Gazeteci-yazar
(D. 1924 / Konya - Ö. 22 Mayıs 1997, Ankara). Bazı yazılarında Hasırşapkalı
takma adını kullandı. Konya Lisesi mezunu. 1951’de Öğüt gazetesinde
başladığı gazeteciliğini, Vatan, Ulus, Öncü, Milliyet gazetelerinde
muhabir olarak sürdürdü. 1969’da Behice Boran ve Sadun Arel’le birlikte
haftalık Tüm gazetesini çıkardı.
12 Mart
döneminde Yeni Ortam gazetesinde çıkan yazıları nedeniyle hakkında
soruşturma açıldı, yargılanıp beraat etti.
1971’den
itibaren Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. 1964 ve 1974’de
Türk Dil Kurumu Basın Ödülleri ile Ankara ve İstanbul Gazeteciler
Cemiyetlerinin çeşitli ödüllerini aldı.
ESERLERİ:
Gün Ola Harman Ola (2 cilt, 1978-79), Uyanın Heeey (1987), Kılçıklı Balıklar (1987), Tilkiyle Kuyruğu (1995).
HAKKINDA:
Şükran Kurdakul / Şairler ve Yazarlar Sözlüğü (6. bas. 1999), İhsan Işık / Türkiye
Yazarlar Ansiklopedisi (2001, 2004) - Resimli ve Metin Örnekli Türkiye
Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006, gen. 2. bas. 2007).
Bir yazara:
Son hep dostlarından söz ediyorsun, diye takılmışlar...
Benim dostlarım, değerli insanlardır! diye karşılık
vermiş.
Bu, “Ankara Notları”nda Nuri Bozyel'i anlatacağım. Onu,
ölümünden sonra anlatmış olmam, benim için bir şanssızlık sayılabilir. Daha
önce, birçok “Ankara Notları”nda adı geçmiştir. Ama onu gerçekten tanıtmaya
çalışan yazılar değildi onlar. Birçokları gibi, adı şöyle bir geçmiş olmalı.
Derinlemesine durmalıydım oysa Nuri Bozyel deyince. Cahit Eren de öyle olmadı
mı?
Nuri Bozyel, Meclis'e 1977’de girdi ya, tanışmamız ondan
çok öncedir. Ayvalık'a, Burhaniye'nin Ören’ine yaz dinlenmelerine gittiğimde,
yıllar önce tanıştım onunla. Sanırım, Mehmet Özgüçlü tanıştırdı. O yıllar Gömeç
Bucağı Belediye Başkanıydı. Nuri Öcal’ın anlattığına göre. Nuri Bozyel, genç
bir kasaba çiftçisiyken, 22-23 yaşlarında, okuyan bir aydınmış, öyle uzun boylu
okul-fakülte filan da bitirmemiş. 23 yaşındayken, kasabasının insanlarını
inandırarak, Gömeç'te yeni bir mahallenin okuluna “Tonguç İlkokulu" adını
verdirmiş. İlericiliği taa, o yıllarda Nuri Bozyel’in, okula “Tonguç"
adının verilmesine, Balıkesir il yöneticileri direnir. Nuri Bozyel, valiyi, il
genel meclisi üyelerini, ayrı ayrı konuşarak bu düşünceye yatırır. Nuri Bozyel,
26 yaşında Burhaniye’nin Gömeç Bucağı'nın Belediye Başkanı seçildiği zaman, ana
caddeye “Hasan li yücel Caddesi"
adını verir. Yıllar önce, bu caddeden geçtim, “Tonguç İlkokulu”nu da gördüm.
Arkadan gelen iktidarlar, Nuri Bozyel'ın koydurduğu adları değiştirdiler...
Nuri Bozyel, Edremit Körfezi'ndeki tüm aydınlarla dosttu.
Başta öğretmenler, sanatçılar, ozanlar, gazeteciler, yazarlar ondan hep saygı,
yakınlık gördüler. Yakın dostu Abdullah Baştürk, onun ölümüne, yattığı yerde
nasıl üzülmüştür? Nuri Öcal'ın bana anlattıklarına göre, Ören'deki, bir emekli
öğretmenin işlettiği lüks “Artemis“i, işçilere mal etmek için Abdullah
Baştürk'le arkadaşlarını inandıran oymuş.
Bugün en büyük özel turistik site olan “Artur"
kentinin yerini bulan, “Bu kıyıda halka açık turistik tesisler kuralım"
diyen de Nuri'ymiş. “Artur”un bulunduğu yere “Karatepe" denir. 1974
yılında, burada bir kulübe bile yoktur. Nuri Bozyel, Karatepe’yi, Gömeç Bucağı
ile Karaağaç köylülerinin usunu yatırarak, çevre aydınlarıyla ortaklaşa turizme
açma girişimini başlatmak ister. “Karatepe" girişimi için kolları sıvar.
Ama, arsa vurguncuları çevresinde belirince, kızıp vazgeçer. “Karatepe"
arsa vurguncularından kendini kurtaramaz, ama "Artur"da, Karatepe'de
kurulur. Halka da açık değildir. Nuri Öcal'a göre, Nuri Bozyel bu konuyu açmaz
bir daha. Karatepe’deki deneyimi, kalbindeki ilk ağrının başlangıcı
sayılabilir.
Nuri Bozyel, gençliğinde oldukça varlıklı sayılır. Babadan
kalma zeytinlikleri vardır, Gömeç Ayvalık arasında. Yazarları, sanatçıları
kesinlikle ağırlamadan edemez. 1962 temmuzunda, Talip Apaydın'ı Gömeç'te
gezdirir, çok mutludur.
1963 yılında, bir gün, elinde valiziyle Şevket Süreyya
Aydemir çıkagelir Ören'e. Nuri Öcal, Mehmet Özgüçlü, Halil Çetinkaya adında üç
öğretmen, karşılarlar. Şevket Süreyya'yı nasıl ağırlayacaklarını düşünerek
telaşlanırlar. Hemen Nuri Bozyel'i ararlar. O zaman Ören'de tek gazino vardır,
Nuri Bozyel gelir, dost sofrasının giderlerini seve seve üstlenir.
O sırada orada, bir tek gazino ile, birkaç yazlık öğretmen
evi vardır ya. Şevket Süreyya Aydemir, onlara:
İleride buraları tanıyamazsınız, sizler de oturamazsınız!
demiş.
Nuri Bozyel, bu kıyı çocuğu, 1962'de başlayıp günümüze dek
süren “Kıyı yağması"nı acıyla izler, durur...
Bu denli uğraştığı kıyılarda, halkın ortak malı olacak
turistik yerler yapılması için çalışırken, kendisinin tek dairesi olmadı.
Ören'deki, “Sunar Sitesi”nin de sadece paydaşıydı, bitmemiş bir evin paydaşı.
Ayvalık ta belediye başkanlığı yaptı. 1977'de milletvekili
seçildiği zaman, borçluydu. Ayvalık'ta kira evinde oturmuştu...
Bir gün:
Ekmekçi, zeytinliklerin bir bölümünü satıp Ankara'da bir
daire almak istiyorum... dedi. Basın Sitesi’ne yakın bir daire satın aldı.
Milletvekilliği 12 Eylül'le sona erdi. 12 Eylül günü, Dil Okulu'nda gözetime
alınan milletvekilleri arasındaydı. Dil Okulu'nda bir ay kaldı. Çıktı.
Bir yerde danışmanlık buldu. 1402'ye göre görevine son
verildiği zaman emekliliğine 5 gün vardı. O günlerdeki acısını gözlerinden
okumaya çalışırdım.
Geniş bir hoşgörüsü vardı. Karşı olduğu partililerle bile
geçinirdi. Süleyman Bey, Zincirbozan dönüşü. Gönen Parkı'nda, arabadan indiği
sırada gördüğü Nuri Bozyel'e yaklaşarak:
Merhaba Nuri Bey, deyip elini uzatmış. İki eski politikacı
öpüşmüşlerdi...
Nuri Bozyel’in Maltepe Camii'ndeki cenaze törenine
gelenler, bir avuç kişiydi. Gözüm kalabalıkları aradı. Arkadaşlarım:
Yaz günü ya, herkes Ankara dışında... diyordu.
Gömeç'teki cenaze töreni çok kalabalık olmuş. Hikmet
Çetinkaya anlattı. O, Kemal Anadol'la birlikte İzmir'den Gömeç’e dek gitmiş.
Törene katılmıştı. Gömeç'te tüm partilerden katılanlar varmış. Cenaze, Gömeç
Belediyesi önüne götürülerek, orada saygı duruşunda bulunulmuş. SODEP'li
Belediye Başkanı konuşma yapmış. Herkes ağlıyormuş. Kazdağı köylerinden, İzmir
Tekel işçilerinden gelenler varmış törene.
Nuri Bozyel’in öldüğüne inanmayacağım. İlhami'lere
gittiğimde onu ya İlhami’yle, ya Bahriye'yle ya da Necdet'le bezik oynar
bulacağım gibi geliyor...
KAYNAK: Mustafa Ekmekçi / Nuri Bozyel... (Cumhuriyet - gazetecimustafaekmekci.com,
11 Haziran 1984),