Halide Nusret Zorlutuna

Yazar, Şair

Doğum
Ölüm
10 Haziran, 1984
Diğer İsimler
Mehmed Selim

Şair, yazar (D. 1901, İstanbul - Ö. 10 Haziran 1984, İstanbul). Babası, II. Abdülhamid dönemi gazetecilerinden ve Kerkük mutasarrıfla­rından Avnullah Kâzımî, annesi Ayşe Nazlı Hanım’dır. Yazar Emine Işınsu Öksüz’ün annesidir. Döneminin ünlü gazetecilerinden Süleyman Tevfik Özzorluoğlu amcası, İsmet Kür kız kardeşi, Pınar Kür yeğenidir. Halide Nusret’in babası Avnullah Kâzımî, İstanbul’da gazetecilik yaptığı yıllarda Ermeni teröristlerden gelen tehditler nedeniyle Mehmed Selim imzasını kullanmıştı. Avnulah Kâzımî Bey, 1908 yılında “Fedekeran-i Millet Cemiyeti” adlı bir siyasi parti kurup muhalefete başladığı için İttihat ve Terakki Partisi yönetimi tarafından yıllarca sürgün ve zindan hayatı yaşadı. Bu nedenle Halide Nusret, çocukluğunda babasını çok az görebildi. Yedi yaşına kadar terbiyesini ve ilk bilgilerini aydın bir kadın olan annesi Ayşe Nazlı Hanım’dan aldı. İlk şiir zevkini de annesinden aldığını söyler. Avnullah Bey bir süre siyasetten çekilmeyi kabul edip Kerkük’te mutasarrıf olarak görevlendirildiğinde ailece Kerkük'e gittiler. Halide Nusret, bu dönemde özel hocalardan ders alarak Arap ve İran dillerindeki bilgisini geliştirdi. Kerkük'teki çocukluk yıllarını “Bir Devrin Romanı”  adlı anı kitabına aktardı. Aile, I. Dünya Savaşı başladığı sırada İstanbul’a döndü ve Halide Nusret burada Erenköy Kız Lisesi’ne devam etti. Lise tahsiline devam ederken babasını kaybetti. Babasının ölümü üzerine yazdığı “Ağlayan Kahkahalar” adlı yazısı 1917 yılında “Talebe Defteri” adlı derginin düzenlediği yarışmada birinci oldu ve yayımlandı. Halide Nusret böylece edebiyat dünyasına adım atmış oldu.

Lise öğrenimini tamamladıktan sonra, bir süre İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde eğitim gördü. Ekonomik koşullar nedeniyle çalışmak zorunluluğu doğunca Darülmuallimat sınavlarına girdi ve öğretmen olma hakkı kazandı. 1924 yılında Edirne’de başladığı öğretmenlik mesleğini sırasıyla Kırklareli, Kars, Ardahan, Urfa, Karaman, İstanbul ve Ankara’da bulunan ortaokul ve liselerde sürdürdü. Öğretmenlik mesleğini çok sevdi ve kendisinin öğretmen olmak için yaratıldığı inancını her zaman ifade etti. İstanbul'da öğretmenlik yaparken bir taraftan da İstanbul Darülfünun'da Tarih Bölümü'ne devam etti ve kendi çabasıyla İngilizce öğrendi.

1926 yılında, daha sonra tümgeneral rütbesine kadar yükselecek olan Süvari Binbaşısı Aziz Vecihi Zorlutuna ile evlendi. 1930’da oğulları Ergün, 1938’de kızları Emine dünyaya geldi.

Halide Nusret Zorlutuna, Mütareke yıllarında işgalciliğe karşı yazılar yazdı. Gerek vatan savunmasının bir sınırdan bir sınıra taşıdığı eşinin mesleği, gerekse genç Cumhuriyetin öğretmeni olarak kendi mesleği, ona Türkiye’nin hemen her köşesini gezip görme imkânı verdi. Zorlutuna, 1957 yılında Ankara Kız Teknik Okulunda edebiyat öğretmeni iken kendi isteğiyle çok sevdiği öğretmenlik mesleğinden emekli oldu.

Henüz on beş yaşında iken yazarlık hayatına giren Zorlutuna, on dokuz yaşında ilk romanı olan “Küller”i kaleme aldı. Şiir, hikâye ve diğer düzyazıları daha çok Millî Mecmua’da olmak üzere Çınaraltı, Aydabir, Salon Mecmuası, Türk Kadını, Çağrı, Hilâl, Defne, Hisar Kadınlar Dünyası gibi dergilerde ve Vakit, Zafer, Kudret, Haber, Yeni İstanbul, Sabah, Hürriyet gazetelerinde yayımladı. Kurtuluş Savaşı’nın etkisiyle milli edebiyat akımına katıldı. Dönemin pek çok şairi gibi şiirlerinde vatan, millet, bayrak sevgisi gibi milli temaları işledi. Milli duygularla kaleme aldığı “Git Bahar” adlı şiiri Kuvayı Milliye saflarında yankı buldu, tanınmasını sağladı. Şiirlerinde hece ölçüsünü kullandı. İlk kitabı roman olmasına ve şiir kitapları kadar romanı yayımlanmış olmasına karşın şairliğiyle tanındı. Şiirlerinde hece ölçüsünü, romanlarında sade Türkçeyi kullanması, kendine özgü şiir dili kurması ve etkileyici lirizmiyle ustalığı kabul edilen şairlerimizden biri oldu.

Zorlutuna, genç yaşlardan itibaren sosyal kuruluşlarda ve hayır cemiyetlerinde çalıştı. Türk Kadınlar Birliği, Türk Ocakları, Halkevleri, Muallimler Birliği, Yardımsevenler Derneği, Söroptimistler Derneği, Çocuk Haklarını Müdafaa Cemiyeti ve Çocuk Esirgeme Kurumu (Himaye-i Etfal Cemiyeti) yönetim kurullarında uzun yıllar hizmet verdi. 1959’da Türk Anneler Derneği’nin kuruluşuna öncülük etti, genel başkanı oldu. Türk Dil Kurumu’nun kurucu üyelerindendi.     

     1975 yılı, Birleşmiş Milletler tarafından “Dünya Kadın Yılı” ilân edildiğinde “Kadının Sosyal Hayatını İnceleme ve Araştırma Derneği” tarafından düzenlenen sergi ve toplantıda Halide Nusret, “Ümmül Muharrirat (Yazarların Annesi)” ilan edildi. 1983 yılında ise Halide Nusret’e Basın Yayın Genel Müdürlüğü (Kültür Bakanlığı) ile Türk Basın Birliği tarafından “Basın Mesleğinde 50. Yıl Hizmet Beratı” belgesiyle plaket verildi.  

 “Halide Nusret’te vatan sevgisi uzak ve yabancı bir romantizmden çok ötedir. O, bir taraftan muzaffer ve gurur dolu yeni Türkiye’nin coşkusunu ve özgüvenini yaşar, fakat bir taraftan da özellikle İkinci Dünya Savaşı Anadolusu’nun bitkin ve fakir gerçeğini dile getirir. Devirleri, coğrafyaları, zaferleri ve acıları o duru Türkçesiyle anlatırken, pek az insana nasip olacak geniş ufukların şahididir. Eşiyle birlikte seçtikleri soyadları “Zorlutuna” bile bu genişliği anlatır: Aziz Paşa’nın doğum yeri Diliorman’ın Tunası ile Halide Nusret’in Erzurumu’nun Zorluoğulları’nı yaşatan Zorlu’su... Bütün bu zaman ve coğrafya ülkeleri, tasavvuf, inanç, klâsik edebiyatın olgunluğu ve âhengine dayanan Türkçe, hece veznine dökülür.

“Daha on sekiz yaşında bir genç kız iken, işgale ve istiklâlimizin kaybına kalemiyle isyan eden Halide Nusret, daha sonra bir Cumhuriyet öğretmeni olarak yurdun dört köşesini karış karış yaşadı. O günleri, sevinci ve acısıyla bize de yaşattı.” (M. İstemihan Talay)

ESERLERİ:

ROMAN: Küller (1921), Sisli Geceler (1922), Gülün Babası Kim (1933), Aşk ve Zafer (1964), Altın Karanfil­ler (anı-roman, 1965), Büyükanne (1971), Bir Devrin Romanı (otobiyografik roman, 1973), Aydınlık Kapı (1974).

MEKTUP: Hanım Mektupları (1923).

ŞİİR: Geceden Taşan Dertler (1930), Yayla Türküsü (1943), Yurdumun Dört Bucağı (1950), Ellerim Bomboş (1967).

HİKÂYE: Beyaz Selvi (1945).

ANI: Benim Küçük Dostlarım (1976).

HAKKINDA: İbrahim Alaeddin Gövsa / Türk Meşhurları (1946), Mehmet Kaplan / Cumhuriyet Devri Türk Şiiri (1973, s. 385-387), Halide Nusret Zorlutuna / Benim Küçük Dostlarım (1976), Ömer Nida / Kadın Romancılarımız - Başlangıçtan Günümüze Kadar 1892-1991 (1991, s. 32), Tanzimattan Bu Yana Hamasi Türk Şiiri Antolojisi (1997), Şükran Kurdakul / Şairler ve Yazarlar Sözlüğü (1999), Mehmet Behçet Yazar / Edebiyatçılar Alemi Edebiyatımızın Unutulan Simaları (yay. haz. Mustafa Everdi, 1999), Behçet Necatigil / Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü (18. bas. 1999),  Halide Nusret’in Anıları Gençlere Kılavuz (Zaman, 28.7.2004).

 

GİT, BAHAR!

Çekil, bu gölgeli yolda gezinme,

Bahar, bakışların yine pek sarhoş! Yanılıp gönlüme misafir inme,

Kapısı kilitli, mihrabı bomboş.

 

Mâbeddir orası, meyhane değil.

 

Ziyalar, kokular, sesler, çiçekler... Ömrümün her günü bir başka düğün! Bülbüller koynunda aşkı çiçekler, Güller dökülürler göğsüne bütün,

 

Gerçekten güzelsin, efsane değil.

 

Altınlı başında papatya niçin?

Sarı saçlarına pembe gül takın!

Git bahar, gönlümde ibadet İçin, Diz çöken kızları ürkütme sakın,

 

Kalbime girme, o, kâşane değil.

 

Git bahar, git bahar... Uzaklarda gül... Denize renginden bırak hediye. Ufuklarda gezin, semaya süzül, Kalbime sokulma "peymane!" diye,

 

Gördüklerin kandil... Peymane değil!

 

(1919, İstanbul)

SEVMEK

Sevmek... Delicesine, deliler gibi sevmek!

Kuş uçar gibi sevmek, gök gürler gibi sevmek!

 

Bir çocuk inancıyla inanarak, kanarak

Ve bir günahkâr fâni azabiyle yanarak,

 

Hep onu arıyarak baharda, yazda, kışta,

Nihayet "büyük sır"ra ulaşmak bir bakışta!

 

O bakışta okumak aşkın büyük adını,

Hep o bakışta bulmak var olmanın tadını!

 

Sevmek... Hasta anneyi, altın başlı yavruyu; Baharı, yıldızları, göğü, güneşi, suyu,

 

Yürekten kopan ince bîr ahı sever gibi. Sevmek...Toprağı sever, Allah'ı sever gibi!

 

(1938, İstanbul)

FOTO GALERİ

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör