Eğitimci halk ozanı (D. 1 Temmuz 1893, Gümüşhane – Ö. 16 Eylül 1962, Gümüşhane). Yaşadığı Şehir Gümüşhane’nin Hasanbey Mahallesi Latifli Semtinde doğdu. Babası Sungurluzade Mahmut Razi, annesi Müezzinoğullarından Nazife Hanımdır. Siyaset ve devlet adamı Mahmut Oltan Sungurlu’nun babasıdır. Mahalle Mektebini bitirdikten sonra, Torul’da Sübyan Okuluna (ilkokula) devam etti. Gümüşhane Rüştiyesini bitirdikten (1323) sonra Jandarma Dairesinde mülazemeten işe başladı. Gümüşhane’de İdadi (lise) açılınca bu okula devam ederek İdadi mezunu oldu. Trabzon Muallim Mektebi’nde fark vererek öğretmen oldu. Yaşı tutmadığı için yaşını büyüterek, Şiran Söfker (Evren) Köyü’nde bir yıl, sonra bir yılda Torul Büyükçit Köyü’nde öğretmenlik yaptıktan sonra savaş çıkması üzerine l330 senesi Eylül ayında Erzincan’da yedek subay talimgâhına gitti. Daha sonra yedek subay olarak Şark Cephesi’ne iştirak etti. Birkaç defa yaralandı, iki harp ve bir liyakat madalyası alarak terhis oldu.
Askerliğini bitirdikten sonra İstanbul Hükümeti tarafından Yağmurdere Bucak Müdürlüğüne atandı (Kendisine kaymakamlık teklif edilmiş, Gümüşhane’de olmayınca, Bucak müdürlüğünü kabul etmiş). Daha sonra Kale Bucak Müdürlüğünü bir yıl yaptı. Milli Mücadele başlayınca Mudanya Mütarekesi’ne kadar savaştı. Yaralandığı ve başarı gösterdiği için istiklal madalyası ve Üsteğmenlikle taltif edildi. Terhisten sonra, önce Kürtün ve daha sonra Bayburt Hart Bucak Müdürlüklerinde çalıştı. l939’da Amasya Seferberlik Müdürü, l940 da Gümüşhane Seferberlik Müdürü olarak göreve devam etti. Daha sonrada Gümüşhane Nüfus Müdürü olarak l953 yılına kadar bu görevi sürdürdü.
Süleyman Faik Sungurlu, şiir yazmanın dışında musikiye de meraklı idi. Keman çalardı. İyi bir hatip ve son derece hoş sohbet idi. Çok üst seviden şahıslar dahil herkes sohbetinde bulunmak isterdi. Bulunduğu meclisteki insanlar üzerinde kalıcı etli bırakırdı. Uzun boylu, nüktedan, alçakgönüllü ve babacan bir kişiliğe sahibi idi. Çevresinde cereyan eden olayları divan şiiri tarzında ve genelde halk şiiri kalıbında kaleme almıştır. İçten ve sevecen bir üsluba sahiptir. Toplumsal olaylar şairin şiirlerinin ana temasıdır. Ayrıca Gümüşhane gelenek ve göreneklerini anlatan türküler derlemiştir. Bunları Gümüşeli, Demokrat Gümüşhane ve Kuşakkaya gazetelerinde yayımlamıştır. Halkın meselelerine yakın ilgi nedeniye birçokları onun için Marko Paşa derdi. Şiirleri, türküleri oğlu Mahmut Oltan Sungurlu tarafından kitap haline getirilmiştir. Bayburt Hart’da (Aydıntepe) iken uzun zaman vekâleten Bayburt Kaymakamlığını ve Gümüşhane’de Vali Muavinliğini, Hukuk İşleri Müdürlüğü’nü (O zamanki adı Mektupçu idi) yürütmüş, yine atama yolu ile Gümüşhane Belediye Başkanlığı yapmıştır. Emekli olduktan sonra Gümüşhane Demokrat Parti İl Başkanlığını yaptı ve 16.09.1962 tarihinde Gümüşhane’de şimdi istimlâk sebebi ile kaybedilen konağında vefat etti. Mezarı Özcan Mahallesi Aile Kabristanlığı’ndadır. Süleyman Faik Sungurlu’nun 4 kızı ve üç oğlu vardı.
Sungurlu, çevresinde meydana gelen olaylardan etkilenerek, hem
divan şiiri hem halk şiiri tarzında şiirler yazdı. Şiirlerinde yer yer
toplumsal konulara değinerek, Gümüşhane gelenek ve göreneklerini de yansıttı.
Ürünlerinin hemen tümünü önce Gümüşeli ve Demokrat gazetelerinde
yayımladı. Şiirleri ölümünden sonra oğlu M. Oltan Sungurlu tarafından Süleyman
Faik Sungurlu-Şiirler (tsz.) adlı bir kitapta toplandı.
KAYNAKÇA: Sabahattin Kömürcüoğlu / Gümüşhaneli Ozanlar (1998), İhsan
Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları
Ansiklopedisi (2. bas., 2009), Süleyman
Faik Sungurlu (biyografi.haber29.info, 16 Ekim 2014).
Süleyman Faik Sungurlu, 1937 yılı kışında Bayburt’un; Hart
(Aydıntepe), Niv (Arpalı), Yukarı Kirzı ve Ermeni Köylerinde çıkan tifo salgını
sonucu meydana gelen oldukça fazla ölüm zayiatı dolayısıyla kaleme şu şiiri
yazmıştı:
Tanrı’mız arzuhal eylerim sana
Melekül mevtinden rivayetim var
Ba’sü badelmevte inandım amma
Zalimin zulmünden şikâyetim var
Bu kimin güllesi kimin topudur?
İhtiyara gence mekik dokutur
Haccacı zalime rahmet okutur
Esrari hikmetten hikayetim var
Bu nasıl terazi bu nasıl vezin?
Âlemi sarmada bir kara hüzün
Ne oğul bıraktı ne gelin kızın
Günde bir yetime vesayetim var
Nice mamureler oldu virane
Baykuşlar etmede şimdi terane
Gül gonca vermeden döndü hazane
Yedi köyde bugün velayetim var
KAYNAK: Süleyman Faik
Sungurlu (biyografi.haber29.info, 16 Ekim 2014).