s. 486-391), İhsan Işık / Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2. bas. 2009) - İhsan Işık / Diyarbakır Ansiklopedisi (2013) - Geçmişten Günümüze Diyarbakırlı İlim Adamları Yazarlar ve Sanatçılar (2014).

KUKLALAR

Hakaret ettiren aydınlık başka

Kuklalar tahammül edemez aşka

Ne kadar muti görünse hakka

Batılı yaşatan hami kuklalar

 

İstemezler hiç sözün doğrusunu

Red ederler insanın hak sorgusunu

Papağan gibi okur ezberler

Kurulu saat gibi çalar kuklalar

 

Bazen faziletli sözler konuşur

Zannetme o sözle aynen anlaşılır

Karanlıktan bunalmış iç varlığın

Aksi olarak ışır kuklalar

 

Onlardan bir dahi yazmamış tarih

İnsanların cehlidir onlarda talih

Olsa da içinde tek be tek salih

Düğmeye basınca döner kuklalar

 

Onlara akıldır en büyük düşman

Mukaddes kitapta verilmiş nişan

Aklını bırakıp ezbere koşan

Bülbül taklitçisi karga kuklalar.

 

KAYNAK: Sedat Eroğlu / Gülbaran'ın Erganili Gülleri (2014).

FOTO GALERİ

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör