Osmanlı döneminin son sadrazamlarından (D.
1845, Üsküdar / İstanbul – Ö. 1936 / Nişantaşı / İstanbul). Tam adı Ahmet
Tevfik’tir. Aslı Kırımlı olup Bahçesaraylı Mirza Mustafa’nın torunu ve Tuna ve
Havalisi Kumandanı Ferik İsmail Hakkı Paşa’nın oğludur. Annesi Diyarbakırlı
Ayşe Gülşinas Banu’dur. Babasının annesi Kırım Hanı Ahmet – Giray’ın kızı idi.
Ahmet Tevfik, Topkapı İptidaisinde okuduktan sonra 1862’de Harbiye’den Süvari
Mülâzimi çıktı. Dört sene sonra askerlikten istifa ederek Hariciyeye intisap
etti ve 1871’de o zaman merkezi Floransa’da bulunan İtalya’ya Elçilik İkinci Kâtibi
sıfatı ile gönderildi. Bundan sonra Viyana, Berlin ve Atina Elçilikleri
Başkâtipliklerinde ve 1867’de Elçi Kabulî Paşaya vekâlet etmek üzere Petersburg
Maslahatgüzarlığında bulundu. Harp ilânına dair Prens Gorçakof’un notası
üzerine İstanbul’a dönerek Siyasî Memur vazifesi ile karargâhı Şumnu’da bulunan
Serdar-ı Ekrem Abdülkerim Paşa nezdine gönderilmişti.
Harpten sonra Atina Elçiliğine tayin
edildi. O sırada Paris’teki Süveyş Kanalı Konferansına Birinci Murahhas olarak
iştirak etti ve bundan sonra Berlin Büyük Elçisi oldu. Bu vazifede on sene
bulundu. 1895’te Hariciye Nazırlığına getirilerek 14 sene bu makamda kalmıştır.
1908 İnkılâbından sonra dürüst ve namuslu oldukları için mevkilerini muhafaza
eden devlet adamlarından biri de o idi. 1909’da 31 Mart ihtilâli sırasında ilk
defa Sadrazamlığa getirildi.
İkinci Abdülhamid tahttan indirilince
Padişah olan Sultan Reşat (Beşinci Mehmet) tarafından makamında bırakıldıysa da
kısa süre sonra istifa etti ve Londra Büyük Elçiliğine gönderildi. 1914’te
Osmanlı devleti Birinci Cihan Harbine iştirak edinceye kadar orada kaldı ve savaş
yılları sırasında azası bulunduğu Ayan Meclisine devam etti. 1918’de
mütarekeden sonra ikinci defa Sadrazam olmuşsa da İstanbul’un işgalinden oluşan
şartlarda Sadarette kalamayarak Âyan Reisliğini üstlendi. 1919 Haziranında
Paris’e giden ilk heyete başkanlık etti, fakat Türkleri ezmeğe azmetmiş olan
Clemenceau tarafından kötü karşılanıp bir sonuç alamadan döndü. İtilâf
devletlerinin sulh şartlarını anlamak üzere 1920 Mayısının başında tekrar
Paris’e gönderilmişti. Kendisine tebliğ edilen barış şartlarının devlet kavramı
ile bağdaşmayacağını bildirerek geri geldi. 1920 Ekim ayında üçündü defa
Sadrazam oldu.
1921 Şubatında Londra Konferansına giden
İstanbul Heyetinin Reisliğinde Tevfik Paşa vardı ve orada iken Ankara’dan
gelmiş olan Millî Murahhasların savunduğu görüşlere katıldığını konferansın
resmi oturumunda açıklamıştı. Büyük Türkiye Millet Meclisi Hükümeti”nin hâkimiyeti
2 Kasım 1922’de 101 pare top atılarak ilân edilmesi üzerine Babıâli hükümetine
nihayet verilmiş ve bu suretle Ahmet Tevfik Paşa Osmanlı devletinin son
Sadrazamı olmuştur. 87 yaşında iken 60 yıl devlet hizmetinde bulunduktan sonra emekli
olmuş ve 91 yaşında Nişantaşı’ndaki evinde vefat ederek Beşiktaş’ta Yahya Efendi
Dergâhı’na gömülmüştür. Vefat ettiğinde, Osmanlı İmparatorluğu Vezirlerinin
sonuncusu bulunuyordu.
KAYNAK: İbrahim Alâeddin Gövsa /
Türk Meşhurları Ansiklopedisi (1946)