Süryani
Azizi, şair ve yazar (D. 451, Kürtam / Suruç - Ö. 521). M.S. 451 yılında
Suruç’a yakın Kürtam Köyü’nde dünyaya geldi. Urfa Okulundan mezun oldu. 519’da
Suruç Episkoposluğuna yükseldi. 521 yılında da hayata gözlerini yumdu. Onun adına
değişik yerlerde olmak üzere kiliseler inşa edildi. Bunlardan birisi de
Diyarbakır’daki Meryem Ana Kilisesi’nin bitişiğindeki kuzey ve güney
uzunlamasına yapılmış tarihi bir kilisedir. Kilise M.S. 1693 yılında
yenilendiğine dair kilisenin değişik yerlerinde Süryanice kitabeler vardır.
Kilisede üç tane ahşaptan yapılmış tarihi kduşkudşin vardır. Hepsi de değişik
motif ve desenlerle süslenilmiş ve günümüze kadar olduğu gibi korunmuştur.
Orta
bölümündeki kduşkudşinin hemen arkasında duvara yapışmış bir taş üzerinde
Süryanice’nin Estrangeli hattıyla yazılmış bir kitabe görülmektedir. Kitabe,
dört satırdan oluşup ve şair Mor Efrem’in yazdığı 7 heceli şiir ölçüsüyle
yazılmıştır. Yazıt Suruçlu Mor Yakub’un cenazesi oraya taşınmasıyla ilgilidir.
Kilisenin yapılış tarihi meçhul olduğu gibi Mor Yakub’un cenazesi veya
cenazenin bir bölümü ne zaman buraya taşındığına dair herhangi bir bilgi
şimdiye dek edinilmemiştir. Yazıtın tercümesi:
“Suruçlu olarak
tanınan Süryani Mor Yakup Gerçeklerin öğretmeni Doğru ve hilesiz İnancının
pekiştiricisi. 2004 Yunan yılı (M.S.1693).”
Suruçlu
Mor Yakup, Süryani Kilisesi’nin en seçkin öğretmenlerinden biridir. Birçok
özelliğe sahiptir. Şair, teolog, yazar, aziz, manastırların genel reisi,
metropolit ve öğretmendir. Kendisine “Öğretmenlerin tacı, bilgeliğin bülbülü,
Süryani Ortodoks Kilisesi’nin gitarı ve öğretmeni” unvanı verildi.
Bu bilgeliği Kutsal Ruh’un vergisinden kabul ettiğine dair bir görüş birliğe
varılmıştır.
Eserleri;
Şiirler, Tercümeler, Zmirotho, Sügyotho, Medroşe ve Seblotho ilahileri,
Mektuplar, Ayin hizmetinde söylenen dualar, Özel dualar ve öykülerdir. Bu
eserler arasında günümüzde akademisyenlerin ilgi odağı olan ve göz kamaştırıcı
şiirleri yer almaktadır. Kendine özgün 12 heceli şiir ölçüsüne göre 763 tane
şiir yazdı. İlk şiiri Peygamber Hazkiel’in ruh gözüyle gördüğü bir ‘At
Arabası’ ile ilgili olup sonuncusu da, Meryem Ana ve Golgota
hakkındadır.
Bu
şiirlerin büyük bir bölümü değişik dönemlerde yaşanan trajik olaylar yüzünden
günümüze ulaşamadı. Bunlardan 397 tanesi istinsah edildiği Süryanice
elyazmasıyla değişik dev ciltlerle olduğu gibi korunmakta ve bunların bir
bölümü de değişik makamlarla kiliselerde terennüm edilmektedir. Şiirlerin 100
tanesini Eski Ahit’ten seçtiği
değişik konulardan oluşurken diğerleri de, Yeni
Ahit’ten olup elçilerle, müjdecilerle, azizlerle, imanla, sofra övgüsüyle,
dünyanın sonu hakkında, ölüler ve taziye hakkında, Yahudilere karşı vs.
konuları içermektedirler.
Bu
çalışmaların yanı sıra Mor Yakup sürekli münzevi bir hayat da sürdürmekteydi.
Oruç tutar ve namazını asla ihmal etmezdi. Çünkü İsa Mesih’ten şu buyruğu
duymuştu: "Usanmadan dua edin,
isteyiniz size verilecektir" (Matay: 7-7). Beyt-Hananyo çocukları gibi
bitkisel yiyeceklerle yetinirdi. Bazı zamanlar da karnını doyurmayacak kadar
kuru ekmek yiyip ve su içerdi. Uykusuz kalır ve melekler gibi sürekli Allah’a
övgüler sunardı. Ağlayışı ve dökmüş olduğu gözyaşları konusunda herkese iyi bir
örnektir. “Ağlayana ne mutlu” sözünü
defalarca söylemiştir. Dünyevi işlerle ilgilenmezdi. Fakirdi. İncil’de
yazılanları; ‘Hiçbir şey kazanmayın ve
yarın için düşünmeyin’ sözlerini uygulamaya çalışırdı (Matay: 6: 34 ve
10:9). İhtiyacını görebilen hakir bir elbise giyerdi. Neticede; bütün fazilet
işleriyle ve Kutsal Ruh’un armağanlarıyla süslenmişti.
Oruç
hakkında yazdığı şiirinin bir bölümü şöyledir:
"Ölçülü bir şekilde yemek yiyelim / Fakat
ölçüsüz bir şekilde oruç tutalım
Yemekleri azaltalım, tanrısal
dersleri de uzatalım / Yemekler çoğaldıkça ruh körleşir
Eğitimle de alış veriş çoğaldıkça
akıl zenginleşir…"
KAYNAK: İhsan Işık / Diyarbakır Ansiklopedisi (2013)
– Geçmişten Günümüze Diyarbakırlı İlim Adamları Yazarlar ve Sanatçılar (2014).