Osmanlı dönemi devlet adamı, vezir, nazır,
sadrazam (D. 1814, İstanbul – Ö. 1883, İstanbul). İkinci Abdülhamid
saltanatının üçüncü yılında dört ay kadar Sadrazamlık etmiş Vezirlerdendir.
Kaza Voyvodalığında bulunmuş olan Sürmene eşrafından Mehmet Hulûsi Ağanın
oğludur, Mahalle mektebinde ve Bayezid Medreselerinde okuduktan sonra 1831’de
Divan-ı Hümayun Kalemine girdi. Asıl adı Mehmet Esad iken oradaki usule göre kendine
Saffet mahlâsı verilmişti. Kaynaklarda Safvet Paşa, Mehmed Esad Safvet Paşa adlarıyla
da geçer.
Fransızcayı bu dairede iken kendi gayreti
ile ve bir Fransız hocanın yardımı ile öğrendi. Divan-ı Hümayun Mütercimi
Evveli, sonra Takvimi Vakayı Nazırı, Divanı
Hümayun Tercümanı, Hariciye Kâtibi oldu. Ondan sonra
on yıla yakın Mabeyn Kâtipliğinde bulunmuş, sonra Tanzimat Meclisi Âzalığına tayin
edildi. Hariciye ve Sadaret Müsteşarlıklarında da bulunduktan sonra 1862’de
Vezir oldu.
Altı defa Hariciye Nazırlığı, üç defa
Maarif Nazırlığı yapmıştır. Paris Elçiliğinde, Ticaret ve Adliye
Nazırlıklarında da bulunmuştu. 1878’de dört ay kadar Sadrazamlık etti ve İkinci
Abdulhamid’in bir şüphesi üzerine azledilerek ikinci defa Paris Elçiliği ile
İstanbul’dan uzaklaştırıldı. Bir sene kadar sonra beşinci defa Hariciye Nazırı
olarak İstanbul’a gelmiş ve üç ay kadar sonra Nazırlıktan azledilerek Devair
Müfettişliğine, ondan sonra altıncı defa Hariciye Nazırlığına tayin edilmişti.
Fakat iki gün sonra tekrar azlolunarak yine Müfettişlik hizmetine döndü ve
kanserden ölerek Sultan Mahmut türbesi bahçesine gömüldü.
Saffet Paşa, Fransızcaya, tarihe ve siyasi
işlere vâkıf, dürüst ve değerli bir devlet adamı olarak tanınmıştır.
KAYNAK: İbrahim Alâeddin Gövsa / Türk Meşhurları (1946).