Hukukçu, siyaset ve devlet adamı, TBMM
hükümetinin ilk adalet bakanı (D. 1875, İstanbul - Ö. 1930, Paris). Erzurumlu
Mehmet Arif beyin oğludur. Galatasaray
Lisesi’ni bitirdi. Paris’te hukuk öğrenimi gördü. Bir süre Kahire’de avukatlık
yaptı. II. Meşrutiyet sonrasında İstanbul'a gelerek (1908) avukatlık
ve Darülfünun'da öğretim
üyeliği yaptı. İstanbul
Barosu Başkanı (1914-1920), Son Osmanlı Meclisi Mebusan'ına Erzurum mebusu seçildi (12 Ocak 1920) Meclis başkanlığına getirildi. İstanbul'un
İtilaf devletleri
askerlerince işgali üzerine (16 Mart 1920) Ankara'ya geçerek, 23 Nisan 1920'de açılan TBMM'ye Erzurum mebusu
olarak katıldı, TBMM'de başkanlık beklerken, Mustafa Kemal Paşa'dan sonra ikinci başkanlığa seçilince düş
kırıklığına uğradı
Birinci icra vekilleri heyetinde adliye vekili (3 Mayıs 1920 - 31 Ocak 1921). Fevzi Paşa başkanlığındaki üçüncü
icra vekilleri Heyeti'nde yine adliye vekili (12 Temmuz - 16 Ağustos 1922) olarak görev aldı. TBMM'den sağlık nedeniyle izinli
olduğu iki aylık
dönemde Erzurum'da Hüseyin
Avni Bey (Ulaş) ile işbirliği yaparak Ankara hükümetine karşı hazırlamaya kalkıştığı komplo engellenince, Ankara'ya
dönmesi sağlandı. Bir süre TBMM ikinci
reisliği de yapan Celaleddin Arif, 3 Mayıs 1920’de kurulan ilk hükümette Adliye
Vekili oldu.
Bazı kaynaklara
göre, kendisini eski Meclis Başkanı olarak Mustafa Kemal'den daha yetkili
görmeye başladı ve maaşının artırılmasını istedi. Bu isteği doğal olarak
reddedildi. İcra Vekilleri Heyeti'ne ve Adliye Vekilliğine (1920) seçildi. Bu
görevdeyken sağlığını bahane ederek Meclisten izin aldı ve Hüseyin Avni Bey
ile birlikte Erzurum'a gitti. Burada durumun karışık olduğunu, Ermenilerin
huzursuzluk yarattığını ileri sürerek şark vilâyetleri valiliğinin kendisine
verilmesini, Hüseyin Avni Bey'in de Erzurum valiliğine atanmasını istedi. Bu
isteği reddedilince, kendini vali vekilliğine atadı. Meclis tarafından
tepkiyle karşılanan bu durum karşısında Ankara'ya çağrıldı. Ancak, Mustafa
Kemal'e muhalefetini Meclis'te de sürdürdü. Bir
süre sonra Roma elçiliğiyle görevlendirilerek İtalya’ya sürüldü. 1924’te
İstanbul’a dönerek avukatlığa başladı. Bazı kaynaklara göre Paris’ten dönmedi. Hukuk-u
Esasiye (1909) adlı iki ciltlik bir kitabı yayımlanmıştır. Feyhaman
Duran’ın Celaleddin Arif Bey Portresi adlı portre resmi Sakıp Sabancı Müzesi
resim koleksiyonundadır.
KAYNAK:
Türkiye Ansiklopedisi 3 (1974), Yurt Ansiklopedisi (4. cilt, 1981), Milliyet
Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi (4. cilt 1986).