Mustafa Balbay

Gazeteci, Siyasetçi, Yazar

Doğum
08 Ağustos, 1960
Eğitim
Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi
Burç
Diğer İsimler
Mustafa Ali Balbay

 Gazeteci-yazar, Cumhuriyet gazetesi köşe yazarı,  siyaset adamı, 24., 25. ve 26. Dönem İzmir Milletvekili. 8 Ağustos 1960, Güney kasabası / Yeşilova / Burdur doğumlu. Baba adı Fevzi, anne adı Melek. Tam adı Mustafa Ali Balbay. İlkokulu doğduğu köyde, ortaokulu ve liseyi Nazilli’de (Aydın) tamamladı. Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi (1981) mezunu.

Gazeteciliğe, 1980'de İzmir'in yerel yayın organı Gazete İzmir'de başladı. Sonra Milliyet (1981-85) ve Cumhuriyet (1985-89) gazetelerinin İzmir bürolarında muhabir olarak çalıştı. 1989’da Cumhuriyet gazetesinin Ankara Bürosu haber müdürlüğünü (1989), 1992’de İstanbul’a giderek Haber Merkezi müdürlüğünü üstlendi. 1993 yılında Cumhuriyet Gazetesi'nin Ankara Temsilcisi oldu. 1993'ten itibaren köşe yazarlığına başladı. Gazetenin baş sayfasında, daha önce Uğur Mumcu'nun Gözlem başlıklı köşe yazılarının yayımlandığı köşede “Gündem” başlıklı köşe yazılarını yayımlayan Balbay, köşe yazarlığı ve gazetenin Ankara Temsilciliği görevini birlikte yürüttü.

Cumhuriyet gazetesinin birinci sayfasında yazdığı yazılarda kimi sözcükleri deforme ederek yarattığı çok katmanlı mizahi deneme üslubu ve nesnel yorumlarıyla geniş okur kitlesine ulaştı. Gerek gazetedeki yazılarından oluşan kitaplarıyla, gerekse dünyada gezip gördüğü yerler üzerine yazdığı gezi kitaplarıyla da aynı ilgiyi yakaladı.

 

Milletvekiliği

 

Mustafa Balbay, Cumhuriyet Halk Partisi'nden 12 Haziran 2011,  7 Haziran 2015  ve 1 Kasım 2015 genel seçimlerinde  İzmir Milletvekili seçilerek 24 Haziran 2018 tarihine kadar TBMM’de yasama çalışmalarına katıldı.

Gülşah Balbay ile evli; Yağmur Balbay ile Deniz Balbay’ın babasıdır.

 

Ergenekon Davası ve Tutukluluğu

 

Balbay, 1 Temmuz 2008  ve  5 Mart 2009 tarihlerinde Ergenekon soruşturması kapsamında iki kez gözaltına alındı. 6 Mart 2009 günü çıkarıldığı mahkeme tarafından hükümeti düşürmeye teşebbüs suçlamasıyla tutuklandı. 9 Aralık 2013 tarihinde tahliye edildi.  

Milletvekili seçilmesinin ardından tahliye talebinde bulunan] Balbay'ın talebi, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildi.

 

Ödülleri:

 

Sertel Demokrasi Ödülü, 2004

Dil Derneği Kerim Afşar Ödülü, 2013

 

 Mustafa Balbay İçin Ne Dediler?

 

"Mustafa Balbay, kitabında, güvercin, kurt, arı üçgeninden yola çıkarak, 1999 seçimlerinden sonraki dönemdeki oluşumları ve gelişmeleri, çatışmaları, anlaşmaları manzum bir düzenlemeyle önümüze sermiştir. Manzume anlayışı içinde zaman zaman uyaklardan da yararlanmış ve durumları çok iyi kurgulamış, vurgulamış ve de sorgulamıştır. İlk bölüm ‘Çıkar Üstü Az Demokrasi’dir. (...) Kadrolaşma durumuna da değinmiştir." (Muzaffer Uyguner)

 

KİTAPLARI

 

Dönekrasi (1996)

Türban Kime Kurban (1997)

Ülkelere Değil Savaşa Düşmanım (1997)

Copokrasi (1997)

Cepokrasi (1998)

Balkanlar (1998)

Orta(daki) Asya Ülkeleri (1999)

Yemen Türkler Mezarlığı (2000)

Affedersin La Fontaine (2000)

Yürüt Ya Kulum Demireller Tarihinde 2. Yahya Vak'ası (2001)

Güvercin, Kurt, Bir de Arı Ele Geçirince İktidarı (2002)

Çin'in Uzun Yürüyüşü (2003)

Afrika'nın Uçlarında (2003)

Tarihin Arka Odası: Amerika (2005)

İran Raporu (2006)

Suriye Raporu (2006)

Irak Bataklığında Türk-Amerikan İlişkileri (2007)

Devlet ve İslam (2007)

Heyecan Yaşlanmaz (2007)

Çanakkale'den Avustralya'ya Anzak Türkleri (2008)

12 Eylül Sol-Kırımı, 78'liler (2008)

Nasreddin Hoca ile Eşeği (2009)

Nasreddin Hoca ile Çocuklar (2009)

Silivri Toplama Kampı Zulümhane (2010)

Düşünüyorum Öyleyse Sanığım Zulümname (2011)

Demokrasi Tanrısı Zulümdar (2011)

Gülümsemek Direnmektir (2012)

Halit Çelenk Anlatıyor – Denizlerin Davası(2012)

"O Mektubu Yazan Bendim..." (2012)

Yargıtatör (2013)

Savunma (2013)

Geçmişten Geleceğe Türkiye (2014)

Cumhuriyetin İkinci Yüzyılı (2016)

Sü-Lale Devri (2016)

Nasrettin Hoca (2017)

İnsanı ve Devleti Yaşatmak İçin Hayır (2017)

Vicdanın Ayak Sesleri: Yürüyüş (2017)

Savaşın ve Barışın Kahramanı Dünya Lideri Atatürk (2017)

İktidar Kıskacında Din (2018)

Aşkın ve Direnişin Şairi Nazım Hikmet (2018)

Gelecek Cumhuriyetin Köklerinde Böyle Gitmez (2018)

Köleliğe Kaçış (2018)

Pes Etmeyen Kalem Sabahattin Ali (2019)

Gönül Gözünde Bin Bir Renk Aşık Veysel (2019)

Bitmeyen Deniz Gezmiş (2019)

Suriye Türkiye’ye Girdi Göç Dalgası (2019)

Kalpaksız Kuvayı Milliyeci Uğur Mumcu (2020)

Kemalizmin Centilmen Devrimcisi Ahmet Taner Kışlalı (2020)

Salkım Söğüt (2020)

Küre-selleşme Türkiye ve Dünyaya Genel Bakış (2020)

Son Başkent Ankara (2021)

 

KAYNAK: Ali Ekber Yıldırım / Çağdaş La Fontaine (Cumhuriyet Kitap, 31.8.2000), Emin Özdemir / Balbay'ın Masalı ya da Yerinel Bir Eleştiri (Cumhuriyet Kitap, 20.6.2002), Muzaffer Uyguner / Mustafa Balbay'dan "Güvercin, Kurt Bir de Arı Ele Geçirince İktidarı"- Yaşadığımız Günlerin Destanı (Cumhuriyet Kitap, 25.7.2002), İhsan Işık / Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi (2004)  - Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006, gen. 2. bas. 2007), Mustafa Balbay haberler.com, sozcu.com.tr, yeniakit.com.tr, 17.02.2022), Mustafa Balbay kitapları kidega.com, kitapyurdu.com, dr.com.tr, idefix.com, kitapyurdu.com, 17.02.2022), Mustafa Balbay / Baraj değil üniversite kalktı! (cumhuriyet.com.tr, 17.02.2022).

 

 

 

 

 

 

 

 

BARAJ DEĞİL ÜNİVERSİTE KALKTI!

YÖK ani bir kararla üniversiteye giriş sınavlarında barajı kaldırdı. Yıllardır, “Belli bir baraj şart” diye savundukları sisteme son verdiler.

 

Nedenini şöyle açıkladılar:

 

Daha çok kişi üniversiteli olsun!

 

İlk bakışta insana çok sempatik gelen bir açıklama. Bu durumda başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkelerinin kafası hiç çalışmıyor. Bu ülkelerde üniversite mezunu, nüfusun yüzde biri civarında. Önceliği ülkenin temel gereksinimleri doğrultusunda mesleki eğitime veriyorlar. Temel eğitimde, lise öncesi öğrencinin eğilimi ve yeteneği dikkate alınarak yönlendirme yapılıyor.

 

Türkiye’de bu olmadığı gibi üniversiteye giriş kapısında ölçme ve değerlendirme de fiilen zaafa uğradı.

 

Temel yeterlilik sınavında (TYT) 140, alan yeterlilik sınavında (AYT) 170 olan baraj artık yok. Eğitim uzmanlarının yorumuna göre iki soru yapan üniversite tercihi yapabilecek. Bu durumda üniversiteye girmemek, girmekten daha zor!

 

Oldu olacak bir de sınavda yardımcı bulundurma hakkı da verseler!

 

***

 

Şöyle bir araştırma yapılsa:

 

İktidar en çok hangi alanda zarar verdi?

 

Bize göre birinci sırayı eğitim alır. Hem kalite düştü hem hakkaniyet yerle bir edildi.

 

20 yıllık AKP iktidarının 11 yılında üniversiteye giriş sınavı sorularının çalındığı, mahkemelere de yansıyan delillerle ortaya çıktı. KPSS de bundan payını aldı. Genel bir hesaplama ile 500 bin kamu personeli, çalınan sorularla işe alındı.

 

Sınav sistemindeki değişikliklerin tümünü listelesek sütun yetmez.

 

Rekor 2017-2018 dönemiydi. Sınava 9 ay kala adı değiştirildi, 8 ay kala soru ağırlığı değiştirildi, 7 ay kala soru sayısı değiştirildi, 4 ay kala puan hesaplama yöntemi değiştirildi, 2 ay kala sınav tarihi değiştirildi.

 

Salgın sürecinde de sınav tarihleri iç turizmin canlandırılması amacına dönük olarak ileri-geri alınmıştı.

 

İşte şimdi de neredeyse sınavın tümü formalite haline getiriliyor.

 

Yeniden altını çizelim, her ile bir üniversite hedefi elbette eğitim hakkının tabana yayılması anlamında düşünülebilir. Ancak bunun illerin gereksinimine, konumuna göre bir planlamasının yapılması gerekmez mi? Biz bunu önerirken şimdi toptan plansız bir döneme giriş görülüyor. Zira yetkililerinden gelen açıklamalar, “Herkes üniversiteli olsun dedik” türü genel sözlerden başka bir şey değil.

 

Bilgi-iletişim çağının tam ortasındayız. Gelinen ilerlemenin nereye evrileceğini öngörmek gerçekten zor. Örneğin bugün ilköğretim çağındaki bir öğrenci, üniversite aşamasına geldiğinde bugün olmayan en az 150 yeni meslek doğmuş olacak.

 

Bugüne hitap edemiyoruz ki geleceğe hazırlanalım.

 

Bir söz vardır:

 

Eğitimden tasarruf israftır!

 

Bunu şu şekilde güncellemek gerekecek:

 

Plansız eğitim, en büyük israftır!

 

***

 

Böyle bir ortamda bilimsel araştırmaların ne ölçüde nitelikli olacağını öngörmek zor değil. Bütün bu koşullara karşın eğitimin nitelikli olması için çaba harcayanların olduğunu biliyoruz. Zaten ülke o tür insanların üzerinde ayakta duruyor.

 

Sözü kara mizahla noktalayalım…

 

Büyük ödenekler alma ayrıcalığına sahip bir üniversitede araştırma yapılmış. Çekirgenin bir bacağını koparılınca zıplaması azalmış. Kaydetmişler:

 

-Beş bacaklı çekirgenin zıplama yeteneği azalıyor.

 

Bacaklarını tek tek koparıp azalan sıçrama yeteneğini kaydetmişler. Son altıncı bacağını kopardıktan sonra ses çıkartıp zıplamasını beklemişler. Çekirge kıpırdamıyor. Son bilimsel saptamayı şöyle yapmışlar:

 

-Bütün bacakları koparılan çekirge duyma yeteneğini kaybediyor!

 

Mesleğini aşkla yapan tüm araştırmacılardan özür diliyoruz. Ancak bu gidişle üniversiteler bu fıkraya dönecek!

KAYNAK: Mustafa Balbay / Baraj değil üniversite kalktı! (cumhuriyet.com.tr, 17.02.2022).

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör