Araştırmacı-yazar. (D. 1902, Priştine - Ö. 11 Ekim 1971, Belgrad). Devlet görevlisi olan babası, Balkan Savaşı'ndan sonra Yemen’e atanınca, ailesi Priştine’den göçerek önce İstanbul, ardından İzmir, Aydın ve Muğla’da kısa sürelerle kaldıktan sonra Kuşadası’na yerleşti. İlk ve orta öğrenimini burada yaptı. Vefa Sultanisinde (Lisesinde) okurken 9. sınıfta girdiği sınavda başarı göstererek, İstanbul Tıp Fakültesine gitmeye hak kazandı. İstanbul’un İngiliz denetiminde olduğu o yıllarda yayımlanan Kurtuluş ve Aydınlık dergileri yoluyla sosyalizmle tanıştı ve ölümüne kadar bu dünya görüşü doğrultusundaki çalışmalarını sürdürdü. İzmir’in işgalini görmüş bir genç olarak, Kurtuluş Savaşı sırasında Kuvay-i Milliyecilerden Yörük Ali Efe çetesinde katıldı.
Kıvılcımlı, 1 Ocak 1925 tarihinde yapılan TKP 2. Kongresine delege olarak girdi ve Merkez Komite üyeliğine
seçildi. Aynı yıl Tıp Fakültesini
bitirdi. Yine aynı yıl Şeyh Sait İsyanı nedeniyle çıkartılan Takrir'i Sükun
Yasası gereğince İstiklâl
Mahkemesi tarafından on yıl kürek cezasına mahkum edildi. Bir yıl sonra çıkarılan bir aftan yararlanarak
serbest kaldı.
1927 tevkifatının İstanbul grubuna dahil edildi, üç ay hapis cezasına
çarptırıldı. Çıktıktan sonra da yürüttüğü faaliyetler ve “Ameleden adamları
iktidara getirmek” amacıyla çalışmalar yapmak suçlamasıyla Mayıs l929’da 4.5
yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bu cezayı çektiği Elazığ Hapishanesi’nde “Yol”
adı altında bir dizi araştırma, birçok çeviri yaptı ve telif eserler yazdı.
Partinin de onayını alarak, 1935 yılında kurduğu “Emekçi Kütüphanesi ve Günün
Meseleleri” dizisinde eserlerini yayınlamaya başladı. Ancak, yayımladığı kitaplar sürekli olarak soruşturmaya
uğruyordu. Sonuçta, “Donanma Davası” adıyla anılan dava “Harp Okulu Davası”yla
birleştirildi. Bu davanın karar duruşmasında; “Kitapların erbaşlar tarafından
okunup benimsenmiş ve bu durumun donanmanın disiplinini sarsıcı mahiyette
görülmüş olduğu” gerekçesiyle 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. On iki yıl yattıktan sonra, 1950’de Demokrat Parti’nin
çıkardığı af yasasından yararlanarak hapisten çıktı. Bu dönemde yattığı
Kırşehir ve Kayseri cezaevlerinden yaptığı bilimsel ve sanatsal çalışmalarıyla
birlikte İstanbul’a döndü.
29 Ekim 1954’te Vatan Partisi kuruldu, Kıvılcımlı
partinin genel başkanlığına seçildi. Ancak, katıldığı 1957 seçimlerindeki
konuşmaları gerekçe gösterilerek partisi kapatıldı. Kurucu ve yönetim kurulu
üyesi olan 38 kişi ile birlikte tutuklandı. İki yıl süren soruşturma sonunda,
dava beraatla sonuçlandı. 27 Mayıs 1960 ihtilâli sonrasında, bilimsel ve
sanatsal konularda yoğun bir çalışma dönemine girmişti. 1965 yılında kitapları
yayımlanmaya başladı. Ayrıca Türk Solu ve Aydınlık dergilerinde
yazılar yazmayı sürdürdü. 12 Mart 1971 darbesi yaklaşırken, kanser hastalığına
yakalanmıştı. Darbeden sonra bir kısım genç deniz subayı tutuklanır, Kıvılcımlı
da saklanarak yaşamayı seçer. 26
Nisan’da ilân edilen sıkıyönetim tarafından aranmaya başlar. Bunun üzerine,
arkadaşlarıyla birlikte bir motorla Kıbrıs’a, oradan da Lübnan ve Suriye’ye
geçti. Daha sonra ulaştığı Sofya’da ve Berlin’de kalması mümkün olmayınca
Yugoslavya’ya gitti. Belgrad’da geçirdiği üç ameliyat olumlu sonuç vermedi ve
orda yaşamını yitirdi.
Sosyal bilimler ve edebiyat alanında eserler vermiş
olan Kıvılcımlı, Marksist bir teorisyen, eylem adamı ve çevirmen olarak
tanındı. İlk çalışmaları Genel Düşünceler, Partide Konaklar ve
Konuklar, İhtiyat Kuvvet: Milliyet (Şark), Taktik Ana Halkası: Legaliteyi
İstismar, Parti ve Fraksiyon, Yakın Tarihten Birkaç Madde Strateji Planı başlıklarını
taşıyordu. Daha
çok kişisel ve politik yanı üzerinde düşünceler ileri sürülen, eleştirilen ya
da övülen Hikmet Kıvılcımlı’nın, önemi hiç kimse tarafından yadsınamayan Tarih
Tezi, Osmanlı Tarihinin Maddesi ve diğer çalışmaları açısından ele alınıp
yeterince değerlendirilmemiş olduğu yaygın bir kanaattir. Demir Küçükaydın,
onun çalışmalarını; "Tarihsel
maddeci teorisyen kuşaklarının ilgi alanlarının hemen tümüyle modern
kapitalist Batı Avrupa ayanında yoğunlaştığını, kapitalizm öncesi
tarihin ve Avrupa dışının hemen hiç gündeme alınmadığını; yapısal
bakımdan ise modern felsefe ve sanat alanıyla sınırlı kalındığını gösterir.
Sınıflar, strateji, taktikler, örgüt biçimleri, devlet, din; modern üretim
biçimi ve sınıflarla eski üretim biçimleri ve sınıfların kaynaşması gibi
alanlar ilginin dışındadır. 1960'larda Marksizm’in yeniden canlanması bu
alanları gündeme getirdi. İşte Dr. Hikmet Kıvılcımlı’nın katkıları ve önemi
‘Batı Marksizmi’nin dışında kalan bu alanlarda ortaya çıkar. Bu alanlarda 1960'lardan
sonra onlarca Marksist teorisyenin katkılarıyla sağlanan gelişmeler ,
Kıvılcımlı'nın tek başına dünyanın taşrasının hapishanelerinde ulaştığının çoğu
kez kenarına bile varamaz. (...) Onun teorik çalışmasında Tarih'in böylesine
merkezî bir yer kaplamasının nedeni soyut akademik kaygılar ya da netameli
sorunlardan uzak kalma çabası değil, tam da Türkiye gibi geri bir ülkenin
toplumsal yapısını kavrama, yani daha gelişmiş bir politikaya ulaşma
çabasıdır.” diyerek tanımlar.
Dili ve yöntemi nedeniyle, Osmanlı Tarihi,
öğrenciler için ezberlenen bir ders; halk ve bilmesi gerekenler için de hep
kaçınılan bir alan olmuştur. Böyle olunca, tarih, varlıklar için gerekli olan
diğer öğelerle birlikte bütünlüklü olarak ele alınmadığından, yapılan araştırma
ve incelemelerin sonuçlarında da çoğunlukla kırılmalar ve sapmalar olmaktadır.
Marksist ustaların bu konuya neden eğilmediklerini:
"Osmanlı
Tarihinin Maddesi, ne Marks'ın, ne Engels'in, ne de Lenin'in ele almaya zaman
bulamadıkları konulardır. Çünkü onlar Osmanlı Maddesi ötesinde gelişmiş,
bunalmış kapitalist toplumun ilişki ve çelişkileri ortamında
yaşamışlardır," diyerek açıklayan Kıvılcımlı, bu çalışmasının tanımını:
"Osmanlı Tarihinin Maddesi, genellikle toprak ekonomisidir, özellikle miri
toprak ekonomi politikasıdır. Bu temel madde anlaşılmadıkça ne Osmanlı tarihi, ne onun tarihi zinciri
içinde tuttuğu yer anlaşılamaz." diyerek Osmanlı Tarihini diyalektik bir
bakışla; coğrafyasından, doğasından, gelenek-göreneklerinden ayrıştırmadan
bütünlüklü olarak ele alarak anlaşılır bir dille incelemektedir. Bu incelemenin
özünü ise:"Osmanlı Tarihi her zaman en skolastik biçimiyle verildi. Tarih
öncesinden tarihe geçişlerin en iyi bilineni Osmanlılık olduğu halde, o dünya
tarihi için ilginç aydınlatmalar getiren geçit hiç ağza alınmıyor. Yalnız
devletin Osmanlı İmparatorluğu çağında kesim düzeniyle (yani tefeci-bezirgan
soysuzlaşmasıyla) derebeyleşmiş klasik ilişkileri uzun uzun anlatılıyor. Ve o
zaman da niçin falan Batı ülkesindeki surlu, kuleli, feodal şatoların
Osmanlılıkta bulunmadığı hiç yoklanmaksızın, neden Osmanlılığın klasik derebeyi
modellerine uymadığına hayıflanılıyor.
“Bu karın ağrısından beter beyin ağrılarını önlemek
için tek çıkar yol bu oldu. Osmanlı Tarihinin Maddesinden önce, alfabetik
ölçüde olsun Osmanlı tarihinin ruhuna değinilmeliydi. Bu ruhun da bütün
padişahları, savaşları, olayları sıralayan katılaşmış, klişeleşmiş, medrese
biçimini değil, önemli geçit momentlerini ve karakteristik orijinalitesini ele
almalıydı. Osmanlı Tarihinin Ruhu eseri iki kitapta bu karakteristiği yapmaya
çalışacaktır." biçiminde dile getirmektedir. (Güngör Gençay)
Hikmet Kıvılcımlı, analitik ve sentetik olmak üzere iki bölümden oluşan Edebiyat-ı Cedide’nin Felsefesi incelemesiyle, bugüne kadar edebiyat eleştirmenlerinin dokunmaya cesaret edemedikleri bir edebiyat akımını, Edebiyat-ı Cedide'yi otopsi masasına yatırır. Cedide felsefesinin: "...en güzel görüşlerinde göze çarpan özellikler; rumuzlu hülyalar, bireysel aşk ideali, bedbinlik, tasavvuf, reybilik denen septisizm, tevekkül, realite korkusu ve ilh." olduğunu belirten Kıvılcımlı, daha sonra bu edebiyat akımını doğa anlayışı, insan, mutlak insan, genç-ihtiyar, erkek kavramlarının kullanılışı ve gerçeğin yansıtılışı açısından ele alır. İddilarını bu akımın şair ve yazarlarından aldığı çeşitli örneklerle kanıtlar.
Hikmet Kıvılcımlı’nın eski ve yeni Türkçe’yle
yazılmış yüzlerle ifade edilen bilimsel ve sanatsal eseri bulunmaktadır.
ESERLERİ:
İNCELEME-ARAŞTIRMA: Sosyete ve Teknik 1 - Tarih Öncesi Din -
Devlet (1935, 2.bas. 2000), Türkiye İşçi Sınıfının Sosyal Varlığı,
Emperyalizm: Geberen Kapitalizm, Marks-Engels: Hayatları, Kuvayi
Milliyeciliğimiz (1965), Tarih -
Devrim - Sosyalizm Işığında Kapitalizme İlk Geçiş - İngiltere (1965), Türkiye’de Kapitalizmin Gelişimi (1965),
İlkel Sosyalizmden Kapitalizme (1965),
Tarih - Devlet - Sosyalizm (1965), Karl Marx (1966), Oportünizm Nedir?, Halk Savaşının Planları, Devrim Zortlaması, Türkçenin Üreme Yolları ve 'Dil Devrimciliğimiz'
(1966), Finans Kapital ve Türkiye
(1978), Türkiye Köyü ve Sosyalizm
(1980), Toplum Biçimlerinin Gelişimi
(1988), Osmanlı Tarihinin Maddesi 1
(1989), Genel Olarak Sosyal Sınıflar ve
Partiler 2 (1989), Sosyalist
Kütüphanesi (broşür, tsz), Finans
Kapital ve Türkiye 3 (broşür, 1989), Kısaca
Marksizmin Düşünüşü 5 (broşür, 1989), Üretim Nedir? 1 (broşür, 1989),
Marks - Engels: Hayatları 4 (broşür,
1989), Metafizik Sosyolojiler (1989),
Edebiyat-ı Cedide’nin Felsefesi (haz.
A. Emin Karaca, 1989), Yol 2 / Strateji Planı / Düşman: Burjuvazi / Müttefik:
Köylü / - Türkiye'de Ulusal Sorun / - Legaliteyi İstismar
(1992), Dinin Türk Toplumuna Etkileri / İslamda Toprak Sorunu
/ Cennet Sözcüğü Nereden Gelir? / Eyüp Sultan K Konuşması (1994),
Nasıl Müslüman Olduk? (Erdoğan
Aydın ile, 1994), Devrimci Hareketin Otokritiği )1994), Türkiye Ekonomi Politikası (1996), Tarih
Tezi Işığında İlkel Sosyalizmden Kapitalizme Son Geçiş Japonya (haz.
Süleyman Şaşmaz, 2000), Komün Gücü -
Siklus (haz. Süleyman Şaşmaz, 2000).
ÇEVİRİ:
Karl Marks - F.
Engels’den: Ücret Fiyat Kâr, Gündelikçi İş ile Sermaye, Enternasyonal
İşçiler Cemiyeti’ni Açış Hitabesi, Kapital’in bazı fasikülleri, Marksizm’in Prensipleri, Ludwig Feuerbach,
Maymunun İnsanlaşma Prosesinde Emeğin Rolü; V. İ. Lenin’den: Karl
Marks’ın Hayatı – Felsefesi – Sosyolojisi, Marks’ın Ekonomi Politiği –
Sosyalizmi – Taktiği; Plekhanof’tan: Marksizmin Temel Meseleleri;
Buharin’den: Tarihi Materyalizm Nazariyesi; Lapidus-Ostrovityanof’tan: Kısaca
Ekonomi Politik; John Reed’den: Dünyayı Sarsan On Gün.
KAYNAKÇA:
Dr. Fethi
Tevetoğlu / Türkiye'de Sosyalist ve Komünist Faaliyetler: 1910-1960 (1967),
Abidin Nesimi / Yılların İçinden (1977), 1927 Komünist Tevkifatı (haz. Jülide
Ergüder, 1978), Sosyalizm ve Sosyal Mücadeleler Ansiklopedisi (cilt: 6-7), Süleyman Şaşmaz / Sansür Ettiğimiz Dr. Hikmet
Kıvılcımlı, Dr. Hikmet Kıvılcımlı ve Devrimin Genel Otokritiği (ortak kitap.
Yazanlar: M.Yılmazer, Ertuğrul Kürkçü, Yalçın Küçük, Rasih Nuri İleri, Kerim
Korcan, Sırrı Öztürk, Zihni T. Anadol, Şaban Ormanlar, 1994), Tahsin Tekin /
Dr. Hikmet Kıvılcımlı Usta ve Mücadelesi (Gerçek Sanat dergisi, Eylül 1996),
Defne Güneyli / Sosyalist Barikat (Ekim Kasım 1999), Güngör Gençay / Mrasçısı
Halk Olan Marksist: Hikmet Kıvılcımlı (Yaba dergisi, sayı: 25, Kasım-Aralık
2003)., İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür
Adamları Ansiklopedisi (2009) – Ünlü Fikir ve Kültür Adamları (Türkiye Ünlüleri
Ansiklopedisi, C. 3, 2013).