Neyzen,
besteci (D. 2 Ağustos 1902, İstanbul – Ö. 1 Aralık 1953, İstanbul). Babası Sultan
Selim Camii müezzinlerinden Hâfız Hasan Efendi, annesi Dürriye Hanım'dır.
Babasının vefatı üzerine erken yaşta Sultan Selim Camii'ne müezzin oldu
(1913). Caminin başimamı Sadettin Kaynak'tan mûsiki öğrenmeye başladı. I.
Dünya Savaşı’nın olumsuzluklarına rağmen rüşdiye öğrenimini tamamladı. 1927
yılında müezzinlik görevinden ayrılıp İnhisarlar İdaresi'nde memur olarak çalışmaya
başladı. Aynı yıl İstanbul'dan ayrılarak bu kurumun Keskin, Karaman, Kütahya,
Çarşamba, Burdur müdürlüklerinde bulundu. 1942'de İstanbul'a dönerek önce
Tekel Genel Müdürlüğü'nde şube müdürlüğüne, daha sonra da Cibali Tütün
Fabrikası sicil âmirliğine atandı. Cibali fabrikasındaki görevi sırasında vefat
etti ve Edirnekapı Şehitliği'ne defnedildi.
Hüseyin Fahreddin Dede'den sonra son
devrin en iyi neyzeni kabul edilen Süleyman Erguner sesinin güzelliğiyle de
tanındı. Küçük yaşta katılmaya başladığı mûsiki toplantılarında, devam ettiği
tekke ve mevlevîhânelerde ilk mûsiki bilgilerini aldı. Neyzen Emin Efendi'nin
(Yazıcı) teşvikiyle on altı yaşında ney üflemeye başladı. Kimseden ders almadan
kendi gayretiyle ilerleyerek üslûp sahibi bir neyzen olmayı başardı. Anadolu'da
memuriyeti sebebiyle bulunduğu yerlerde cemiyetler kurarak mûsiki faaliyetlerine
katıldı. İstanbul'a döndükten sonra evinde yapılan mûtat mûsiki toplantılarında
devrin ünlü mûsikişinaslarını bir araya getirdi.
1944'te İstanbul Radyosu'nun ilk deneme
yayınları ile başladığı radyo çalışmalarına 1950'de hizmete giren yeni
İstanbul Radyosu'nda devam etti. Bu kurumdaki çalışmaları sırasında vefatına
yakın yıllarda ney, tanbur, ud ve kudüm sazlarından oluşan Erguner Topluluğu
adlı bir grup kurdu. İstanbul Radyosu'nda ve devam ettiği mûsiki topluluklarında
klasik Türk mûsikisi ve tasavvuf mûsikisinin yeniden canlanması yolunda gayret
gösterdi. Özellikle mansur ve şan neyi üflemeyi tercih eden, neyde pürüzsüz ve
kuvvetli dem sesleriyle tanınan Süleyman Erguner aynı zamanda birçok talebe
yetiştirmiştir. Bunlar arasında oğlu Ulvi Erguner ile Niyazi Sayın, Selâmi
Bertuğ, Alâeddin Yavaşça ve Nevzat Atlığ en tanınmışlarıdır.
Neyzenliğinin yanı sıra bazı eserler de
besteleyen Erguner'in altı ilâhi, beş şarkı ve dokuz saz eserinden müteşekkil
yirmi bestesi bulunmaktadır. Bunlar arasında Yahya Kemal Beyatlı'nın,
"Ömrün şu biten neşvesi tâm olsun erenler" mısraı ile başlayan uşşak
yürük semâisiyle güftesi Hacı Bayrâm-ı Velî'ye ait olan, "N'oldu bu gönlüm
n'oldu bu gönlüm" mısrâı ile başlayan uşşak ilâhisi de yer alır.
HAKKINDA: Fikret Akıncı / Süleyman
Erguner ve Arkadaşları (Resimli Radyo Dünyası,
Mart 1952), Ekrem Kongar / Bir Hâtıra (Milliyet, 1 Ağustos 1958), Mustafa
Rona /
Elli Yıllık Türk Musikisi
(1970), Türkiye Ansiklopedisi (c. 3,
s. 1111, 1974), Süleyman Erguner / Ney: Metod (1986), Süleyman Erguner / TDV İslam
Ansiklopedisi (c. 11, s. 301, 1995).