18.-19. Yüzyıl divan şairlerinden (D. 1759, Diyarbekir –
Ö. 1831, Mısır). 1780 yılına kadar memleketinde yaşadı, ilköğrenimini burada
gördü. Şehrin ileri
gelenlerinden Hacı Fethizade Said Ağa'nın oğludur. 1780'de İstanbul'a gitti ve
çalışma hayatına başladı. Divan kâtipliği
yaptı. 1821’de Mısır’a gitti. Mehmed Ali Paşa tarafından Tabhane-i Mısrî Baş
Musahhihliği (Basımevi Baş Düzeltmenliği) görevine atandı. 1828'de memleketi
Diyarbakır'a geldi. Çok kalmadan bir süre sonra tekrar Mısır'daki görevine
döndü. H. 1247 (M. 1831) de Mısır'da vefat etti.
Sadullah Said'in basılmış Divan'ı ile Risâletü fi İsbâtü'l Vâcib ve Risaletü'l-Fethiyyetü'l-Mahmûdiyye
adlı manzum eserleri vardır. Ayrıca, Diyarbakırlı Lebib'in, Üçüncü Sultan
Mustafa'nın tahta çıkışına kadar yazdığı "Firhist-i
Selâtin-i Osmaniyye"ye İkinci Sultan Mahmud'a kadar zeyl yazdığı
söylenmektedir. Ekte bir gazelini örnek veriyoruz.
HAKKINDA: Mehmed
Süreyya / Sicill-i Osmanî (C. 3, s. 23), Osmanlı Tarih ve Edebiyat Mecmuası
(Yıl 3, Sayı 27, s. 726-727), Şevket
Beysanoğlu / Diyarbakırlı Fikir ve Sanat Adamları (2. bas. 1996), İbnülemin Mahmud Kemal İnal / Son Asır Türk
Şairleri (c. IV, 2002), İhsan Işık / Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları
Ansiklopedisi (2. bas. 2009) - Diyarbakır Ansiklopedisi (2013).
Ey dil, cihan bu cây-ı meşakkat
değil midir
İbretnümayı safha-i hikmet değil
midir
Âdem yazık ki dil vere dehrin bu
haline
Mihman ferib-i dâr-ı felâket
değil midir
Amed şüd-i cihanın efendi bu
veçhile
Mihman ferib-i dar-ı felâket
değil midir
Amed şüd-i cihanın efendi bu
veçhile
İnsaf olunca herkese ibret değil midir
Barı cefa-ı cerha tahammül ki
eyleriz
Heb iktıza-ı hal-i cehalet değil
midir
Etmek husul-i matlab içün halka
serfüru
Ehl-i hüner katında rezalet değil
midir
Minnet Huda'ya ehl-i hünerden
sayılmışız
Cehlin cihanda hali musibet değil
midir
Oldun hava-ı nefsine tâbi yeter
SAİD
Bu masiyet verası nedamet değil
midir
KAYNAK: Şevket
Beysanoğlu / DFSA (2. bas. 1996).